26 May 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Bir İlk: Güney Kore’de Mücevher Böceği Kanatlarıyla Süslenmiş 1400 Yıllık Silla Tacı Gün Yüzüne Çıkarıldı

Doğa ile ihtişamın büyüleyici birleşimini yansıtan bir keşifle, Güney Koreli arkeologlar Silla Krallığı’na ait antik bir mezarda, kafatasına yerleştirilmiş 1400 yıllık mücevher böceği kanatlarıyla süslenmiş bir taç ortaya çıkardı.

Mücevher böceği kanatlarıyla süslenmiş bu taç, hem görsel olarak çarpıcı hem de arkeolojik açıdan eşi benzeri görülmemiş nitelikte. Keşif, erken dönem Kore el sanatları, estetik anlayışı ve cenaze geleneklerine dair yeni bilgiler sunuyor.

Silla Krallığı (MÖ 57 – MS 935), antik Kore’nin Üç Krallığı’ndan biriydi ve Kore Yarımadası’nı birleştiren ilk devletti. Tang Hanedanı ile diplomatik ilişkileri, Budizm’in etkisi ve incelikli zanaatkârlığıyla tanınan Silla, altın eserler, zarif mimari ve zengin süslemeli mezarlarla dolu bir miras bıraktı.

Hwangnamdaechong olarak da bilinen Hwangnam-dong mezarları, Güney Kore’nin Gyeongju kentinde bulunan Silla dönemi kraliyet mezarlarıdır. Fotoğraf: Smart History

Günümüzde UNESCO tarafından koruma altına alınan tarihi Gyeongju kenti, eski adıyla Seorabeol, Silla’nın kraliyet başkentiydi. Açık hava kalıntılarının bolluğu nedeniyle “duvarsız müze” olarak anılmaktadır.

Silla’nın güç sembolleri arasında en dikkat çekici olanlardan biri, altın, yeşim ve ayrıntılı motiflerle bezenmiş, ağaç dallarını andıran biçimlerde tasarlanmış törensel taçlardı. Bu taçlar, hem ruhani hem de siyasi otoritenin simgesiydi.


Benzersiz Bir Taç: Altın, Delikli ve Kanatlarla Süslenmiş

Tüm bu eserler arasında, Tümülüs 120-2’de bulunan yeni taç, sadece süslü tasarımıyla değil, aynı zamanda kullanılan nadir ve yenilikçi malzemelerle de öne çıkıyor. Taçta, ağaç dalları ve geyik boynuzlarını andıran dikey altın uzantıların yanı sıra, kalp şeklinde onlarca küçük delik bulunuyor. Bu delikler, bir zamanlar parlak renkli mücevher böceği kanatlarıyla süslenmişti ve bu kanatların bazıları, bin yılı aşkın süredir toprak altında olmasına rağmen hâlâ yerinde duruyor.

Gyeongju’daki bir mezarda bulunan 1.400 yıllık Silla tacı. Ekteki illüstrasyon, tacın 6. yüzyılda Silla seçkinleri tarafından nasıl giyildiğini göstermektedir. Görsel: Korea Heritage Service

Bu, mücevher böceği kanatlarının bir Silla kraliyet tacında kullanıldığı bilinen ilk örnek olarak kayda geçti. Bu da eseri eşsiz bir sınıfa yükseltiyor.

Taç bandının her iki yanına asılmış altın boncuklar ve kavisli yeşim taşlarından (gogok) oluşan sarkıt süslemeler, hareket ettikçe ışığı yakalayarak hayranlık uyandırıyordu.


Mücevher Böceği Kanatları Nedir?

Mücevher böceği (Buprestidae), ışığı yansıtarak parlak yeşil, mavi ve bakır tonlarında bir ışıltı oluşturan göz alıcı dış kabuğuyla tanınır. Antik çağlarda — özellikle Güneydoğu Asya ve Kore’de — bu kanatlar doğal “mücevher” olarak görülür, tekstillerin, takıların ve tören eşyalarının süslenmesinde kullanılırdı. Dayanıklı ve solmaz yapısıyla, güzelliğin, nadirliğin ve hatta ilahi korumanın sembolü olarak kabul edilirdi.


