4 June 2023 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Orta Çağ’da milyonlarca insanın ölümüne neden olan kara veba Orta Asya’dan yayılmış olabilir

Covid-19 pandemisi yaklaşık 2 yıl boyunca Dünya’yı kapattı. Az da olsa etkisini hala devam ettiren Covid-19 salgını tarih boyunca Dünya’da yaşanan büyük salgınlardan sadece biri olarak kayıtlara geçti.

Yaşadığımız salgınların en eski kayıtlarına Mezopotamya, Mısır ve Anadolu’da ele geçen çivi yazılı tabletler ve papirüslerden ulaşıyoruz.

Eski Çağ’da binlerce insanın ölümüne yol açan veba salgınlarının izlerini bu kayıtlarda görüyoruz.

Veba, yakın tarihe kadar insanlığa çok acı veren bir salgın hastalık olarak bilinir. Öyle ki veba, Kara Ölüm olarak kabul edilir. Fareler üzerinde yaşayan bitlerin yol açtığı bu acımasız hastalık hayvandan insana geçerek sonucu binlerce kişinin ölümüne neden olan salgına yol açar.

Veba en büyük kıyımını Orta Çağ’da 1346 ile 1353 yılları arasında yapmıştır. Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’yı kırıp geçiren veba daha çok Avrupa’yı etkilemiş ve Avrupa’yı karanlığa gömüştü.

Kıta Avrupası’nı en ücra köşesine kadar mahveden veba nasıl ortaya çıktı. Veba mikrobu nasıl taşındı?

Veba mikrobunu taşıyan farelerin ticaret gemileri ile Avrupa’ya taşındığı düşünülüyordu. Hijyen konusunda pek iyi bir görüntü vermeyen Orta Çağ Avrupa’sında veba hızla yayılmıştı.

Bugün Nature’da yayınlanan bir çalışma, vebanın çıkış noktasının 14. yüzyılda Orta Asya toprakları olduğunu işaret etti.

Çalışma ekibi, Kırgızistan’daki iki mezarda çıkarılan iskeletlerin dişlerinden elde ettikleri kalıntıların analizini gerçekleştirdiler. Analiz sonucu, 700 yıllık bu kalıntılarda vebaya neden olan bakteri Yersinia pestis’i tanımladılar.

İskoçya’daki Stirling Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Philip Slavinpestis, pandemik mikropun atasının bu bölgede evrimleştiği sonucuna varıldığını, bulguların asırlık bir gizemi çözdüğünü ve ayrıca ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların anlaşılmasına yardımcı olabileceğini söyledi.

Orta Çağ veba salgının çıkış yeri Kırgızistan toprakları olarak düşünülüyor.
1885 ve 1892 yılları arasında kazılmış ve 1886’da burada fotoğraflanmış Kara-Djigach sitesi. Foto: AS Leybin

Philip Slavinpestis, “Farklı suşları izole fenomenler olarak değil, çok daha geniş bir evrimsel tablo içinde yer alan bir şey olarak ele almak her zaman önemlidir” dedi.

Norveç’teki Oslo Üniversitesi’nde arkeoloji, koruma ve tarih fahri profesörü ve yazarı Ole J. Benedictow ise, bulgular ilginç ancak başlangıç ​​niteliğinde ve bulguları genişletmek ve derinleştirmek için daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu ifade ederek “Paleobiyolojik tarihsel veba çalışmaları hala erken bir gelişme aşamasında, gelecekte çok sayıda yeni ilginç bulgu ve birçok sürpriz bekleyebiliriz” diye konuştu.

İskoçya Stirling Üniversitesi’nde tarihçi ve bulguların ortak yazarı Philip Slavin, Kırgızistan’ında Issık Gölü yakınlarındaki iki mezarlığın kalıntılarını incelediler. 19. yüzyılda kazılan mezarların taşlarında- taşlar 1338’den 1339’a kadar uzanıyor- bazı cesetlerin “veba” kurbanı olduğunu belirtiyor.

