21 May 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Denizci bir halk olmayan Hititler Doğu Akdeniz ticaretini nasıl elinde tuttu

Anadolu, Tunç Çağı’nda önemli kara ticaret yollarına sahipti. Asurlu tüccarların kurduğu karumlar MÖ 2 binli yıllarda ticaretin ana damarlarını oluşturdu. Asurlu tüccarlar Mezopotamya’dan aldıkları ürünleri Anadolu’nun batısına kadar uzanan ticaret yolları ile taşıyarak ticaretin gelişmesini sağladılar.

Asurlu tüccarlar sadece ticari canlılığı getirmemiş beraberlerinde yazıyı da taşımışlardır.

Geç Tunç Çağı kara ticaret yollarının gelişimi zamanla deniz ticaretinin geniş çaplı kullanımının önünü açmıştır.

Özellikle Ulu Burun batığının keşfedilmesi Doğu Akdeniz’in 2. binyılda antik dünyanın bir
tür merkez üssü haline geldiğini ve deniz ticaretinin uluslararası ekonominin bel kemiğini oluşturmaya başladığını gösteriyor.

Dr. Öğr. Üyesi Eric Jean, bu dönemin ve bölgenin en büyük güçlerinden biri olan Hititler’in denizle olan ilişkisindeki rolünü bu bağlamda merak edebiliriz” diyor.

Asur Ticaret Yolları
Tunç Çağı Asur Ticaret Ağı Haritası (Ivan d’Hostinue ve Gojko Barjamovic)

Hititler, Asurluların kurduğu Kültepe/Kaniş karumunun yakınlarında temelleri atılan büyük ve güçlü bir imparatorluktur. Hattuşa’yı başkent yapan Hititler, hep bir kara imparatorluğu olarak bilinir. Dolayısıyla, deniz ve Hititler pek bağdaştırılmaz.

Hititler deniz için aruna kelimesini kullanıyorlardı. Hititlerin bıraktığı şimdiye kadar çözümü yapılmış çivi yazılı tabletlerde deniz ve denizcilikle ilgili fazla bir bilgi elde edilemedi.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Hititoloji Bölümü tarafından düzenlenen “Hititoloji’nin 107. Yılı” etkinlikleri çerçevesinde “Denizci Olmayan Bir Halkın Donanması mı? Hititler ve Denizin Kontrolü” başlıklı bir konuşma yapan Hitit Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eric Jean, “Orta Anadolu’da yerleşik olan Hititler denizci bir halk değildi, ancak donanmaya ihtiyaçları sadece yazılı kaynaklardan değil, aynı zamanda arkeolojik araştırmaların ortaya koyduğu verilerden de anlaşılabilir” dedi.

“Metinler, donanmanın Hititlerin Levant müttefikleri (Amurru, Ugarit) ya da vasalları tarafından tedarik edildiğini veya organize edildiğini ortaya koyarken, coğrafi avantajlarla birlikte metinlerin yorumlanması Akdeniz’den Orta Anadolu’daki Hitit merkezlerine ithal edilen ürünlerin dağılımı, ticaret sürecinde Kilikia kıyılarının ve limanlarının ne denli önemli olduklarını göstermektedir.”

Uluburun batığının ticari yol güzargahı
Uluburun batığının tahmini ticari yol güzargahı

Hititler denizci bir imparatorluk muydu?

Hititlerin, Kıbrıs (Alaşiya) adasına ulaşmaları ve ada ile ticaret yaptıklarına dair arkeolojik verilere ulaşılması, Ura’ya-günümüz Silifke ilçesi tarafları- özellikle Mısır ve Levant Bölgesi’nden gelen ürünlerin getirilmesi, Hititler denizci bir imparatorluk muydu? Sorusunu akla getiriyor.

Eric Jean, “Gurney’i dinlersek: “Hitit filosu yoktu ve Hititlerin kontrol ettiği anlaşılan Kıbrıs adası ile arasında hangi gemileri kullanıldığını bilmiyoruz.” Ancak Özlem Sir Gavaz’ın da fark ettiği gibi bu durumda Alaşiya üzerinde nasıl bir hakimiyet kurulduğu sorusu cevapsız kalmaktadır. Sir Gavaz’a göre: “Kuzey Suriye’nin ve burada bulunan liman kentlerinin Hitit kontrolüne girmesiyle birlikte Hititler, kara ve deniz ticareti üzerinde söz sahibi olmakla kalmamışlar, aynı zamanda iyi bir donanma sahibi de olmuşlardı” diyebiliriz.

