2 April 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

19. Yüzyılda Sözde Frenoloji Bilimi Neden Cadıların Kafataslarını İnceledi? Bu ‘Şarlatanlık mı Yoksa Bilim mi?’

19. yüzyılda İskoçya’da, Fife merkezli bir antikacı, tartışmalı sözde frenoloji biliminin (insanın özyapısını ve zihinsel yetisini kafatasının dış yapısına, dış biçimine bakarak inceleme.) ön safındaydı.

Joseph Neil Paton, Dunfermline da doğan, tasarımları ölümünden sonra Londra’daki Victoria and Albert müzesi tarafından satın alınan ve çocuklarının kendileri de tanınmış sanatçılar olmaya devam eden derin dindar, heykeltraş ve şam (damask) tasarımcısıydı.

Bununla birlikte, 19. yüzyıl dokumacı ve antikacı Joseph Neil Paton hakkında daha az bilinen şey, büyücülükle ilişkili merakların tutkulu bir koleksiyoncusu olması ve frenoloji biliminin yeni doğan bu ‘bilimi’ teşvik etmede aktif bir rol oynamasıdır.

Joseph Neil Paton

Frenoloji bilimi kişinin kafasının şeklinden onun karakterini, kişiliğini ve suça yatkınlığını belirleme iddiasında olan bir teoridir. Alman doktor Franz Joseph Gall tarafından 1800’lerde geliştirilmiş ve 19.yüzyılda çok popüler bir teori olmuştur.

Paton, Dunfermline’daki evinde bir çok önemli insan tarafından ziyaret edilen ulusal öneme sahip özel bir müze yaptı. Sergiler arasında Robert the Bruce’a ait 1310 tarihli bir masa ve kraliyet hanelerinden diğer mobilyalar ve hatıralar vardı.

Bununla birlikte, frenolojiye olan aktif inancı, frenolojinin ‘bilimini’ sadece hayranlık nesnesi olarak değil, aynı zamanda uygulama ve kanıtlama konusu olarak da kullandığı ‘cadılar’ gibi tarihsel olarak önemli kafatasları edinme dürtüsünü açıklıyordu.

Paton, koleksiyon çıkarlarına hizmet etmek için Fife’nin her yerinde mezarların soyulması için para ödedi.

Elde ettiği en dikkate değer kafataslarından biri, talihsiz yerli bir kadın olan Lilias Adie’ye aitti. 1704’te sorgulama sırasında ölmüş ve batı Fife’deki Torryburn sahiline gömülen “Torryburn cadısıydı”.

Lilias Adie’nin nasıl göründüğüne dair, Dundee Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından oluşturulan bir görüntü.

1852’de, o dönemin paranoyak batıl inançlarına uygun olarak, ölülerin mezarın ötesinden geri dönmesini engellemek için tasarlanmış yarım tonluk bir levha ile mühürlenmiş olan – İskoçya’nın bilinen tek Reverant mezarının açılışını yaptırdı.

Fife Konseyi, “1704’te işkenceden ölen ve Torryburn sahiline gömülen, Fife’da cadı olmakla suçlanan Lilias Adie’nin üzücü hikayesi iyi biliniyor, ancak daha az bilinen şey 1852’deki mezarının çıkarılması hikayesi” diyor arkeolog Douglas Speirs.

Ülke çapındaki gazetelerde ‘Torryburn’deki bir partinin, ünlü bir yerel antikacıyı ona bir cadının kafatasını sunarak onu memnun etme arzusuyla harekete geçirdiği ve ünlü ” Lilly Eddie’nin” kalıntılarını kazdığı bildirildi.

Fife Belediyesi arkeoloğu Douglas Speirs, Torryburn’deki Lilias Adies mezarını işaretleyen levhada.

“Hikayenin aktarılması, 19. yüzyılın ortalarında Fife’de frenoloji konusundaki görüş farklılığını mükemmel bir şekilde karşılaştırıyor.

