26 August 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Denizci bir halk olmayan Hititler Doğu Akdeniz ticaretini nasıl elinde tuttu

Anadolu, Tunç Çağı’nda önemli kara ticaret yollarına sahipti. Asurlu tüccarların kurduğu karumlar MÖ 2 binli yıllarda ticaretin ana damarlarını oluşturdu. Asurlu tüccarlar Mezopotamya’dan aldıkları ürünleri Anadolu’nun batısına kadar uzanan ticaret yolları ile taşıyarak ticaretin gelişmesini sağladılar.

Asurlu tüccarlar sadece ticari canlılığı getirmemiş beraberlerinde yazıyı da taşımışlardır.

Geç Tunç Çağı kara ticaret yollarının gelişimi zamanla deniz ticaretinin geniş çaplı kullanımının önünü açmıştır.

Özellikle Ulu Burun batığının keşfedilmesi Doğu Akdeniz’in 2. binyılda antik dünyanın bir
tür merkez üssü haline geldiğini ve deniz ticaretinin uluslararası ekonominin bel kemiğini oluşturmaya başladığını gösteriyor.

Dr. Öğr. Üyesi Eric Jean, bu dönemin ve bölgenin en büyük güçlerinden biri olan Hititler’in denizle olan ilişkisindeki rolünü bu bağlamda merak edebiliriz” diyor.

Asur Ticaret Yolları
Tunç Çağı Asur Ticaret Ağı Haritası (Ivan d’Hostinue ve Gojko Barjamovic)

Hititler, Asurluların kurduğu Kültepe/Kaniş karumunun yakınlarında temelleri atılan büyük ve güçlü bir imparatorluktur. Hattuşa’yı başkent yapan Hititler, hep bir kara imparatorluğu olarak bilinir. Dolayısıyla, deniz ve Hititler pek bağdaştırılmaz.

Hititler deniz için aruna kelimesini kullanıyorlardı. Hititlerin bıraktığı şimdiye kadar çözümü yapılmış çivi yazılı tabletlerde deniz ve denizcilikle ilgili fazla bir bilgi elde edilemedi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Hititoloji Bölümü tarafından düzenlenen “Hititoloji’nin 107. Yılı” etkinlikleri çerçevesinde “Denizci Olmayan Bir Halkın Donanması mı? Hititler ve Denizin Kontrolü” başlıklı bir konuşma yapan Hitit Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eric Jean, “Orta Anadolu’da yerleşik olan Hititler denizci bir halk değildi, ancak donanmaya ihtiyaçları sadece yazılı kaynaklardan değil, aynı zamanda arkeolojik araştırmaların ortaya koyduğu verilerden de anlaşılabilir” dedi.

“Metinler, donanmanın Hititlerin Levant müttefikleri (Amurru, Ugarit) ya da vasalları tarafından tedarik edildiğini veya organize edildiğini ortaya koyarken, coğrafi avantajlarla birlikte metinlerin yorumlanması Akdeniz’den Orta Anadolu’daki Hitit merkezlerine ithal edilen ürünlerin dağılımı, ticaret sürecinde Kilikia kıyılarının ve limanlarının ne denli önemli olduklarını göstermektedir.”

Uluburun batığının ticari yol güzargahı
Uluburun batığının tahmini ticari yol güzargahı

Hititler denizci bir imparatorluk muydu?

Hititlerin, Kıbrıs (Alaşiya) adasına ulaşmaları ve ada ile ticaret yaptıklarına dair arkeolojik verilere ulaşılması, Ura’ya-günümüz Silifke ilçesi tarafları- özellikle Mısır ve Levant Bölgesi’nden gelen ürünlerin getirilmesi, Hititler denizci bir imparatorluk muydu? Sorusunu akla getiriyor.

Eric Jean, “Gurney’i dinlersek: “Hitit filosu yoktu ve Hititlerin kontrol ettiği anlaşılan Kıbrıs adası ile arasında hangi gemileri kullanıldığını bilmiyoruz.” Ancak Özlem Sir Gavaz’ın da fark ettiği gibi bu durumda Alaşiya üzerinde nasıl bir hakimiyet kurulduğu sorusu cevapsız kalmaktadır. Sir Gavaz’a göre: “Kuzey Suriye’nin ve burada bulunan liman kentlerinin Hitit kontrolüne girmesiyle birlikte Hititler, kara ve deniz ticareti üzerinde söz sahibi olmakla kalmamışlar, aynı zamanda iyi bir donanma sahibi de olmuşlardı” diyebiliriz.

