I.Suppiluliuma (MÖ 1344-1322), Hitit İmparatorluğu’nun en güçlü ve etkileyici kralı olarak kabul edilir.
II. Tuthaliya’nın ölümünden sonra tahta Genç Tuthaliya geçmişti. Şuppiluliuma hırslıydı kardeşinden daha iyi bir kral olacağını düşünüyordu. Artık daha silik bir rol oynamaya razı olmadığından ve kardeşini ülkeyi kurtaracak kadar yeterli görmediğinden onu öldürüp tahta geçti.
Yeni Hitit Krallığı’nı (Hitit İmparatorluğu’nu) kurmasıyla tanınır. I. Şuppiluliuma Eski Hitit Krallığı’nın yavaş yavaş parçalanmasıyla birlikte, gerilemeye neden olan hükümet politikasındaki kusurları görüp, yeniden düzenledi. İlk zaferi Tuvanuva’ı geri kazanmak oldu. Böylelikle Arzawa’nın genişlemesine mani oldu ve Kaşkaları da geri çekilmeye zorladı. Hattuşaş yeniden yönetim merkezi oldu.
Kaybedilen bölgeleri yeniden fethetti ve hükümdarlığını Anadolu’da genişletmiştir. Ayrıca güneyde Mezopotamya’ya doğru genişleme sağlamış, Mısır sınırına kadar gitmiştir.
I. Şuppiluliuma askeri dehası yanında politik ve siyasi dehasıyla da ülke yönetimi için doğru kral olduğunu kanıtlamıştır. Çevre komşularıyla ilişkilerini evliliklerle güçlendirip bu akraba bağlarından yararlanmak ona bir çok kolaylık sağlamıştır. Azzi-Hayaşa’nın prenslerinden Hukkana’yı kız kardeşlerinden biriyle evlendirdi. Azzi Hayaşa’yı akrabalık bağlarıyla kendine bağlayarak dize getirdi. Bu evlilikler Azza Hayaşa ile de sınırlı kalmayacaktır. Mitanni devleti içinde aynı taktik izlenecektir.
Şuppiluliuma askeri kariyerinin tamamını neredeyse doğudaki Mitanni krallığı ile mücadeleye ve Suriye’de sağlam bir söz hakkına sahip olunmasına adamıştı.
Başkent Wassukkani’yide (Mitanni devletinin başkenti) ele geçirmiştir. Oğlu Telipinus’u orda ki işlerden sorumlu olarak bırakmıştır. Ama bir süre sonra Asur krallığı bölgede ayaklanmalara başlamış ve Mitannı devletinin içine sızıp bölgede önemli bir güç haline almıştır. Suppiluliuma Asur ayaklanmalarından sonra derhal Suriye’ye döndü ve şehri kuşattı. Böylece Hitit gücü, Suriye’nin tamamında pekiştirildi. Buna ek olarak, Suppiluliuma, Mitanni krallığı ile karşılıklı yardım anlaşması imzaladı ve Suriye’deki büyüyen Asur tehdidine karşı korumak adına Hitit devleti bir tampon olarak Mitanni devletini kullandı.
Ugarit’lerin kralı II. Nikmadu’yla bir anlaşma imzalayan I.Suppiluliuma, Ugarit şehrini vasal devlet ilan ederek Mısır’a ayak bile basmadan Ugarit’leri egemenliği altına aldı.
Mitanni devletinin ve Ugarit şehrini emri altına alırken kuşkusuz en güvendiği şey eşşiz zekasıydı. Mitanni kralının yerine geçen Tuşratta’nın rakibi Artatama’yı destekleyecek ve krallık bir istikrarsızlığa sürüklenecekti. Bu da tarihe I.Suppiluliuma eşşiz siyasi manevrası olarak yazılacaktı.
Suppiluliuma ve Mısır
I.Suppiluliuma’in en büyük özelliklerinden bir tanesi de rakibinin zayıflığından en iyi şekilde yararlanmasıydı. Mısır’da Akhenaten geleneksel dini törenleri kaldırdı ve tek tanrıcılığı kurdu. Dış politikayı tamamen göz ardı etti. Suppiluliuma bu durumlardan yararlanıp Mısır’ın küçük bölgelerini işgal etti. Mısır kralı Akhenaton ayağa kalktığında ve generalini Hititlerle ilgilenmesi için gönderdiğinde artık çok geçti. I. Şuppiluliuma komutasındaki Hitit ordusu çok güçlenirken, Akhenaton’un yönetimi altında büyük ölçüde ihmal edilen Mısır ordusu zayıf hale gelmişti bile.
Suppiluliuma’nin gücü, imparatorluğunu genişlettikçe büyüdü. Akhenaton’un halefi Tutankamon zamanında Mısır’a rakip oldu ve Hitit ordusu bölgedeki en güçlü ordu halini aldı. Tutankamon MÖ 1327’de öldüğünde, genç eşi Anksenamon yardım için 1. Şuppiluliuma’ya bir mektup yazdı: ‘‘Kocam öldü ve benim oğlum yok. Senin birçok oğlun olduğunu söylediler. Bana oğullarından birini kocam olması için verebilir misin? Hizmetçimi seçip onu kocam yapmak istemiyorum.’’
Bu ilginç mektup, Suppiluliuma’yı şüphelendirdi. Mısır’a bir elçi gönderdi. Elçi başka bir mektupla döndü: ‘‘Oğlum olsaydı böyle utanç verici bir mektup yazar mıydım? Böyle bir mektubu bir tek sana yazıyorum oğullarından birini bana ver.’’
Karar vermekte geç kalmıştı. Oğlu Zannanda’yı yeni firavundan kurtaramayacaktı. I.Suppiluliuma oğlunu gönderdi fakat oğlu Mısıra gidemeden öldürüldü. Bunun bir pusu olduğunu fark etti ve Mısır tahtının bu kadar kolay alınamayacağının farkına varmış oldu. Bu olaydan sonra askerlerini Mısıra gönderdi ve daha çok yer işgal etti ama askerleriyle beraber veba ülkesine de gelmiş oldu. I. Suppiluliuma da vebadan öldü.
www.ancient.eu/Suppiluliuma sitesinden alıntı yapılmıştır.