Adıyaman’da gün yüzüne çıkarılan yeni bir arkeolojik yapı, Roma döneminde elit gömü geleneklerine dair önemli ipuçları verecek. Besni kırsalında tespit edilen ve MS 2. yüzyıla tarihlenen kubbeli mezar odası, mimari niteliği ve sembolik bezemeleriyle bölge için benzersiz bir örnek olarak değerlendiriliyor.
Keşif, Adıyaman’ın Besni ilçesine bağlı Yukarı Söğütlü köyü yakınlarında yapılan bir ihbarın ardından başladı. Alanda inceleme yapan Adıyaman Müze Müdürlüğü ekipleri, kaya içine oyulmuş çok odalı bir mezar kompleksine ulaştı.

Kayalık Arazide Anıtsal Bir Mezar Kompleksi
İlk tespitlere göre yapı, en az beş mezar odasından oluşan geniş bir kompleksin parçası. Şu ana kadar açığa çıkarılan ana odanın kubbeyle örtülü olması, yapıyı sıradan kaya mezarlarından ayırıyor. Kırsal alanlarda bu ölçekte ve nitelikte kubbeli mezar odaları, Anadolu Roma arkeolojisinde oldukça nadir görülüyor.
Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan, yapının önemini şu sözlerle vurguladı:
“Bu mezar odasının milattan sonra 2. yüzyıla, yani yaklaşık 1.800 yıl öncesine ait olduğunu değerlendiriyoruz. Girişin sağında ve solunda üçer kemerli mezar yer alıyor. Bu kemerli düzen, sütunlarla birbirine bağlanmış durumda. Üst bölümlerde ise mimari açıdan son derece nitelikli kornişler bulunuyor.”
Bu düzenleme, mezarın sıradan bir gömü alanı değil, yüksek statülü bir aile için inşa edilmiş anıtsal bir yapı olduğunu düşündürüyor.
Kabartmalar, Girlandlar ve Ölümsüzlük Simgeleri
Mezar odasının iç mekânı, zamanın tahribatına rağmen dikkat çekici bezemeler barındırıyor. Girişin tam karşısındaki kemerli mezar nişinde altı adet yaban keçisi başı kabartması tespit edildi. Bu figürlerin girlandlarla birbirine bağlandığı, üst bölümlerde ise istiridye (kabuk) motiflerinin yer aldığı görülüyor.

Alkan, bu süslemelerin anlamına ilişkin şu bilgiyi paylaştı:
“İstiridye motifleri Roma döneminde ölümsüzlük ve yeniden doğuşla ilişkilendirilir. Ne yazık ki bazı kabartmalar tahrip olmuş durumda, ancak önemli bir bölümü hâlâ okunabilir.”
Mezarın sağ ve sol bölümlerinde ayrıca kandil yakıldığı ve sunuların bırakıldığı nişler belirlendi. Bu ayrıntılar, mezarın yalnızca bir defalık bir gömü için değil, uzun süreli anma ve ritüel pratikler için kullanıldığını gösteriyor.
Anadolu’da Kubbeli Mezar Geleneği
Roma döneminde Anadolu’da kaya mezarları yaygın olmakla birlikte, kubbeli mezar odaları daha çok elit kesimlere ait mimari tercihler olarak öne çıkar. Bu tür yapılar, anıtsallığıyla hem ölen kişinin toplumsal konumunu vurgular hem de aile hafızasını mekânsal olarak kalıcı kılar.
Besni’de ortaya çıkarılan mezar, bu geleneğin Anadolu’nun kırsal bir kesiminde de benimsendiğini göstermesi açısından dikkat çekici. Uzmanlara göre yapı, Roma mimarisinin yerel geleneklerle nasıl harmanlandığını anlamak için önemli bir referans noktası olacak.
Koruma Süreci Başlatıldı
Adıyaman Müze Müdürlüğü, mezar odasının tescillenmesi ve yasal koruma altına alınması için gerekli süreci başlattı. Dosya, Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na sunulacak.
Yetkililer, Adıyaman’da bugüne kadar bu nitelikte bir kubbeli mezar yapısının belgelenmediğine dikkat çekiyor. Önümüzdeki süreçte yapılacak ayrıntılı belgeleme ve bilimsel çalışmaların, Roma döneminde Anadolu’da elit yaşam, ölüm ve anma pratiklerine dair yeni veriler sunması bekleniyor.
