İsveç’te arkeologlar Öland adasındaki Löt yakınlarında bir bataklıkta bulunan nadir bir Viking demiri bilezik ve Trollhättan’da 2.000 yıllık altın boyun halkası keşfettiler. Uzmanlara göre Bu buluntular, antik İskandinav toplumlarının yaşam tarzları, inançları ve el sanatları hakkında bilgi verecek.
Öland’ın Gizemli Bataklığından Çıkan Viking Demiri Bilezik
Özel bir şahıs tarafından keşfedilen demir bilezik, 1.000 yıldan daha eski bir döneme ait. Bu bileziği özel kılan, nadir bulunan bir malzeme olan demirden yapılmış olması. Kalmar İl İdare Kurulu’ndan Karl-Oskar Erlandsson’a göre, İsveç Tarih Müzesi koleksiyonlarında sadece üç demir kol halkası bulunuyor. Bu da bu keşfin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Bilezik, uçlarında hayvan başları ve uzunluğu boyunca detaylı nokta sıraları içeren karmaşık süslemelere sahip. Bataklığın oksijen açısından fakir ortamı, korozyonu önleyerek bileziğin olağanüstü korunmasına yardımcı oldu. Erlandsson, bataklığın bir kurban bataklığı olarak kullanılmış olabileceğini ve bölgede daha fazla eser bulunma olasılığının yüksek olduğunu belirtiyor. Bahar aylarında metal dedektörü ile yapılacak bir araştırma, bileziğin kayıp bir mücevher mi yoksa tanrılara sunulan bir adak mı olduğunu belirlemeye yardımcı olacak.

Trollhättan’ın Altın Hazinesi: 2.000 Yıllık Boyun Halkası
Västra Götaland Bölgesi’ndeki Trollhättan’da yapılan kazı çalışmaları sırasında, 2.000 yıllık altın bir boyun halkası bulundu. Değerli metalden yapılmış ve altın tel ve halkalarla süslenmiş bu halka, yaklaşık iki metre derinlikte ortaya çıkarıldı. Västra Götaland Bölgesi’nden antikacı Niklas Ytterberg, bu buluntuyu son derece sıra dışı olarak nitelendiriyor ve bu tür mücevherlerin o dönemin en güçlü bireyleri tarafından giyildiğini belirtiyor.
Tork olarak bilinen boyun halkası, en geniş noktasında 23,5 santimetre ölçülerinde ve yaklaşık bir kilogram ağırlığında. İngiliz-Fransız bölgesinde bulunan benzer eserlerin aksine, genellikle katı bronzdan yapılmış olan bu boyun halkasının İskandinavya’da yerel olarak üretildiğine inanılıyor ve dönemin benzersiz işçiliğini sergiliyor.
Her iki keşif de İsveç’in zengin arkeolojik mirasını ve bu eserlerin gelecek nesiller için korunmasının önemini vurguluyor. İl İdare Kurulu, bu bulguları Ulusal Miras Kurulu’na bildirmeyi planlıyor. Kurul, buluntuları yapanlara potansiyel ödüller ve koruma önlemleri de dahil olmak üzere bir sonraki adımları belirleyecek.