28 April 2024 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Çatalhöyük kazılarında 8 bin 500 yıllık ahşap merdiven parçası bulundu

Neolitik dönem ilk yerleşim izlerinin görüldüğü Çatalhöyük’te sürdürülen kazılarda 8 bin 500 yıllık ahşap merdivene ait parça bulundu.

Çatalhöyük yerleşiminde evlere giriş ve çıkış çatılardan merdiven aracılığıyla sağlanıyordu. Merdivenler dayanaksız malzemeden yapılmasından dolayı bugüne kadar bir parçaya ulaşılamamıştı.

Ancak, bu yıl gerçekleştirilen kazılarda merdiven yapımında kullanıldığı tahmin edilen bir ahşap parçası ele geçirildi.

Arkeoloji dünyasında ses getiren ahşap merdiven parçası hakkında Çatalhöyük kazı başkanı Doç. Dr. Ali Umut Türkcan, arkeolojikhaber.com’a şu bilgileri verdi.

Çatalhöyükte ahşap merdivenin çıkarıldığı yer
Fotoğraf: Çatalhöyük Kazı Arşivi

“Geçtiğimiz yıl keşfi basına açıklanan ve büyük yankı uyandıran; klasik Çatalhöyük heykelcik buluntularından çok farklı 5 santimetre boyunda geriye yaslanmış insan biçiminde üçgen prizmatik formlu mermer heykelcik dışında kazılarda ilk kez bir ahşap merdiven ve olasılıkla fırın kenarında bulunmuş bir tür ekmek olduğu düşünülen mayalı arpadan imal edilmiş bir yiyecek parçası bulduklarını açıkladı. Ancak bunun sadece bir ön tespit olduğunu ve Konya’da yapılacak analizlerden sonra netleşeceğini belirtti.

Ahşap merdiven parçasının çıkarılışı

“Kuzey Teras olarak adlandırılan Kuzey Höyükte daha çok yerleşmenin orta Neolitik dönem tabakalarına ait (tabaka VII ve VIB) kazdığımız yapıların ve mekânların ilkinde yanmış kömür parçalarının yoğun yer aldığı bir çöp yığını ile karşılaştık. İçinden küçük figürünler, obsidyen yontma taş ürünler, öğütme taşları ile çanak çömlek parçalarının yanı sıra adak olarak bırakılmış kürek kemikleri, büyükbaş hayvanlara ait çene gibi hayvan kemikleri çıktı. Özellikle Bina 180 adını verdiğimiz ve gömüleri ile dikkat çeken bu büyük yapının gömülerek terk edilen yapılardan olduğu anlaşılıyordu. Büyükbaş hayvanların kürek kemikleri bu alana Neolitik geleneğe bağlı olarak karşılıklı konulmuştu. Yapılar terk edilirken ahşap direk sökülmesi geleneğine bağlı, duvar kenarında hayli derin bir ahşap direğin çukurunu bulduk. Ortalamanın çok üstünde büyük olması dikkat çekiciydi. Bu da direğin hayli ağır bir yük taşıdığını ve mekânın büyüklüğünü gösteriyordu.”

“Bir yandan şanslıydık, aynı yapıda aynı duvarın güney köşesinde belirgin şekilde sıvanmış duvar içinde bir merdiven oyuğu ve onun biraz önünde de yine aynı merdivenin ucunun dayandığı sıvanmış muntazam küçük bir çıkıntı bulduk.”

“Önerimiz mekânın ocaklar önünde binanın güneyinde önceden de saptanmış ve birçok benzer binada gözlenen giriş alanlarının bir türevi olan bu mekânda hareketli bir merdivenin olduğunu ortaya koymaktaydı.”

“Bu sene 2007 yılında Kuzey Koruganın temelleri kazılırken Mekân 67’de bir ayı kabartması olarak tanımlanan duvarın yüzeye yakın kısmına kadar sıvalı ayıya ait olabilecek büyük bir kabartma açığa çıkan yapının devamı olan ama Koruganın dışında kalarak tümü kazılmadığı için netleşemeyen farklı bir mekân numarası verilen Mekan 66 yı kazmaya başladık. İlk başlarda dolgusunda turuncu renkli karışık Kerpiç, harç ve sıva parçalarının fazlaca yer aldığı bu dolguda yer yer yoğun miktarda yanmış ahşap parçacıkları ile daha çok yapı molozundan oluşan bu dolgudan fazla bir malzeme de gelmiyordu. Bu da yapının bir şeklide bilinçli gömüldüğünü hissettirdi. Dolgunun nerdeyse sonuna doğru Mekan 66’nın güneybatı bölümünde, yapının batı duvarına bitişik şekilde, üst yapısı büyük ölçüde tahrip olmuş fırın kalıntısı tespit ettik. Yaklaşık 30X60 ölçülerindeki bu fırın 11-12 santimetre kalınlıkta inşa edilmişti.”

