Eski çağ insanı doğayı yorumlarken kişileştirme somutlaştırma yoluna gitmiştir. Anlam veremediği yada zihninde şekillendiremediği güçlere insan, hayvan ve nebattan yakıştırmalar yapmıştır. Bu yakıştırmalar beraberinde yorumlamaları getirmiş bu yorumlamalarda mitolojinin kökenini oluşturmuştur.
Mitoloji, eski çağ toplumlarının birçoğunda görülmektedir. Türklerde, Çinlilerde, Aborjinlerde, Afrika kabilelerinde, Mezopotamya ve Anadolu medeniyetleri Hitit, Sümer, Akad, Babil, Assur ve daha buraya yazamadığımız birçok toplumda görülür.
Mitoloji, tanrıların, insanüstü varlıkların yaşantılarını, tanrılarla insanlar arasında geçen olayları içinde barındıran hikayelerden oluşur. Mitoloji doğa ile iç içedir. Doğada görülen bellirli bitki ve meyveler mitolojik hikayelerde yer alır. Bu meyveler tanrı ve tanrıçalara atfedilerek kutsallık verilir.
Mitolojik Meyveler Limon, Zeytin, Nar
Yunan mitolojisinde, Tanrıça Gaia’nın Tanrıça Hera’ya evlilik hediyesi olarak verdiği limon en çok bilinen mitolojik meyvedir. Anlatıya göre; Ladón adı verilen limon yüz başlı yılan ve bir ejderha tarafından korunur. Doğurganlık, ölümsüzlük atfedilen limonun ağacı, Hespérides Bahçesi’ne konulur. Hespérides Bahçesi, aynı zamanda kayıp kıta Atlantis’te var olduğu düşünülür.
Limon gibi, ölümsüzlük atfedilen bir başka meyve ise zeytindir. Homeros’un ünlü destanı İlyada’da zeytinin ölümsüzlüğü: “Ben herkese aitim ve kimseye ait değilim, sen gelmeden önce de buradaydım, sen gittikten sonra da burada olacağım” dizesi ile anlatılır.
Zeytin sadece, ölümsüzlük meyvesi değildir. Zeytin, barışın, özgürlüğün, kutsallığın, bolluğun, bereketin, adaletin, sağlığın, arınmanın ve yeniden doğuşun sembolüdür. Günümüzde hala barış denilince ilk akla gelen sembol zeytin dalı olmaktadır.
Efsane Meyve Nar
Limon, zeytin gibi bir diğer ölümsüzlük meyvesi nardır. Nar, eskiçağ toplumların birçoğunda görülmektedir. Ve görüldüğü tüm toplumlarda doğurganlığın, ölümsüzlüğün, bolluk ve bereketin sembolü olmuştur. Nar, ayrıca bir kült öğesi olarak değerlendirilmiştir.
Anavatanı İran, Hindistan olduğu düşünülen nar, Mezopotamya, Anadolu ve Akdeniz bölgesinde görülen bir meyvedir. Çivi yazılı belgelerde Sümerce NU.ÚR.MA Akadça NURMŪ Hititçe nuurmu ya da narma olarak kayıtlara geçmiştir.
Yakındoğu kültürlerin hepsinde nar, ölümsüzlük, doğurganlık, bereket ve yaşam kaynağı olarak kutsallık atfedilen baş üstünde tutulan bir meyvedir. M. Ö. IV. binyıl bir Uruk vazosunda nar motifi görülmektedir. Nar biçimli bir kutu ve kuru nar tanelerinin olduğu bir mezar Eriha’daki Hiksos mezarlığında ortaya çıkarılmıştır.
XIV. ve XIII. yüzyıllarına tarihlenen Ugarit bölgesinde bulunan altın kutu üzerinde ve Eski Mısır’ın XVIII. Hanedanlık dönemine ait mezar ve tapınaklarında nar motifleri dikkat çekmektedir. Tutankhamon’un mezarında ele geçirilen hazine içinde nar biçimli bir kap oldukça önemlidir.
Nar tasvirlerini M. Ö. IX. ve VIII. yüzyılara ait Assur sarayları duvar rölyeflerinde ve Fenike bölgesinde bulunan fildişi oyma eserler üzerinde görmekteyiz.
Doğurganlığın bereketin meyvesi Nar
Sümerlerde Tanrıça İNANNA ile özdeşleşen HULUPPU ağacının nar ağacı olduğu düşünülmektedir. Çivi yazılı metinlerde GIŞ. NU.UR.MA olarak geçen kelime nar ağacı olarak değerlendirilir. Tanrıça İNANNA, aşkın sevginin doğurganlığın, kadınlığın simgesidir dolaysıyla narı seven tanrıça olarak geçer tabletlerde…
Assur kaynaklarında da nar, aynı özelliklere sahiptir. Ancak, Assur metinlerinde nar sadece gebeliği sağlayıcı olarak değil gebeliği engelliyici (u MUNUS nu peš) hatta çocuk düşürmede de (u ša-mi arhuš šub-e) kullanılması dikkat çeker. Assur silindir mühürlerde nar ağacı motifi işlenir ve hayat ağacı olarak okunur. Bu durumda zıtlığı gösterir.
Limon ve zeytin ağaçlarına bolluğu bereketi, sonsuz hayatı, ölümsüzlüğün anlamını yükleyen Yunanlılar, nar ve ağacına da bu anlamları yüklemişlerdir. Mezoptamya kültürlerinde Tanrıça meyvesi olan nar Yunan mitolojisinde Tanrıça Aphrodit için geçerlidir. Tanrıça Aphrodit, Kıbrıs Adasına nar ağacını dikmiş ve dolaysıyla onun ağacı olmuştur. Çok fazla tanesi ve kırmızı rengi ile nar, antik kültürlerde kadını temsil etmiştir. Yunan mitolojisinde nar birçok kadına isim olarak verilmiştir. Nar anlamına gelen “Side” şehrinin ismi bunlara bir örnektir.Side’nin baş tanrıçası Athena, onun kutsal meyveside nardır. Side şehrinde ele geçen sikkeler üzerinde nar motifleri bulunmaktadır.
Maniheizmin Kurucusu Mani Nardan Doğmuş
Zerdüştük inancında da nar, diğer mitolojik hikayelerde olduğu gibi doğurganlık, ölümsüzlük ve zenginliğin bolluk ve bereketin sembolüdür. Ayinlerde nar ve kutsiyetlik kazandırılan nar meyvesi, “urvaram” ya da “ağaç” olarak değerlendirilmektedir.
Ruhun ölümsüzlüğünün bir sembolü olarak görülen nar daneleri, çocukların takdis törenlerinde pirinç ve üzüm daneleri ile birlikte etrafa saçılır.
Maniheizm dininin kurucusu Mani’nin doğumunda nar meyvesinin önemli bir rolü vardır. Fa-Ta adındaki kralık karısı yediği nardan gebe kalmış ve göğsünden Mani doğmuştur.
Yazımızda H. Hande Duymuş Florioti’nin “Eski Yakındoğu Üzerine Notlar” adlı kitabından notlar kullanılmıştır.