26 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Oluz höyük dinsel kökleri ile şaşırtmaya devam ediyor

Amasya Oluz Höyük kazıları devam ediyor. Prof. Dr. Şevket Dönmez başkanlığında yürütülen Oluz Höyük kazıları ile Anadolu dinsel kökler ile ilgili yeni bilgilere ulaşılıyor,

Avcı-toplayıcı kültürden yerleşik yaşama geçen insan, dini ritüelleri ve dini yapı mimarisini de başlatmıştır. Kendi hayatını ve çevresinde oluşan olayları doğa güçleri ile özdeşleştiren ve anlamlandırmaya çalışan insan, her şeyin yaratıcısı ve düzenleyicisi olarak doğurganlık, bereketin, yaşamın kaynağı kadın idolünde görmüştür. Tarihin ilk bilinen yerleşim alanlarından olan Konya ilinin Çumra ilçesinde bulunan Çatalhöyük kazılarında bulunan Ana Tanrıça idolü bu savı desteklemektedir.

Çatalhöyük’te ortaya çıkarılan Ana Tanrıça, Anadolu topraklarında her dönem isim ve şekil değiştirerek etkinliğini sürdürmüştür. Ataerkil düşünce tarzının baskın olduğu zamana kadar Ana Tanrıça, Friglerin Matar, Mater, Matar Kubileya dedikleri ana tanrıça, Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Hitit ve sonrasındaki Geç Hitit coğrafyasında Kubaba, Lykia’da Kybebe olarak adlandırılmıştır. Eski Yunanların Kybele, Romalıların ise Magna Mater (Büyük Ana) olarak isimlendirilmiştir. Ana Tanrıça’nın, Kubaba ismi anıldığı yer olan Amasya Oluz Höyük’de birde sunağı ortaya çıkarıldı. Kubaba’nın heykeli ve sunağının bulunması değerli kazanımlar elde edilmesini sağlamıştır.

Kubaba’nın heykelciği ve sunağının bulunduğu Oluz Höyük‘te kazı çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Şevket Dönmez GazeteDuvar’da yer alan röportajında ortaya çıkarılan Kubaba heykelciği ve sunağı ile ilgili bilgiler verdi.

Şevket Dönmez röportajında, Kubaba tanrıçasının “Friglerin Matar, Mater, Matar Kubileya dedikleri ana tanrıça, Asur Ticaret Kolonileri Çağı, Hitit ve sonrasındaki Geç Hitit coğrafyasında Kubaba, Lykia’da Kybebe olarak adlandırılıyordu. Eski Yunanların Kybele, Romalıların ise Magna Mater (Büyük Ana) olarak isimlendirdikleri ana tanrıça ile ilgili bulgular son yıllarda daha çok Kızılırmak Havzası ve yakın çevresinden geldiğini” ifade etti.

Amasya Oluz Höyük kazı çalışmaları
Amasya Oluz Höyük kazı çalışmaları coğrafyanın dinsel ilklerine inmede büyük rol oynamaktadır.

Dönmez, Kurul Kalesi’nde ele geçen Kubaba tanrıça heykeli ile Oluz Höyük kazı çalışmaları sırasında bulunan heykel arasındaki farklılıklar ve benzer noktalar ile Kubaba sunağı için şunları söyledi:

“Kurul kalesi, Karadeniz arkeolojisi için askeri ve dinsel açıdan çok değerli bulgular ve bilgiler sağlayan bir yerleşme durumuna geldi. Buraya gerçekleştirilmiş bir saldırı sonucunda yangın enkazı içinde kalmış olmaları Kurul kalesi bulgularının, günümüze ulaşmalarını sağlamış gibi görünüyor. Kurul kalesinde in-situ bulunmuş olan tahtında oturur durumdaki Kybele, gerçekte Kubaba’nın Yunanlaşmasını da yansıtmaktadır. Özellikle Anadolu’nun kıyı bölgelerinde M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren gerçekleşmeye başlayan Yunanlaşma ve sonrasındaki Romalılaşma sonucunda Kybele’nin ortaya çıktığını biliyoruz. Bugün yanlış bir şekilde Kubaba ve Matar, arkeoloji ve tarih yazımında çoğu kez ‘Kybele’ adıyla tanınıyor.
Oluz Höyük Kubaba heykelciği MÖ 6. yüzyıla ait olup, stilistik açıdan Frig sanatı özellikleri yansıtır. Kurul kalesi Kybele’si ise MÖ 1. yüzyıla tarihleniyor ve Yunan heykel sanatı etkisinde. Kızılırmak havzası Demir Çağı kültüründe Kubaba betimlerinin kent kapıları girişinde yer aldıkları görüyoruz. Boğazköy-Büyükkale, Ovaören ve Kerkenes Dağ’da keşfedilen heykel ve idoller bunun en güzel örnekleri. Kurul kalesi Kybelesi’ni Anadolu kültürüne bağlayan en önemli husus belki de onun da kent kapısına yakın bir yerde, kenti koruyan özelliği ile bulunmuş olması.

