28 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Gelin Buketinin Bilinmeyen Tarihi

Düğün çiçeklerinin tarihi düşündüğümüzden daha eskidir. Şimdi kullanılmış olan çiçek buketlerinden farklı olsalar bile hemen hemen bütün çiçek buketlerinin amacı çifte şans ve mutluluk getirmeleridir.

Mısır, Yunanistan, Roma hatta çin tarihinde önemli bir gelenek olarak yerini almıştır. Eski dönemlere bakıldığında bir düğün iki kişinin mutlu olmasından ziyade bir iş anlaşmasına benzer. Evlilikler, bir hanedanın devamlılığını sağlamak, bir ticaret ittifakını güçlendirmek veya aile işleri için daha fazla insan gücü yaratmak için bir geçit töreni sayılırdı.

Eski zamanlarda gelinler doğurganlık ve bereketi temsil eden buğday başakları taşıyorlardı. Elle bağlanmış saplar genellikle başka tahıllarla, meyve veren dallarla veya ceviz ağaçlarının yapraklarıyla, bolluğa işaret eden, iyi talihi ve birçok çocuğu işaret eden her şeyle süslenirdi.

Muhtemelen bu dönemlerde hem gelin hem de damat çiçek ve yeşil yapraklarla süslü saç bantları yada çelenkler kullanmaktaydılar.

Yunan

Yunan düğünlerinde kullanılan çelenk ve taçlar arasında zeytin dalları, evlilik ve bereket tanrıçası Hera’yı onurlandırmak için yeşil otlar ve portakal çiçekleri gibi kokulu beyaz çiçekler vardı. Sarmaşık telleri, evliliğin kırılmaz bağını simgeliyordu; beyaz çiçekler tatlılık ve mutluluk anlamına geliyordu.

Roma

Romalı çiftler, Yunan düğün çiçeklerine benzer bir geleneği izlediler, yeşillikler ve çiçeklerle çelenkler ve taçlar örerek, kötülükten korunmak, tanrıları onurlandırmak, doğurganlığı çağırmak ve iyi şans elde etmek için portakal çiçeği, gül, kekik, fesleğen ve mercanköşk kokulu buketler taşıdılar.

Mısır

Nil boyunca bereketli topraklarda kümelenmiş eski Mısırlılar seyahatlerinde çiçek topladılar ve yerel nilüferlere saygı duydular. Mısır sanatında lotus çiçeği yaygın olarak görülür ve bir düğün dekorasyonunda iyi bir seçim olarak görülmüş olabilir.

MÖ 1100’lerden kalma bir papirüs şiiri , aşk ve nilüfer çiçeklerine gönderme yapmaktadır. Evlilikler oldukça basitti o zamanlar ve arkeolojik keşifler sadece Mısırlı gelinlerin kötü ruhlara karşı bir kalkan olarak kekik ve sarımsak taşıdıklarını gösteriyor.

Orta Çağ – 5. – 15. Yüzyıllar

Orta Çağ’da, hem gelin hem de damadın giydiği çiçek çelenklerinin yanı sıra, kokulu otlar ve sarımsak ve buğday demetleri gibi bol tahıllar sembolik düğün florasıydı.

Silahlara Çağrı, Edmund Blair Leighton, 1888

Romantizm ve Koku

Orta Çağ ve Elizabeth dönemlerinde, düzenli banyo ve çamaşır yıkama ayrıcalıklar  halk için zor hatta neredeyse imkansızdı. Köylüler genellikle  giyilecek tek bir kıyafete sahip olabildikleri için kokmaları hoşgörülürdü .

Bu yüzden  çiçekler ve kokulu bitkiler, güzel kokulu gelinler ve damatlar için dekordan daha fazlasıydı. Sarımsak sapları, güller ve taze biberiye, bahçeden ve mutfaktan gelen anımsatıcı kokularla kişisel keskin kokuyu maskeleyebilirlerdi.

Bir ortaçağ gelini, saçlarını dağınık çiçeklerle örülmüş veya bir çelenkle sarılmış olarak kullanabilir ve elbisesine bir şifalı ot veya kokulu bir ot takardı.

Elizabeth Dönemi – 16. Yüzyıldan 17. Yüzyıla

Kralice Elizabeth.

