31 March 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Orta Çağ’da milyonlarca insanın ölümüne neden olan kara veba Orta Asya’dan yayılmış olabilir

Covid-19 pandemisi yaklaşık 2 yıl boyunca Dünya’yı kapattı. Az da olsa etkisini hala devam ettiren Covid-19 salgını tarih boyunca Dünya’da yaşanan büyük salgınlardan sadece biri olarak kayıtlara geçti.

Yaşadığımız salgınların en eski kayıtlarına Mezopotamya, Mısır ve Anadolu’da ele geçen çivi yazılı tabletler ve papirüslerden ulaşıyoruz.

Eski Çağ’da binlerce insanın ölümüne yol açan veba salgınlarının izlerini bu kayıtlarda görüyoruz.

Veba, yakın tarihe kadar insanlığa çok acı veren bir salgın hastalık olarak bilinir. Öyle ki veba, Kara Ölüm olarak kabul edilir. Fareler üzerinde yaşayan bitlerin yol açtığı bu acımasız hastalık hayvandan insana geçerek sonucu binlerce kişinin ölümüne neden olan salgına yol açar.

Veba en büyük kıyımını Orta Çağ’da 1346 ile 1353 yılları arasında yapmıştır. Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’yı kırıp geçiren veba daha çok Avrupa’yı etkilemiş ve Avrupa’yı karanlığa gömüştü.

Kıta Avrupası’nı en ücra köşesine kadar mahveden veba nasıl ortaya çıktı. Veba mikrobu nasıl taşındı?

Veba mikrobunu taşıyan farelerin ticaret gemileri ile Avrupa’ya taşındığı düşünülüyordu. Hijyen konusunda pek iyi bir görüntü vermeyen Orta Çağ Avrupa’sında veba hızla yayılmıştı.

Bugün Nature’da yayınlanan bir çalışma, vebanın çıkış noktasının 14. yüzyılda Orta Asya toprakları olduğunu işaret etti.

Çalışma ekibi, Kırgızistan’daki iki mezarda çıkarılan iskeletlerin dişlerinden elde ettikleri kalıntıların analizini gerçekleştirdiler. Analiz sonucu, 700 yıllık bu kalıntılarda vebaya neden olan bakteri Yersinia pestis’i tanımladılar.

İskoçya’daki Stirling Üniversitesi’nden çalışmanın ortak yazarı Philip Slavinpestis, pandemik mikropun atasının bu bölgede evrimleştiği sonucuna varıldığını, bulguların asırlık bir gizemi çözdüğünü ve ayrıca ortaya çıkan bulaşıcı hastalıkların anlaşılmasına yardımcı olabileceğini söyledi.

Orta Çağ veba salgının çıkış yeri Kırgızistan toprakları olarak düşünülüyor.
1885 ve 1892 yılları arasında kazılmış ve 1886’da burada fotoğraflanmış Kara-Djigach sitesi. Foto: AS Leybin

Philip Slavinpestis, “Farklı suşları izole fenomenler olarak değil, çok daha geniş bir evrimsel tablo içinde yer alan bir şey olarak ele almak her zaman önemlidir” dedi.

Norveç’teki Oslo Üniversitesi’nde arkeoloji, koruma ve tarih fahri profesörü ve yazarı Ole J. Benedictow ise, bulgular ilginç ancak başlangıç ​​niteliğinde ve bulguları genişletmek ve derinleştirmek için daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu ifade ederek “Paleobiyolojik tarihsel veba çalışmaları hala erken bir gelişme aşamasında, gelecekte çok sayıda yeni ilginç bulgu ve birçok sürpriz bekleyebiliriz” diye konuştu.

İskoçya Stirling Üniversitesi’nde tarihçi ve bulguların ortak yazarı Philip Slavin, Kırgızistan’ında Issık Gölü yakınlarındaki iki mezarlığın kalıntılarını incelediler. 19. yüzyılda kazılan mezarların taşlarında- taşlar 1338’den 1339’a kadar uzanıyor- bazı cesetlerin “veba” kurbanı olduğunu belirtiyor.

