14 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Kıbrıs’ın Tunç Çağı ticaret merkezi olduğunu gösteren buluntulara ulaşıldı

Kıbrıs’ta arkeologlar Tunç Çağı kenti Hala Sultan Tekkesi’nde iki mezarın kazısını tamamladılar. Mezarlardan elde edilen buluntular, Kıbrıs Adası’nın Tunç Çağı döneminin önemli bir ticaret merkezi olduğunu gösterdi.

Gothenburg Üniversitesi arkeologları tarafından gerçekleştirilen Hala Sultan Tekkesi kazılarında MÖ 1350’den kalma 150’den fazla insan iskeleti ve altın takılar, değerli taşlar ve seramikler dahil 500’e yakın nesne ortaya çıkarıldı.

2018 yılında keşfedilen yeraltı iki mezar içinde bulunan 3000 yıllık kemikler tuzlu toprak içinde kırılganlıkları arttığı için arkeologlar tarafından 4 yıl süren bir çalışma ile tamamen ortaya çıkarıldı.

155 kişiye ait kemiklerin yanı sıra 500 civarında çeşitli buluntular da gün yüzüne çıkarıldı.

Kıbrıs Larnaka Hala Sultan Tekkesi
Kıbrıs Larnaka Hala Sultan Tekkesi

Buluntular, mezarların Ada’nın zengin ailelerine ait olduğunu gösteriyor.

Mezar içlerinde görülen özellikle altın kolye, bilezik ve diğer değerli malzemeler mezar sahiplerinin bölgenin seçkin aile bireylerine ait olduğunu gösteriyor.

Kazı başkanı Profesör Peter Fischer, “altın bir kolye, altın küpeler ve altın bir taç ile beş yaşındaki bir çocuğun iskeletini bulduk. Bu muhtemelen güçlü ve varlıklı bir ailenin çocuğuydu”

Buluntular arasında altın, gümüş, bronz, fildişi ve değerli taşlardan yapılmış mücevherler ve diğer nesneler ve birçok kültüre ait zengin bir şekilde dekore edilmiş kaplar yer alıyor. Ayrıca seramik bir boğa bulduk, bu içi boş boğanın gövdesi iki açıklığa sahiptir: biri sıvı, muhtemelen şarapla doldurmak için arkada, diğeri ise burunda içmek için. Görünüşe göre odada ölülerini onurlandırmak için ziyafetler veriyorlardı” dedi.

5 yaşındaki çocuğun mezarında bulunan altın takı Fotoğraf: Peter Fischer, Teresa Bürge
5 yaşındaki çocuğun mezarında bulunan altın takı Fotoğraf: Peter Fischer, Teresa Bürge

Mezopotamya mührü Kıbrıs’ta görülüyor

Özellikle önemli bir buluntu, arkeologların deşifre edebildikleri Mezopotamya’dan (bugünkü Irak) çivi yazılı bir yazıt ile mineral hematitten yapılmış silindir şeklindeki bir mühürdür.

“Metin üç satırdan oluşuyor ve üç isim geçiyor. Biri Mezopotamya’da tapılan bir tanrı olan Amurru’dur. Diğer ikisi, aynı döneme, yani MÖ 18. yüzyıla ait kil tabletlerdeki diğer metinlerde yakın zamanda izini sürmeyi başardığımız tarihi krallar, baba ve oğul. Şu anda mührün neden yapıldığı yerden 1000 kilometre ötede Kıbrıs’a geldiğini belirlemeye çalışıyoruz.”

Buluntular arasında Hindistan’dan gelen kırmızı değerli akik taşı, Afganistan’dan gelen mavi değerli taş lapis lazuli ve Baltık Denizi çevresinden gelen kehribar, kentin Tunç Çağı’nda ticaret için merkezi bir role sahip olduğunu gösteriyor. Altın takılar, bok böcekleri (hiyeroglifli kın kanatlı tılsımlar) ve Nil Vadisi’nden ithal edilen balık kalıntıları ile birlikte Mısır ile yoğun ticaretin hikayesini anlatıyor.