İngiltere’nin Elizabeth / Tudor döneminde, düğün çiçekleri eğlenceli ve daha boldu. Çiçek buketlerinin florası oldukça zenginleşmiştir.

Bu dönemlerde gelinler gelen misafirlere küçük kokulu buketler vermeleri yeni bir gelenek oluşturdu. Bu küçük buketleri yapmak genel olarak nedimelerin görevlerinden birisiydi.

Viktorya Dönemi – 19. Yüzyıl Ortası – 20. Yüzyıl

George Hayter’in Kraliçe Victoria Evliliği’nden (1840) Kaynak: wikipedia

Viktorya Dönemi, 1837’den 1901’e kadar Britanya’nın popüler hükümdarının dizginlerini kapsıyordu. Gelinler için sembolik çiçekler, vecize buketleri ve çiçek taçları modaydı.

Kraliçe Viktorya’nın günümüz gelinleri içinde anlamı büyüktür. Çünkü eskiden gelinler rengine bakmaksızın en sevdikleri kıyafetlerini düğün günü giyerlerdi. Kraliçe Viktorya saflığın sembolü olarak düğününde giydiği beyaz gelinlik ile düğünlerde yeni bir dönemi başlatmış oldu. Ondan sonra gelinler beyaz giymeye başlamışlardır.

Kraliçe Victoria’nın 1847’deki düğünü, düğün geleneklerini oluşturmak için bir dönüm noktasıydı. Saçına portakal çiçeklerinden bir çelenk takmıştı. Nesiller sonra çiçeklerin düğünlerle ilişkilendirilmesine devam ediliyor.

Bu dönem insanların çiçeklerin dilinden oldukça etkilenmişlerdi. Kraliçe Victorya detaylara ve görkemli sahnelemeye, özellikle çiçek sembolizmine titizlikle dikkat etti. Törenini kesilmiş ve açan çiçeklerle doldurdu saçına portakal çiçekleri taktı. Bu çiçekler bir iffet sembolü olunca gelin çiçeği taçları için vazgeçilmez oldular.

Modern Çağ – 20. Yüzyıl

19 yy. ortalarına gelindiğinde çiçek buketleri gözde olmaya devam etmiş. Çiçek buketleri artık şans ve bereketten ve koku gidermek dışında görsel güzellik katmak için var olmaya başlamış. Buketlerin içine koyulan tahılların baharatlı bitkilerin yerini güzel ve gerçek çiçekler almış.

Yirminci yüzyılda, çiçekler düğünler için zorunluluktu, hatta mütevazı törenlerde bile gelin buketi isteniyordu. Değişen servetler ve modalar, buket stillerini gözden düşürdü. Dolu dolu geleneksel bir düğün, hizmet ve resepsiyon için çiçekler, çiçek açan çardaklar ve saksı ağaçları, gelin partileri için buketler ve erkekler için yaka çiçekleri demekti.

Günümüze gelindiğinde ise hala gelinler elde buket taşımayı seviyor. Her geçen gün yeni bir moda akımı öncülüğünde buket seçimleri değişiyor. Canlı çiçek buketlerin yerini ise yapma çiçekler alıyor.

Banner
Benzer Yazılar

Sadece Kadın Büstü Diye Biliniyordu Gerçek Bambaşka Çıktı

23 Mart 2021

23 Mart 2021

50 yıl önce Bolu kent merkezi Akpınar Mahallesi’nde Kız Enstitüsü inşaatı için temel kazısı çalışmasına başlanılmıştı. Temel kazısı sırasında işçiler...

Dünya’nın En Eski Müzelerinden Biri Olan Egmore Kasım’dan İtibaren Çevrimiçi Gezilebilecek!

14 Ekim 2020

14 Ekim 2020

Hindistan’ın Chinnai şehrinde (Tamil Nadu eyaletinin başkenti. – Madras olarak da bilinir.)bulunan 169 yıllık Egmore Devlet Müzesi’ndeki zengin koleksiyonların bir...

Yassıtepe Höyük’te 5000 yıllık tanrıça heykelciği bulundu

25 Ekim 2023

25 Ekim 2023

Yassıtepe Höyük (Yeşilova Höyük) kazılarında bir örneği Midilli Adası’nda rastlanan 10 cm boyunda tanrıça heykelciği bulundu. Pişmiş topraktan yapılmış tanrıça...