Tanrıça Kubaba heykelciğinin parçası
Tanrıça Kubaba heykelciğinin parçası

2010 yılında günyüzüne çıkmaya başlayan Kubaba Sunağı erken Zerdüşt Dini Kutsal Alanı

Oluz Höyük Kubaba Sunağı, 2010 döneminde ortaya çıkmaya başladı. Yapı, kareye yakın bir plan veren bölümüyle dikkati çekiyordu. Kazılar ilerledikçe ön kısmında zemini taşlarla döşenmiş bir avlusu bulunan değişik planlı bir yapı açığa çıktı. İçindeki taşların yoğunluğu yapının anlaşılmasını güçleştiriyordu. Bu arada yapıda Kubaba heykelciğinin alt kısmına ait bir parça bulundu. Bu heykelcik parçası açık bir şekilde Boğazköy Büyükkale ve Ankara Bahçelievler Kubaba heykelleri ile stil açısından benzerlikler taşıyordu. Yapıya kimlik kazandırma ve fonksiyon belirleme noktasında heykelciğin çok yardımı oldu. Bu bağlamda yapının bir tapınak olabileceğine dair ön değerlendirme içeren bir yayın yaptım. Sonrasında yapı üzerinde ve yakın çevresinde geliştirdiğimiz detaylı çalışmalarda burasının tapınaktan ziyade bir sunak olabileceğini düşünmeye başladım. Yapı bir kapalı mekana sahip değildi, kare görünümlü kısmı ise taşlarla dolu masif bir görünümdeydi. Bu da Frigya Bölgesi’nde görülen kaya sunaklarının taştan bir örneği ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyordu.

Tanrıça Kubaba Heykelciğinin tamamlanmış çizimi
Tanrıça Kubaba Heykelciğinin tamamlanmış çizimi

Kubaba Sunağı’nın hemen batısına inşa edilmiş olan bir Ateşgede ve erken Zerdüşt Dini Kutsal Alanı, bugün de yaşayan bir dünya dini olan Zerdüştiliğin köklerine inmemize fırsat veriyor. Ayrıca Kubaba sunağının çevresinde yapılan çalışmalarda ele geçen delinmiş koyun parmak ve aşık kemikleri, söz konusu yapının kutsallığına ve sunak işlevine işaret eden çok önemli arkeolojik bulgular. Romalı yazar Apuleius, hayatının bir büyü sonucu eşeğe dönüştüğü bir sürecini anlattığı ‘Metamorphoses’ (‘Başkalaşımlar’) adlı eserinde heykelini bizzat sırtında taşıdığı Romalıların DeaSyria adını verdikleri Atargatis adlı tanrıça ile ilgili törenlerde yaşadıklarını anlatır. Pek çok yönü nedeniyle Kubaba ile özdeşleştirebileceğimiz DeaSyria ile ilgili ayinlerde zikir benzeri gösteriler yaparak kendilerinden geçen rahiplerin bedenlerini, kan gelinceye kadar koyunların parmak kemiklerinin bağlanmış olduğu püsküllü kamçılarla dövdüklerinden bahseder.

DeaSyria ayinlerinin Önasya ana tanrıçalarının gelenekselliğinden temel almış olabileceği düşünüldüğünde, Kubaba tapınağı ve yakın çevresinde ele geçmiş olan delinmiş koyun parmak kemikleri ile aşık kemiklerinin Apuleius’un tanık olduğu ayinlerin benzerinin Oluz Höyük’te, belki de tapınak çevresinde gerçekleşmiş olabileceğine işaret ettikleri kanısındayım. Bu bağlamda, Oluz Höyük Kubaba sunağı ve yakın çevresinde bulunmuş olan delinmiş koyun parmak kemikleri ile aşık kemiklerinin Kubaba ile ilgili olabilecek ayinlerde kamçılara bağlanıp kullanılmış nesneler olabileceği düşünülebilir.

Banner
Benzer Yazılar

6 Milyon TL Değerinde ki Akkoyunlu Türban Miğferi Satışa Çıkarılıyor

25 Ekim 2020

25 Ekim 2020

15. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen gümüş işlemeli Akkoyunlu türban miğferi, tahmini 520.000-780.000 Usd (yaklaşık 6 milyon TL) satışa çıkarılıyor. Kudüs...

Doğu Çin’de 8 bin 200 yıllık lake eşya bulundu

9 Temmuz 2021

9 Temmuz 2021

Doğu Çin’in Zhejiang Eyaletindeki arkeologlar, Çin’de şimdiye kadar bulunan en eski olan, 8.200 yaşında olan iki cilalı eşya tespit ettiler....

