11 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Ege antik kentlerinde bulunan taşlar Yunan masa oyununun parçası olabilir

Arkeologlar, Ege ve Akdeniz’de yer alan antik yerleşimlerde bulunan taş kürelerin, Yunan masa oyununun bir parçası olabileceğini düşünüyorlar.

Yunan masa oyunu, şimdiye kadar bilinen en eski masa oyunlarından biri olarak kabul ediliyor.

Santorini, Girit, Kıbrıs ve diğer Yunan Adaları’nda yer alan antik sitelerde bulunan taşlar hakkında bugüne kadar bir tür sapan taşı, top fırlatma, sayma / kayıt tutma sistemi veya sayaç / piyon olarak dahil olmak üzere kullanımları hakkında teorilerle ilgili oldukça fazla spekülasyon yapıldı.

Bristol Üniversitesi Antropoloji ve Arkeoloji Bölümü’nden Dr. Christianne Fernée ve Konstantinos Trimmis tarafından Arkeoloji Bilim Raporları Dergisi’nde (Journal of Archaeological Science) yayınlanan son çalışma da, Santorini adasındaki Tunç Çağı kasabası Akrotiri’de bulunan yaklaşık 4.500 ila 3.600 yaşında olan 700 taş üzerindeki ortak özellikleri inceledi.

Golf toplarından daha küçük olan taşlar çeşitli renklerde ve farklı malzemelerden yapılmış. Analiz, taşları daha büyük ve daha küçük taşlardan oluşan iki gruba ayırdı. Buna ek olarak, Akrotiri’de ve Ege’deki diğer yerleşim yerlerinde, kürelerin oturabileceği veya yerleştirilebileceği sığ fincan altı büyüklüğünde taş levhalar vardır.

Dr. Ferneé şunları söyledi: “Çalışmanın en önemli bulgusu, speres’in iki büyük kümeye (biri daha küçük ve biri daha büyük taşlardan) uymasıdır. Bu, kürelerin büyük olasılıkla daha fazla gruplama bekleyeceğiniz bir sayım sisteminden ziyade bu kümelere uyacak şekilde toplandığı bir masa oyunu için sayaç olarak kullanıldıkları hipotezini desteklemektedir. “

Eğer bu küreler aslında bir masa oyununun parçasıysa, Mısır Mehen ve Senet gibi Levant ve Mısır’dan benzer örneklerle birlikte en eski örneklerden biri olacaktır.

Dr. Trimmis şunları ekledi: “Kürelerin sosyal önemi, belirli boşluklarda biriktirilme şekillerinin gösterdiği gibi, kürelerin sosyal etkileşim için oynanan bir oyunun parçası olduğu fikrini daha da destekliyor. Bu, Tunç Çağı Ege’sindeki sosyal etkileşime yeni bir bakış açısı kazandırıyor.”

Araştırmanın bir sonraki aşaması, sığ fincan altı büyüklüğünde kümelenme olup olmadığını görmek ve küreleri ve levhaları birbirine bağlamaya çalışmak için plakalara benzer bir metodoloji uygulamaktır.

Ekip ayrıca, oyunun gerçekte nasıl oynandığını belirlemek için yapay zeka tekniklerini kullanmayı umuyor.

Kapak Fotoğrafı Konstantinos Trimmis

Banner
Benzer Yazılar

Anadolu Mezopotamya ticaret yolunda bir merkez; Tavşanlı Höyük

23 Ekim 2021

23 Ekim 2021

Tunç Çağı döneminde Batı Anadolu’da ilk yerleşim yeri olduğu bilinen Tavşanlı höyük kazılarına devam ediliyor. Elde edilen son kazı sonuçları...

Van Garibin Tepe’de kaçak kazı sırasında ortaya çıkan Urartu yapısının kurtarma kazılarına başlanıyor

26 Temmuz 2022

26 Temmuz 2022

Geçtiğimiz Haziran ayında Van Garibin Tepe’de kaçak kazı sırasında ortaya çıkan ve ilk incelemelerde yapının Urartu dönemi anıtsal yapı olduğu...

Şaşırtıcı Bir Heykelcik Altın Gözlü Bronz Kelt Adamı

12 Aralık 2020

12 Aralık 2020

Slovakya’da yapılan kazılarda çok şaşırtıcı bir heykelcik bulundu. Altın Gözlü Bronz Kelt Adam Heykelciği benzersiz bir ayrıntı olarak kazının gözdesi...

