16 August 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Şamanlar, Tanrılar ve Ruhlar Arasında: Bulgaristan’ın Gizemli Orta Asya Kökenlerine Yolculuk

Modern sınırlar çizilmeden çok önce, görünmeyenle iletişim kurmaya dayanan şamanlar liderliğindeki kadim ruhani gelenekler, geniş Avrasya bozkırlarını kat ederek ritüellerde, sembollerde ve taşlarda izler bıraktı. Bulgaristan’dan yakın zamanda yapılan bir keşif gezisi, Bulgarların pagan geçmişini, ruhların, tanrıların ve ataların seslerinin dağlarda ve kutsal alanlarda hâlâ yankılandığı Orta Asya’nın zengin şamanik mirasıyla bağlayan heyecan verici ipuçlarını gün yüzüne çıkardı.

Sayano-Altay dağlarının eteklerine düzenlenen öncü Bulgar bilimsel keşif gezisi, Bulgaristan’ın kültürel ve ruhani mirasının antik kökenlerine dair yeni bilgilerle döndü. Gezide, ünlü arkeolog Prof. Nikolay Ovcharov ve Dünya’daki Bulgarlar Derneği Başkanı Mladen Stanev liderliğinde, antik Orta Asya medeniyetleri ile 7.–9. yüzyıl pagan Bulgarları arasında şamanik geleneklerin ve kültürel aktarımın izleri araştırıldı.


Antik Bulgarların Kökenlerini Yeniden İncelemek

Geleneksel teoriler, antik Bulgarların kökenini ya Türk-Altaik ya da İranî bağlamlarda değerlendirmişken, güncel akademik tartışmalar daha karmaşık bir etnogenez öneriyor. Prof. Ovcharov, Sofya’da düzenlenen basın toplantısında “Antik Bulgarlar muhtemelen Orta Asya’daki farklı halklar ve geleneklerin bir mozaiğinden etkilenmişlerdir” dedi.

Öne çıkan kültürel paralellikler arasında Türk runik yazısının kullanımı, Tangra ve Umai gibi tanrılar ve Pliska ile Preslav gibi erken Bulgar başkentlerinde betimlenen şamanik imgeler yer alıyor. Bu unsurlar, Bulgarlar ile Orta Asya bozkır toplumları arasında uzun süreli ruhani ve kültürel bağlantıların varlığına işaret ediyor.


Kutsal Moğol Mekanlarının Keşfi

İki haftalık keşif gezisi, 5.000 kilometreden fazla mesafe kat ederek Ulan Batur, eski Moğol başkenti Karakurum ve Uygur Kağanlığı’nın başkent kalıntılarını kapsadı. Araştırma ekibi, Orhon Vadisi ve 8. yüzyıl başlarında yaşamış Moğol ve Türk tarihinin saygı duyduğu Bilge Kağan ile Kül Tigin’e adanmış Türk türbesi gibi kutsal alanları inceledi.

Özellikle dikkat çekici olan “geyik taşları” olarak bilinen 3.000 yıldan eski megalitik anıtlar oldu. Stilize geyik figürlerinin tanrısallaştırılmış varlıkları temsil ettiğine inanılan bu taşlar, erken Bulgar sanatındaki motiflerle sembolik benzerlikler taşıyor.

Bulgar keşif heyeti üyeleri Moğolistan’daki Gobi Çölü’nde deve sırtında antik bozkır yollarını takip ediyor – 2025. Fotoğraf: Nikolay Ovcharov – BTA

Nadir Bir Şamanik Karşılaşma ve Kültürel Yeniden Yapılanma

Gezinin en önemli anlarından biri, 85 yaşındaki Baldorj adlı, Moğolistan’daki yaşayan son şamanlardan biriyle Khuvsgul dağlarında gerçekleşti. Nadiren yapılan “kamlayane” ritüelinde Baldorj, Ural’dan Pasifik Okyanusu’na uzanan Avrasya topraklarında yolculuk yaptığına inanılan 13 ruhani varlık (ongon) çağırdı. Bu ritüel, uzun zaman unutulmuş uygulamalara dair değerli bilgiler sunarak araştırmacıların pagan Bulgaristan’da bin yıl önce yapılmış olabilecek törenleri yeniden canlandırmasına yardımcı oldu.


Gelecek Planları: Bulgaristan’da Şamanik Ritüeller ve Kültür Turizmi

Prof. Ovcharov, Madara, Varna ve antik Trakya kenti Perperikon gibi önemli Bulgar arkeolojik alanlarında özgün şamanik ritüellerin sahnelenmesini savunuyor. News.mn ile yaptığı röportajda, bu tür ritüellerin sadece antik Bulgar ruhaniyetine bilimsel açıdan katkı sağlamakla kalmayıp, bölgedeki kültür turizmini de önemli ölçüde canlandıracağını belirtti.

Moğol şamanlarının canlı performanslarının, antik mekanları daha etkileyici ve eğitici turistik cazibe merkezlerine dönüştürebileceğine inanıyor. Böyle bir ritüel pilot programının gelecek yıl bahar aylarında uygulanması planlanıyor.


Moğolistan’da Kiril ve Metodiy’e Saygı Duruşu

Kültürel köprü kurma anlamında sembolik bir jest olarak, Ovcharov, 9. yüzyılda orijinal Kiril alfabesini geliştiren Bizanslı bilim insanları Aziz Kiril ve Metodiy anısına Ulan Batur’da bir anıt dikme kampanyası başlatacağını açıkladı. Kiril alfabesi 1945’ten beri Moğolistan’ın resmi alfabesi olsa da, geleneksel Moğol yazısı hâlâ öğretiliyor ve yeniden canlanıyor.