Kakma taşlı Mısır nilüfer takıları (yaklaşık MÖ 1350). Fotoğraf: Peter Fischer, Teresa Bürge
Kakma taşlı Mısır nilüfer takıları (yaklaşık MÖ 1350). Fotoğraf: Peter Fischer, Teresa Bürge

Buluntular, Kıbrıs’ta geniş kapsamlı ticaret ağının kurulduğunu gösteriyor

Arkeologlar, Mısır’daki benzer buluntularla karşılaştırarak mücevherlerin tarihlendirmesini de yapabildiler.

Peter Fischer, “Karşılaştırmalar, nesnelerin çoğunun Nefertiti ve kocası Echnaton zamanından MÖ 1350 civarında olduğunu gösteriyor. Altın bir kolye gibi bulduk: işlemeli değerli taşlara sahip bir nilüfer çiçeği. Nefertiti de benzer takılar takıyordu” dedi.

Arkeologlar mezarlarda kuş suratlı tanrıça heykelcikleri buldular. Bu muhtemelen yarı kuş ve yarı insan olan bir çocuğu tutan kuş başlı bir tanrıçadır. Fotoğraf: Peter Fischer, Teresa Bürge
Arkeologlar mezarlarda kuş suratlı tanrıça heykelcikleri buldular. Bu muhtemelen yarı kuş ve yarı insan olan bir çocuğu tutan kuş başlı bir tanrıçadır. Fotoğraf: Peter Fischer, Teresa Bürge

Seramik buluntular da önemlidir diyen Fischer, “Seramiklerin zaman içinde görünüş ve malzeme olarak değişme şekli, onları tarihlendirmemize ve bu insanların çevredeki dünyayla olan bağlantılarını incelememize olanak tanıyor. Beni en çok büyüleyen 3400 yıl önce sahip oldukları geniş kapsamlı ticari bağlantı ağı”

Bir sonraki adım, iskeletlerin DNA analizi olacak.

Peter Fischer, “Bu, farklı bireylerin birbirleriyle nasıl ilişkili olduğunu ve başka kültürlerden göçmenlerin olup olmadığını ortaya çıkaracak, ki bu geniş ticaret ağları düşünüldüğünde pek olası değil”

University of Gothenburg

Banner
Benzer Yazılar

Mezopotamya’da keşfedilen silindirik mühürler yazının kökenine dair ipuçları sağlıyor

10 Kasım 2024

10 Kasım 2024

Bologna Üniversitesi’nden araştırmacılar, proto-çivi yazısı ile Uruk’ta MÖ 3000 civarından kalma antik silindir mühürlere oyulmuş eski taş resimler arasında bir...

Zimbabwe’nin Ulusal Anıtları “Ziwa Harabeleri”

13 Şubat 2021

13 Şubat 2021

Güney Afrika’da yer alan Zimbabwe’nin Nyanga bölgesinde demir çağı dönemine ait bir yerleşim alanıdır Ziwa. Bu yerleşim yeri Zimbabwe’nin arkeolojik...

İnşaat işçileri 2 bin yıllık Roma mezarları buldu

17 Şubat 2022

17 Şubat 2022

Erken, Orta, Geç Tunç Çağı, Arkaik Dönem, Mısır, Roma, Bizans kültür izlerine ev sahipliği yapan Gazze Şeridi’nde Mısır tarafından finanse...

İran’ın Kaldar Mağarasında İnsan Göçündeki ‘Kayıp Halka’nın Bir Parçası Bulunmuş Olabilir

4 Nisan 2021

4 Nisan 2021

Kaldar mağarası, İran’daki Orta ve Üst Paleolitik Çağ’dan geçişe kanıt sağlayan önemli bir arkeolojik sit alanıdır. Mağara, 1.290 metre yükseklikte, Lorestan...

Japon Arkeologlar Kaman Kalehöyük’te 4.200 Yıllık Demir İşçiliğine Dair Kanıt Buldu

19 Şubat 2025

19 Şubat 2025

Japon arkeologlar, Orta Anadolu’daki Kaman Kalehöyük kazı alanında 4.200 yıllık bir Tunç Çağı katmanında demir işçiliğinin tarihini değiştirebilecek önemli kanıtlar...