Neandertaller’in Ölülerini Gömdüğüne Yönelik Kanıtlar Bulundu

13 Aralık 2020

13 Aralık 2020

Ölülerin gömülmesi Neandertaller tarafından mı uygulandı yoksa türümüze özgü bir yenilik mi? İlk hipotez lehine göstergeler var ancak bazı bilim...

Şeytan’ın İkonografisi

9 Kasım 2020

9 Kasım 2020

Bu yazımızda Şeytan’ın ikonografisi ile şeytan kimliğinin sanatta nasıl yavaş yavaş şekillendiğini Sanat tarihini esas alarak kısaca irdelemeye çalıştık. Şeytanın...

İskoçya’nın 17. Yüzyılda Kumla Kaplı Adası Broo’da Yerleşim Keşfedildi

14 Ekim 2020

14 Ekim 2020

Bates Koleji’nden Gerry Bigelow ve meslektaşları, on yedinci yüzyılın sonlarına doğru yaklaşık olarak 2 m. kumulla kaplanmış olan Broo’nun Shetland...

Freskleri ile ünlü Trak Kral Mezarı “Aleksandrovo”

15 Ağustos 2021

15 Ağustos 2021

Traklar, günümüz Doğu Trakya, Bulgaristan ve Kuzey Yunanistan’da yaşamış Hint-Avrupa kökenli Antik Çağ halkıdır. Traklar, varlıklarını Büyük İskender’in M. Ö....

2 bin yıllık Gizemli Kadın mumyasında boğaz kanseri tespit edildi

22 Temmuz 2022

22 Temmuz 2022

M. Ö. Birinci yüzyılda ölen Gizemli Kadın mumyası üzerinde yapılan analizlerde kadının boğaz ya da burun kanserine yakalanmış olduğu tespit...

Dünya’nın En Eski Üniversitesine Sahip Şehri Bir Müze İstiyor

14 Aralık 2020

14 Aralık 2020

Dünyanın ilk üniversite ve bilim merkezine ev sahipliği yapmasıyla tanınan Dezful, Sasani döneminde kültür ve bilimin gelişmesinde önemli bir rol...

Hansel ve Gretel Masalının Ardındaki Acımasız Tarihi Gerçekler

11 Şubat 2021

11 Şubat 2021

1314 ve 1317 yılları arasında Avrupa’nın büyük bir kısmını etkileyen bir kıtlık süreci başladı. 1322 yılına kadar devam eden kıtlık...

İncil’de Anlatılan Kral Davut’un Çarpıştığı Goliath Dev Olmayabilir!

3 Aralık 2020

3 Aralık 2020

İbranice İncil’de Kral Davut, Filistin devi Goliath’ı öldürmesi ve İsrail’i Kudüs merkezli büyük bir krallığa genişletmesiyle ünlüdür. İncil’de dev Goliath’ın...

Tepecik Höyük kazılarında seramik fırını ortaya çıkarıldı

23 Ağustos 2021

23 Ağustos 2021

Kalkolitik Çağ’dan Roma dönemine uzanan kültür katmanlarına ev sahipliği yapan Tepecik Höyük kazılarında 3.500 yıllık seramik fırın ortaya çıkarıldı. Aydın...

Antik Çağ’da Kadının Gücünü Gösteren Buluntular

30 Aralık 2020

30 Aralık 2020

Tarihi yazanlar çoğu zaman erkekler olduğu için olmalıdır ki kadınları geri planda bırakmış hatta bahsetmekten bile özenle imtina etmişlerdir. Günümüzde...

Bir araştırmaya göre, 27.000 yıl önce Moğolistan’da yaşayan dev develerin neslinin tükenmesine iklim ve Arkaik insanlar neden oldu.

3 Nisan 2022

3 Nisan 2022

Devasa iki hörgüçlü bir deve türü olan Camelus knoblochi, yaklaşık 27.000 yıl öncesine kadar Moğolistan’da modern insanlarla ve belki de...

Buzul arkeologları eriyen buzda 1500 yıllık demir uçlu ok buldular

19 Ağustos 2022

19 Ağustos 2022

Buzul Arkeolojisi Programı’nda (Glacier Archaeology Program) çalışan buzul arkeologları Norveç Jotunheimen sıradağlarında, deniz seviyesinden 1750 metre yükseklikte eriyen buzul alanında...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]