“Krallığın deniz sınırlarının güvenliğini garanti eden deniz kültlerinin önerdiği gibi, kraliyet ve din anlamına gelen ideolojik amaçların yanı sıra ekonomik kalkınma için denizlerin kontrolü gerekliydi. Bu kontrol, tabi olunan krallıkların topraklarının kontrolüne dayanıyordu. Elbette denizci olmayan insanlar olan Hititler, daha iyi verimlilik için ülkelerin gerçeklerine nasıl yetki verileceğini ve bunlara nasıl uyum sağlanacağını bilen, merkezi bir yönetimden çok iyi organize edilmiş bir imparatorluğa liderlik ettiler” diyen Jean şu bilgileri paylaştı.

Kıbrıs Tunç Çağı seramiği
Kıbrıs Tunç Çağı seramiği (The Ashmolean Museum, Oxford)

“Hitit donanmasından da söz edebiliriz; ancak, 14. yüzyılda kuzey Suriye’nin boyun eğdirilmesinden önce var olan bir Hitit donanmasıdır. Kinet Höyük’ün (İskenderun) 16. yüzyılın ortalarında Hitit işlerine karışması ve en geç 15. yüzyılda kırmızı parlak çark yapımı malların ve mavi-mor kumaşların tedarik edilmesi, ilk Hitit donanmasının müttefik Kizzuwatna krallığı veya Ura bölgesi aracılığıyla Kilikia filolarından oluşturulmuş olabileceğini ortaya çıkarır. Parlak çark yapımı malların muhtemelen Dağlık Kilikia’da üretilmiş olması, Ura topraklarının Hatti’nin tedarikçisi olma rolünü hiçbir şekilde ortadan kaldırmaz; özellikle Ura limanının işlevi belki de bu seramiği ihraç etmek olmasıydı.”

Ura, Hitit donanmasının oluşmasında ön ayak olmuş olabilir

“Geç Tunç Çağı’nda Doğu Akdeniz’de deniz ticaretinin uluslararası boyutunu gösteren haritaların çoğu Kilikia limanlarını içermez. Ancak, tekrarlıyorum, I. Şuppiluliuma’dan II. Şuppiluliuma’ya kadar Ugarit limanları ve donanması kullanılmadan önce, Hitit kralları Kilikia limanlarını kullanıyordu. Bu yokluk belki de Hatti’nin çelişkili durumunu yansıtıyor: emperyal bir güç ama Orta Anadolu’ya ithal edilen ender mallara bakılırsa nispeten kapalı. Nitekim kırmızı parlak çark yapımı malların istisnası seçilmiş malları belirtmektedir.

Ayrıca, Chris Monroe, bazı Ura tüccarlarının Hitit Krallığı için çalıştığını, diğerlerinin ise özel şahıslar tarafından istihdam edilmiş olabileceğini öne sürüyor. Stefano de Martino’nun öne sürdüğü gibi, Ura daha önce düşünülenden daha bağımsızdı; bu bağımsızlık veya göreli bağımsızlık muhtemelen sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomikti. Bana göre, boyun eğdirilen bölgelerin donanmaları Hitit krallığının hizmetine verildiyse, deniz ticareti kısmen, Ura ve Ugarit tüccarlarının kendilerini zenginleştirmelerini sağlayan özel girişimcilik faaliyetlerine dayanıyordu. 13. yüzyıla ait RS 17.130’nolu Ugarit belgesine göre, “Majestelerinin tüccarlarının”, yani Ura’nın tüccarlarının, Ugarit’inkiler pahasına rahatlarına bakma şekli, belki de Ura’nın Hitit donanmasının oluşumunda oynadığı rolü yansıtmaktadır.

Banner
Benzer Yazılar

Morca Mağarası’nda yeni bir tür bakteri keşfedildi

15 Ağustos 2022

15 Ağustos 2022

Türkiye’nin en derin 3’ncü mağarası Morca Mağarası’nda yeni bir tür bakteri keşfedildi. Mersin’in Anamur ilçesinden geçen Orta Toroslar’ın zirvesinde bulunan...

Delikkemer Su Yolu: Patara’ya Uzanırken Zamanın İçinden Geçen Bir Yolculuk

14 Mayıs 2025

14 Mayıs 2025

Antalya’nın Kaş ilçesinde, doğayla iç içe uzanan ve kökeni Helenistik döneme kadar dayanan Delikkemer Su Yolu, ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine...