Sırbistan’da büyülü Roma fallus rüzgar çanı ortaya çıkarıldı

15 Kasım 2023

15 Kasım 2023

Arkeologlar, Sırbistan’ın doğusundaki Kostolac bölgesindeki Viminacium antik kentinde yapılan kazılar sırasında tintinnabulum olarak bilinen bir Roma fallus rüzgar çanı ortaya...

Malta Tas-Silġ’de Yeni Bir Neolitik Yapı Keşfedildi

8 Ekim 2021

8 Ekim 2021

Malta, Marsaxlokk’taki Tas-Silġ’de devam eden kazılarda arkeologlar tarafından yeni bir Neolitik yapının kalıntıları keşfedildi. Tas-Silġ’de keşfedilen yapı, bu bölgede taş...

Bitlis’te 5000 yıllık Karaz kültürünün izlerine ulaşıldı

13 Ekim 2023

13 Ekim 2023

Bitlis’in Ahlat ilçesindeki İç Kale’de yapılan kazılarda 5000 yıllık Karaz Kültürü’nün izlerine rastlandı. Karaz Kültürü, Sovyet arkeolog Boris Kuftin’in araştırmalarında...

Mısır Firavunu I. Amenhotep’in mumyası digital olarak açıldı

29 Aralık 2021

29 Aralık 2021

Mısır’da araştırmacılar, Firavun I.Amenhotep’in mumyalanmış vücudunu ilk kez kullandıkları digital teknoloji sayesinde daha önce bilinmeyen detayları ortaya çıkardı. Bilgisayarlı tomografi...

Termessos Antik Kenti’nde Arkeologlar, Binlerce Yıl Sonra İki Anıtsal Mezarı Yeniden Ayağa Kaldırıyor

27 Kasım 2025

27 Kasım 2025

Antalya’nın sarp dağları arasında gizlenen Termessos Antik Kenti, bu yıl başlayan kapsamlı çalışmalarla yeniden dikkatlerin odağına yerleşti. Güllük Dağı’nın eteklerine...

Japonya’nın muhtemelen en eski bronz döküm taş kalıpları Yoshinogari harabelerinde keşfedildi

7 Aralık 2023

7 Aralık 2023

Japonya’nın Saga bölgesinin batı vilayetindeki Yoshinogari Harabeleri’nde, bronz eserler için taş döküm kalıpları da dahil olmak üzere kalıntılar bulundu. Saga...

Klazomenai Antik Kenti’nde ilk defa mühür keşfedildi

20 Kasım 2022

20 Kasım 2022

12 İon Kent Devleti’nden biri olan Klazomenai Antik Kenti’nde sürdürülen arkeolojik kazılarda ilk defa kente ait kilden yapılmış mühür keşfedildi....

Porsuk Zeyve Höyük kazılarında Pers surlarına ulaşıldı

2 Ağustos 2022

2 Ağustos 2022

Demir Çağı’nda stratejik konumu ile önemli bir yerleşim alanı olan Porsuk Zeyve Höyük’te Pers alçı surlarına ulaşıldı. Geçtiğimiz kazı sezonunda...

Antik Dünya’nın En Büyük Dairesel Mezarı Açılıyor

24 Aralık 2020

24 Aralık 2020

Julius Caesar’dan İmparatorluk görevini devir alan Augustus’un 2014’te açılması beklenen devasa anıt mezarın yıllardır devam eden resterasyon çalışmaları nihayet sona...

Tehdit oluşturan 360 tonluk kaya sabitlendi. Sümela Manastırı ziyarete açılıyor.

29 Nisan 2022

29 Nisan 2022

Sümela Manastırı, giriş kapısının üzerinde tehlike arz eden 360 tonluk kayanın sabitlenmesi ile yarın 1 Mayıs 2022 tarihinde yeniden ziyarete...

Gazimağusa Limanı’nda Hellenistik Döneme Ait Antik Kaya Mezar Gün Yüzüne Çıkarıldı

24 Haziran 2025

24 Haziran 2025

Kuzey Kıbrıs’ın tarihi derinliklerinden yeni bir keşif daha! Gazimağusa Limanı’nda yapılan arkeolojik incelemeler sonucunda, Hellenistik Döneme tarihlenen kaya oyma bir...

Taşa oyulmuş 2000 yıllık Antik Yunan ‘okul yıllığı’ bulundu

6 Haziran 2022

6 Haziran 2022

Tarihçiler , İskoçya Ulusal Müzeleri koleksiyonundaki bir mermer levha üzerindeki eski bir Yunanca yazıtın nadir bulunan bir “Antik Yunan okul yıllığı”...

Almanya’da bir müzede 483 Kelt altın sikkeden oluşan koleksiyon çalındı

23 Kasım 2022

23 Kasım 2022

Almanya’nın Bavyera eyaletinde bir müzede 483 adet Kelt altın sikkeden oluşan bir koleksiyon çalındı. Bavyera polisi, 2100 yıllık Kelt altın...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]