9 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Dünyanın En Eski Elbisesi “Tarkhan Elbisesi”

Yaşamın olmasa olmaz üçlüsü beslenme barınma ve giyinme… İlk insanın hayvan kürkleri ile kendisini soğuktan korumak için giyim ürünleri yaptıklarını biliyoruz. Zamanla, sadece bedeni korumak için giyinmemeye başlayan insan, günümüz modasının da temellerini atmaya başlar. Takılarla giyinmeyi çeşitlendirir. Buz adam Ötzi’de dahi dövme ve çeşitli giyim izleri görülür.

Antroploglar, giyinmenin sadece korunma ya da vücudun görünmesinin istenmeyen bölgelerin örtülmesi olarak değerlendirilmeyeceğini, giyinmenin kültürel bir gelişim ve statü aracı olarak tanımlanması gerektiğini belirtirler. Paleolitik çağda insanlar liderlerini kendilerinden farklı giyindirmekteydi. Neolitik çağda, üretim fazlası ile oluşan ticaret ve oluşan sosyal grupların üyeleri arasında farklar yine kıyafetlerin kalitesi ve çeşitliliği ile belli oluyordu.

Eski Mısır giyim kuşam
Mısır’da giyim çok önemli bir statü kaynağıydı. Güneşin oğlu firavunun ve diğer üst tebaanın giyim kuşamlarına önem verilirdi.

 

Zengin ve fakir ayırımı kıyafetlerin kalitesine yansımaktaydı. Sümer, Akad, Assur, Hitit, Mısır, Roma ve birçok kültürlerde giyinme statüyü gösteren bir araçtı. Özellikle, Mısır ve Roma kültürlerinde bu keskinlik daha çok belirgindi.

Dünyanın en eski dokuma giysisi “Tarkhan Elbisesi”

Arkeolojik kazılarla binlerce yıllık kıyafet örneklerine sahip olabiliyoruz. Bu kıyafetlerle dönemin kültürüne, iklim koşullarına, yaşam koşullarına dair bilgiler elde edebiliyoruz. Mısır ve Roma dönemi kıyafetleri bizlere oldukça fazla bilgi sağlayan kaynaklardır.

Şu ana kadar en eski giysi 1913 yılında Mısır’da Tarkhan kasabasında bulunan “Tarkhan Elbisesi”  olarak bilinmektedir. Yaklaşık beş yıl önce, en son radyokarbon tarihlendirme teknolojisi kullanılarak kesin olarak tarihlendirilmiştir. Araştırmacılar, ince detaylara sahip keten elbisenin M. Ö. 3482 ile 3103 yılları arasına tarihlendiğini belirlemiş ve bu da onu dünyanın en eski dokuma giysisi yapmıştır.

Londra’daki Petrie Mısır Arkeoloji Müzesi küratörü Alice Stevenson, arkeolojik alanlardan elde edilen tekstillerin genellikle 2.000 yıldan daha eski olmadığını söyledi. Araştırmacılar, Tarkhan Elbisesinin 5.000 yıldan daha eski bir tarihe dayandığını belirtiler.

Archaeology.org, bir zamanlar Sir Flinders Petrie tarafından Kahire’nin 30 mil güneyindeki yakındaki bir köyden sonra Tarkhan adını verdiği alanda 1913’te kazılan “büyük bir kirli keten bez yığını” nın parçası olduğunu yazmıştı. 1977’de Victoria ve Albert Müzesi’nden araştırmacılar, ince yapılmış Tarkhan Elbisesini keşfettiklerinde büyük kirli keten bez yığınını temizlemeye hazırlanıyorlardı. Dirseklerde ve koltuk altlarında birisinin elbiseyi giydiğini gösteren kırışıklıklar olsa da, pileli kollu ve korsajlı V yakalı keten gömlek, yaşına rağmen mükemmel durumdaydı.

Mısır'da bulunan dünyanın en eski elbisesi “Tarkhan Elbisesi” 
1913 yılında Mısır’da Tarkhan kasabasında bulunan “Tarkhan Elbisesi” dünyanın en eski elbisesi olarak kabul ediliyor.

Araştırmacılar kumaşı korudu, stabilize etmek için Crepeline ipeğine dikti ve sergiledi. Kısa süre sonra, büyük ölçüde keşfedildiği mezarın yaşı nedeniyle Mısır’ın en eski giysisi ve dünyanın en eski dokuma giysisi olarak kabul edildi. Bununla birlikte, giysinin bulunduğu mezar yağmalandığı için, araştırmacılar elbiseye kesin bir yaş veremediler.

1980’lerde, elbiseyle ilişkili keten, yeni bir hızlandırıcı kütle spektrometresi teknolojisi kullanılarak analiz edildiğinde, bunun M. Ö.  3. bin yılın sonlarına ait olduğuna inanılıyordu. Ancak araştırmacılara göre bu tarih çok genişti.

Son olarak, 2015 yılında, elbisenin kendisinden sadece 2.24 mg ağırlığında bir numune Oxford Üniversitesi’nin radyokarbon ünitesi tarafından analiz edildi. Sonuçlar, Tarkhan Elbisesinin MÖ 3482 ile 3102 arasında olduğunu ve hatta Mısır’ın 1. Hanedanlığından (MÖ 3111–2906 civarı) öncesine ait olabileceğini gösterdi.

Alice Stevenson; “Her zaman eski olduğundan şüphelenmiştik ve 1. Hanedanlığa yakın olmasa bile 5. Hanedan elbisesi [yakl. MÖ 2500], bu tür nesneler için arkeolojik standartlara göre hala oldukça eski… O kalitede ve o tarihin hiçbir yerinde buna benzer bir şey yok. Yaklaşık 5000 yıl hayatta kaldığını düşünmek şaşırtıcı” dedi.

