Kadim inanç sistemlerinin ortak noktasını Güneş’in hareketleri oluşturmuştur. Güneş’in günlük doğuş ve batışı, yıllık mevsimsel hareketi inanç sistemini şekillendirmiştir.
Güneş, insanlara, doğuşu ile diriliği, batışı ile ölümü ifade etmiştir.
Güneş, yılın iki döngüsü ile insanın bilinç dünyasını şekillendirmiştir.
Günümüz takvimi ile 21 Aralık’ta gecenin en uzun gündüzün en kısa olduğu dönemde Güneş, karanlığa bürünüp dünyaya fazla görünmediği için insanlar, Güneş’in küsüp gittiğini düşünmüş ve tekrar dönmesi, yeniden kendilerine bereket, zenginlik vermesi için ritüeller düzenlemiştir.
Bu düşün tarzı ve uygulamalara Mezopotamya, Anadolu, Mısır, Türk ve daha birçok uygarlıklarda karşılaşırız.
Güneş’in doğayı canlandırması, ekinleri büyütmesi, hayvanların çoğalmasına katkısı kısacası yaratıcı özelliğinin olduğunun düşünülmesi onu baş tanrı yapmıştır.
Sümer mitolojisinde Dumuzi, Hitit mitolojisinde Kaybolan Tanrı Telipinu, Yunan mitolojisinde ise Adonis olarak geçen tanrılar, güneşle özellikle de ekinoks dönemlerine eşitlenmiştir. Bahsedilen tanrıların kaybolması, yeryüzünün karanlığa gömülmesine, ortaya çıkması ile de doğanın yeşillenmesi, toprakta canlılığın başlaması, mutluluğun artmasını sağlıyordu.
Türk inanç sisteminde doğa ruhları
Kadim Türk toplumlarında Gök Tengri baştanrı olarak görülür ve her şeyin yaratıcısı, düzenleyicisi ve idarecisi kendisinin olduğuna inanlırdı.
Her ne kadar tek tanrı inancının temellerinin var olduğu görülse de atalar ruhu ve doğa ruhlarının varlığının kabulü tek inanç sistemini paganlaştırmaktadır.
Doğanın koruyucu ruhları (iyeler), tanrı olarak sistemde yer almamakla beraber, bu koruyucu ruhlar (toprak, dağ, ağaç, su ruhları) doğanın işleyişini yöneten, kuraklık, sıcaklık, soğukluk,canlılık, bereket ve çoğalmayı sağlamakta idiler.
Mezopotamya odaklı doğanın canlanması, karanlığa gömülmesinde tanrıların etkisi Türklerde görülmemektedir.
Türk mitolojisinde koruyucu ruh Ayaz Ata’nın varlığı
Yukarıda da belirttiğimiz gibi kadim Türk inancında doğaya tanrılar tarafından müdahale edilmemekteydi. Doğa da, iye yani doğa ruhlarının etkisi vardı. Doğanın canlanması, ateşin harlanması, hayvanların ve bitkilerin çoğalmasının başlaması geniş bir coğrafi alana dağılan Türk boylarında değişik takvim günlerinde bahar bayramı olarak kutlandığını söyleyebiliyoruz.
Hakas Türkleri, 22 Haziran’da Kün Pazı (Gün Başı) ya da Çıl Pazı (Yılbaşı), Saha Türkleri, Isıah Bayramı, haziran aylarında kutlanmakta idi. Günümüzde, Türk dünyasının hemen her yerinde kutlanan Nevruz, 21 Mart tarihindedir.
Sadece kış dönümünde kutlanan Nartugan Bayramı (25 Aralık’ta başlar yaklaşık bir hafta sürer) Keräşenlerde, Mişärlerde ve Çeptsa Tatarlarında kutlanır.
Nartugan Bayramı’nın kutlanma tarih aralığına baktığımızda bu bayram Güneş’in en dip yerinden yeniden yükselişe geçtiği, gündüzlerin uzamaya başladığı döneme denk gelmektedir. Yani Dumuzi, yerin altından yeryüzüne çıktığı zaman dilimidir. Güneş, etkisini artırmaya başlamaktadır.
Bu etkinlik, Hristiyan aleminde Noel olarak bilinmekte ve Hz. İsa’nın doğumu kutlanmaktadır.
Noel ile özdeşleşen Noel Baba karakterini artık bilmeyen yok gibidir. Hediyeler ile çocukları mutlu eden geyiklerin çektiği kızağında gökyüzünde yolculuk yapan ak sakallı tonton dede olarak betimlenen Noel Baba, İskandinav mitolojisinden doğduğunu söyleyebiliriz.
Noel Baba, güneşin artık yükselmeye başlayacağını, karanlık günlerin azalacağını yeni bir doğumun başlayacağını müjdeleyen bir kahramandır özellikle Hristiyan folklorunda…
Son yıllarda Noel Baba figürüne eşit bir Türk figürü, sosyal medya da dolaşmaya başladı. Ayaz Ata adı verilen bu bir nevi koruyucu iye, Noel Baba gibi kızak üzerinde ak saçlı ak sakallı tonton tasviri yapılmaktadır. Ancak, bu figür şiimdiye kadar Türk mitolojisinde duyulmuş değildi.
Ayaz Ata, unutulmuş ya da unutturulmuş Türk doğa iyesi miydi?
Türk dünyası üzerine yaptığı çalışmalar ile tanınan Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Türk dünyasında, Ayaz Ata’nın varlığının söz konusu olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Youtube üzerinde katıldığı “Arif’e Tarih Gerek” programında kendisine yöneltilen Ayaz Ata sorusuna şöyle cevap verdi.
“Ayaz Ata ne efsanedir ne de gerçektir. O sadece uydurmadır. Bunun ideolojik olduğunu düşünüyorum. Eski Türklerde hiçbir tarihi metinde destan metinlerinde Ayaz Ata geçmez. Rusya’da Hristiyanlaşan Türk toplumlarında görülür. Noel Baba’yı Türkleştirmenin ne anlamı var. Anadolu’ya ait hatta kökleri Friglere kadar giden bir konu…”
Nardugan Bayramı’nın da olmadığını dile getiren Taşağıl, olmayan şeylere inanmak kimseye bir şey kazandırmaz. Fayda sağlamaz. Ayaz Ata ve Nardugan’da yoktur” dedi.