Ekip, bu vebanın kimliğini doğrulamak için yedi kişinin dişlerinden (bir kişinin kan dolaşımında bulunan patojenleri koruyan) genetik materyal çıkardı. Kara-Djigach mezarlığından üç kişide Y. pestis tespit ettiler.
DNA zamanla parçalanmış olsa da, dişlerden ikisi, ekibin bakteri türünün veba aile ağacındaki konumunu yeniden yapılandırması için yeterli materyal içeriyordu. Araştırmacılar , dişlerdeki Y. pestis türünün, bugün hala bulunan ve bunlardan biri Kara Ölüm’den sorumlu türü içeren çeşitli veba dallarının en son ortak atası olduğu sonucuna vardılar. Ek olarak, ekip, antik Kara-Djigach soyunun, çevreleyen Tian Shan dağlarının dağ sıçanlarında dolaşmaya devam eden Y. pestis ile yakından ilişkili olduğunu bildirdi.

Slavin, “Antik türün, geniş Tian Shan Dağı bölgesinde yerel olarak evrimleştiğini ve Kara-Djigach topluluğuna çok uzak bir kaynaktan dahil edilmediğini [bunu] büyük olasılıkla düşünüyoruz. Bir noktada bakteriler dağ sıçanlarından insanlara geçti” dedi.

Çalışma bulguları sonuç için yetersiz

Araştırmaya dahil olmayan Rutgers Üniversitesi-Newark’ta tıp tarihçisi Nükhet Varlık , yeni raporun Issık Gölü yakınlarındaki veba kurbanlarının gerçekten de vebadan öldüğünü doğruladığını söyledi. Ancak, bu mutlaka Kara Ölüm’ün kaynağını belirleyemeceğini belirten Varlık , “Burada bize makul bir başlangıç ​​senaryosu sunuluyor, ancak bu diğer olası senaryoları dışlamıyor” dedi.

Varlık, Kara Ölüm tarihi ve başlattığı pandemi için makalenin “daha ​​büyük etkileri” ile ilgili birçok soru kaldığını söyledi. Bunlar arasında, hastalığın yerel kemirgenlerden Issık Gölü yakınlarındaki insanlara bulaşmasına hangi koşulların yol açmış olabileceği veya enfeksiyonun bunun yerine başka bir yerden bulaşıp bulaşmadığı sayılabilir.
Varlık, “Ayrıca, bu yerel salgının tarihsel olarak Karadeniz bölgesinde 1346’da kaydedilen en erken Kara Ölüm vakasıyla nasıl bağlantılı olduğunu hala bilmiyoruz. Yersinia pestis ile ilgili evrimsel çalışmalar ve COVID-19 pandemisi ile ilgili modern deneyimimiz bize pandemilerin “gerçek kökenini” belirlemenin neredeyse imkansız olabileceğini öğretiyor” dedi.

Kaynak Populer Since

Banner
Benzer Yazılar

Eşsiz Roma süvari geçit töreni miğferi yeniden yaratıldı

8 Nisan 2024

8 Nisan 2024

Amatör arkeologların 2001 yılında Leicestershire’daki Market Harborough yakınlarındaki Hallaton’da bir Demir Çağı bölgesini araştırırken buldukları yaldızlı gümüş benzersiz Roma süvari...

Hollanda’da 4 Bin Yıllık Güneş Tapınağı Keşfedildi

22 Haziran 2023

22 Haziran 2023

İngiltere’nin ünlü Stonehenge yapısının bir benzeri Hollanda’da keşfedildi. Arkeologlara göre; Tiel Belediyesi’nde ortaya çıkarılan yapı Güneş’in hareketlerine göre inşa edilmiş...

Kraliçe Kubaba: Yaklaşık 4.500 yıl önce, bir kadın iktidara geldi ve eski Mezopotamya’daki en büyük uygarlıklardan birinde hüküm sürdü

5 Ocak 2024

5 Ocak 2024

Tarihteki ilk kraliçenin kim olduğunu söylemek mümkün mü? İnsan uygarlığının büyüklüğü ve çeşitliliği göz önüne alındığında, belki de bunun cevabı...