“Yerel antikacı, Dunfermline’dan Joseph Neil Paton, bir sanatçı ve bir koleksiyoncuydu, ancak akademisyen değildi, frenolojiye tuhaf bir biçimde kendini adamıştı.
Kafatasını ele geçirerek, hiç şüphesiz içinde Lilias’ın bir cadı olarak karakterinin kanıtını görmeyi bekliyordu.

“Öte yandan, gazetenin editörü, bir cadı kafatasının uzun bir eğri burunun kanıtını ortaya çıkarması gerektiği şeklindeki tuhaf fikrini öne sürerek, alaycılığın içinde frenoloji dilini kullanarak Paton’u ustaca ve kurnazca kandırıyordu.”

Bay Speirs, Joseph Neil Paton’ın frenolojiye olan takıntısının, karakterinin tuhaflığının çoğunu yansıttığını söyledi.

Bir entelektüelden ziyade bir sanatçı ve bir antikacıdan daha çok bir koleksiyoncu, tasavvuftan ziyade saplantılı ama kötü tanımlanmış bir manevi inancı vardı.
1884 yılında, St. Andrews Üniversitesi’nde yeni kurulan Fifeshire Tıp Derneği’nin ilk başkanı olan Dunfermline’dan Dr. William Barrie Dow, Lilias Adie’nin kafatasını Paton’un oğlu Waller Hugh Paton’dan satın aldı.

Joseph Neil Paton’ın ilgisi, bir cadının kafatasının bilimsel çalışmasıydı. Frenoloji, bu tarihe kadar bir sahte bilim olarak tamamen çürütüldü.

To go with story by Michael Alexander. Fife Council archaeologist Douglas Speirs talking about history of phrenology Picture shows; Phrenology bust at Old Edinburgh University Anatomy museum . Old Edinburgh University Anatomy museum . Courtesy Edinburgh University Date; 2004

Lillias Adie’s, koleksiyonundaki tek Fife kafatası değildi.

Şarkıda ölümsüzleştirilen trajik Falkland güzelliği Jenny Nettles’ın da dahil olduğu en az iki kişi daha vardı.

Paton, kafatasının intihar eden birinin kafatası özelliklerini ortaya çıkarabileceğine inanıyordu.

“Lilias Adie’nin kafatası, bir cadının kafatası özelliklerini ortaya çıkarmak için frenolojiyi kullanma fırsatını sağladıysa, Jenny Nettles’ın kafatası, intihara verilen dikkate değer bir tarihsel figürün kafatası özelliklerini ortaya çıkarmak için frenolojiyi kullanma fırsatı verdi.”

Frenoloji tartışması, İskoçya’nın bilim camiasını 19. yüzyılın büyük bir bölümünde ikiye böldü ve antropoloji, arkeoloji ve tarihe büyük ölçüde yayılmış, akıldan büyücülüğe kadar her şeyi açıklamak ve ırkçılıktan emperyalizme kadar her şeyi meşrulaştırmak için kullanılan bir konudur.

Geçmişteki pek çok toplum elbette bir bireyin görünüşü ile karakteri arasında bağlantılar önermişti.

Zopyrus gibi antik Yunan şairleri konuya değindi. Aristo gibi Yunan filozofları buna inanıyordu.

Çinliler, 11. yüzyılda yüz okuma ‘bilimine (fizyonomi) güçlü bir şekilde inanırken, John de Rhetan 1500’de Venedik’te çok belirsiz bir tıbbi inceleme yayınladı ve bu daha sonra yapılacak olanların çoğunun kaynağı olduğu gösterilebilir. Frenolojinin modern kurucusu Franz Joseph Gall’in araştırması olarak geçti.

