Antik Yunan akademisindeki az sayıdaki kadınlardan biriydi, İskenderiyeli Hypatia. Doğum tarihi için M.S. 350 tarihi söylense de tam olarak kesin değil ama onun ölüm tarihini net olarak biliyoruz. MS. 415. Hypatia’nın, erken yaşlardan itibaren eğitimini teşvik eden matematikçi ve filozof Theon’un kızıdır.
Hypatia, Neoplatonist bir öğretiye sahipti ve Neoplatonik okulunun da önde gelen düşünürlerinden biriydi. O bir filozof, matematikçi ve astronomdu. İskenderiye de Neopolitik okulunda öğrencilerine felsefe ve astronomi öğreten bir öğretmendi.
Yaşadığı dönemde kadın olmak yeterince zorken o bir de öğretmen olarak insanlarının hayatlarına dahil oldu. Ünü iyi bir öğretmen ve bilge bir danışman olarak şehirlerinin dışına kadar ulaştı.Herkesin sevdiği bir kadındı. Birçok Yunanlının hayallerini süslediği de biliniyordu.
Neopolitik felsefesi öğreten bir okulda kadın olarak girmesi bile zorken o eğitmen olarak cüppesini giymekten çekinmedi.Platon hakkındaki düşüncelerini dinleyen herkese anlatırdı. Pek çok insan onun öğretilerini dinliyordu. Ölümünden sonra bir çok kişi onun hakkında güzel şeyler yazdı ve ölümünü haksızlık olarak nitelendirdi.
Hypatia, erkek egemen akademiye bir kadın olarak girmesinin tek nedeni bakire olması ve ölümüne kadar evlenmemesidir. Antik Yunan toplumu bekarlığa bir erdem olarak değer veriyordu ve bu nedenle erkekler ve kadınlar Hypatia’yı neredeyse cinsiyetsiz gördükleri için büyük ölçüde kabul ediyor ve saygı duyuyorlardı.
Hypatia, Hıristiyanlığın emekleme döneminde olduğu bir dönemde pagan inançlarını uygulamaya devam etti. Yeni filizlenen din büyümeye başladı ve bir çok putperest zulüm korkusuyla Hıristiyan oldu.
Hypatia korkuyla inanç değiştirmeyi kabul etmedi. Kendi inançlarını uygulamaya devam etti. Hatta bir süre İskenderiye hükümetinden destek görmesine rağmen bu meydan okuma onu güç düşkünü Hıristiyan çevreler arasında bir hedef haline getirdi. Hıristiyanlar şehirde şiddeti kışkırtınca bu destek ortadan kalktı ve hükümetin onu koruma girişimleri durdu.
İskenderiye’nin en önemli piskoposlarından biri olan Cyril, Hypatia’yı devirmek için harekete geçti. Cyril’ın, hükümete direk saldırmaya cesareti yoktu. Bu yüzden onun yerine hükümete yakın, en güçlü varlıklarından birini ortadan kaldırmaya karar verdi.
Böylece, piskopos bir grup keşişe Hypatia’yı kaçırmalarını emretti. Keşişler kaçırdıkları Hypatia’yı sokaklarda sürüklemeye başladılar. İstiridye kabuklarıyla derisini yüzdüler, üzerine kızgın yağlar döküp yaktılar bir kiliseye götürüp çırılçıplak soyup taşlarla ezip, uzuvlarını parçaladılar.
Cyril, Hypatia’nın, Hristiyanlığın karşı çıktığı ve mücadele ettiği bir puta tapmayı temsil ettiğini söyleyerek eylemlerini haklı çıkardı. Cyril ve arkadaşları için, Hypatia’yı öldürerek onu ölümsüzleştirdiler.
En garip olanı da Orta çağ boyunca Hristiyan erdeminin sembolü olarak görülmesidir. Üstelik bazı bilim adamları Aziz Catherine efsanesinin temeli olarak da onu görmektedirler. Bir çok feminist grubunda sembolü olarak hala anılmaktadır. Kötü ve haksız bir ölümün ölümsüzlüğü kendi elleriyle hediye etmesidir Hypatia!
Neoplatonist öğreti nedir?
M.S 2 yüzyılda din ve Helenistik felsefenin arka planına karşı ortaya çıkan Platonik yani Platoncu bir felsefedir. MS. 5 yüzyıla kadar etkisini gösteren bu akım felsefe tarihinde bıraktığı kalıcı etki ile Ortaçağa kadar etkisini gösterdi. Bu felsefenin herseyini “bir” den türetilebileceği fikri bir çok düşünürü etkilemiştir. Müslüman, Hristiyan ve Musevi düşünürler arasında kabul görmüştür. İbni sina, Farabi gibi ünlü düşünürler neoplatonik etkenleri kendi düşünce sistemlerine dahil etmişlerdir.