“Fırının çevresinde çok sayıda in situ ezgi taşı, obsidyen aletler, kemik aletler, hayvan alt çene kemiği konulmuştu ki yakılıp terk edilen alanlarda bu tür adak kemikleri bulmak Çatalhöyük’te bir geleneğin izi. Tabanına doğru ilerlerken önce büyük bir ahşap buluntu karşımıza geldi. Yaklaşık 75 cm uzunluğunda, 30 santim genişliğinde olduğu anlaşılan bu işlenmiş kalıntıyı tanımlamak başta zordu.”

8500 yıllık ahşap parçası
Fotoğraf: Çatalhöyük Kazı Arşivi

“Önce onun 1960 larda James Mellaart’ın kazılarında bulunan oval büyük ahşap teknelerden biri olabileceğini düşündüm, ancak daha sonra üzerindeki yanal hizada geniş çentik sıralarının eşit aralıklarda ikisi net ve üçüncüsünün de hafif izleri ile bir merdivenin basamakları olduğu ortaya çıktı. Bir yandan buluntunun gerek yapının fırının yakınında bulunması gerekse bulunduğu alandaki duvarın üzerindeki temiz sağlam kalmış alçıdan duvar sıvasının diagonal iz kalıntıları da, basamaklı bu ahşap kütlenin bir merdiven olduğunu kuvvetlendiren deliller oldu. Çatalhöyük’te daha önce merdivene ait delilleri ocakların kenarındaki duvarlarda alçı sıvada diagonal izlerden ve olası çatıdan girişin altında küçük yükseltilmiş sıvadan platformlar ile anlayabiliyorduk, ama ilk kez yanmış bir mekânda böyle kütlesel ve basamakları gözüken bir merdiven parçasını net olarak görebildik. Benzerlerini bugün görmek zor olsa da, yakın geçmişte benzerlerinin veya aynısının Anadolu’da kullanımda olduğunu bilmekteyiz.”

“Bu konuda ekibimizin emektar konservatörü Orbay Aydın ve Hacı Bayram Üniversitesinden koşup yardımımıza gelen Doç. Dr. Murat Cura hocama özellikle teşekkür ediyorum, ki çok tecrübeli bir ekiple çalıştığımızı hissettirdi ve nadir bir işin üstesinden gelerek bizi gururlandırdı. Çıkarılması ve koruma altına alınması iki haftayı aşan bu özel ve zor operasyonda binlerce senelik ahşap kütleyi sağlam olarak kaldırabildik. Neolitik Döneme ve daha çok tabaka VI b ye tarihlenen yaklaşık 8500 senelik bu karbonlaşmış hassas ahşap bloğun yerinden kaldırılması uzun planlama ve hassas uygulamaların olduğu bir operasyonla sonlandırıldı. Bir kere daha alanımızda tecrübe ve sabrın ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

Ayrıca Arkeobotanik Uzmanımız Öğretim Üyesi Dr. Salih Kavak tarafından yapılan ön gözlemler sonucu, bu ahşap kalıntının ardıç cinsi bir ağaç olabileceğini tarafımıza belirtmiş ve o dönemin ağaç örtüsü üzerine de ayrıca önemli bir bilgiye kavuşulduğunu belirtmiştir. Bu şekilde bulunmasının sebebi olasılıkla aniden terkedilen, ki burada aynı binanın içinde bir depo mekânında yine haberlerde çıkan mermer heykelcik ve obsidyen ok ucunun beraber adak olarak bulunması da ayrı bir kanıttı. Aynı mekânda ayrıca kilden sıvanmış birebir boyutlarda kilden biçimlendirilmiş bir sığır başı formu ve olasılıkla onun kaidesi olabilecek bir buluntunun da zeminde düşmüş bulunması ile saydığım tüm bu buluntuların özelliği ve bağlamları, yapının özel bir yapı olduğunu ortaya koymaktadır. Yapının hızlıca yapı molozu ve döküntülerle yığılarak gömülmesi hava geçirimsiz anaerobik bir ortamın oluşması ve içerdeki oksijenin tükenmesi ile ahşap merdivenin ağır ağır karbonlaştığına yol açtığını düşünmekteyiz. Yapılacak analizlerle daha da netleşeceğini düşünmekteyim.”

Haber Yaşar İliksiz – Adnan Erdoğan (arkeolojikhaber)

Banner
Benzer Yazılar

Eski zamanlarda aşk ve nefret: Büyülü metinleri keşfetmek

9 Şubat 2024

9 Şubat 2024

Aşk ve nefret, insanlık tarihi boyunca varlığını sürdüren evrensel duygulardır. Eski uygarlıklar, sıklıkla dini ve büyüsel inançlarla iç içe geçen...

Nötron aktivasyon analiz sonucu; Çanak çömlek avcı-toplayıcılar tarafından da kullanıldı

1 Mayıs 2022

1 Mayıs 2022

Çanak çömlek yapım ve kullanımının yerleşik hayata geçiş ile birlikte görülmeye başladığı kabul edilir. Ancak, Japonya’nın Tanegashima bölgesinde bulunan çanak...