Gall’in dersleri 1802’de Avusturya hükümeti tarafından din için tehlikeli olduğu gerekçesiyle yasaklandığında, kranyoloji teorisini Avrupa çapında tanıtarak daha da geliştirmesine yardımcı olan, sadık genç öğrenci asistanı Johann Gaspar Spurzheim’dı. (Çeşitli insan ırklarında kafa (kranyum)’nın büyüklük, biçim ve diğer özelliklerini karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalı; kranyoloji)

2004 dolaylarında Old Edinburgh Üniversitesi Anatomi Müzesi’ndeki kafatasları.

Spurzheim’ın frenolojik teorilerinin 1814’te İngilizce olarak ilk yayımlanmasından itibaren, bu fikir alay edildi ve neredeyse eşit ölçüde övüldü, bilgili alay ediyor ve saf olan övgüler yapıyor.

Bugün Edinburgh Üniversitesi’nin yaklaşık 12.000 nesneden oluşan etkileyici Anatomik Müzesi’ne ev sahipliği yapıyor. Konu Edinburgh’daydı ve tüm Avrupa’nın gözü buradaydı. Konu dönemin en hararetli tartışmasıydı ve en yaygın haliyle İskoçya’nın her yerindeydi.

İronik bir şekilde, 19. yüzyılın başlarındaki Edinburgh bilim topluluğunun frenolojiyi gerçekte reddetmesinin enerjisi ve coşkusu aslında konuya ışık tutmaya hizmet etti.
Ancak, astroloji, burçlar ve falcılık gibi, hiçbir bilim onu ​​ortadan kaldıramadı ve 1840’larda Britanya’da popülaritesi azaldığından, 19. yüzyılın sonuna kadar kayda değer bir popülerliğe sahip olduğu Amerika’da yeniden su yüzüne çıktı.

Hatta 19. yüzyılın ikinci yarısında İngiltere’de bir geri dönüş yaptı ve İngiliz Emperyalist yayılmasını ve ırkçılığını haklı çıkarmak için bilim olarak gösterildi.

“Ama nihayetinde, bilgili bilim onu ​​terk etti ve bunun yerine antropometri, kriminoloji ve psikiyatriye yöneldi.”

https://www.thecourier.co.uk/fp/nostalgia/from-the-archives/1668244/halloween-fifes-links-to-19th-century-phrenology-explored-as-archaeologist-asks-was-it-quackery-or-science/ Sitesinden çeviri yapılmıştır.

Banner
Benzer Yazılar

Bom Jesus: Namibya Çölü’nde Bulunan En Eski ve En Değerli Gemi Batığı

20 Mart 2025

20 Mart 2025

Dikkat çekici bir arkeolojik keşifte, 500 yıl önce batan Portekiz gemisi Bom Jesus (İyi İsa), Namibya çölünde bulundu ve altın...

Amasya Oluz Höyük’te yapılan kazılarda 2 bin 600 yıllık kayıp Kubaba Tapınağı ortaya çıkarıldı

6 Ocak 2025

6 Ocak 2025

Anadolu’daki dinsel inanç ve ritüeller açısından önemli bulgular sunan Amasya Oluz Höyük’te, 2 bin 600 yıllık kayıp Kubaba Tapınağı ortaya...

Uşaklı Höyük’te ortaya çıkarılan dairesel yapı kutsal Hitit kenti Zippalanda’yı işaret ediyor olabilir

27 Aralık 2022

27 Aralık 2022

Uşaklı Höyük kazılarında ortaya çıkarılan dairesel yapı kayıp Hitit kutsal kenti Zippalanda’yı işaret ediyor olabilir. Bu savı geçtiğimiz kazı sezonlarında...

Arkeologlar Mısır kraliçesinin mezarında 5000 yıllık şarap buldular

4 Ekim 2023

4 Ekim 2023

Uluslararası arkeoloji ekibi Yukarı Mısır’da Kraliçe Merneith’e ait olan mezarda açılmamış mühürlü çömleklerin içinde 5000 yıllık şarap buldu. Kraliçe Merneith’in...