18.000 yıl önce, geç Pleistosen insanları “Dünyanın En Tehlikeli Kuşunu” yumurtadan çıkarıp büyütmüş olabilir.

2 Ekim 2021

2 Ekim 2021

Araştırmacılar, yumurta kabuğunun, insanlar ve kuşlar arasındaki geçmiş etkileşimleri netleştirme potansiyeline sahip, az çalışılmış bir arkeolojik malzeme olduğunu söylüyor. Bununla...

Moğol Tehdidine Karşı İnşa Edilen 12 Kapıdan Biri: Konya’da Larende Kapısı’nın Temeli Ortaya Çıktı

1 Kasım 2025

1 Kasım 2025

Konya’nın tarihi dokusunu yeniden şekillendiren arkeolojik kazılarda, Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat döneminde inşa edilen kalenin 12 kapısından biri olan...

Almanya’nın Chiemsee Gölü’ndeki 600 yıllık bir kilisenin kalıntıları aranırken 1.000 yıllık bir kült alanı keşfedildi

26 Şubat 2024

26 Şubat 2024

Arkeologlar, Almanya’nın Chiemsee Gölü’ndeki bir ada olan Fraueninsel’de, 1800’lerin başında yıkılan 600 yıllık bir kilisenin kalıntılarını ararken 1.000 yıldır yeraltında...

Arnavutluk’ta kayıp 2 bin yıllık antik kent Bassania bulunmuş olabilir

19 Haziran 2022

19 Haziran 2022

Arnavutluk’un kuzeybatısında İşkodra köyü yakınlarında 2018 yılında bir antik kentin izleri tespit edilmişti. Kazılarda ele edilen ilk bulgular 2 bin...

Eski Çağda Kütüphane Savaşları!

31 Ekim 2020

31 Ekim 2020

Biri dünyanın en eski ve büyük kütüphanesi diğeri 100 yıl sonra ona rakip olarak doğmuş. Bu iki eşsiz kütüphanenin ilginç...

Çukurbağ Nikomedia Kazıları Yeniden Başlıyor

14 Temmuz 2021

14 Temmuz 2021

Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti sıfatını taşıyan antik dönemin en büyük kentlerinden Nikomedia antik kenti Çukurbağ kazıları yeniden başlıyor. Kocaeli İzmit...

Prof. Dr. Gül Işın ‘Höyük Kazıp Otopark Yapan Tek Millet Biziz’

12 Mart 2025

12 Mart 2025

Türkiye’nin zengin tarihi mirası, definecilerin yağmasıyla sınırlı kalmıyor. İmar faaliyetleri, yol projeleri, maden ocakları ve “restorasyon” kisvesi altında yapılan yanlış...

Google Arts & Culture ile Mısır’ın En Önemli Arkeolojik Alanlarını Sanal Olarak Gezin

16 Ocak 2021

16 Ocak 2021

“Firavun mezarlarından Memluk camilerine ve Kıpti manastırlarından Roma villalarına” artık Mısır’ın en önemli arkeolojik alanlarına çevrimiçi turlar yapabilirsiniz. Google Arts &...

Urartu Kralı II. Rusa Döneminde Yapılan Sarayın Fil Ayakları Çıkarılacak

15 Ekim 2021

15 Ekim 2021

M. Ö. 685-645 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı II. Rusa tarafından inşa edilen sarayın fil ayaklarının çıkarılması için çalışmalar...

İsrailli araştırmacılar 780.000 yıl önce Gesher Benot Ya’akov’da balık pişirmenin kanıtlarını buldular.

15 Kasım 2022

15 Kasım 2022

780.000 yıl önce Gesher Benot Ya’akov’da yaşayan homininler, balıkları pişirerek yemeyi seviyorlardı. İsrailli araştırmacılar Pazartesi günü, ateşin yemek pişirmek için...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]