Çorum’da 8 bin 500 yıl öncesine ait ilk yerleşik hayat izlerine ait buluntular keşfedildi.
Hitit Üniversitesi Arkeoloji Bölümünce iki yıldır yürütülen “Çorum Tarih Öncesi Yüzey Araştırması Projesi” kapsamındaki araştırmalar sırasında 8 bin 500 yıllık avcı toplayıcı döneme ait izler bulundu.
Çorum’daki ilk yerleşik hayata dair izlere de rastladıklarını söyleyen Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Mehmet Ozan Özbudak, “Anadolu’daki en eski insan kültürüne ait izler 1 milyon yıla kadar ulaşmakta. Özellikle Niğde’deki Kaletepe, Konya’daki Dursunlu gibi yerleşmelerden bunları biliyoruz. Bizim araştırmamızda şimdilik 200 bin yıla kadar ulaşan veriler bulduk.” dedi.
Bu dönemin, milattan önce 250 bin-45 bin yılları arasını kapsayan “Orta Paleolitik Dönem” olarak tanımlandığını belirten Özbudak, laboratuvar ortamında ve “göreceli tarihleme” yöntemiyle yaptıkları inceleme sonucunda buldukları “kesici ve delici alet parçaları”nın 200 bin-100 bin aralığına ait olduğunu söyleyebildiklerini ifade etti.
“Göreceli tarihleme” yönteminin, arkeolojik buluntuların birbirleriyle karşılaştırılmasına dayanan bir yöntem olduğuna işaret eden Özbudak, “Belli taş aletler yapım gelenekleri ve teknikleriyle tanımlanıyor. Biz de arazide bulduklarımızla, tüm dünyaca kabul edilmiş tekniklere dayanarak Orta Paleolitik Dönem’e işaret ediyoruz. Araştırmalarımızı genişlettiğimizde daha eskilerine ulaşacağız.” diye konuştu.
Çorum’un çakmak taşı açısından zengin bir coğrafya olduğunu, bundan dolayı tarih öncesi döneme ait izlerin çakmak taşı bulunan alanlarda yoğunlaştığını dile getiren Özbudak, buralarda yaptıkları yüzey araştırmalarında tarih öncesi döneme ait binlerce parça bulduklarını belirtti.
İlk yerleşim alanının güvenlik açısından konumu verilmiyor
Proje kapsamında, Çorum’daki ilk yerleşik hayata geçilen noktayı da belirlediklerini ancak alanın güvenliği için yerini belirtmek istemediğini dile getiren Özbudak, şöyle devam etti:
“Çorum’un en eski yerleşik insanlarına ait olduğunu düşündüğümüz, günümüzden yaklaşık 8 bin 500 yıl öncesine varan bir yerleşimdeyiz. Burada bir mağara var. Üzerindeki düzlükte de taş aletleri bulduk. Bunlar obsidyenden yapılmış. Obsidyenin buraya en az 300 kilometre uzaklıkta olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan makroskopik analizler, bunların Orta Anadolu obsidyeni olduğunu gösteriyor. Yani o ‘Neolitik Dönem’ dediğimiz yerleşik yaşamın başladığı ve yeşerdiği dönemde Anadolu’da obsidyen ticaretinin burası üzerinden Filistin’e, Balkanlar’a, Ege’ye gittiğini biliyoruz. Bu sayede, burada yaşayan toplulukların dünya ile ilişki içinde olduklarını öğreniyoruz.”
Özbudak, yüzey araştırmasında tespit ettikleri alanlarda arkeolojik kazı yapmayı hedeflediklerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Biz bu çalışmaları bir kazı çalışmasıyla taçlandırmak ve burada bulduğumuz sonuçları daha sağlam temeller üzerine oturtmak istiyoruz çünkü Paleolitik Dönem’den Osmanlı’ya kadar birçok şey bulduk ama özellikle ilk yerleşik toplulukların nasıl yerel iklim çağı kültürlerine evrildiğini bilmek için de Kalkaolitik dediğimiz yaklaşık milattan önce 6 binden 3 bin 500 yılları arasına tarihlediğimiz dönem hakkında da çok sayıda veri bulduk. Arkeolojik kazıyla bölgenin nasıl geliştiğine dair bilgileri çok daha sağlam bir zemine oturtabiliriz.”
Özbudak, elde ettikleri bulguları Hitit Üniversitesi Arkeoloji Laboratuvarı’nda çeşitli işlemlerden geçirerek bilim dünyasına kazandırmaya başladıklarını sözlerine ekledi.
Kapak Fotoğrafı Hitit Üniversitesi