5 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Eşyalara Duygusal Bağ Kurma 2.000 Yıl Öncede Görülüyor Olabilir!

Hepimizin mutlaka kullandığımız ve sonrasında herhangi bir nedenle atmaya kıyamadığımız duygusal bağ kurduğumuz eşyalarımız olmuştur.

Eşyalarla kurduğumuz duygusal bağın sadece günümüz insanına ait bir psikolojik durum olmadığına dair yeni düşünceler ortaya atıldı.

Psikolog Özkaya; “Eşyaya bağımlılık hem psikolojik hem de fizyolojik bir hastalıktır”

Üzerimizde iz bırakmış bir eşyanın kaybolması ya da onu atmak zorunda kalmamız bazen duygusal anlar yaşamamıza yol açar.

Öyle ki; bazı insanlarda bu duygusal yıkıma kadar yol açabilir.

Eşya ile duygusal bağ kurma konusunda Medicana Hastanesi Psikoloğu Kerime Begüm Özkaya, “kişilerin herhangi bir objeye veya nesneye aşk derecesinde bağımlı olabileceklerini” belirterek “Örneğin, oyuncağa, arabaya, oyuncak bebeğe, giysiye, çantaya hiç fark etmez insanların çeşitli bağımlılıkları gelişebiliyor. Bağımlılık hastalığı kişinin dürtülerini kontrol edemeyerek biraz önce de dediğimiz gibi sigaraya, maddeye alkole, bir nesneye, olguya ve objeye muhtaç hale gelmesi bunları aşırı isteme halidir. Bağımlılık alışkanlığı son evresidir. Bizim için bağımlılık düzeyi bağımlı olunan nesneye, objeye her neyse hiç fark etmez sıklığı ve düzeyi çok önemlidir. Aynı zamanda bağımlılık hem psikolojik hem de fizyolojik bir hastalık olarak karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.

Eşya ile duygusal bağ kurma Demir Çağı’nda da Görülmüş Olabilir

İskoç tepe yerleşimi Broxmouth’taki bir demir çağı yuvarlak evinin duvarları arasında kemik kaşıklar ve oyun parçalarının yanı sıra yıpranmış öğütme taşları bulunmuştu.

Antiquity dergisinde yazan York Üniversitesi’nden arkeolog Dr Lindsey Büster, bu buluntuların günümüzde görülen eşyalarla ile duygusal bağ kurma psikolojisine bir örnek teşkil edebileceğini ifade etti.

Büster, eşyaların konumlarının açıkça bir kaza olmadığını, düşük değerlerinin ise değerinden dolayı kaldırılmadığı anlamına geldiğini söyledi. Bunun yerine, duygusal nedenlerle artık ihtiyaç duyulmasa veya sevilmese bile “sorunlu şeyler” olarak adlandırdığı şeyler olabileceğini söyledi.

“İnsanların ölülere öbür dünyaya eşlik edecek mezar eşyaları gibi şeyler var. Bunlar, belirli yerlerde bedensiz bırakılan, insanların belki tanrılara armağan olarak yorumladığı ya da koruma için saklandığı gerçekten parlak nesneler” diyen Büster, “Ama bir de bu eserler kategorisi var – ölülere mutlaka eşlik etmesi gerekmeyen bu küçük nesne önbellekleri ve bunlar yüksek maddi değere veya egzotik kaliteye sahip değiller ama açıkçası sadece çöp de değiller. Çok kasıtlı olarak yatırıldılar” dedi.

Büster, demir çağındaki gömme ayinlerinin, içine sorunlu eşyaları koyacak bir mezarın nadiren bulunduğu anlamına geldiğini, bu yüzden, yuvarlak evlere farklı şekillerde dahil edildiğini düşündüğünü kaydetti.

İnsanlarla modern toplumda ölüm, keder ve yas hakkında konuştuktan ve sıradan nesnelerden ne kadar çabuk ayrılmanın zorlaştığını duyduktan sonra farkına vardığını söyledi.