Avrupa’da keşfedilen türünün en büyük deniz kaplumbağası fosili İspanya’da ortaya çıkarıldı

22 Kasım 2022

22 Kasım 2022

Kuzey İspanya’da, bilim adamları yeni bir muazzam deniz kaplumbağası türünün kalıntılarını keşfettiler. Tarih öncesi yaratık, Avrupa’da şimdiye kadar bulunan, yaklaşık...

9.000 Yıl Önce Kadınların Toplumdaki Yeri Nasıldı? Çatalhöyük’te Yeni Bulgular Bu Soruyu Cevaplıyor

27 Haziran 2025

27 Haziran 2025

Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Çatalhöyük, 9.000 yıl öncesine ışık tutmaya devam ediyor. Neolitik döneme ait bu yerleşim...

Geç Hitit döneminden kalma Gerger Kalesi restore ediliyor

6 Haziran 2022

6 Haziran 2022

Geç Hitit beylikler döneminden kaldığı tespit edilen 2200 yıllık Gerger Kalesi, restorasyon ön fizibilite çalışması başlatıldı. Gerger Kalesi, bazı kaynaklara...

Azerbaycan’da Bir İlk: Damcılı Mağarası’nda Mezolitik Döneme Ait İnsan Heykelciği Bulundu

19 Nisan 2025

19 Nisan 2025

Azerbaycan’ın Kazah bölgesinde yer alan dünyaca ünlü Damcılı Mağarası’nda yapılan arkeolojik kazılarda, Mezolitik döneme (Orta Taş Çağı) tarihlenen ilk insan...

Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi selden kısmen etkilendi

16 Mart 2023

16 Mart 2023

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketinde Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi’nin kısmen etkilendiğini açıkladı. Bakanlığın yayınladığı...

Son kazılar Karyalılar hakkında yeni bilgilere ulaşılmasını sağlıyor

14 Ocak 2023

14 Ocak 2023

Muğla’nın Milas ilçesinde devam eden kurtarma kazıları, 4 bin yıllık geçmişe sahip Karyalılar hakkında yeni bilgilere ulaşılmasını sağlıyor. Milas ilçesinde...

1840 yılında keşfedilen bronz lambanın Dionysos kültü ile ilişkili olduğu belirlendi

12 Nisan 2024

12 Nisan 2024

1840 yılında İtalya’nın Cortona kasabası yakınlarında bir hendekte keşfedilen bronz lamba üzerindeki tartışmalar yakın zamana kadar devam etti. Birçok araştırmacı...

Homo bodoensis, modern insanın atası olabilir mi?

28 Ekim 2021

28 Ekim 2021

Modern insanın atasını bulma üzerine çalışmalar aralıksız sürüyor. En son çalışma günümüzden yarım milyon yıl önce yaşamış Homo bodoensis üzerine...

Akdeniz Tunç Çağı batığında 3600 yıllık kurşun ağırlıklar çıkarıldı

27 Kasım 2022

27 Kasım 2022

Dünyanın en eski batıklarından biri olan Antalya Kumluca açıklarındaki Tunç Çağı batığında su altı arkeolojik çalışmalar devam ediyor. MÖ 16....

Thebes’in Eşcinsel Kutsal Askeri Birliği

1 Temmuz 2021

1 Temmuz 2021

Thebes’in Eşcinsel Kutsal Askeri Birliği, M.Ö. 4. yüzyılda klasik dünyada efsanevi cesaretleri ve savaştaki askeri güçleri ile ünlü 150 çift...

Antik Pompeii Kentinde Bulunan Zengin Adam ve Kölesi

21 Kasım 2020

21 Kasım 2020

İtalyan Kültür Bakanlığı, antik Pompeii kentinde Vezüv patlaması sırasında yanarak ölen iki kişinin kalıntılarına ulaşıldığı bilgisini verdi. Pompeii Antik kentinde...

Amida Höyük’te Halaf Dönemi Ev Planı Görüldü

24 Ekim 2021

24 Ekim 2021

Diyarbakır merkez Sur ilçesinde bulunan Amida Höyük’te Halaf dönemi ev planı görüldü. Höyük’te ayrıca, 3 tabakada yanık izleri ile karşılaşıldı....

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]