Ekip, bu vebanın kimliğini doğrulamak için yedi kişinin dişlerinden (bir kişinin kan dolaşımında bulunan patojenleri koruyan) genetik materyal çıkardı. Kara-Djigach mezarlığından üç kişide Y. pestis tespit ettiler.
DNA zamanla parçalanmış olsa da, dişlerden ikisi, ekibin bakteri türünün veba aile ağacındaki konumunu yeniden yapılandırması için yeterli materyal içeriyordu. Araştırmacılar , dişlerdeki Y. pestis türünün, bugün hala bulunan ve bunlardan biri Kara Ölüm’den sorumlu türü içeren çeşitli veba dallarının en son ortak atası olduğu sonucuna vardılar. Ek olarak, ekip, antik Kara-Djigach soyunun, çevreleyen Tian Shan dağlarının dağ sıçanlarında dolaşmaya devam eden Y. pestis ile yakından ilişkili olduğunu bildirdi.

Slavin, “Antik türün, geniş Tian Shan Dağı bölgesinde yerel olarak evrimleştiğini ve Kara-Djigach topluluğuna çok uzak bir kaynaktan dahil edilmediğini [bunu] büyük olasılıkla düşünüyoruz. Bir noktada bakteriler dağ sıçanlarından insanlara geçti” dedi.

Çalışma bulguları sonuç için yetersiz

Araştırmaya dahil olmayan Rutgers Üniversitesi-Newark’ta tıp tarihçisi Nükhet Varlık , yeni raporun Issık Gölü yakınlarındaki veba kurbanlarının gerçekten de vebadan öldüğünü doğruladığını söyledi. Ancak, bu mutlaka Kara Ölüm’ün kaynağını belirleyemeceğini belirten Varlık , “Burada bize makul bir başlangıç ​​senaryosu sunuluyor, ancak bu diğer olası senaryoları dışlamıyor” dedi.

Varlık, Kara Ölüm tarihi ve başlattığı pandemi için makalenin “daha ​​büyük etkileri” ile ilgili birçok soru kaldığını söyledi. Bunlar arasında, hastalığın yerel kemirgenlerden Issık Gölü yakınlarındaki insanlara bulaşmasına hangi koşulların yol açmış olabileceği veya enfeksiyonun bunun yerine başka bir yerden bulaşıp bulaşmadığı sayılabilir.
Varlık, “Ayrıca, bu yerel salgının tarihsel olarak Karadeniz bölgesinde 1346’da kaydedilen en erken Kara Ölüm vakasıyla nasıl bağlantılı olduğunu hala bilmiyoruz. Yersinia pestis ile ilgili evrimsel çalışmalar ve COVID-19 pandemisi ile ilgili modern deneyimimiz bize pandemilerin “gerçek kökenini” belirlemenin neredeyse imkansız olabileceğini öğretiyor” dedi.

Kaynak Populer Since

Banner
Benzer Yazılar

Mahkeme Assos için kararını verdi

24 Şubat 2022

24 Şubat 2022

Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alan MÖ 2 bin yılına tarihlendirilen Assos Antik Limanı, kaya ıslahı çalışmaları için Ayvacık Kaymakamlığı tarafından...

8.000 yıllık Yarmukian dönemi Ana Tanrıça heykelciği keşfedildi

8 Temmuz 2022

8 Temmuz 2022

İsrail Eski Eserler Kurumu, Sha’ar Hagolan Yarmukian arkeolojik alanında devam eden kazılarda 8.000 yıllık Yarmukian dönemi Ana Tanrıça heykelciği keşfedildiğini...

Japonya’nın Güçlü Kadın İmparatoru “İmparator Köken”

3 Temmuz 2021

3 Temmuz 2021

Japonya’da tennö kelimesi imparator kelimesiyle eşanlamlıdır. Ancak bu kelimenin çok özel olan bir tarafı da vardır, kelime tam anlamıyla cinsiyet...

Antik Lidya kenti Patara’da 2400 yıllık Mutfak Ve Kadın Odası Bulundu!

8 Ekim 2020

8 Ekim 2020

Patara antik kentinde yapılan arkeolojik kazılarda bir mutfak ve bir “kadın odası” ortaya çıkarıldı. Kazılarda bulunmuş olan eserler arkeoloji dünyasını...

