21 November 2024 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Troya kazıları ile Schliemann’ın verdiği zararlar giderilmeye çalışılacak

Anadolu’nun en ünlü antik kenti Troya…

Dönemin zenginliği ile göz kamaştıran en güçlü kenti…

Homeros’un yazdığı İlyada eserinde geçen ünlü aşk destanı Troyalı Paris ile Spartalı Kraliçe Helen’in yaşadığı topraklar…

İda dağlarının görkemini içinde barındıran ve her krallığın sahip olmak istediği destansı ülke Troya…

Günümüzde Çanakkale il sınırları içinde Hisarlık olarak adlandırılan arkeolojik bölgede yer alan Troya, dünya arkeoloji alanında dikkatle takip edilen ender yerlerden birisidir. Öyle ki; içinde barındırdığı hazineleri ele geçirmek isteyen birçok yerli ve yabancı kişilerce talana sahne olmuştur.

Troya’ya en çok zararı veren de yine bu kenti ortaya çıkaran Alman amatör arkeolog Heinrich Schliemann tarafından verilmiş 1870’lerde yaptığı kazılarda ele geçirdiği eserlerin birçoğunu yurtdışına kaçırmıştır.

Tevkifiye köyü civarında yer alan Troya Antik Kenti’nde yapılan özellikle Schliemann’ın gerçekleştirdiği tahribatlar, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan ve ekibi tarafından düzeltilmeye çalışıyor.

Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, yapılacak çalışmalar hakkında AA muhabirine şunları söyledi.

“Biz 12 ay boyunca, tüm yıl çalışıyoruz fakat, aktif kazıya haziranda başladık. Troya 150 yıldır kazılıyor. Bu 150 yıl içinde pek çok tartışma, pek çok keşif, arkeolojik anlamda da çok önemli olaylar oldu. 1871’de başlayan Schliemann’ın resmi kazıları sırasında, hem ören yerine verdiği bir tahribat söz konusu hem de ören yerindeki buluntuları çalıp götürmesi iki büyük vaka. Burada, o dönemki kazıların sonrasında özellikle 1930’lu yıllardan itibaren Dörpfeld ve Blegen 1988’e kadar kazı yapıyor. Sonrasında da 1988’de başlayıp 2005’te vefat edinceye kadar Troya Kazı Başkanlığını yürüten Manfred Osman Korfmann’ın yaptığı çalışmalar var. Biz şu anda daha çok Schliemann dönemindeki tahribatların giderilmesi için çalışma yapıyoruz. Ayrıca onun ortadan kaldırdığı, bizim bazı arkeolojik sorunları anlamamız açısından önemli alanlarda kazılar yapıyoruz.”

“Troya II Kent Girişi” olarak adlandırılan alanda son birkaç yıldır çalıştıkları noktanın Schliemann dönemi kazılarının bir çalışma alanı olduğunu belirten Aslan, şöyle devam etti:

“Burada Schliemann yukarıdan aşağıya höyüğü keserek, tahrip ederek 1872’de burayı kazıyor. Buradaki buluntuları ve 1872’den sonraki buluntuları da buradan çalıp götürüyor. Biz burada 150 yıl sonra, özellikle Troya 2 kalesi olarak tanımlanan, belki de Troya döneminin en zengin kenti olarak tanımlayabileceğimiz alanda tahribatları gidermeye çalışıyoruz.

Troya kazıları başkanı Rüstem Aslan
Troya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan, “Troya kazıları ile Schliemann’ın verdiği zararlar giderilmeye çalışılacak” Fotoğraf AA

Burada restorasyon ve konservasyon ön çalışmalarını yapıyoruz. Aynı zamanda arkeolojik anlamda tahrip ettiği yerdeki bazı tarihlendirme sorunlarını da buluntularla açıklamaya çalışıyoruz. Yani şunu net olarak söyleyebiliriz, 150 yıl sonra bile Schliemann’ın verdiği tahribatları görmek mümkün. Ve bizim amacımız da bu sene restorasyon ve konservasyon ön çalışmalarını gerçekleştirmek. Ama aynı zamanda buradaki bazı arkeolojik tarihlendirme ve buluntularla ilgili sorunları da yeni kazı verileriyle açığa çıkarıp yayınlamak.”

“Troya Müzesi bu topraklardan giden eserler için en uygun yer”

Rüstem Aslan, Schliemann’ın hem kalıntıları ortadan kaldırdığını hem bölgeyi yıktığını ifade ederek, şunları anlattı:

“Şunu da söyleyebilirim ki, her kazı döneminde ortaya çıkardığı bir sonuç söz konusu. Schliemann bu tahribatları yapıyor, o dönem 19. yüzyıldaki tartışmalarda artık Hisarlık’ın Troya olduğu kabul ediliyor. Fakat o tahribatlar gerçekleşmiş oluyor. Bu hatasını da kendisi daha sonraki yıllarda anlıyor. Troya’da aslında pek çok dönüm noktası var. Bizim 1988’de Korfmann hocayla başlayan kazılarda, 1996’da Troya Tarihi Milli Parkı olması, 1998’de ören yerinin dünya kültür mirası listesine girmesi ve onun sonrasında gördüğümüz bir hayal vardı, ‘Troya Müzesi’, bu hayal Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılan resmi açılış ile gerçekleşmiş oldu. Ve böylelikle şunu söyleyebiliyoruz, artık Troya Müzesi bu topraklardan giden eserlerin dönmesi için en uygun yer ve bu eserlerin geri dönmesini bekliyor.”