Kapak Görseli: Bulgar arkeolog Prof. Nikolay Ovcharov. News.mn

Banner
Benzer Yazılar

Ulucak Höyük seramiklerinin üzerinde 8 bin yıllık parmak izleri

13 Ağustos 2022

13 Ağustos 2022

Ege Bölgesi’nin en önemli yerleşimi Ulucak Höyük kazılarında ortaya çıkarılan seramik atölyelerinde kullanılan seramik hamurlarının üzerinde 8 bin yıllık parmak...

Tozkoparan Höyük kazılarında çocuk iskeleti ortaya çıkarıldı

11 Ağustos 2021

11 Ağustos 2021

Tunceli Pertek ilçesi Tozkoparan köyünde yer alan Tozkoparan höyük de gerçekleştirilen kurtarma kazılarında çocuk iskeleti ortaya çıkarıldı. 2019 yılında tutulan...

Kendini demir halkalarla zincirleyen Bizans keşişe ait iskelet bulundu

5 Ocak 2023

5 Ocak 2023

Kudüs yakınlarında 2017 yılında gerçekleştirilen kazılar sırasında kendini demir halkalarla zincirleyen Bizans keşişe ait iskelet bulundu. Kilolarca ağırlıkta demir halkalarla...

Pakistan’daki Swat Butkara Bölgesinde Madeni Paralar ve Kharosthi Yazıtları da Dahil 2.000 Yıllık Eserler Bulundu

15 Şubat 2025

15 Şubat 2025

Pakistan’ın Swat kentindeki Mingora yakınlarında bulunan Butkara Stupası’nda yapılan kazılarda, iki bin yıllık sikkeler, çanak çömlekler ve Kharosthi yazısıyla yazılmış...

Karakuş Tümülüsü’nün gizemi jeoradarla ortaya çıkarılacak

10 Ekim 2023

10 Ekim 2023

2 bin yıllık Karakuş Tümülüsü’nün gizemini ortaya çıkarmak için jeoradar çalışması başlatıldı. Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Kaan Kadıoğlu, “Bu çalışmayla...

Romalı askerleri korkudan titreten Kelt savaş trompeti carnyx

9 Temmuz 2023

9 Temmuz 2023

Roma İmparatorluğu’nun doğusunda ve batısında yaşayan Keltler, M.Ö. 4. yüzyılda, İtalya’nın kuzeyine akınlar düzenleyerek Roma’nın güvenliğini tehdit eden kabile topluluğu...

Knossos Sarayı’nın görkemli taht odasının Avrupa’nın en eski taht odası olduğu düşünülüyor

16 Mart 2024

16 Mart 2024

Bir Tunç Çağı kültürü olan Minos uygarlığı, MÖ 2700 ile MÖ 1450 yılları arasında Girit adasında gelişti. Bu uygarlığın dikkat...

Karadağ’ın zirvesinde Urartulara ait kale kalıntısına ulaşıldı

2 Temmuz 2022

2 Temmuz 2022

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığındaki kazı ekibi Urartulara ait en...

500 yaşındaki İnka mumyası, sanki derin bir uykuda “La Doncella”

24 Ağustos 2021

24 Ağustos 2021

1999’da Arjantin’deki yüksek Volcán Llullaillaco zirvesinin yakınında bulunan üç İnka mumyası tüm bilim adamlarını hayrete düşürdü. Bulunan 3 İnka o...

Nimes’te Dikkat Çekici Yer Süslemeleriyle Bezenmiş Roma Dom’ları

26 Şubat 2021

26 Şubat 2021

Nîmes kentinde kazı yapan arkeologlar, iki yüksek statülü Roma domusunun (evlerinin) kalıntılarını keşfettiler. Fransa’nın Nimes şehri tarih verimliliği açısından oldukça...

Brezilya’da 16 yeni antik kaya sanatı alanı tespit edildi

10 Mart 2024

10 Mart 2024

Brezilya’nın Tocantins’in Jalapão bölgesinde çalışan arkeologlar, 2.000 yıllık 16 yeni antik kaya sanatı alanı tespit etti. Bu alanlarda insan ve...

Knidos Antik Kenti’nde Emevi dönemine ait kitabeler bulundu

4 Nisan 2022

4 Nisan 2022

2016 yılından bu yana devam eden Knidos Antik Kenti kazılarında MS 685-711 yılları arasında bölgede hakimiyet kuran Emevilere ait kitabeler...

İlk Kadın Paleontolog Mary Anning’in Keşifleri ve Hayatı

5 Mart 2021

5 Mart 2021

İlk kadın Paleontolog Mary Anning, keşifleriyle yaşadığı dönemin tüm bilim insanlarını şaşkına çevirdi ama hiç birinden takdir yada övgü duymadı....

Nebraska’daki Eski Volkanik Kül Yatağında Yüzlerce İyi Korunmuş Tarih Öncesi Fosil Bulundu

17 Ekim 2020

17 Ekim 2020

Sulama delikleri, Nebraska’nın uzun otlakları arasındaki tarih öncesi hayvanları her zaman cezbetmiştir. Atlardan, develere, gergedanlara, yakınlarda bulunan vahşi köpekleri ve...

Gedikkaya Mağarası’nda 16500 yıllık adak çukuru içinde taş heykelcik keşfedildi

17 Aralık 2022

17 Aralık 2022

Bilecik’in İnhisar ilçesinde bulunan Gedikkaya Mağarası’nda Paleolitik Çağ’dan Neolitik Çağ’a geçiş evresi olan Epi-paleolitik döneme ait 16500 yıllık adak çukuru...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]