Darwin’in, insanların şempanzeler ve goriller arasında yakın bir evrimsel ilişki olduğu teorisi bilim dünyasında hararetli tartışmaların devam ettiği bir alandır. Darwin, 1838 yılında geliştirdiği doğal seçilim teorisi ile bağlantılı olarak insanların şempanzeler ve goriller arasındaki akrabalık bağları düşüncesi için bazı büyük sorular ortaya attı: İnsanlar diğer primatlarla nasıl ilişkilidir ve ilk insanlar tam olarak nasıl hareket etti? Bizde bu sorulara ek olarak şunu ekliyoruz. Eğer, insan, şempanze ve goril ile yakın akrabalık bağı içinde ise, insan ne zaman dik yürümeye başladı?
Darwin‘in doğal seçilim teorisini destekleyen bilim insanlarının gerçekleştirdiği çalışmalardan elde edilen birçok kanıt bilim dünyasına kazandırılmıştır. Afrika, Avustralya ve Asya’nın güney kısımlarında elde edilen fosil, iskelet ve parçaları kopuk zincirlerin birleşmesine yardımcı olmaktadır. En son olarak antropoloji profesörü yardımcı doçent Thomas Cody Prang ve meslektaşlarının Etiyopya’da elde ettikleri iskelet kalıntısı insanın ne zaman dik yürümeye başladığına dair ipucu olabilir.
Antropoloji profesörü yardımcı doçent Thomas Cody Prang ve meslektaşları, Etiyopya’da bulunan 4,4 milyon yıllık Ardipithecus ramidus’un (“Ardi”) iskelet kalıntılarını inceledi. Ardi’nin ellerinden biri son derece iyi korunduğu gözlemlendi.
Araştırmacılar, en eski homininler (fosil insan akrabaları) tarafından kullanılan lokomotor davranış türleri hakkında karşılaştırmalar yapmak için, Ardi’nin elinin şeklini, son zamanlardaki insanları, maymunları ve maymunları temsil eden yüzlerce başka el örneğiyle karşılaştırdı.
Sonuçlar, insanların ne kadar erken dik yürümeye başladığına ve bugün tüm insanların yaptığı benzer hareketler yapmaya başladığına dair ipuçları sağlayabilir.
Science Advances’ın güncel sayısında yayınlanan bir çalışmada Thomas Cody Prang, keşif ile ilgili şu bilgileri paylaştı.
“Kemik şekli, belirli alışkanlıklara veya yaşam tarzlarına – örneğin primatların hareketine – adaptasyonu yansıtır ve kemik şekli ile canlı formları arasındaki davranış arasındaki bağlantıları kurarak, Ardi gibi soyu tükenmiş türlerin davranışları hakkında çıkarımlar yapabiliriz. Ek olarak, Ardi’nin temsil ettiği türden bir el ile Lucy’nin türününki (aynı bölgede bulunan, 3.2 milyon yıllık ünlü, iyi korunmuş bir iskelet Bu ‘evrimsel sıçrama’, homininlerin daha insana benzer bir dik yürüme biçimine adaptasyonlarını geliştirdikleri kritik bir zamanda gerçekleşir ve hominin taş alet üretimi ve kesme gibi taş alet kullanımı için en eski kanıttır.”
Prang, Ardi’nin insanın evrim tarihinin daha önceki bir aşamasını temsil etmenin önemli olduğunu, çünkü potansiyel olarak insanların ve şempanzelerin evrimleştiği ata türüne ışık tutması gerektiğini söyledi.
Ardi, insanın ne zaman dik yürüdüğüne cevap bulunmasında yardımcı olabilir
Çalışmanın, Charles Darwin tarafından fosilleri veya genetik anlayışı olmadığı zaman ilk kez 1871’de öne sürülen, ellerin ve üst uzuvların manipülasyon için kullanımının dik yürüme ile bağlantılı olarak erken insan akrabalarında ortaya çıktığı şeklindeki klasik bir fikri desteklediğini ifade eden Prang,”İnsan ellerinin ve ayaklarının evrimi muhtemelen bağlantılı bir şekilde gerçekleşti. Potansiyel olarak bizi, insanların nasıl ve neden dik yürüme şeklimizi geliştirdiklerine dair bir açıklamaya bir adım daha yaklaştırıyor” dedi.
Ardi ve sonraki tüm homininler arasındaki el anatomisindeki büyük değişikliğin, kabaca 4,4 ila 3,3 milyon yıl önce meydana geldiğini ve insan evriminde kavrayan ayak başparmağının kaybının en erken kanıtına denk geldiğine işaret eden Prang, Ardi bu kadar eski bir tür olduğu için, insan ve şempanzelerin son ortak atasında bulunan iskelet özelliklerini koruyabilir. Eğer bu doğruysa, araştırmacıların dik yürümeye ek olarak insan soyunun kökenini daha net bir ışığa yerleştirmelerine yardımcı olabilir diyerek “Bunun, insan ellerinin, muhtemelen taş aletler içeren gelişmiş manuel manipülasyon için evrimsel süreçle değiştirilmesine olanak tanıyan daha gelişmiş dik yürüyüşün evrimini içerdiğini öneriyoruz” bilgisini verdi.