Bilim insanları, Mayaların esrarengiz 819 günlük sayımını çözdü

24 Nisan 2023

24 Nisan 2023

Mayalar, gök cisimlerinin hareketlerini yakından gözlemleyen ve tutulmaları ve diğer astronomik olayları tahmin etmek için karmaşık yöntemler geliştiren yetenekli astronomlardı....

Aççana Höyük’te 3800 yıllık Akadca kil tablet bulundu

11 Ağustos 2023

11 Ağustos 2023

Şubat ayında yaşanan iki büyük yıkıcı depremden etkilenen Hatay’daki Aççana Höyük’te devam eden çalışmalarda 3800 yıllık Akadca çivi yazılı kil...

Çin’in Zhejiang Bölgesinde 2.000 Yıldan Daha Eski, İyi Korunmuş Ahşap Evler Keşfedildi

17 Mart 2025

17 Mart 2025

Çin’in Zhejiang Eyaletine bağlı Shaoxing kentindeki araştırmacılar, MÖ 475 ile MÖ 221 yılları arasına tarihlenen, 2.000 yılı aşkın bir süre...

Bilinen en eski Bask dili ile yazılmış metin keşfedildi

15 Kasım 2022

15 Kasım 2022

İspanya’da arkeologlar, ülkenin kuzeyindeki Navarre bölgesi Irulegi arkeolojik alanında, “bilinen en eski Bask dili metni” içerdiğine inandıkları bir buluntu keşfettiler....

Kastabala Antik Kenti’nin tiyatrosu 2024 yılına kadar tamamen ortaya çıkarılacak

16 Aralık 2022

16 Aralık 2022

Osmaniye’nin 12 km kuzeybatısına düşen Kastabala Antik Kenti’nin tiyatro alanında devam eden kazı çalışmalarının 2024 yılına kadar tamamen bitirilmesi planlanıyor....

Kırk Yıldır Devam Eden Zominthos Minos Sarayı Kazısı Tamamlanmak Üzere

1 Ocak 2022

1 Ocak 2022

Girit adasının Kaz Dağı eteklerinde yer alan bölgenin ilk ve tek Minos sarayının yaklaşık 40 yıl süren kazıları tamamlanma aşamasına...

Aramice yazı karakterlerinin bulunan ilk örneklerinin yer aldığı kitabeler bölgenin tarihini aydınlatması bekleniyor

17 Eylül 2022

17 Eylül 2022

Van ilinin Erçiş ilçesinde 270 hektarlık alana yayılmış antik kent kazılarında keşfedilen Aramice yazı karakterlerinin ilk örneklerini içeren dört kitabe...

Buckingham yakınlarındaki bir alanın kazısı sırasında Mezolitik taş topuz başı bulundu

5 Nisan 2023

5 Nisan 2023

Arkeologlar, Buckingham yakınlarındaki bir alanın kazısı sırasında bir Mezolitik taş topuz başı keşfettiler. Keşif, HS2 projesi için yapılan çalışmaların bir...

Panaztepe kazılarında Erken Tunç Çağı mimari yapılara ulaşıldı

7 Kasım 2021

7 Kasım 2021

İzmir’in Menemen ilçesinde yer alan 5000 yıllık Panaztepe yerleşiminde Erken Tunç Çağı mimari yapılarına ulaşıldı. M. Ö. 3000 yıllarına kadar...

Panama’da Coclé lorduna ait olduğu düşünülen altın eserlerle dolu büyük bir mezar keşfedildi

4 Mart 2024

4 Mart 2024

Panama’nın Coclé eyaleti, Natá bölgesinde bulunan El Caño Arkeoloji Parkı’ndaki bir arkeolojik buluntuda, İspanyol öncesi zamanların sofistike Coclé toplumuna ışık...

Kayseri’de bütün halinde gergedan kafatası bulundu

10 Aralık 2021

10 Aralık 2021

Kayseri’de gerçekleştirilen yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları bölgenin çeşitli zengin fosil kalıntılarını barındırdığını gösteriyor. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat...

Taliban Ünlü Baktriya Hazinesini Arıyor

25 Eylül 2021

25 Eylül 2021

Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, ülkenin en önemli kültürel varlığı paha biçilemeyen Baktriya hazinesini arıyor. Yunan-Rus arkeolog Viktor Sarianidi liderliğindeki...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]