Taştepeler bölgesinde ortaya çıkarılan çok sayıda erkek heykel ve figürin buluntuları, doğurganlığın ve nüfusun önemini simgeleyen bir kültürün göstergesi olabilir.
Epi-paleolitik çağın sonundan itibaren Anadolu ve Mezopotamya’da bulunan hayvan figürinlerinin yanı sıra insan figürinleri ve idolleri de ortaya çıkmaya başlar. Neolitik döneme kadar hayvan figürinleri bulunmaya devam ederken, insan figürinlerine ait buluntularda önemli bir artış görülüyor.
Özellikle Taştepeler olarak adlandırılan bölgede erkek heykellerindeki artış dikkat çekicidir. Bu heykeller kireçtaşından, heykelcikler ise kireçtaşından veya pişmiş kilden yapılmıştır.
Bu erkek tasvirlerinin ortak özelliklerinden biri, ellerin figürün önünde birleşmesidir, bazen ayakta ya da otururken bir fallusu tutarlar.
Şanlıurfa şehir merkezinde bulunan Urfa-Yeni Mahalle erkek heykeli, Karahantepe’de bulunan erkek heykelciği ile Göbeklitepe, Harbetsuvan, Nevali Çöri, Kilisik’te bulunan figürinlerin hepsi benzer erkek formu ve fallus tasvirlerine sahiptir.
Nevali Çöri yerleşimindeki kazılar, T şeklindeki sütunların ilk keşfiyle sonuçlandı. Tespit edilen Çanak Çömlek Öncesi Neolitik yerleşimin tabakalarında bulunan buluntular arasında erkek figürlü heykeller de yer almaktadır. Ayrıca T şeklindeki sütun üzerinde kol ve parmak kabartmalarının bulunması sayesinde bunların stilize erkek heykelleri olduğu anlaşılmıştır.
1993 yılında, Şanlurfa’nın Yeni Mahalle mevkiinde bir peyzaj projesi sırasında, tesadüfen, sütun şeklinde oyulmuş, yaklaşık 1.93 m yüksekliğinde, falluslu ve bacakları olmayan bir insan figürünü betimleyen kireçtaşından bir heykel bulunmuştur. Kol ve parmak kabartmalarının sergilendiği bu heykel, tarz olarak T şeklindeki sütuna benzetilebilir. Yeni Mahalle heykeli, bilinen en eski insan boyutundaki heykeldir.
Göbeklitepe yerleşiminin en alt tabakası olan III. tabakada bulunan sütunlar M. Ö. 9100’e tarihlendirilmiştir. İnsanı da stilize eden ve yaklaşık 5 metre boyunda duran bu sütunlar yekpare taşlardan oluşmakta ve bu dönemin bilinen ilk örnekleridir.
Göbeklitepe yerleşiminde erkek heykel başları, totemler, maskeler, gövde ve fallus parçaları, erkek heykelleri bol miktarda bulunmaktadır.
Bölgede, insan formunu stilize eden sütunların yanı sıra, erkek formuna ait iki tarz heykel ortaya çıkar. Bunlardan biri oturan erkek heykelleri, diğeri ise ayakta duran erkek heykelleridir.
1964 yılında Adıyaman’ın Kahta ilçesi sınırları içinde yer alan Kilisik Köyü sakinleri, Kommagene Kazı ekibine T şeklinde bir sütun verdi. Bu taşın üzerinde kolları, parmakları ve başı olan iki insan kabartması görülmektedir. Bu direği benzersiz kılan şey, figürinlerin gövdelerinin altında fallus yerine oyuk bir bölgenin olmasıdır. Bu boş kısmın orijinal mi yoksa sonradan mı eklendiği belli değil.
Akeramik Neolitik Dönem, Gaziantep Müzesi’nde sergilenen bir heykel parçasında da temsil edilmektedir. Her iki taraftaki kollara ek olarak iki yüz kabartmasının varlığı, bilinmeyen bir yerden bu heykelin en dikkat çekici özelliğidir. Heykelin ön kısmında fallusun yer alacağı olası alan tamamen kazınmıştır. Gaziantep’teki heykel, T şeklindeki sütun geleneğinden heykel geleneğine geçişin önemli bir örneğidir.
Harbetsuvan Tepesi’nde bulunan erkek figürü, Göbeklitepe’nin erkek heykeltıraşlık geleneğinin devamı olarak değerlendirilebilir. Bu heykel Göbeklitepe ve Karahantepe oturan erkek heykelleri ile aynı kategoriye girer.
Tüm bu erkek heykelleri ile erkek figürinlerinin ortak benzerlikleri, bu dönemde nüfus gelişiminin önemini gösterebilir. İlerleyen dönemlerde bu önem kadının doğurganlığının kutsallığına doğru evrilmiş olabilir.
Kaynak: Celal Uludağ, Bahattin Çelik, Kaya Tolon, “A male figürine from Harbetsuvan Tepesi” Karadeniz Journal, 38.