“Birdenbire yapboz bir araya gelmeye başladı.”

Büster, mezarların daha yaygın olduğu toplumlarda sorunlu eşyaların yaşayan akrabalar tarafından tutulmuş olabileceğini, ancak bazılarının ölülerle birlikte gömülmüş olabileceğini ve bazı mezar eşyalarına yeni bir bakış açısı sunabileceğini öne sürdü. Olası bir örnek, tarih öncesi mezarlarda bulunan ancak İskoç Sınırlarındaki bir demir çağı evinin duvarlarında da bulunan tırnak temizleyiciler gibi aletlerdi.

Büster, sorunlu şeyler fikrinin bugün için geçerli olduğunu ve geçmişin insanlarıyla bir bağ oluşturduğunu sözlerine ekledi.

“Herkesin tavan arasında – ya da dolapta ya da yatağın altında – ne yapacaklarını bilemedikleri ama atmaya hazır olmadıkları bir kutu eşya vardır. Belki ölen bir akrabaya aittir. Belki… artık var olmayan kendi sosyal kişiliğimize aittir” dedi.

Gerçekten de Büster, Canterbury’deki bir Roma mezarlığında iki yetişkinin mezarında bulunan ahşap kınında küçük bir kılıcın, merhumun en sevdiği çocukluk oyuncağı olabileceğini söyledi.

Büster, yeni bakış açısının kendi mücadelelerimizi de bağlama oturtabileceğine değinerek “İnsanlar bu tür şeylerle uğraşmakta her zaman sorun yaşadılar. İsveç’teki ölüm temizleme uygulamasının toplumun bu muammayı çözmeye çalıştığı yollardan biri idi.”

Çalışmaya dahil olmayan Leicester Üniversitesi’nde arkeoloji profesörü Dr Sarah Tarlow, araştırmanın nesnelerin sadece pratik veya sembolik işlevleri için değil, aynı zamanda çoğu zaman kendilerine özgü ve kişisel anlamları için de önemli olduğunu vurguladı.

Tarlow ayrıca şunları ekledi açıklamasına; “Güç ve statü ile ilgili olmayan ve din ve kültürel kimlikle ilgili olmayan daha sonraki tarihöncesine bakmanın güzel bir yolu. Bu, insanlar arasındaki çok güzel olan duygusal bağlarla ilgili” dedi. “Sanırım bu, Demir Çağı insanlarını üç boyutlu olarak hayal etmemize yardımcı oluyor, birbirleriyle karmaşık ilişkileri olan insanları hissediyor… tıpkı bizim yaptığımız gibi.”

Banner
Benzer Yazılar

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi selden kısmen etkilendi

16 Mart 2023

16 Mart 2023

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketinde Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nin kısmen etkilendiğini açıkladı. Bakanlığın yayınladığı...

890 milyon yıllık sünger fosili, şimdiye kadar keşfedilen en eski hayvan olabilir.

1 Ağustos 2021

1 Ağustos 2021

Kanada’nın kuzeybatısındaki “Little Dal” kireçtaşlarında bulunan 890 milyon yıllık sünger fosili, şimdiye kadar bulunan en eski hayvan olabilir. Nature dergisinde...

Ömür Harmanşah, “7 bin yıllık buğday safsatadan ibaret”

3 Haziran 2022

3 Haziran 2022

Asur Ticaret Koloni Çağı’nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Kültepe yine “7 bin yıllık buğday yeşerdi” haberleri ile sosyal medya...

Aizanoi Antik Kenti kazılarında 2 bin yıllık güneş saati ortaya çıkarıldı

19 Eylül 2022

19 Eylül 2022

Aizanoi Antik Kenti arkeolojik kazı çalışmalarında Roma Dönemine ait 2 bin yıllık güneş saati ortaya çıkarıldı. UNESCO Dünya Miras Geçici...

