Kudüs’te yaşayan varlıklı prens olan Ben-Hur, Roma döneminde Yahudilerin özgürlüğü için uğraş veren bir tarihi kişiliktir. Charlton Heston’un başrolünü oynadığı 1959 yapımı Ben-Hur: A Tale of the Christ adlı sinema filmi ile tanınmaktadır.
Dünya sinema tarihine 11 akademi ödülü kazanan başarılı film çalışması olarak geçen Ben-Hur: A Tale of the Christ’e konu olan Hatay’ın Antakya ilçesindeki hipodrom “Arkeo Spor Park” olması planlanıyor.
Kazı başkanı Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hatice Pamir, hipodrom kazısı ile “Hedefimiz, bu yapıyı görünür hale getirip kente kazandırmak ve iç-dış turizm hareketliliğine katkı sunmak” dedi.
“Yapıyı Arkeo Spor Park olarak turizme kazandırmak”
“MS 1’nci yüzyılda yapılan hipodromda ilk kazı çalışmaları 1932-1939 yılları arasında yapılmış, bir kısım arkeolojik materyal çıkmış ama o zaman Fransız manda dönemi olduğu için yurt dışına götürülmüş. 2013 yılında biz burada kazı başlattık ve bu çalışmalar bağlamında Antakya’nın arkeolojik değerlerini ortaya çıkarmak istiyoruz” diyen Hatice Pamir, “Antik kentin en önemli yapısı olan hipodromun kalıntılarını ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Antik hipodrom çok önemli bir yapı çünkü 2 bin yıl öncesinde yaklaşık olarak 350 yıl kadar Antik Çağ’ın en önemli spor oyunlarının, olimpiyat oyunlarının düzenlendiği bir mekândır. Burada her dört yılda bir yapılan yarışmalara, doğu Akdeniz’in en önemli kentlerinden herkes katılıyordu. Şu anda günümüzde Tokyo olimpiyatları var ve bütün dünya onu izliyor. Antik Çağ’da da aynı şekilde Antakya’da da yapılan olimpiyat oyunları çok ilgi çekmişti ve burada 80 bin kişilik bir spor yapısından bahsediyoruz, ne kadar çok insanın geldiğini bize gösteriyor. Hedefimiz, bu yapıyı görünür hale getirip, bir Arkeo Spor Park konsepti içinde, kente kazandırmak ve iç-dış turizm hareketliliğine katkı sunmak” olduğunu söyledi.
DHA’da yer alan habere göre, Pamir, Antik hipodromun çevresindeki yapılar ile büyük bir alanı kapladığını ve antik kentin en canlı merkezi olduğunu belirten Pamir, kazı çalışmalarının hipodromun yanı sıra çevresindeki yapıların ortaya çıkarılmasına yönelik de sürdürüldüğünü belirtti.
Antakya Hipodromu’nun yapı olarak eşsiz olduğunu söyleyen Prof. Dr. Pamir, “Hipodrom, kuzey- güney doğrultusundaki uzunluğu yaklaşık 500 metredir, genişliği ise dıştan dışa 100 metreye yakındır. İki katlı tribünü var ve U şekilde bütün bu alanı kuşatıyor. 80 bin kişilik bir kapasiteye sahip ve şu an bu boyutlara sahip Türkiye’de spor yapısı yok. Tabi diğer antik kentlerde de stadyumlar var, hipodromlar var, gladyatör oyunlarının oynandığı amfi tiyatrolar var ama burası hem büyüklüğü hem kapasitesi, hem çok yönlü kullanılabilirliği açısında çok özel bir yapı, tek ve en büyüğü diyebiliriz” diye konuştu.
“Ben-Hur filmine konu oldu”
Kazı çalışmalarda antik hipodromda atların dönüş yaptıkları spina duvarı bulunduğunu söyleyen kazı başkanı yardımcısı Arkeolog Sevingül Bilgin Kopçuk ise, “Bu yapının üzerinde heykeller ve fıskiye düzenekleri olduğundan haberdarız. Bu spina kısmı, at yarışlarının yapıldığı hipodromda, atların 5 veya 7 kez çevresini döndüğü bir yapı sırasıdır. Hatta 1959 senesindeki Ben-Hur filminin burayı konu alarak çekildiğini biliyoruz” dedi.
“Temelleri ortaya çıkarıyoruz”
Hipodromun doğu tribün alanında kazı çalışmasını sürdürdüklerini söyleyen kazı ekibi üyesi Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Sanat Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Büşra Kocaman Sakin de şunları söyledi:
“Buradaki amacımız hipodromun doğu tarafındaki alanın temellerini kazarak açığa çıkarmak. Görülen alanlar aslında iki katlı tribünün ikinci katına çıkan merdivenlere ait olup, aslında bu mevcut kalıntılar kesme blok taşlarla kaplıydı ve çok daha görkemliydiler. Buradaki blok taşlar zaman içinde taşınmış başka yapılarda kullanılmıştır. Şu an doğu tribün alanındaki çalışmalarımızda, toprak eğimine bağlı olarak 1 metre yakınında yüzey toprağından aşağı iniyoruz, temelleri ortaya çıkarıyoruz