Bulunan İskelet Vezüv’den Kaçanları Kurtarmaya Çalışan Subaya Ait Olabilir

11 Mayıs 2021

11 Mayıs 2021

2.000 yıl önce patlayan Vezüv Yanardağı birçok insanın ölümüne yol açmıştı. Patlamanın şiddeti ve Vezüv’ün çıkardığı lav ve küf bulutu...

İran’ın Kaldar Mağarasında İnsan Göçündeki ‘Kayıp Halka’nın Bir Parçası Bulunmuş Olabilir

4 Nisan 2021

4 Nisan 2021

Kaldar mağarası, İran’daki Orta ve Üst Paleolitik Çağ’dan geçişe kanıt sağlayan önemli bir arkeolojik sit alanıdır. Mağara, 1.290 metre yükseklikte, Lorestan...

Yeni bulgular, Klaros Antik Kenti’nin Hıristiyanlıktan sonra da bir kahin merkezi olarak hizmet vermeye devam ettiğini gösteriyor

14 Eylül 2022

14 Eylül 2022

Milattan sonra beşinci ve yedinci yüzyıllara tarihlenen oyun tahtaları ve çatallı haç motifleri, İyonya’nın en önemli pagan kutsal alanlarından biri...

Çalınan Nostradamus kehanetleri el yazması kitabı Almanya’da bulundu

8 Mayıs 2022

8 Mayıs 2022

Kehanetleri ile ünlü Fransız astrolog Michel de Nostredame’in (Nostradamus) yıllar önce kaybolan Latince el yazması kehanet kitabı “Profetie di Michele...

Kudüs İslam Eserleri Müzesi İslami Sanat Eserleri Satışını Erteledi!

27 Ekim 2020

27 Ekim 2020

Kudüs İslam Eserleri Müzesi, Londra’daki Sotheby’s müzayede evinde bugün ve yarın için satışa çıkarılacak olan İslami sanat eserlerinin satışını erteledi....

Teotihuacan Güneş Piramidi

8 Şubat 2021

8 Şubat 2021

Meksika’nın en ünlü piramidi kuşkusuz Teotihucan’daki Güneş Piramididir. Bu piramitler Mısır’da bulunan emsallerine göre biraz gölgede kalmış gibi görünseler de...

Simferopol yakınlarında bir İskit höyüğü keşfedildi

5 Mayıs 2022

5 Mayıs 2022

Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü arkeologları, Kırım Piedmont’ta yaptıkları keşif gezisinde M. Ö. 4. yüzyıla ait bir mezar höyüğü keşfettiler....

Moğol İmparatorluğu’nun başkenti Karakurum’un haritası yeniden çizildi

4 Kasım 2021

4 Kasım 2021

Cengiz Han’ın, Orta Asya’da göçebe bozkır kabilelerini Moğol çatısı altında birleştirerek kurduğu, Pasifik Okyanusu’ndan Hazar Denizi ve Karadeniz’in kuzeyine kadar...

Metropolis Antik Kenti’nde 1.800 Yıllık Kadın Heykelinin Çıkarılış Anları

12 Haziran 2021

12 Haziran 2021

İzmir’in Torbalı ilçesinde yer alan Metropolis Antik Kenti 2021 kazı çalışmaları başladı. Metropolis Antik kent kazı çalışmalarının ilk buluntusu 1.800...

Meksika’da Esrarengiz Boyalı El İzleri Ortaya Çıkarıldı

1 Mayıs 2021

1 Mayıs 2021

Maya, Aztek ve İnka gibi antik medeniyetlere ev sahipliği yapan Meksika’da Arkeolog Sergio Grosjean, yeraltı mağarasının duvarlarında düzinelerce esrarengiz siyah...

Ulucak Höyük seramiklerinin üzerinde 8 bin yıllık parmak izleri

13 Ağustos 2022

13 Ağustos 2022

Ege Bölgesi’nin en önemli yerleşimi Ulucak Höyük kazılarında ortaya çıkarılan seramik atölyelerinde kullanılan seramik hamurlarının üzerinde 8 bin yıllık parmak...

Yorumlar
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]