7 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

5.700 Yıllık Sakız İçindeki İnsan Hikayesi

Sakız, gündelik hayatta birçoğumuzun çiğnediği ürün… Eskilerin ağız ve diş sağlığı içinde kullandığı sakızın, 5.700 yıl öncesinden bir insanın hayat hikayesini barındırdığını duymak oldukça şaşırtıcı…

5. 700 yıldan beri iyi bir şekilde korunmuş bir sakız parçası, Taş Devri Danimarkalı bir kadının genetik bilgilerini bizlere ulaştırdı. Sakız, türümüzün evrimine yeni bir ışık tutmuş oldu.

Sakızın içinden koyu tenli, siyah saçlı ve mavi gözlü bir kadın çıktı

Çamuruyla bilinen bir adada bulunan Paleolitik sakız mükemmel bir şekilde korunduğu görüldü. Bilim insanları,  sakızı kullanan bireyin cildini, saçını ve göz rengini, patojenik profilini, diş sağlığını, yeme kültürünü ve daha fazlasını içindeki DNA‘dan belirleyebilmiştir.

M. Ö. 3.700 yılında, koyu tenli, siyah saçlı ve mavi gözlü bir kadın, Danimarka’da Lolland adasında Syltholm adlı bir yerde yaşıyordu ve tükürmeden önce 1 santimetre uzunluğundaki huş ağacını çiğniyordu. Tükürdüğü huş ağacı sakızı, bilim insanları onu bir şekilde tanımlamayı, korumayı ve incelemeyi başarıncaya kadar bin yıl boyunca çamurla kaplandı.

Araştırmacılar, sahada tüm genomunun yanı sıra ağzında yaşayan diğer türlerin genomunu da toplayabildiler. Kadın, laktoza tahammülsüzdü, yabani yiyecekleri tarımsal tahıl temellerine tercih ediyor gibiydi ve bugün çoğumuzun sahip olduğu viral bir enfeksiyonu taşıyordu.

“Kemikten başka herhangi bir şeyden eksiksiz bir antik insan genomu elde etmek inanılmaz” diyen araştırmayı yöneten Kopenhag Üniversitesi Globe Enstitüsünden Doçent Hannes Schroeder,  “Dahası, DNA’yı oral mikroplardan ve birkaç önemli insan patojeninden de aldık, bu da bunu, özellikle insan kalıntısının olmadığı dönemler için çok değerli bir antik DNA kaynağı haline getiriyor” dedi.

Lolanın illüstrasyonu Tom Björklund -Kopenhag Üniversitesi
Sakız içine DNA’sını bırakan Lolanın illüstrasyonu Tom Björklund -Kopenhag Üniversitesi

Zamanda bir pencere

Üzerinde sakız bulunan adanın isminden sonra “Lola” olarak adlandırılan bu kişinin koyu tenli olması, kuzey Avrupalıların uyarlanabilir açık teninin çok daha sonra evrimleştiğini düşündürüyor. Bir dizi nedenden ötürü, huş ağacı kabuğunu aşağıya çevirerek yapılan sakızı çiğniyor olabilirdi.

Antiseptik özelliklerinden dolayı Danimarkalı kadın sakızı diş ağrısını hafifletmek için çiğniyordu yada bugün çoğumuzu sakız çiğnemeye götüren monoton kemirmenin tadı için kullanıyordu.

Sakızın içinde günümüz insanlarında da bulunan % 90 enfekte Epstein-Barr virüsü, viral DNA. Muhtemelen Lola’nın en son yediği yemek olan yeşilbaş ördek ve fındığın DNA’sı bulundu.

Syltholm’daki kazılara katılan Theis Jensen, “Syltholm tamamen benzersizdir. Neredeyse her şey çamurda mühürlendi, bu da organik kalıntıların korunmasının kesinlikle olağanüstü olduğu anlamına geliyor. Danimarka’daki en büyük Taş Devri bölgesi ve arkeolojik buluntular, bölgeyi işgal eden insanların vahşi kaynakları, tarım ve evcil hayvanların güney İskandinavya’ya ilk kez tanıtıldığı dönem olan Neolitik Çağ’a kadar yoğun bir şekilde kullandığını gösteriyor” dedi.

Makalede yer alan görseller Tom Björklund / Kopenhag Üniversitesi

Banner
Benzer Yazılar

Aigai kazılarında bulunan 1800 yıllık mermer yazıt çözüldü

2 Ekim 2022

2 Ekim 2022

2005 yılında Aigai Antik Kenti’nde bulunan 3 parça mermerden oluşan 1800 yıllık yazıt çözüldü. Tercümesi yapılan mermer yazıt, Aigai halkının...

