M. Ö. 67 yıllarında inşa edilen Roma Dönemi Antakya Antik Hipodromu’nda eğlence ve oyun mekanları ortaya çıkarıldı.
Helenistik Dönem yapılarının üzerine inşa edildiği düşünülen hipodromun batı kısmında bulunan mekanlarda; oyunlarda kullanılan kemik zarları, oyun taşları ve üflemeli çalgı parçası ele geçti.
Antakya ilçesine bağlı Küçükdalyan Mahallesi sınırları içerisindeki Antakya Antik Hipodrom ve çevresi kazıları, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi (HMKÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığında devam ediyor.
513 metre uzunluğunda ve 110 metre genişliğindeki yapının tarihinin milattan önce 67 yılına kadar uzandığını söyleyen Prof. Dr. Hatice Pamir, “İki katlı ve 80 bin kişi kapasiteli Antik Hipodrom’da, döneminde at yarışlarının yanı sıra olimpiyat oyunlarının da düzenlendiğini” dile getirdi.
Hipodromda Doğu Akdeniz’in en büyük at yarışları yapılıyordu
Pamir, AA muhabirine “Antakya Antik Hipodromu dünyanın en görkemli yapılarından bir tanesi. Bu anlamda kıyaslamak açısından düşünecek olursak Roma’daki Circus Maximus’u verebiliriz. Aynı büyüklük ve kapasiteye sahip bir yapı. Milattan önce 67’ye kadar uzanan bir tarihi var. Roma’nın Antakya’yı hem kültürel hem siyasi hegemonyası altına aldığı döneme kadar uzanıyor. Fakat yine biz kayıtlardan biliyoruz ki bu hipodrom aslında ondan daha öncesine gidiyor. Helenistik dönemi krallıkları dönemine gidiyor. Muhtemelen Roma yapısı hipodromun Helenistik dönem yapısının üzerine inşa edildiğini düşünüyoruz. Buna yönelik de araştırmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu.
50 dönümlük alan içinde yer alan hipodromda, iki katlı oturma sıralarıyla çevrelenmiş “U” şeklinde bir planın bulunduğunu; hipodromda zamanında büyük festivaller ve organizasyonların yapıldığını anlatan Pamir, “Onlardan bir tanesi her dört yılda bir Mısır’dan Kıbrıs’a Yunanistan’a kadar bütün Doğu Akdeniz kıyılarından gelen yarışmacılar burada at yarışları yapıyorlardı” dedi.
Pamir, Antakya Antik Hipodrom’un doğu kısmında ayrıca bir tapınağın bulunduğunu ve buralarda da çalışma yürüttüklerini aktardı.
Buluntular, sporcuların boş vakitlerinin geçirdiği eğlence mekanlarının olduğunu gösteriyor
Hipodromun kazı çalışmalarında ilginç buluntulara rastladıklarını ifade eden Pamir, şunları kaydetti:
“Hipodromun batı kısmındaki kazılarda ilginç mimari kalıntılar ve eserlerle karşılaştık. Sadece çok küçük iki mekan kazdık. Yaptığımız kazılarda, oyun oynamakta kullanılan üzerlerinde işaretler bulunan oyun zarları, oyun taşları, kemikten yapılmış üflemeli bir çalgının ağız kısmı ve üzerlerinde isim yazılmış kırık çömlekler bulduk. Bu da bizi şöyle bir düşünceye götürdü. Bu kadar büyük boyutlu bir yapının yanında elbette ki eğlence yeri gibi mekanları vardı. Zaten kazdığımız bu mekanlar da bir konut planı vermediği için biz onu bir eğlence mekanı, sporcuların belki boş vakitlerini geçirdikleri ya da gelen kişilerin eğlenecekleri bir mekan olduğu şeklinde şimdilik yorumladık.”