24 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Karacahisar Kalesi’nde Orhan Bey’in kendi adına bastırdığı sikke bulundu

Ertuğrul Gazi’nin ölümünden sonra beyliğin başına geçen Osman Bey’in ilk fethettiği Bizans Kalesi olan Karacahisar’da oğlu Orhan Bey’in kendine adına bastırdığı sikke bulundu.

Osmanlıyı beylikten devlete dönüştüren Orhan Bey, egemenliğini ilan etmek için kendi adına sikke bastırmıştır. Bu bastırdığı sikkelerin bir örneğine Karacahisar’da ulaşıldı.

Keşif, sikke üzerinde Sultan Orhan ibaresinin yer alması Osmanlı tarihinde sultan unvanının ilk defa I. Murat tarafından kullanıldığı görüşünü değiştirecek.

Eskişehir’in Odunpazar ilçesi Kacaşehir Mahallesi’nde yer alan Karacahisar Kalesi’nde devam eden kazılarda kale içindeki sarnıç ve çevresinde birçok arkeolojik veri elde ediliyor.

Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Hasan Yılmazyaşar başkanlığında sürdürülen kazı çalışmalarında Orhan Bey’e ait altın bir sikke ele geçti.

Sikke üzerinde “Sultan Orhan” unvanı yer alıyor

Karacahisar’da ilk defa ele geçen bu sikke örneklerinin bir yüzünde “Es-Sultanül-Adil Orhan Bin Osman Halleda’llahu (Mülkehu)”, diğer yüzünde ise “La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah” yazısı bulunuyor.

Kazı Başkanı Yılmazyaşar, AA muhabirine, Karacahisar Kalesi’nin şu anda Türkiye’de yürütülen Osmanlı arkeolojisiyle ilgili az sayıdaki arkeolojik kazılardan birini temsil ettiğini söyledi.

Kalenin Bizans Dönemi’nde oluşturulduğunu belirten Yılmazyaşar, Karacahisar’ın Osmanlı tarihi açısından son derece önemli bir yere sahip olduğunu anlattı.

Karacahisar Kalesi'nde Orhan Bey'in bastırdığı sikke bulundu
Fotoğraf AA

Yılmazyaşar, kalenin Osmanlı yerleşimi haline gelmesinin 1288’de Osman Gazi’nin fethetmesiyle başladığını dile getirerek, şöyle konuştu:

“1299 yılında burada Dursun Fakih tarafından bir hutbe okunuyor. Bunun sonrasında da çevre illerden ve özellikle Germiyan’dan birtakım insanların buraya yerleştirilmesiyle aslında kentte Osmanlı hayatı başlıyor. Buradaki çalışmalarda da biz kalenin hem Bizans Dönemi’ndeki oluşumu hem de Osmanlı kenti haline gelmesi sürecinde arkeolojik verilerin tarihsel verilerle bir arada değerlendirilmesine yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz.”

Bu yıl çalışmaların yaklaşık 2 ay önce başladığını belirten Yılmazyaşar, “Önemli sonuçlar var. Ağırlıklı olarak çalışmalara içinde bulunduğumuz sarnıçta devam ettik. Sarnıç, yüzde 90 oranında ortaya çıktı. Burası bir Orta Çağ kenti. Sarnıç özellikle kuşatma sırasında bu tarz Orta Çağ kalelerinde daha doğrusu tüm kalelerde en önemli ihtiyaçlardan bir tanesi. Çünkü su ihtiyacını karşılıyor. Bu alan bize bir anlamda kalenin özetini sundu” diye konuştu.

Kayı Boyu'nu beylikten devlete dönüştüren Orhan Bey
Osmanlıyı beylikten devlete dönüştüren Orhan Bey

Yılmazyaşar, erken Osmanlı Dönemine tarihlendirilen çok sayıda bulguya rastladıklarını vurgulayarak, “Aynı zamanda geçmiş dönemlerde ortaya çıkmış olan arkeolojik veriler de uzman ekipler tarafından yeniden değerlendiriliyor. Bizim için bu yıl sevindirici olan sonuçlardan birisi ilk defa Karacahisar Kalesi’nde Orhan Gazi’nin sikkesinin varlığının tespit edilmesi” ifadesini kullandı.

Orhan Gazi’ye ait sikkenin bulunmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Yılmazyaşar, şunları kaydetti:

“Osman Gazi döneminden itibaren burada yoğun bir iskan olduğunu biliyoruz. Tarihsel kaynaklar bunu söylüyor fakat bunun arkeolojik olarak da bir şekilde ispat edilmesi gerekiyordu. Bu anlamda Orhan Gazi’nin bu sikkesi bizim için son derece önemli. Aynı zamanda Karamanoğlu 2. Mehmet’in Larende baskılı bir sikke grubu var. Bu da Türkiye’de çok az sayıda arkeolojik olarak tespiti yapılmış bir bulguydu. Bunlar dönemin tarihini anlamak, sosyokültürel ve tarihsel ilişkileri tanımlamak adına bizim için çok önemli veriler olarak hem sevindiriciydi hem bilimsel olarak da oldukça anlamlı sonuçlar.”

​​​​​​​Yılmazyaşar, kazılara yaklaşık 1,5 ay daha devam etmeyi planladıklarını belirterek, “Öncelikli olarak hedefimiz sarnıcın mimari dokusunun tamamen ortaya çıkarılması. Bu yıl buradaki temel hedefimiz bu. Fakat arkeolojik kazı çalışmaları, eş zamanlı olarak bilimsel diğer projelerle birlikte yürütülüyor. Alanın restitüsyon, restorasyon projelerinin de eş zamanlı yapılıp, aynı zamanda koruma projelerinin de hazırlanmasına yönelik çalışmalar devam edecek. Bu yılki temel hedefimiz de sarnıcın bir bütün olarak ortaya çıkarılması yönünde olacak.” dedi.

