20 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Orta Çağ’da Veba Doktorları ve İlginç Üniformaları

Kara veba tarihin en ölümcül salgınıydı ve sadece birkaç yılda 25 milyon Avrupalıyı yok etti. Yönetimdekiler çaresizlikten  ikinci sınıf ve deneyimsiz doktorları yada hiçbir tıbbi eğitimi olmayan ama doktor olarak adlandırılan “Veba Doktorlarını” işe aldılar.

Önemli olan tek şey veba doktorunun vebadan etkilenen bölgelere girmeye ve ölü sayısını hesaplamaya istekli olmasıydı. 250 yıl veba ile savaşan insanlara umut 17. Y.Y. tehlikeli madde giysisine benzer kıyafetin icadıyla geldi. Umut geldi gelmesine ama maalesef işe yarar bir icat olmadı.

Bir veba doktorunun veya Medico della Peste’nin birincil sorumluluğu hastaları iyileştirmek veya tedavi etmek değildi. Kara ölüm kayıplarının izini sürmeleri, ara sıra otopsiye yardım ettikleri, ölüler ve ölenlerin iradelerine tanık oldukları için görevleri daha idari ve zahmetliydi.

Veba doktorlarının hastalarının mali durumundan yararlandıkları, ölen kişinin son nefesinde yanında olmalarından dolayı çoğu zaman onların vasiyetleriyle kaçmaları şaşkınlık yaratmıyordu. Buna rağmen bu veba muhasebecilerine saygı duyuluyor hatta fidye için alıkonuldukları da oluyordu.

Yerel belediyeler tarafından işe alınan ve para ödenen veba doktorları, ekonomik durumlarına bakılmaksızın herkesi saydılar, ancak zaman zaman daha zengin hastalara bir ücret karşılığında kendi buldukları tedavileri uygulamaktan da geri durmadılar.

Veba doktorları için tasarlanan koruyucu maskeler.

Vebanın tam olarak nasıl yayıldığı doktorlar ve hastalar için belirsizliğini korumaktaydı.

Yine de 17. yüzyıla gelindiğinde, doktorlar salgının kötü kokulu hava yoluyla yayıldığı fikri olan “miazma teorisini”  kabul ettiler. Bu teorinin kabulünden önce de veba doktorları çeşitli koruyucu giysiler giymişlerdi ancak 1619’da XIII. Louis’ün başhekimi Charles de l’Orme tarafından bir “üniforma” icat edildi.

Charles de l’Orme

De l’Orme bu kostüm hakkında şöyle yazdı:

“Burun yarım ayak uzunluğunda, gaga şeklinde, parfümle dolu … Montun altına Fas derisinden (keçi derisi) yapılmış botlar ve pürüzsüz tenli kısa kollu bir bluz giyiyoruz … Şapka ve eldivenler aynı deriden yapılmıştır … gözlerin üzerinde mutlaka gözlükler kullanılacak ”

Kokulu buharların giysilerinin liflerini yakalayabileceğine ve hastalıkları iletebileceğine inandıkları için de l’Orme, miyazmaları saptırmak için mumlu bir deri ceket, tozluklar, botlar ve eldivenlerden oluşan bir üniforma tasarladı. Kıyafet daha sonra vücut sıvılarını püskürtmek için keçi derisi üzerine beyaz hayvan yağı ile kaplandı. Veba doktoru ayrıca, bir doktor olduklarını belirtmek için belirgin bir siyah şapka takmak zorundaydı.

Doktor, hastalarıyla iletişim kurmak, onları incelemek ve ara sıra daha çaresiz ve saldırgan olanları uzaklaştırmak için kullandığı uzun tahta bir sopa taşırdı. Başka  kayıtlara göre ise hastalar vebanın Tanrı’dan gönderilen bir ceza olduğuna inandılar ve veba doktorundan tövbe ile onları kırbaçlamasını istediler.

Kötü kokulu hava ile kafur, nane, karanfil ve mür gibi tatlı otlar ve baharatlarla da savaşılıyordu. Bu bitkiler gagalı bir maskeye doldurulmuştu. Bazen bitkiler maskeye yerleştirilmeden önce tutuşturulurdu, böylece duman veba doktorunu daha fazla koruyabilirdi.

Berlin müzesinde sergilenen veba maskeleri.