İspanyol arkeologlar, kumların altında Roma dönemine ait bir balık çiftliği, hamam ve bir Tunç Çağı mezarı ortaya çıkardılar

22 Ekim 2022

22 Ekim 2022

İspanyol arkeologlar, İspanya’nın Cadiz kentindeki Trafalgar Burnu’nu çevreleyen kum tepelerinin altında Roma dönemine ait bir balık çiftliği, hamam ile Tunç...

Buzların İçinde Bulunan Kadın Altay Prensesi Miydi Yoksa Bir Şaman Mı?

1 Haziran 2021

1 Haziran 2021

1993 yılında Rus arkeolog Natalya Polosmak ve ekibi, Rusya’nın Altay Dağları bölgesinde, Çin sınırına yakın Ukok Platosu’nda eski bir mezar...

Yumuktepe Höyük’te ortaya çıkarılan 4500 yıllık yapıda tören yemekleri servis edilmiş olabilir.

3 Kasım 2021

3 Kasım 2021

Mersin’de yer alan Yumuktepe Höyük’te gerçekleştirilen 2021 kazılarında çok sayıda çömlek ve yemek fosillerinin bulunduğu 4500 yıllık bir yapı ortaya...

Pompeii Domus’ta tanrıça Kibele kültü ile ilişkilendirilen pişmiş toprak figürünleri keşfedildi

27 Aralık 2023

27 Aralık 2023

Arkeologlar, Pompeii’deki Via del Vesuvio boyunca “Leda ve Kuğu Evi”nin bitişiğindeki Domus’ta yapılan son kazılarda 13 pişmiş toprak figürün ortaya...

Kayıtlara Geçen En Eski Jinekolojik Tedavi

23 Aralık 2020

23 Aralık 2020

Bilim insanları yaptıkları son araştırmalarda 4000 yıl öncesine ait bir mumyada antik mısır tıp papirüslerinde yazdığı gibi bir tedavi uygulamasıyla...

Araştırmacılar, Suriye’de antik bir mezar içinde dünyanın en eski alfabesini keşfetti

22 Kasım 2024

22 Kasım 2024

Suriye’nin kuzeyindeki Tell Umm-el Marra antik kentinde 2004 yılında ortaya çıkarılan bir mezarda dünyanın en eski alfabesinin izleri keşfedildi. Keşif, Johns...

Aççana Höyük’te Hitit tarihini etkileyecek 3250 yıllık mühür bulundu

19 Kasım 2021

19 Kasım 2021

Aççana Höyük kazılarında ortaya çıkarılan 3250 yıllık mühür baskısı ve kil tablet Hitit tarihini etkileyecek önemli bir keşif olarak değerlendiriliyor....

Pompeii Kenti Kazılarında Daha Önce Görülmemiş Dört Tekerlekli Araba Ortaya Çıkarıldı

27 Şubat 2021

27 Şubat 2021

M.Ö. 79 yılında yaşanan Vezüv yanardağının korkunç patlaması sonrası Pompeii kenti kül ve lav altında kalmıştı. İki gün boyunca yağan...

Bulgaristan’da Bakır Çağı Dönemine Ait Fırınlar Bulundu

4 Kasım 2020

4 Kasım 2020

Bulgaristan’ın Tuna Nehri yakınlarında gerçekleştirilen arkeolojik çalışmalarda bakır çağı dönemine ait iki fırın bulundu. Rusçuk Bölge Tarih Müzesi’nden araştırmacılar tarafından...

Dünyanın en eski darphanesi Çin’de Keşfedildi

8 Ağustos 2021

8 Ağustos 2021

Çin’de Sarı Nehir yakınında bulunan antik Guanzhuang kentinin kazılarında dünyanın en eski darphanesi keşfedildi. Darphanenin bulunduğu Guanzhuang, M. Ö. 800...

Kibyra Antik Kenti’nde kış aylarında üzeri kapatılan Medusa Mozaiği yeniden ziyarete açıldı

12 Nisan 2025

12 Nisan 2025

Burdur’un Gölhisar ilçesindeki Kibyra Antik Kenti, kış aylarında koruma altına alınan Medusa mozaiğiyle yeniden ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Yaklaşık 2000 yıllık...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]