“Krallığın deniz sınırlarının güvenliğini garanti eden deniz kültlerinin önerdiği gibi, kraliyet ve din anlamına gelen ideolojik amaçların yanı sıra ekonomik kalkınma için denizlerin kontrolü gerekliydi. Bu kontrol, tabi olunan krallıkların topraklarının kontrolüne dayanıyordu. Elbette denizci olmayan insanlar olan Hititler, daha iyi verimlilik için ülkelerin gerçeklerine nasıl yetki verileceğini ve bunlara nasıl uyum sağlanacağını bilen, merkezi bir yönetimden çok iyi organize edilmiş bir imparatorluğa liderlik ettiler” diyen Jean şu bilgileri paylaştı.

Kıbrıs Tunç Çağı seramiği
Kıbrıs Tunç Çağı seramiği (The Ashmolean Museum, Oxford)

“Hitit donanmasından da söz edebiliriz; ancak, 14. yüzyılda kuzey Suriye’nin boyun eğdirilmesinden önce var olan bir Hitit donanmasıdır. Kinet Höyük’ün (İskenderun) 16. yüzyılın ortalarında Hitit işlerine karışması ve en geç 15. yüzyılda kırmızı parlak çark yapımı malların ve mavi-mor kumaşların tedarik edilmesi, ilk Hitit donanmasının müttefik Kizzuwatna krallığı veya Ura bölgesi aracılığıyla Kilikia filolarından oluşturulmuş olabileceğini ortaya çıkarır. Parlak çark yapımı malların muhtemelen Dağlık Kilikia’da üretilmiş olması, Ura topraklarının Hatti’nin tedarikçisi olma rolünü hiçbir şekilde ortadan kaldırmaz; özellikle Ura limanının işlevi belki de bu seramiği ihraç etmek olmasıydı.”

Ura, Hitit donanmasının oluşmasında ön ayak olmuş olabilir

“Geç Tunç Çağı’nda Doğu Akdeniz’de deniz ticaretinin uluslararası boyutunu gösteren haritaların çoğu Kilikia limanlarını içermez. Ancak, tekrarlıyorum, I. Şuppiluliuma’dan II. Şuppiluliuma’ya kadar Ugarit limanları ve donanması kullanılmadan önce, Hitit kralları Kilikia limanlarını kullanıyordu. Bu yokluk belki de Hatti’nin çelişkili durumunu yansıtıyor: emperyal bir güç ama Orta Anadolu’ya ithal edilen ender mallara bakılırsa nispeten kapalı. Nitekim kırmızı parlak çark yapımı malların istisnası seçilmiş malları belirtmektedir.

Ayrıca, Chris Monroe, bazı Ura tüccarlarının Hitit Krallığı için çalıştığını, diğerlerinin ise özel şahıslar tarafından istihdam edilmiş olabileceğini öne sürüyor. Stefano de Martino’nun öne sürdüğü gibi, Ura daha önce düşünülenden daha bağımsızdı; bu bağımsızlık veya göreli bağımsızlık muhtemelen sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomikti. Bana göre, boyun eğdirilen bölgelerin donanmaları Hitit krallığının hizmetine verildiyse, deniz ticareti kısmen, Ura ve Ugarit tüccarlarının kendilerini zenginleştirmelerini sağlayan özel girişimcilik faaliyetlerine dayanıyordu. 13. yüzyıla ait RS 17.130’nolu Ugarit belgesine göre, “Majestelerinin tüccarlarının”, yani Ura’nın tüccarlarının, Ugarit’inkiler pahasına rahatlarına bakma şekli, belki de Ura’nın Hitit donanmasının oluşumunda oynadığı rolü yansıtmaktadır.

Banner
Benzer Yazılar

Veba Kurbanları Her Zaman Toplu Gömülmemiş

23 Haziran 2021

23 Haziran 2021

14. yüzyılın ortalarında Avrupa nüfusunun %40 ila %60’ını öldüren Kara Ölüm (Veba), kıtayı kasıp kavuran yıkıcı bir salgın olarak dünya...

Suffolk’ta Doğu Anglia Krallığı’nın Kraliyet Salonu Bulundu

5 Ekim 2022

5 Ekim 2022

Günümüz Suffolk ve Norfolk’u kapsayan Doğu Anglia Krallığı’nın 1.400 yıllık ahşap kraliyet salonu Rendlesham, Suffolk’ta keşfedildi. 2015 yılında hava fotoğrafçılığı...

Pomeranya’da Gömülmüş Dört İskandinav Savaşçısı

8 Şubat 2021

8 Şubat 2021

Uzman analizlerine göre, Ciepłe’deki (Pomeranya) mezarlığın orta kısmına zengin mezar hediyeleri ile gömülen dört savaşçı İskandinavya’dan geldi. Boleslaw I. Brave’in...