Arkeologlar, 1386 yıl önce aynı adı taşıyan ünlü savaşa tanık olan Jalula antik kentinin izlerini keşfetti

2 Aralık 2023

2 Aralık 2023

Irak Devlet Eski Eserler ve Miras Kurulu (SBAH), Jalula antik kentinin sınırlarının ve çeşitli yapılarının keşfedildiğini duyurdu. Irak Devlet Eski...

İnsanlar, Avrupa’da “daha önce düşünülenden 1.000 yıl önce” büyük ölçekli savaşlara girdiler

5 Kasım 2023

5 Kasım 2023

Yeni bir araştırmaya göre, bir mezar alanından çıkarılan yüzlerce insan kalıntısı, Avrupa’da güçlü devletlerin oluşumundan çok önce Taş Devri insanları...

Atalar Şehri Ahlat Mezar Taşları

16 Kasım 2020

16 Kasım 2020

Bitlis’in Nemrut ve Süphan dağlarıyla çevrili Van Gölü kıyısındaki naif bir ilçesi olan Ahlat, Türklerin Anadolu’ya giriş kapısıdır desek abartmamış...

Yeni araştırmalar, bugün yaşayan birçok hayvan türünün atalarının Çin’de bir deltada yaşamış olabileceğini öne sürüyor.

20 Nisan 2022

20 Nisan 2022

Yeni araştırmalar, bugün yaşayan birçok hayvan türünün atalarının Çin’de bir deltada yaşamış olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, Çin’in dağlık Yunnan eyaletindeki...

Bursa’nın 2.200 Yıllık Zindanı Müze Oldu

17 Ekim 2021

17 Ekim 2021

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restorasyonu tamamlanan M. Ö. 200 yıllarında inşa edilen zindan artık dijital müze ve sanat galerisi olarak...

60 yıl önce Danimarka’ya kaçırılan Septimius Severus heykelinin başı Türkiye’ye getiriliyor

27 Kasım 2024

27 Kasım 2024

Boubon Antik Kenti’nden 60 yıl önce kaçak yollarla kaçırılan Septimius Severus heykelinin başı , Danimarka’daki New York Carlsberg Glyptotek Müzesi...

Orta Çağ Avrupası’nın Korkunç İşkence Aletleri

26 Ocak 2021

26 Ocak 2021

İnsanoğlu icatları sadece insanlığın iyiliği için hizmete sokmamıştır. Sadece acı ve ızdırap için aletler tasarlamış, kurbanlarının ölümünü uzatmanın yollarını da...

Ermenistan’da bulunan un dolu 3000 yıllık sütunlu yapı

14 Mayıs 2023

14 Mayıs 2023

Ermeni ve Polonyalı arkeologlardan oluşan bir ekip Ermenistan’ın Metsamor antik kentinde un dolu 3000 yıllık sütunlu yapı ortaya çıkardılar. PAP...

35.000 yıl önce ölen Afrikalı adamın yüzü yeniden canlandırıldı

4 Nisan 2023

4 Nisan 2023

Kutsal Nil kıyısında elinde baltayla ölen Afrikalı bir adamın yüzü 35.000 yıl sonra yeniden canlandırıldı. 17 ila 29 yaşları arasında...

Toniná Site Museum Kısaca Tanıyalım

8 Aralık 2020

8 Aralık 2020

Dünya üzerinde irili ufaklı birçok müze vardır. İçinde barındırdığı tarihi değerler ile başı çeken belli başlı kült müzeler her dönemin...

Çiftçi Tarlasında Helenistik Döneme Ait Lahit Buldu

9 Nisan 2021

9 Nisan 2021

Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde bir çiftçi tarlasını sürerken Helenistik Döneme lahit buldu. Manisa’nın Gölmarmara ilçesine bağlı Taşkuyucak Mahallesi Akçakoca mevkiinde E....

Google Arts & Culture ile Mısır’ın En Önemli Arkeolojik Alanlarını Sanal Olarak Gezin

16 Ocak 2021

16 Ocak 2021

“Firavun mezarlarından Memluk camilerine ve Kıpti manastırlarından Roma villalarına” artık Mısır’ın en önemli arkeolojik alanlarına çevrimiçi turlar yapabilirsiniz. Google Arts &...

Macaristan Gümrüğünde Yakalanan 412 Adet Tarihi Eser Türkiye’ye Getiriliyor

20 Şubat 2021

20 Şubat 2021

Kültür ve Turizm Bakanlığının, tarihi eser kaçakçılığıyla olan mücadelesi hız kesmeden devam ediyor. Ülkemizden yasadışı yollarla yurtdışına kaçırılan eserler için çalışmalar...

Arkeoloğun Bir Şey Yok Dediği Yerde Tarih Yatıyor

10 Temmuz 2021

10 Temmuz 2021

İstanbul, tarihin her devrine ait birçok izleri içinde barındırıyor. Yarımburgaz mağarası ve Megaralıların günümüz Kadıköy ilçesinde kurdukları ilk yerleşim olan...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]