Kaynak: https://face2faceafrica.com/ MİLDRED EUROPA TAYLOR

Banner
Benzer Yazılar

Saqqara nekropolünde 4.000 yıllık beş mezar keşfedildi

19 Mart 2022

19 Mart 2022

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı, Kahire’nin güneybatısındaki Saqqara nekropolünde 4 bin yıllık beş antik mezarın keşfedildiğini duyurdu. Bakanlık açıklamasında...

İsrail’de Yunanca yazılı sapan taşı bulundu

8 Aralık 2022

8 Aralık 2022

İsrailli arkeologlar Yavne arkeolojik alan içinde yer alan antik sarayda Yunanca yazılı 2200 yıllık sapan taşı buldular. Sapan taşı, Helenistik...

Sakkara’da kraliyet hekimi “Tanrıça Selket’in Büyücüsü”nün antik mastaba mezarı keşfedildi

8 Ocak 2025

8 Ocak 2025

Mısır Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Sakkara arkeolojik alanının güney bölgesinde Fransız ve İsviçreli ortak arkeoloji ekibi,...

Arkeologlar, Kıpti, Yunanca ve Arapça olarak yazılmış metinler içeren ostraca (kil kap parçası) koleksiyonu buldu

20 Aralık 2021

20 Aralık 2021

Mısır ve Alman arkeologlardan oluşan bir ekip Sohag Tel Atribis’teki Al-Sheikh Hamad arkeolojik sahasında demotik, hiyeratik, Kıpti, Yunanca ve Arapça...

Golan Tepelerinde Kral Davut Dönemine Ait 3000 Yıllık Kale

28 Kasım 2020

28 Kasım 2020

İsrail Eski Eserler Kurumu’ndan bir arkeolog ekibi, MÖ 11. veya 10. yüzyılda Kral David’in (Kral Davut)  müttefiki Geshurites tarafından kurulduğuna...

Levant Bölgesinde 7.000 Yıllık Mühürler Bulundu

10 Haziran 2021

10 Haziran 2021

Tarih boyunca, mülkiyetin korunmasında, kentin ve sarayın güvenliğinin sağlanmasında, ticari hayat ve mektuplaşmalarda kullanılan mühürler; arkeolojide en önemli veri kalıntıları...

Suudi Arabistan çölünde gizemli ve gerçek boyutlu deve oymaları bulundu

4 Ekim 2023

4 Ekim 2023

Arkeologlar, Suudi Arabistan’ın Nafud çölünün güney sınırına yakın bir kayanın üzerinde gerçek boyutlu deve oymaları buldular. Kuzey Arabistan’ın Neolitik dönemi,...

Bilim insanları “Gize Sfenksi’nin oluşumunda rüzgarın parmağı var mıydı?” sorusuna cevap aradı

1 Kasım 2023

1 Kasım 2023

Bilim insanları, Mısır’ın başkenti Kahire’de, Gize piramitleri bölgesinde yer alan Büyük Gize Sfenksi’nin oluşumunda rüzgar faktörünü araştırdılar. Büyük Gize Sfenksi,...

Beyrut Baalbek Pazarında Roma Mozaiği Bulundu

31 Aralık 2020

31 Aralık 2020

Beyrut’un kuzeydoğusunda ki Baalbek’te bir pazarı kazan işçiler MÖ 60 ile MS 300 yılları arasındaki Roma işgaline tarihlenen bir mozaik...

Ağlama Duvarı meydanı kazılarında Birinci Tapınak Dönemine ait kil mühür baskısı bulundu

1 Mart 2024

1 Mart 2024

Kudüs’teki Ağlama Duvarı meydanında devam eden kazılarda Birinci Tapınak Dönemine ait kil mühür baskısı (bulla) bulundu. Kazı ekibinde yer alan...

İskenderiye’de 1.305 metrelik Greko-Romen antik kaya tünelini keşfedildi

4 Kasım 2022

4 Kasım 2022

Santo Domingo Üniversitesi’nden bir Mısır-Dominik arkeolojik misyonu tarafından Eski Mısır kenti Tapuziris Magna’nın altında 1.305 metre uzunluğunda bir Greko-Romen tüneli...

İsrailli Araştırmacılardan Kudüs Fatihi Selahaddin Eyyübi’nin Hattin Zaferine Garip Yaklaşımlar

30 Ekim 2020

30 Ekim 2020

İsrailli araştırmacılar Selahaddin Eyyübi’nin önderliğinde kazanılan Hattin savaşı sonuçları için enteresan çıkarımlarda bulundular. İsrailli karıkoca iki arkeoloğun savaşın sonuçları hakkında...

Araştırmacılar, Arap Yarımadası’ndaki 4.500 yıllık cenaze yol ağlarını ortaya çıkardı

15 Ocak 2022

15 Ocak 2022

Batı Avustralya Üniversitesi’nden ( UWA) arkeologlar, antik kuzeybatı Arabistan’da yaşayan insanların uzun mesafeli “cenaze yol ağlarını” (binlerce mezar anıtı ile...

Esna Tapınağında Tozların Altından Çıkan Koca Evren

23 Kasım 2020

23 Kasım 2020

Esna Tapınağı uzun bir süredir yenilenmeyi ve yeniden nefes almayı beklerken geçtiğimiz günlerde eski renklerine kavuşmanın sevincini yaşamıştı. Bizde bu haberi...

Antik Mısır mühürlü hayvan adak kutuları

21 Nisan 2023

21 Nisan 2023

Antik Mısır’da, hayvanlar genellikle tapınaklarda ve evlerde beslendi. Bazı hayvanlar tanrı ve tanrıçaların sembolü olarak kabul edildi. Bu nedenle, özellikle...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]