Banner
Benzer Yazılar

Doğu Çin’de 8 bin 200 yıllık lake eşya bulundu

9 Temmuz 2021

9 Temmuz 2021

Doğu Çin’in Zhejiang Eyaletindeki arkeologlar, Çin’de şimdiye kadar bulunan en eski olan, 8.200 yaşında olan iki cilalı eşya tespit ettiler....

Arkeologlar, Google Earth ve uçak keşiflerini kullanarak Sırbistan’ın gizli Tunç Çağı yapılarını ve bilinmeyen yerlerini tespit ediyor

17 Kasım 2023

17 Kasım 2023

University College Dublin’deki arkeologlar, Google Earth ve uçak keşiflerini kullanarak daha önce bilinmeyen 100’den fazla site tespit etti. Uydu uzaktan...

3300 yıllık Hitit Altın İşlemeli Bilezik Çorum Müzesi’nde Sergileniyor

28 Mart 2022

28 Mart 2022

Çorum’un Mecitözü ilçesine bağlı Çitli köyünde bir çiftçinin tarlasını sürerken bulduğu 3300 yıllık Hitit altın işlemeli bilezik Çorum Müzesi’nde sergileniyor....

İlk Kadın Paleontolog Mary Anning’in Keşifleri ve Hayatı

5 Mart 2021

5 Mart 2021

İlk kadın Paleontolog Mary Anning, keşifleriyle yaşadığı dönemin tüm bilim insanlarını şaşkına çevirdi ama hiç birinden takdir yada övgü duymadı....

Yahudiye Çölü’nde keşfedilen ‘Horoscope’ parşömeni, gizli bir tarikatın inanç şifrelerini ortaya koyuyor

13 Mart 2024

13 Mart 2024

Kudüs’ün doğusundaki Yahudiye Çölü’nde ortaya çıkarılan bir parşömen, eski bir düzenin ezoterik astroloji ve mistisizm uygulamalarının izlerini taşıyor. Binlerce yıl...

Çanakkale Müzesi 1911 yılında 10 bin kuruş ödenekle kurulmuş

5 Ocak 2022

5 Ocak 2022

Osmanlı Devleti müzecilik tarihi denilince akla Osman Hamdi Bey ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri gelir. Osman Hamdi Bey’in özverili çalışmalarının bir...

Türkçe, Korece, Moğolca ve Japonca 9.000 yıl önce yaşayan çiftçilerde izlendi

11 Kasım 2021

11 Kasım 2021

İletişim aracı dilin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığına dair kesin bir bilgiye sahip değiliz. İnsanın ilk atasının, işaretler ve...

İngiltere’de Latince ve İbranice yazıtlara sahip benzersiz bir altın broş tılsımı bulundu

19 Şubat 2022

19 Şubat 2022

Birleşik Krallık’ta Wiltshire’daki Manningford semtinde üzerinde Latince bir dua ve İbranice harflerin yazılı olduğu bir Orta Çağ altın halka şeklindeki...

Kültür Bakanlığı’ndan Müze Severlere İyi Haber…

17 Aralık 2020

17 Aralık 2020

Teknolojinin gelişmesi her alanda olduğu gibi kültür alanında da değişimin itici gücü oldu. Bu değişimlerin birisi olan Kültür ve Turizm...

İnsanların Büyük Beyinlerinin Gelişimini Ne Tetikledi?

15 Mart 2021

15 Mart 2021

İnsanların büyük beyinlerinin gelişimi bilim insanları tarafından hala tam anlamıyla çözümlenemeyen bir olaydır. Bu yüzden her yıl farklı hipotezler geliştiren...

Diyarbakır’daki 1900 yıllık kaya kilisesinde Pasifik Okyanusu kıyılarında yaşayan canlının fosili bulundu

4 Mart 2024

4 Mart 2024

Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde Hıristiyan dünyası için önemli bir yapı olan 1900 yıllık kaya kilisesinde yapılan çalışmalarda Pasifik Okyanusu kıyılarında yaşayan...

Avrupa’nın Enteresan Lakaplarla Hatırlanan Kral ve Soyluları

9 Mart 2021

9 Mart 2021

Avrupa’nın enteresan lakaplarla hatırlanan kral ve soyluları denilince hemen aklımıza ilk gelenler bazı kişisel özelliklere göre alınan genel olarak bizim...

Depremde Anadolu’nun ilk camilerinden biri olan Habib-i Neccar Camisi yıkıldı

11 Şubat 2023

11 Şubat 2023

Anadolu’da inşa edilen ilk camilerden biri olan Antakya Habib-i Neccar Camisi, Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki depremin ardından yıkıldı. 14 asırlık...

Onna-Bugeisha, Japonya’nın Kadın Samurayları

21 Ocak 2021

21 Ocak 2021

Batı Dünyası, Samuray savaşçılarını doğaları gereği erkek olarak görmeye başlamadan çok önce kadın samuraylar vardı. Bu kadın samuraylar erkek meslektaşları...

Pompeii kurbanlarının DNA analizi şaşırtıcı sonuçlar verdi

28 Mayıs 2022

28 Mayıs 2022

M. S. 79 yılında Vezüv yanardağının şiddetli patlaması ile yerle bir olan Pompeii’nin küller arasında kalan iki kurbanın DNA analizi...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]