Ayrıca yuvarlak cam gözlük takarlardı. Bir başlık ve deri bantlar gözlükleri ve maskeyi sıkıca doktorun kafasına bağlardı. Terli ve ürkütücü dış görünüşünün yanı sıra, gagaya delikler açılmış olduğu için kıyafet tamamen kusurluydu. Sonuç olarak, doktorların çoğu vebaya yakalandı ve öldü.

De l’Orme  96 yaşına kadar yaşayacak kadar şanslı olsa da, çoğu veba doktorunun takım elbiseyle bile çok kısa bir ömrü oldu ve hastalanmayanlar genellikle sürekli karantina altında yaşıyordu.

Veba doktorlarının korkunç tedavileri

Bubonic Plague yani Hıyarcıklı Veba’yı tedavi eden doktorların korkunç semptomlarla karşı karşıya kalmaları ve hastalığı derinlemesine anlayamadıkları için, otopsi yapmalarına genellikle izin verildi. Ancak bunlar hiçbir sonuç vermiyordu.

Veba doktorları büyük ölçüde vasıfsızdı, bu yüzden yanlış bilimsel teorileri doğru kabul ettiler. Gerçek doktorlardan daha az tıbbi bilgiye sahiptiler. Tedavileri ise bilimsellikten çok uzak tuhaftan, korkunç olana kadar değişiyordu.

Veba doktorlarının bir çizimi.

Hıyarcıklı Veba’da bakteriler dokuya geçmektedir. Şişmiş lenf nodları, hastalıkla ilişkili karakteristik buboları (hıyarcıklar) oluşturur. Bu buboların temiz tutulması ve patlaması önlenmelidir. O dönem bu bilgilerden haberdar olmayan veba doktorları buboları insan dışkısı ile kapladılar. Ayrıca bu irinleri boşaltmak için bubolarda delikler açtılar. Hatta bazıları bu şişkinlikleri civa ile yaktılar.

Bu girişimler iltihaplı yanık yaralarını ve kabarcıklarını açarak genellikle ölümü ve enfeksiyonun yayılmasını hızlandırdı.

Bugün, zatürre gibi hıyarcıklı ve sonraki salgınlarda, sıçanlar tarafından taşınmadığı ve kentsel ortamlarda yaygın olan Yersinia pestis bakterisinin neden olduğunu biliyoruz. Yersinia Pestis isimli bakterinin bir “insan parazit modeli” olduğu anlaşıldı. Yani hastalığı yayanlarda bulaştıranlarda insanlardı.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki son kentsel veba salgını 1924’te Los Angeles’ta meydana geldi ve o zamandan beri çeşitli antibiyotiklerle uygulanan bir tedavi sistemi geliştirildi.

Küçük bir not olarak geçelim “veba” kelime anlamı olarak salgın hastalık demektir. Arapça bir kelimedir. Kelime Osmanlıca’ya bir hastalık ismi olarak geçmiştir. Araplar ise veba’ya Taun demektedirler.

Banner
Benzer Yazılar

Araştırmacılar, antik Çin’de uygulanan beş cezadan biri olan Yue’nin (Amputasyon) 3.000 yıllık kanıtını bulmuş olabilir.

8 Mayıs 2022

8 Mayıs 2022

South China Morning Post’a göre, Çin’li araştırmacılar, Çin’in kuzeybatısındaki bir mezarda bulunan iskeletin, suçlulara uygulanan ilk ayak amputasyon (Yue) ceza...

Lavların altında kalan Pompeii kentindeki kazılarda Truvalı Helen’i tasvir eden çarpıcı bir fresk bulundu

11 Nisan 2024

11 Nisan 2024

Arkeologlar, Vezüv Yanardağı’nın lavları altında kalan Pompeii’nin en uzun caddelerinden biri olan Via di Nola’daki büyük bir evin ziyafet salonundaki...

Ayasofya Cami “İmparatorluk Kapısı” zarar gördü.

19 Nisan 2022

19 Nisan 2022

Sanat Tarihi Derneği, sosyal medya hesabından Ayasofya Cami “İmparatorluk Kapısı’nın” zarar gördüğünü duyurdu. İmparatorluk Kapısı’nda oluşan zararı fotoğraflayan Sanat Tarihi...

