14 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Persepolis’te Bulunan Görkemli Geçit

İranlı araştırmacılar, İran’ın güneyindeki UNESCO tescilli Persepolis yakınlarında güçlü Akameniş İmparatorluğunun (yaklaşık MÖ 550 – 330) kurucusu olan Büyük Kiros’un emriyle inşa edilen görkemli bir tarihi geçidin kalıntılarını ortaya çıkardı.

İranlı ve İtalyan arkeologlar ve kültür mirası uzmanlarının ortak bir misyonu tarafından denetlenen kazıda, yaklaşık 12 metre yüksekliğe sahip 30×40 metre boyutlarında devasa bir geçidin kalıntılarını ortaya çıkardı.

Arkeologlar, Kral Kiros’un Tall-e-Ajori’deki Persepolis yakınlarındaki geçidin inşasını emrettiğini ve bu muhteşem geçidin oğlu Cambyses’in hükümdarlığı sırasında faaliyete geçtiğini kanıtlamayı başardılar.

İranlı arkeolog Alireza Askari-Charoudi’nin açıklamalarına göre, “Binanın merkezinde, sekiz x on iki metre ölçülerinde dikdörtgen bir oda şeklinde bir koridor vardı ve bu merkezi odanın içinde dört oturma koltuğu vardı. Merkezi koridor Ahameniş kampüsüne her iki tarafta açıldı.”

Keşif, Bologna Üniversitesi’nden İtalyan arkeolog Pierfrancesco Callieri ve Şiraz Üniversitesi’nden İranlı meslektaşı Askari-Charoudi tarafından ortaklaşa denetlenen onuncu kazı sezonunda yapıldı. Kazılar 2011 yılında başlamıştı.

İranlı arkeolog: “Giriş kapısı [tuğla ve] kil malzemelerden yapılmıştır ve tüm dış cephe boyalı tuğlalarla dekore edilmiştir. Duvarların alt kısımları ve duvar kaidesi nilüfer çiçekleri [temaları] ile dekore edilmiş, duvarların gövdesi ve cephesi, antik İranlılar, Elamitler ve Mezopotamyalıların çeşitli renkli efsanevi hayvan, sembol ve inanç sembolleriyle süslenmiştir Daha da önemlisi, merkez odada Babil ve Elam (çivi yazısı) yazıtlar bulunuyor” dedi.

Anıtın yaşı hakkında konuşan İranlı arkeolog şunları söyledi: “Yazılı belgeler, yapı malzemeleri, binanın cephesini süslemek için kullanılan motifler, Carbon 14 (C-14) tarihleme yöntemi ve diğer bazı kanıtlar bu yapının, Büyük Cyrus tarafından Babil’in fethi onuruna MÖ 539’dan sonra inşa edildiğini gösteriyor.”

persepoliste bulunan geçid-
Persepolis’te bulunan geçit. Fotoğraf: Tahran times

Pers kralları Kiros ve Darius tarafından kurulan imparatorluk  Balkanlar’dan Orta Asya’ya kadar uzanıyordu. Farklı kültürlerin ve dinlerin çeşitliliğine ve hoşgörüsüne dayanan ilk devlet modeliydi.

Kiros ve ordusu Babil şehrine girdikten sonra, onu yakmadılar (genellikle bu dönemde fethedilen şehirlerde olduğu gibi), nüfusu zorunlu çalışma yükümlülüklerinden kurtardı, çeşitli tapınaklardan alınmış olan tanrı heykellerini geri gönderdi. Babil kralları tarafından Babil’e getirilen insanların evlerine dönmelerine izin verdi. Bu hareketle, insanların kendi dini uygulamalarını rahatsız edilmeden sürdürmelerine etkili bir şekilde izin veriyordu.

Kraliyet şehri Persepolis, eşsiz mimarisi, şehir planlaması, inşaat teknolojisi ve sanatı ile eşdeğeri olmayan arkeolojik alanlar arasında yer alıyor.

Muhteşem kalıntıları Kuh-e Rahmat’ın (Merhamet Dağı) eteklerinde yatan Taht-ı Cemşid (Takht-e Jamshid) olarak da bilinen Persepolis, Akhameniş İmparatorluğu’nun tören başkentiydi. Fars iline bağlı Şiraz şehrinin 60 kilometre kuzeydoğusunda yer almaktadır.