Depremde Anadolu’nun ilk camilerinden biri olan Habib-i Neccar Camisi yıkıldı

11 Şubat 2023

11 Şubat 2023

Anadolu’da inşa edilen ilk camilerden biri olan Antakya Habib-i Neccar Camisi, Kahramanmaraş merkezli yaşanan iki depremin ardından yıkıldı. 14 asırlık...

Anadolu Topraklarında Yaşamış Gizemli Halk Luviler Kimdir?

1 Ocak 2021

1 Ocak 2021

Tarihin her dönemine ait bir yaşam barındıran Anadolu topraklarında Luviler adlı gizemli bir halk yaşamıştır. Gizemli halk nitelemesini koyuyoruz çünkü;...

İnka Dönemi Öncesi Tanrılara Kurban Verilen İnsan Kalıntıları Bulundu

22 Ekim 2021

22 Ekim 2021

Kuzey Peru’da bir arkeoloji ekibi, İnka dönemi öncesi bir tapınak çevresinde tanrılara kurban olarak verilen 29 insanın kalıntılarını buldu. İnka...

Tüm Neandertaller Erkek Değildi “Sheanderthal”

13 Ocak 2021

13 Ocak 2021

Zamanın lahitinden çıkan ilk Neandertal yüzü bir kadına aitti. 1848 Cebelitarık’ta Forbes taş ocağında bulunmuştu. İlk tanınan Neandertal, Alfred Russel Wallace...

Fransa ve Amerika’dan Gönüllü İade Edilen Eserler Türkiye’de!

15 Haziran 2021

15 Haziran 2021

Yurtdışına kaçırılan tarihi varlıklarımızdan Orta Tunç Çağı II (M.Ö. 1800-1600) dönemi pişmiş toprak kadın figürini ile erkek figürin başı, amforalar...

Neolitik Çağ’dan günümüze ulaşan en küçük ok ucu keşfedildi

30 Temmuz 2022

30 Temmuz 2022

Kudüs kenti yakınlarında yer alan Zion Dağı arkeolojik kazılarında Neolitik Çağ’dan günümüze ulaşan en küçük ok ucu keşfedildi. Narin pembe...

Amerika’da bilinen en eski ok uçları keşfedildi

25 Aralık 2022

25 Aralık 2022

Oregon Eyalet Üniversitesi’nden arkeologlar, Idaho’da daha önce Amerika’da keşfedilenlerden binlerce yıl daha eski ok uçları keşfettiler. Bu keşif, ilk insanların...

Aizanoi kazılarında kemik atölyesi ortaya çıkarıldı

13 Kasım 2021

13 Kasım 2021

UNESCO Dünya Geçici Miras Listesi’nde yer alan Aizanoi Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında kemik atölyesi ve kandil dükkanı ortaya çıkarıldı. İkinci...

Galler’de “Tuvalet Kaşığı” olarak da kullanılan gümüş “ligula” bulundu

31 Ocak 2024

31 Ocak 2024

Galler’deki bir metal dedektör kullanıcısı, yaygın olarak “tuvalet kaşığı” olarak da kullanılan bir Roma gümüş “ligula” ortaya çıkardı. Haziran 2020’de...

İngiltere’de boyalı köpek penisi kemiği bulundu

9 Ocak 2025

9 Ocak 2025

İngiltere’nin Surrey kentindeki bir Roma taş ocağında arkeologlar, Roma-Britanya döneminden bugüne kadar bulunmuş en sıra dışı insan ve hayvan kalıntılarından...

Antik Roma’da İkizlerin Dokunaklı Hikayesi: Hırvatistan’da Keşfedilen Roma Mezarı

12 Mart 2025

12 Mart 2025

Hırvatistan’ın Trogir (antik Tragurium) kentinde yapılan son arkeolojik kazılar, Roma dönemine ait, 1. ve 2. yüzyıllara tarihlenen olağanüstü ve yürek...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]