Antik Trakya kenti Perperikon’da bir Nymphaeum keşfedildi

20 Ağustos 2023

20 Ağustos 2023

Yeni araştırmalar, Perperikon’un güney çeyreğindeki rezervuarın üzerinde büyük bir anıtsal su tapınağı (Nymphaeum) ortaya çıkardı. Kazı başkanı Profesör Nikolay Ovcharov,...

90 yıl sonra Athena figürinin parçaları birleştirilerek ziyarete açıldı

12 Temmuz 2022

12 Temmuz 2022

1930 yılında İzmir’in Bayraklı ilçesinde ortaya çıkarılan Athena figürinin parçaları İzmir Arkeoloji Müzesi uzmanları tarafından birleştirildi. 90 yıl boyunca kasalarda...

Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz Projesi

8 Aralık 2020

8 Aralık 2020

Suudi Arabistan batı kıyısında yer alan 28.000 kilometrekarelik ve 90’dan fazla adayı kapsayacak olan dev bir turizm projesi hazırlığında. İlk...

Spartacus’un Gladyatör Olduğu Capua Şehrinde Roma Mezarları Keşfedildi

7 Ocak 2021

7 Ocak 2021

İtalya’nın Capua kenti yakınlarında kazı yapan arkeologlar Spartacus’un Gladyatör Olduğu Capua Şehrinde iki antik mezar ortaya çıkardılar. Merkezi Piazza San...

Oluz höyük dinsel kökleri ile şaşırtmaya devam ediyor

15 Şubat 2021

15 Şubat 2021

Amasya Oluz Höyük kazıları devam ediyor. Prof. Dr. Şevket Dönmez başkanlığında yürütülen Oluz Höyük kazıları ile Anadolu dinsel kökler ile...

Defineciler Van’da 2 bin 700 Yıllık Urartu Tapınağı Buldular

18 Haziran 2022

18 Haziran 2022

Van’ın 28 kilometre kuzeybatısında yer alan Alaköy’deki Garibin Tepe’de defineciler, 2 bin 700 yıllık Urartu tapınağı ortaya çıkardılar. İlk görüntüleri...

Alexandria Troas Antik Kenti’nde 2.000 Yıllık Altar Bulundu

9 Ekim 2021

9 Ekim 2021

M. S. 1 ve 4’ncü yüzyıllarda döneminin en büyük ticari limanına sahip Alexandria Troas Antik Kenti’nde yapılan kazılarda 2.000 yıllık...

Slavların İlk Yazı Sistemi Glakolitik Değil Alman Runeleri Çıktı

16 Şubat 2021

16 Şubat 2021

Şimdiye kadar, Orta Avrupa’da yaşayan Slav halkının kullandıkları en eski yazı, 9. yüzyılda Bizanslı misyonerler Constantine ve Methodius tarafından Moravya’ya...

Pagan Tanrıları ikonalarda gizlendi mi?

23 Şubat 2023

23 Şubat 2023

Hz. İsa, Hz. Meryem, melekler ve azizlerin yer aldığı ikonalar, Hristiyan dini yapılarının önemli ve ayrılmaz bir parçasıdır. İkona sanatı,...

Hırvatistan’ın Šćedro Adası’ndaki Ratina Mağarasında 7.000 Yıllık Yaşam İzleri Keşfedildi

7 Mart 2025

7 Mart 2025

Hvar’ın güneyinde bulunan Šćedro Adası’ndaki son arkeolojik kazılar, adanın tarih öncesi geçmişine dair önceki anlayışlara meydan okuyan önemli bulguları ortaya...

5 bin 600 yıllık elit evlerin çıkarıldığı Arslantepe Höyük kazıları başlıyor

9 Ağustos 2022

9 Ağustos 2022

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Arslantepe Höyük, 2022 kazı sezonuna başlıyor. Geçtiğimiz kazılarda M. Ö. 3600 yıllarına ait elit...

Tanrı Zeus’un Poseidon’un Hışmından Kurtulmak İçin Kaçtığı Mağara

29 Mart 2021

29 Mart 2021

Yunan panteonunun tepe noktasını Tanrı Zeus işgal eder. Tanrı Zeus, panteonda tanrıların kralıdır. Göklerin, şimşeklerin ve gök gürültülerinin tanrısıdır. Gücün...

Kudüs de Erken İslam Dönemine Ait 4 altın sikke bulundu.

12 Kasım 2020

12 Kasım 2020

Kudüs Golan Bölge Konseyi tarafından Hispin’de yeni bir mahalle inşası yapımı planı dahilinde İsrail Eski Eserler Kurumu tarafından yapılan arkeolojik...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]