Mezarda Bulunan Diğer Eserler:

  • Geniş halkalı, ağır altın küpeler
  • Lacivert boncuklardan yapılmış göğüs süsü
  • Zarif bir gümüş kemer ve uyumlu bilezikler ile yüzükler
  • 500’ün üzerinde sarı boncukla işlenmiş boncuklu bileklik
  • Sadece cenaze törenleri için yapılmış olabilecek yaldızlı bronz ayakkabılar

Tüm bu eşyalar, mezara yerleştirildikleri şekliyle keşfedildi. Bu da Kore arkeolojisinde nadir görülen, bir Silla asilzadesinin ölüm anındaki kıyafetinin birebir korunmuş halini gözler önüne seriyor.

Gyeongju’daki bir mezarda bulunan 1.400 yıllık taç. Bir diyagram, mücevher böceği kanat süslemelerinin düzeni de dahil olmak üzere antik tacın orijinal olarak nasıl göründüğünü göstermektedir. Görsel: Korea Heritage Service

Eşyaların günlük kullanım için değil, özellikle gömülme ritüeli için üretilmiş olması dikkat çekiyor. Bu durum, Silla’da ölülerin öbür dünyaya dünyevi güç ve kutsal lütuf simgeleriyle uğurlandığını gösteriyor.


Kimdi Bu Kişi?

Taç ile ayakkabı topukları arasındaki mesafeye bakılarak, mezardaki kişinin boyunun yaklaşık 170 cm (5’7”) olduğu tahmin ediliyor. Kimliği henüz bilinmese de, yapılacak DNA ve izotop analizleri sayesinde cinsiyeti, toplumsal konumu ya da soyuna dair ipuçları elde edilebilir.


Cevaptan Çok Soru Doğurdu

Taçta, bandı ile dikey süslemeleri arasında delikli metal bir plaka bulundu. Bu, daha önce hiçbir Silla tacında görülmemiş gizemli bir detay. Acaba bu, erken dönem bir başlık mıydı? Yoksa sadece estetik amaçlı mıydı? Bu gizemi çözmek için yapılacak ileri analizler, Gyeongju’nun Asya’nın en zengin arkeolojik hazinelerinden biri olma konumunu daha da pekiştirebilir.

Bu eşsiz keşif, sadece Silla kraliyetini daha iyi anlamamızı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda Gyeongju’nun, dünya üzerindeki en değerli arkeolojik miras alanlarından biri olduğunu da yeniden kanıtlıyor.


Korea Heritage Service

Kapak fotoğrafı: Kamu malı

Banner
Benzer Yazılar

Gökçeseki kazıları Philadelphia Antik Kenti hakkında bilgilerimizi artıracak

14 Mayıs 2022

14 Mayıs 2022

Anadolu Roma ve Bizans tarihinin önemli taşlarından birisi olan Gökçeseki Örenyeri’nde (Philadelphia Antik Kenti) ara verilen kazılara geçen yıl tekrar...

Yapay Zeka Filologların Kil Tabletler Üzerindeki Çalışmasına Yardımcı Olacak

5 Kasım 2020

5 Kasım 2020

Yazıyı bulan Sümerliler ilk yazı örneklerini, bizlere fırınlanmış kil tabletler aracılığıyla ulaştırdılar. İlk başta, ticaret için kullanılan yazı zamanla edebiyat,...

Hitit İmparatorluğu’nun Çivi Yazılı Tabletleri Dijital Dünyada Yeniden Doğuyor: TLHdig 0.2 Yayınlandı

26 Mart 2025

26 Mart 2025

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Boğazköy-Hattuşa’da keşfedilen ve MÖ 1650-1200 yılları arasında hüküm süren Hitit İmparatorluğu’na ait binlerce çivi...

İtalyan arkeologlar, çamurun içinde çok iyi korunmuş 24 bronz heykel çıkardılar

10 Kasım 2022

10 Kasım 2022

İtalya’nın başkenti Roma’nın kuzeyinde bir eski hamamın çamur kalıntıları içinde çok iyi korunmuş 24 bronz heykel keşfedildi. Keşfi gerçekleştiren İtalyan...