2000 yıllık hançer, Roma ile kabile savaşçıları arasında uzun zamandır unutulmuş bir savaşın yerini ortaya koyuyor

18 Aralık 2023

18 Aralık 2023

İsviçre’de gönüllü bir arkeolog ve diş hekimliği öğrencisi Lucas Schmid, 2019’da 2000 yıllık gümüş ve pirinç bir hançer keşfetti. Roma...

İsveç’te Viking Dönemi Hristiyan Mezarlar Bulundu

28 Haziran 2021

28 Haziran 2021

Sigtuna’da Viking dönemi yedi Hristiyan mezarı bulundu. Arkeologlara göre, Viking dönemi mezarlar şehrin en eski zamanlarına, 10. yüzyılın sonlarına tarihleniyor....

İspanya’da Faşist İdam Mangaları Tarafından Öldürülen Kadınlara Ait Toplu Mezar Bulundu

17 Aralık 2020

17 Aralık 2020

Kuzeydoğu İspanya’daki arkeologlar, İspanya İç Savaşı’nın ilk günlerinde faşist bir idam mangası tarafından öldürülen 10 kadının toplu mezarını ortaya çıkardı...

Arkeologlar 1.000 yıllık kemik paten buldu

16 Mart 2024

16 Mart 2024

Arkeologlar, Çek Cumhuriyeti’nin Přerov kentinde 1.000 yıllık bir kemik paten keşfettiler. Buluntu, bölgedeki insanların Orta Çağ’da kış sporları yaptığının kanıtı...

Norfolk Mührü Twitter Kullancısı Tarafından Çözüldü

3 Temmuz 2021

3 Temmuz 2021

Orta Çağ döneminden kalmış Norfolk mührü twitter kullanıcısı Alex Cortez’in araştırmaları sonucunda çözüldü. Yangın ile büyük hasar görmüş olan 13....

“Görmediklerinizi Göreceksiniz” Projesinde Bu Ay Gladyatör Strigil’i Sergileniyor

22 Temmuz 2021

22 Temmuz 2021

 İzmir Arkeoloji Müzesi bu ay farklı bir sergiye ev sahipliği yapıyor.  Her ay yeni ve özel bir eserin ziyaretçilerle buluştuğu “Görmediklerinizi göreceksiniz”...

Arkeologlar İnsan Göçünün Tarihini Yeniden Yazabilirler “115.000 Yıllık Ayak İzi”

29 Aralık 2020

29 Aralık 2020

Suudi Arabistan’ın kuzeyindeki eski bir göl yatağının kavrulmuş tortusuna basılmış yedi ayak izi, insanların 115.000 yıl önce bölgede varlığına tanıklık...

Norveç’te Buzların Erimesi, Geçmişe Açılan Bir Pencere Oldu

6 Aralık 2020

6 Aralık 2020

Norveç’te küresel ısınma sonucu eriyen buzul tabakası geçmişe aralanan bir pencere oldu. Küresel ısınmanın ekolojik dengeyi bozmasının kötü tarafları artarken...

İmparator Hadrianus tarafından yaptırılan Kestros Çeşmesi’nden 1800 yıl sonra yeniden su akmaya başladı

24 Kasım 2024

24 Kasım 2024

Perge Antik Kenti’nde M.S. 2. yüzyılda İmparator Hadrianus tarafından yaptırıldığı bilinen antik “Kestros Çeşmesi”nden restorasyon çalışmalarının ardından yeniden su akmaya...

“Cehennem Kapısı”nın bu yıl ziyaretçilere açılması bekleniyor

26 Temmuz 2021

26 Temmuz 2021

Denizli Pamukkale ilçesinde bulunan Hierapolis antik kentinde yer alan “Cehennem Kapısı”nın bu yıl içinde ziyaretçilere açılması bekleniyor. 2 bin 200...

Aizanoi’de “Afrodit” ve “Dionysos” un heykel başları bulundu

29 Ekim 2021

29 Ekim 2021

Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde yer alan 5 bin yıllık geçmişe sahip Aizanoi Antik Kenti kazılarında aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit’in ve...

Arkeologlar, Hırvatistan şehir müzesinin altında büyük Roma hamamı keşfettiler

8 Aralık 2023

8 Aralık 2023

Dominik Papalık sarayının içinde yer alan Hırvatistan’ın en önemli ve ziyaret edilen müzelerinden biri olan Split Şehir Müzesi’nin restorasyon çalışmalarına...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]