Banner
Benzer Yazılar

Kuzey İsrail’de “Meryem’den Doğan İsa” Yazan Yunanca Bir Yazıt Ortaya Çıkarıldı

20 Ocak 2021

20 Ocak 2021

The Jerusalem Post’un haberine göre, İsrail Eski Eserler Dairesi bugün yaptığı açıklamada, “Meryem’den doğan İsa ” adını taşıyan 1.500 yıllık...

İklim Değişikliği 50 Bin Yıllık Mağara Resimlerini Tehdit Ediyor

14 Mayıs 2021

14 Mayıs 2021

Hızlı ve plansız gelişen sanayileşme Dünya’nın dengesini bozmaya devam ediyor. Daha fazla üretme ve ekonomik açıdan güçlü olma hevesiyle birbiri...

Çatalhöyük’te 8 bin 200 yıllık tapınak yapısı ortaya çıkarıldı

6 Eylül 2022

6 Eylül 2022

Anadolu’da Neolitik Dönem’in bilinen ilk yerleşim alanı Çatalhöyük’te gerçekleştirilen kazı çalışmalarında 30 metrekare büyüklüğünde sunak alanı, duvar resimleri ve kabartmaların...

Sezar’ın ünlü sözlerini kaleme aldığı Zile Kalesi’nde çevre düzenlemesi yapılıyor

15 Ocak 2022

15 Ocak 2022

Roma İmparatorluğu’nun en etkili askeri ve politik liderlerinden biri olan Jul Sezar’ın unutulmaz sözü “veni, vidi, vici” yi kaleme aldığı...

Suudi Arabistan’da İslam öncesine ait yazıt ve boğa başı keşfedildi

18 Şubat 2023

18 Şubat 2023

Suudi arkeologlar, Necran bölgesindeki Al Ukhdud kazı alanında İslam öncesine ait yazıt ve bronz boğa başı keşfettiler. Keşfi, Suudi Arabistan...

London Bridge yakınlarında nadir bir Roma mozaiği keşfedildi

22 Şubat 2022

22 Şubat 2022

Londra Arkeoloji Müzesi’nden bir arkeolog ekibi, Southwark’taki London Bridge yakınlarında ki bir alanda bir odayı süslemiş olabilecek iyi korunmuş nadir...

Hocalı Soykırım Müzesi Kuruluyor

12 Aralık 2020

12 Aralık 2020

İnsanlığın ortak tarihin de acı bir sahnedir Azerbaycan Hocalı‘da yaşanan soykırım… Ermeni silahlı güçlerin 26 Kasım gecesinde masum savunmasız sivillere...

Onna-Bugeisha, Japonya’nın Kadın Samurayları

21 Ocak 2021

21 Ocak 2021

Batı Dünyası, Samuray savaşçılarını doğaları gereği erkek olarak görmeye başlamadan çok önce kadın samuraylar vardı. Bu kadın samuraylar erkek meslektaşları...

Nötron aktivasyon analiz sonucu; Çanak çömlek avcı-toplayıcılar tarafından da kullanıldı

1 Mayıs 2022

1 Mayıs 2022

Çanak çömlek yapım ve kullanımının yerleşik hayata geçiş ile birlikte görülmeye başladığı kabul edilir. Ancak, Japonya’nın Tanegashima bölgesinde bulunan çanak...

78.000 Yıllık Mtoto Çocuğu Cenazesi Afrika’da Bulundu

6 Mayıs 2021

6 Mayıs 2021

İnsan, tarih sahnesine çıktığı andan itibaren yeryüzüne izler bırakmaya başlamıştır. Diğer yaşam formlarından insanı ayıran en önemli özellik ürettiği maddi...

Antik Yunan Gökbilimcisi Aratus’un Anıt Mezarı Antik Şehir Soli Pompeipolis’te bulundu!

14 Ekim 2020

14 Ekim 2020

Mersin ilinde bulunan antik kent Soli Pompeipolis’te çalışan arkeologlar, MÖ 315 doğumlu Yunan şair ve astronom Aratus’un anıt mezarının açılışını...

Kültepe Kazıları Suriye’de Bilinmeyen Bazı Olayları Çözebilecek

26 Mayıs 2021

26 Mayıs 2021

Anadolu’nun yazılı tarihini başlatan Kültepe kazıları Haziran ayında başlıyor. Kültepe kazı başkanı Prof. Dr. Fikri Kulaklıoğlu, Haziran ayında başlayacak ve...

Hadrianaupolis’te Roma kalesi ortaya çıkarılıyor

27 Aralık 2022

27 Aralık 2022

Karabük Eskipazar ilçesinde bulunan Hadrianaupolis Antik Kenti’nde devam eden arkeolojik kazı çalışmalarında 1700 yıllık Roma Kalesi ortaya çıkarılıyor. “Karadeniz’in Zeugması”...

Kayseri Endürlük Kilisesi’nin İçler Acısı Hali

4 Temmuz 2021

4 Temmuz 2021

Anadolu’nun her karış toprağı birçok medeniyetin bıraktığı kültürel varlıkları ile dolu… Anadolu, tarih öncesinden başlayan, Hatti, Hitit, Troia, Frig, Urartu...

Köpeği, sığırı, koyunu ve 4 atı ile birlikte gömülmüş Urartulunun mezarı ortaya çıkarıldı

5 Eylül 2021

5 Eylül 2021

Eski çağlarda ölüler sahip oldukları canlı cansız varlıkları ile birlikte gömülüyorlardı. Ölü hediyesi olarak konulan sunular kültürlere göre değişiklik gösteriyordu....

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]