Kayseri yakınlarındaki Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri’nde yürütülen 2025 kazıları, Anadolu’nun erken tarihine dair bilinen çerçeveyi genişleten çarpıcı bir keşfi ortaya çıkardı. Arkeologlar, daha önce tanımlanmış saray yapılarının altında, onlardan daha büyük ölçekli ve daha erken bir döneme tarihlenen yeni bir anıtsal mimari katmanla karşılaştı. Bulgular, Kültepe’de güçlü bir siyasal otoritenin Asur ticaret kolonilerinden çok daha önce şekillendiğini düşündürüyor.
Yaklaşık 77 yıldır aralıksız kazılan Kültepe, Anadolu’da yazının ilk kez kullanıldığı yer olarak biliniyor. Binlerce çivi yazılı tabletin ele geçtiği bu merkez, yalnızca ticaretin değil, erken idari ve hukuki düzenin de izlerini taşıyor. Yeni keşfedilen mimari katman ise, bu yazılı ve ekonomik sistemin ardında daha eski bir kurumsal gücün bulunduğunu ortaya koyuyor.
Kültepe neden kilit bir merkez?
Antik çağda Kaniš olarak bilinen Kültepe, Asur Ticaret Kolonileri Çağı’nda Mezopotamya ile Anadolu arasında kurulan ticaret ağlarının ana düğüm noktasıydı. Burada bulunan tabletler; sözleşmeler, borç kayıtları ve mektuplar aracılığıyla Anadolu’daki en erken yazılı yaşam pratiklerini belgeledi. Bu nedenle Kültepe, yalnızca arkeolojik değil, tarihsel ve kültürel açıdan da benzersiz bir konuma sahip.

Kazılarda şimdi ortaya çıkan yeni yapı katmanı, bu yazılı belgelerden bilinen dönemin öncesine işaret etmesi bakımından özel bir önem taşıyor.
Bilinen sarayların altında daha büyük bir mimari
Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, alt seviyelerde açığa çıkarılan yapıların ölçüsüne dikkat çekti.
“Alt tabakalarda ortaya çıkan yapılar, üstteki saraylardan daha büyük. Dört metreye kadar ulaşan kalın duvarlara sahip binalarla karşılaştık,” diyen Kulakoğlu, bunun sıradan bir yerleşim mimarisi olmadığını vurguladı.
Kültepe’de bugüne kadar, Asurlu tüccarlar dönemine tarihlenen üç büyük saray yapısı biliniyordu. Bunların en görkemlisi olan Warşama Sarayı, yaklaşık 100 × 110 metrelik boyutlarıyla uzun süredir Anadolu’nun en büyük erken dönem yapılarından biri olarak kabul ediliyordu. Yeni keşif ise bu sarayların altında, daha erken bir mimari organizasyonun varlığını ortaya koydu.
Asur ticaretinden önce şekillenen bir güç
Prof. Dr. Kulakoğlu’na göre bu yapılar, Kültepe’ye Asurlu tüccarların gelişinden yaklaşık 500 yıl öncesine tarihlenen güçlü bir yerel otoritenin varlığına işaret ediyor.
“Bu mekânların idari ya da dini amaçlarla kullanılmış olması kuvvetle muhtemel,” diyen Kulakoğlu, mimarinin anıtsallığının kurumsallaşmış bir gücü yansıttığını belirtti.

Yazılı belgeler, Kültepe’deki sarayların ticaretle doğrudan ilişkili olduğunu da ortaya koyuyor. Saraylar yalnızca yönetim merkezleri değil; malların depolandığı, ticari faaliyetlerin düzenlendiği ve ekonomik ilişkilerin denetlendiği alanlar olarak işlev görüyordu. Yeni bulunan alt yapı, bu sistemin köklerinin daha erken bir döneme uzandığını gösteriyor.
Şimdilik yalnızca bir bölüm gün yüzüne çıktı
Kazı ekibi, keşfin önemine rağmen temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Şu ana kadar yapının yalnızca sınırlı bir bölümü açığa çıkarılabildi.
“Kazı alanı oldukça geniş, ancak şu an için çok büyük bir yapının yalnızca köşesine ulaşabildik,” diyen Kulakoğlu, ilerleyen kazı sezonlarında daha net sonuçlara ulaşılacağını ifade etti.
Sarayın altından çıkan bu yeni saray, Kültepe’yi yalnızca Anadolu’nun en eski yazılı belgelerinin bulunduğu yer olarak değil, aynı zamanda Asur ticaret ağlarından önce de güçlü bir merkez olarak değerlendirmeyi gerektiriyor. Keşif, Anadolu’da erken dönem siyasal örgütlenme ve anıtsal mimari üzerine yeni tartışmaların önünü açtı.