Seyitömer Höyüğü kazılarında 4 bin 500 yıllık urgan parçası bulundu

25 Aralık 2021

25 Aralık 2021

Kütahya’da yer alan Erken Tunç Çağı 2 ve 3’üncü dönemleri ile Roma Dönemi’ne ait yerleşimlerin ortaya çıkarıldığı Seyitömer Höyüğü kazılarında...

Kıbrıs, Tunç Çağı’nda Akdeniz’in en büyük bakır üreticisiydi

17 Mart 2023

17 Mart 2023

Kıbrıs adasının güneyinde yer alan günümüz Larnaka şehri yakınlarındaki Hala Sultan Tekkesi ve çevresinde yapılan kazılar Kıbrıs’ın Tunç Çağı’nda Akdeniz’in...

İspanyol arkeologlar, kumların altında Roma dönemine ait bir balık çiftliği, hamam ve bir Tunç Çağı mezarı ortaya çıkardılar

22 Ekim 2022

22 Ekim 2022

İspanyol arkeologlar, İspanya’nın Cadiz kentindeki Trafalgar Burnu’nu çevreleyen kum tepelerinin altında Roma dönemine ait bir balık çiftliği, hamam ile Tunç...

Nadir Bulunan Hitit Mührü Çorum Müzesinde Sergilenecek

20 Mart 2021

20 Mart 2021

Çorum Ortaköy’de bulunan Şapinuva bölgesi olarak tanımlanan yerde 3500 yıllık bir Hitit mührü bulundu. Şapinuva, Bilindiği üzere Hitit İmparatorluğunun en...

Göğe, yıldızlara bakan tanrıça heykeli bulundu

1 Şubat 2022

1 Şubat 2022

İzmir’in Buca ilçesinde 8 bin 500 yıl öncesi yerleşim izlerine rastlanan Yeşilova Höyük’te “Göğe, yıldızlara bakan tanrıça heykeli” bulundu. Kültür...

İspanya’da Dev Fenike Savunma Hendeği Keşfedildi

5 Ocak 2021

5 Ocak 2021

İspanya’nın güneydoğusundaki Costa Blanca’daki Alicante eyaleti Guardamar del Segura kasabasında bulunan Cabezo Pequeño del Estaño’nun Fenike bölgesinde kazı yapan arkeologlar,...

Çatalhöyük kazılarında çoklu mezara ulaşıldı

16 Eylül 2021

16 Eylül 2021

Avcı-toplayıcı kültürden sonra ilk yerleşim izlerinin görüldüğü Çatalhöyük kazılarında çoklu mezara ulaşıldı. Çatalhöyük’ün doğu höyüğünde bir evin kazı çalışmasında çeşitli...

Via Tiburtina’da Cumhuriyet dönemine ait bir Roma köprüsü keşfedildi

28 Şubat 2022

28 Şubat 2022

Roma Şehri’nin kuzeydoğusuna giden antik Roma yolu Via Tiburtina’nın 12. kilometresinde, Cumhuriyet döneminden kalma nadir bir köprünün kalıntıları keşfedildi. Köprü,...

Çin’de ortaya çıkarılan antik pişmiş toprak dansçılar ve müzisyenler

14 Kasım 2022

14 Kasım 2022

Çinli arkeologlar yakın zamanda Shanxi eyaletinin Datong kentindeki Kuzey Wei Hanedanlığı’na (386-534) tarihlenen bir mezardan pişmiş toprak heykelcik grubu keşfettiler....

İlk Çağ kenti Daskyleion kazılarında 2 bin 500 yıllık içme su şebekesi bulundu

10 Ağustos 2022

10 Ağustos 2022

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde bulunan İlk Çağ kenti Daskyleion arkeolojik kazılarında 10 metre uzunluğunda 2 bin 500 yıllık içme su şebekesi...

Girnavaz Höyüğün Cinleri

30 Kasım 2020

30 Kasım 2020

Girnavaz höyük Mardin iline bağlı Nusaybin ilçesinin kuzeyinde ve 4 km uzaklığındadır. Suriye sınırına çok yakın bir konumdadır. Kuzey Mezopotamya’dan...

Santi Apostoli Kilisesi’nde Bulunan Havarilerin Kutsal Kalıntıları Analiz Edildi

2 Şubat 2021

2 Şubat 2021

Roma’da, 500 yıldan fazla bir süredir Fransisken kardeşler tarafından korunan Santi Apostoli kilisesi bulunmaktadır. 1500 yıldan fazla bir süredir bu...

Aššur Medeniyetinde Kan Parası

5 Ocak 2021

5 Ocak 2021

Bir kişinin kazaren ya da kasten öldürülmesi sonrası maktulün ailesine verilen paraya kan parası denilmektedir… Günümüz maddi hukukunda tam olarak...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]