Türkiye’nin İlk Kadın Arkeoloğu “Jale İnan”

8 Mart 2021

8 Mart 2021

Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu olan Jale İnan, Türk arkeoloji dünyası adına çok güzel işlere imza atmış, alanında ilk kadın uzman olarak ismini...

Arkeologlar Ukrayna’da Erken Demir Çağı’na ait kil heykelcikler keşfetti

17 Aralık 2024

17 Aralık 2024

Arkeologlar, Ukrayna’nın batısındaki Dinyester Nehri üzerindeki tarihi bir şehir olan Halych yakınlarındaki Krylos köyündeki Metropolitan Chambers yakınında Erken Demir Çağı’na...

Mezolitik Dönemde Kullanılan Dikenli Uçların Malzeme Seçimi Şaşırttı

22 Aralık 2020

22 Aralık 2020

Bir zamanlar İngiltere Avrupa kıtasına bağlıydı. Zaman içinde bu bağlantı koptu ve aradaki bölge sular altında kaldı. Modern insanlar şimdi...

Bilim insanları, tarih öncesi ve tarihi bireylerin akrabalarını altıncı dereceye kadar tanımlamalarını sağlayan yeni bir araç geliştirdiler

24 Aralık 2023

24 Aralık 2023

Yeni bir genetik analiz yöntemi, tarih öncesi ve tarihi bireylerin aile ilişkilerini altıncı dereceye kadar belirlemeyi mümkün kılmaktadır. Şimdiye kadar...

Antik Dünya’nın En Büyük Dairesel Mezarı Açılıyor

24 Aralık 2020

24 Aralık 2020

Julius Caesar’dan İmparatorluk görevini devir alan Augustus’un 2014’te açılması beklenen devasa anıt mezarın yıllardır devam eden resterasyon çalışmaları nihayet sona...

Prehistorik Megalitik Mezarda 5000 Yıllık Nadir Kristal Hançer Bulundu

24 Ocak 2021

24 Ocak 2021

İnsan evladı, ölüm sonrası hayatı sorgulamaya başladığı zamandan beri, gömme tekniklerine ayrı bir önem vermiştir. Yerleşik hayatla birlikte, ölülerin sonraki...

Sümer kenti Lagash’ta 5000 yıllık kamusal yemek alanı keşfedildi

2 Şubat 2023

2 Şubat 2023

Sümer kenti Lagash’ta devam eden kazılarda arkeologlar 5000 yıllık kamusal alan keşfettiler. Güney Mezopotamya’nın en büyük ve güçlü kentlerinden olan...

İran’ın kuzeydoğusunda tesadüfen ortaya çıkarılan Orta Çağ yeraltı tünelleri

2 Ekim 2022

2 Ekim 2022

İran’ın kuzeydoğusundaki Shahr-e Belqeys (Belqeys Şehri) yakınlarındaki rutin bir yol inşaatı projesinde çalışan işçiler Orta Çağ yeraltı tünelleri keşfetti. Shahr-e...

Terör ve Savaştan Büyük Zarar Gören Musul Müzesi Tekrar Kapılarını Açıyor

8 Aralık 2020

8 Aralık 2020

İnsanlık tarihinin en önemli eserlerine ev sahipliği yapan ancak Irak Savaşı ve sonrasında DEAŞ terör örgütünün acımasız terör saldırıları nedeniyle...

Avusturya’daki Erken Orta Çağ Mezar Alanlarından Şaşırtıcı Genetik Bulgular

23 Ocak 2025

23 Ocak 2025

Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü’nden araştırmacılar, uluslararası bir ekiple iş birliği yaparak Erken Orta Çağ’a ait 700’den fazla bireyin kalıntılarını...

“Görmediklerinizi Göreceksiniz” Projesinde, Bu Ay “Attika Kırmızı Figürlü Bodur Lekythoslar” Sergileniyor

11 Şubat 2021

11 Şubat 2021

İzmir Arkeoloji müzesi “Görmediklerinizi Göreceksiniz” adı altında başladığı projede bugüne kadar depolarındaki görülmemiş eserleri sergileyemeye geçtiğimiz ay başlamıştı. İzmir Arkeoloji...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]