Şehir M.Ö. 330’da Büyük İskender tarafından yakıldı çünkü Pers Kralı Xerxes yaklaşık 150 yıl önce Yunan Şehri Atina’yı yakmıştı.

Şehrin muazzam terası, Ahameniş İmparatorluğu’nun kralı Büyük Darius tarafından MÖ 518’de yapıldı. Bu terasta birbirini izleyen krallar, aralarında devasa Apadana sarayı ve Taht Salonun (Yüz Sütunlu Salon) bulunduğu mimari açıdan çarpıcı saray binasını inşa ettiler.

Bu 13 hektarlık görkemli, anıtsal merdivenler, taht odaları, kabul odaları ve bir dizi eşsiz yapıdan oluşan bu topluluk, dünyanın en büyük arkeolojik siteleri arasında sınıflandırılır.

Persepolis, Ahameniş İmparatorluğunun başkentiydi, ancak öncelikle kralların ve imparatorluklarının resepsiyonları ve festivalleri için bir gösteri yeri ve muhteşem bir merkez olacak şekilde tasarlanmıştı.

Britannica’ya göre taş, harç kullanılmadan döşenen büyük boyutlu blokların birçoğu hala yerinde. Susa’da Darius tarafından yaptırılan benzer bir salona verilen ad olan Apadana sarayı olarak da bilinen Darius I’in (Büyük; M.Ö. 522-486) ​​seyirci salonunda 13’ü hala ayakta duran büyük sütunlar özellikle dikkat çekicidir. Xerxes Kapısı’nın giriş salonunda hala ayakta duran iki sütun daha vardır ve üçüncüsü kırık parçalarından buraya monte edilmiştir.

1933’te, Darius’un seyirci salonunun temellerinde Pers imparatorluğunun sınırlarını üç çivi yazısı biçiminde (eski Pers, Elamite ve Babil) kaydedilen iki set altın ve gümüş levha keşfedildi. Darius I, Xerxes I ve Artaxerxes III’e ait taştan kesilmiş birkaç yazıt, çeşitli binaların hangi hükümdarla ilişkilendirildiğini gösteriyor.

Güney istinat duvarındaki bunların en eskisi, Darius’un halkına ünlü duasını taşır, “Tanrı bu ülkeyi düşmandan, kıtlıktan ve yalandan korusun.” Pers, Medyan ve Elam yetkililerinin sayısız rölyefi vardır ve servi ağaçlarıyla ayrılmış 23 sahne, bir Pers veya Med liderliğindeki, krala ulusal ilkbahar ekinoksunda ki festivalde uygun tekliflerde bulunan imparatorluğun uzak bölgelerinden temsilcileri tasvir etmektedir.

Banner
Benzer Yazılar

Yeni bir araştırma; genler dillerin çeşitliliğinde her zaman baş rol oynamıyor

24 Kasım 2022

24 Kasım 2022

Dünya üzerinde 7.000’den fazla dil konuşulmaktadır. Bu dilsel çeşitlilik, biyolojik özellikler gibi, genler aracılığı ile nesilden nesile aktarılır. Charles Darwin’in...

Sağanak Yağış 2500 Yıllık Boğa Heykelciğini Ortaya Çıkardı

19 Mart 2021

19 Mart 2021

Yunanistan’da sağanak yağış 2500 yıllık boğa heykelciğini ortaya çıkardı. Antik Olympia’da bir arkeolog gerçekleştirdiği rutin arazi incelemesi sırasında 2500 yıllık...

Mezopotamya tarım tarihini etkileyecek araştırma

12 Ocak 2022

12 Ocak 2022

Tarım, bereketli hilal olarak bilinen sulak Mezopotamya topraklarında başladı. Bilinen en eski tarım uygulamaları bu topraklarda görülür. Buğday, arpa ekimi...

Polonyalı arkeologlar, Colorado’da 3. yüzyıla kadar uzanan yeni petroglifler keşfettiler

15 Aralık 2023

15 Aralık 2023

Polonya Jagiellonian Üniversitesi’nden arkeologlar, ABD’nin Colorado-Utah sınırındaki kayalarda yeni petroglifler keşfettiler. Polonyalı ekip, 3000 yıllık Pueblo kültürünün gizemlerini çözmek için...