Galler’de “Tuvalet Kaşığı” olarak da kullanılan gümüş “ligula” bulundu

31 Ocak 2024

31 Ocak 2024

Galler’deki bir metal dedektör kullanıcısı, yaygın olarak “tuvalet kaşığı” olarak da kullanılan bir Roma gümüş “ligula” ortaya çıkardı. Haziran 2020’de...

Göbeklitepe Bölgesinde 11 Tepe Keşfedildi

27 Haziran 2021

27 Haziran 2021

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Göbeklitepe’nin 100 kilometrelik bölgesi içinde 11 tepe daha keşfedildiğini açıkladı. “Mezopotamya” markasının tanıtımı...

İngiltere’de Romalılara Ait Tuz Üretim Alanı keşfedildi.

9 Ekim 2020

9 Ekim 2020

Spalding Western Relief Road için hazırlık çalışmaları kapsamında bir grup arkeolog Pinchbeck’te bir kazı çalışması yürütüyor. Yine bu çalışmalar kapsamında...

İskit Altınları Ukrayna’ya geri dönüyor

15 Kasım 2021

15 Kasım 2021

İskit Altınları, “Kırım: Karadeniz’in Altın ve Gizemleri” adlı sergi ile, 2014 yazında Amsterdam’daki Allard Pearson Arkeoloji Müzesi’nde ziyarete açılmıştı. Ancak,...

Assos Antik Kenti’nde “ıslah” çalışmaları yargıya taşındı

29 Eylül 2021

29 Eylül 2021

Assos Antik Kenti’ne giden yola düşen taşların güvenlik sorunu yarattığı için antik kent 500 gün boyunca ziyaretçilere kapatılarak ıslah çalışmasına...

Antik parşömenler, MS birinci yüzyılda Petra’da yaşayan Nebati bir kadının hayatı hakkında şaşırtıcı bilgiler ortaya koyuyor

19 Aralık 2023

19 Aralık 2023

Petra, iki bin yıl önce güçlü bir ticaret imparatorluğunun başkentiydi. Ticarette uzmanlaşmış ve uzun yıllar bölgenin siyasi, kültürel ve ekonomik...

Dünya Arkeoloji Günü Kutlu Olsun!

17 Ekim 2020

17 Ekim 2020

Arkeoloji, Türkçe’ye yanlışlıkla da olsa kazı bilim olarak çevrilmiş bilim dalıdır. Halbuki kazı çalışmaları arkeolojinin sadece alt dallarından biridir. Arkeoloji...

İspanya’nın güneyindeki Endülüs’ün kalbinde yeni bir megalitik anıt keşfedildi

6 Mayıs 2023

6 Mayıs 2023

İspanya’daki arkeologlar, uyuyan dev olarak da bilinen La Peña de los Enamorados’un oluşumunu araştırırken daha önce göz ardı edilen bir...

Siloa Yazıtı’nın İsrail’e iadesi mümkün mü?

12 Mart 2022

12 Mart 2022

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Türkiye ziyareti sırasında İbrani tarihinin en önemli yazıtlarından biri olan Siloa Yazıtı’nın İsrail’e iade edilmesini istediği...

Kuzey Yunanistan’daki MÖ 4. yüzyıl Kraliyet Mezar sakinlerinin kimlikleri tespit edildi

26 Ocak 2024

26 Ocak 2024

Kuzey Yunanistan’daki Vergina’da bozulmamış MÖ 4. yüzyıl Kraliyet Mezarları’nın sakinlerinin kimlikleri tespit edildi. Mezarlar, İskender’in babasının, üvey annesinin, üvey kardeşlerinin...

3000 yıl önce hayvan kemiklerinden yapılmış buz pateni keşfedildi

9 Mart 2023

9 Mart 2023

Çinli arkeologlar, kuzeybatı Çin’deki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Gaotai Harabeleri’nde hayvan kemiklerinden yapılmış buz patenleri keşfettiler. Düzenlenen basın toplantısında inanılmaz...

Aziz Thaddeus’un mezarının Eğil Kalesi kazılarında bulunduğu düşünülüyor

15 Kasım 2024

15 Kasım 2024

Diyarbakır’da bulunan Eğil Kalesi’nde sürdürülen arkeolojik kazılarda 1600-1900 yıl öncesine ait mezarlar bulundu. Kazı başkanı Prof. Dr. Vecihi Özkaya, mezarlardan...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]