Bu Müzede Çalışacak Direktör Aranıyor! Maaşı 1.000.000 TL

5 Aralık 2020

5 Aralık 2020

İşsizlik her zaman dünyanın ve ülkemizin birinci sorunu oldu. Hele birde içinde bulunduğumuz Covid-19 pandemi süreci bu soruna daha çok...

Sırbistan’da kırmızı boya kaplı mezarlar bulundu

19 Şubat 2022

19 Şubat 2022

Sırbistan Cumhuriyeti’nin kuzeyindeki Voyvodina’da iki höyükte kazı yapan Polonyalı arkeologlar, kırmızı hardal boyasıyla kaplı mezar ortaya çıkardılar. Araştırma, Avrasya bozkırının...

Kars Kızıl Mağaralar defineciler tarafından talan ediliyor

2 Ocak 2023

2 Ocak 2023

Kars merkeze 20 km uzaklıkta bulunan Kars halkının Kızıl Mağaralar olarak bildiği Borluk Deresi Vadisi içinde yer alan mağaraların defineciler...

Klazomenai Antik Kenti’ne iş makinesi girdi kazı başkanı suskun

8 Haziran 2022

8 Haziran 2022

İzmir Urla ilçesinde bulunan Klazomenai Antik Kenti’nde İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’ndan alınan izinle, İzmir Arkeoloji Müzesi...

Dicle Nehri kenarında 3400 yıllık Mitanni Kenti ortaya çıkarıldı

30 Mayıs 2022

30 Mayıs 2022

Medeniyetin yeşerdiği topraklar olarak bilinen Mezopotamya’da 3400 yıllık Mitanni Kenti ortaya çıkarıldı. Mezopotamya’yı oluşturan iki nehirden biri olan Dicle nehrinin...

18.000 yıl önce, geç Pleistosen insanları “Dünyanın En Tehlikeli Kuşunu” yumurtadan çıkarıp büyütmüş olabilir.

2 Ekim 2021

2 Ekim 2021

Araştırmacılar, yumurta kabuğunun, insanlar ve kuşlar arasındaki geçmiş etkileşimleri netleştirme potansiyeline sahip, az çalışılmış bir arkeolojik malzeme olduğunu söylüyor. Bununla...

Pompeii kazılarında kölelerin ve eşeklerin acımasızca çalıştırıldığı değirmen ortaya çıkarıldı

9 Aralık 2023

9 Aralık 2023

Vezüv yanardağının yerle bir ettiği (MS 79) Roma kenti Pompeii’de devam eden kazılarda kölelerin ve eşeklerin acımasız bir şekilde çalıştırıldıkları...

Hristiyanlığın ilk yıllarında piskoposlar Antik Çağ’ın bilgilerinden yararlanıyorlardı

13 Temmuz 2022

13 Temmuz 2022

Hristiyanlığın ilk yıllarında piskoposlar, Hristiyanlığı yaymak, Kilise’nin toplum üzerindeki etkisini artırmak için Antik Çağ’ın bilgilerinden ve düzenledikleri ritüellerin oluşturduğu yoğun...

Issık-Kul’da 3 metre yüksekliğinde balbal bulundu

17 Ekim 2022

17 Ekim 2022

Kırgızistan’ın Issık-Kul (Issık Göl) bölgesinde bir çiftçi tarafından yüksekliği 3 metreye varan balbal (taş heykel) bulundu. Issık-Kul, Kırgızistan’ın kuzey doğusunda,...

Kuzey Çin’de keşfedilen 5 bin 200 yıllık taş oyma ipekböceği krizaliti

20 Temmuz 2022

20 Temmuz 2022

Eyalet Arkeolojik Araştırma Enstitüsüne göre, arkeologlar geçen ay Kuzey Çin’in Shanxi Eyaletinde en az 5 bin 200 yıl öncesine dayanan...

Arkeologlar Düzce’de 1500 yıllık Bizans su havuzu ortaya çıkardı

11 Kasım 2024

11 Kasım 2024

Düzce’nin Konuralp Mahallesi’ndeki antik tiyatroda yapılan arkeolojik kazılarda Bizans dönemine ait olduğu tespit edilen yaklaşık 1500 yıllık su havuzu bulundu....

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]