2 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Yeni Stadyum İnşaatı Öncesi 3000 Yıllık Tunç Çağı Yerleşimi Ortaya Çıkarıldı

Almanya’nın Saksonya-Anhalt eyaletinde, Wolmirstedt kasabasında yapılması planlanan milyonlarca euroluk yeni spor stadyumu inşaatı öncesinde arkeologlar, Geç Tunç Çağı’na ait geniş çaplı bir yerleşim alanı gün yüzüne çıkardı. Saksonya-Anhalt Eyaleti Kültürel Miras ve Arkeoloji Dairesi (LDA) tarafından yürütülen ön kazılar sırasında keşfedilen bu alan, 3000 yıl önce bile buranın ‘önemli bir emlak’ olarak değerlendirildiğini gösteriyor.

Ohre Nehri Kıyısında Tunç Çağı’na Dair Zengin İzler

Kasabanın batı kenarında, Ohre Nehri yakınlarında ve Elbe Nehri ile olan antik birleşim noktasına yakın bir konumda bulunan 21.000 metrekarelik bu alan, MÖ 1300–750 yılları arasına tarihlenen Geç Tunç Çağı’nın en dinamik kültürel sınır bölgelerinden birine ışık tutuyor. Bölge, İskandinav Tunç Çağı kültürü ile Lusatian kültürünün kesişme noktasında yer alırken, yerel olarak Elb-Havel ve Saalemündung gibi alt kültürel grupların gelişimine de ev sahipliği yapmış.

Kazı sorumlusu Juliane Huthmann ve ekibi şimdiye dek 322 arkeolojik yapı ve 1.000’den fazla eser belgelemiş durumda. Bunlar arasında seramikler, bronz aletler, hayvan kalıntıları ve dikkat çekici sayıda mimari yapı yer alıyor.

Geç Bronz Çağı dokuma evinin kalıntıları. Kaynak: State Office for Monument Preservation and Archaeology Saxony-Anhalt, Juliane Huthmann.

Günlük Hayata Dair Somut İzler: Ocaklar, Depolama Çukurları, Evler

Kazı ekibi, Geç Tunç Çağı’ndaki yaşamın gündelik ayrıntılarına dair çok sayıda yapı ve eser ortaya çıkardı. Bu buluntular, yalnızca nasıl yaşadıklarına değil, aynı zamanda nasıl yemek pişirdiklerine, gıda depoladıklarına, dokuma yaptıklarına ve kaynaklarını nasıl yönettiklerine dair ipuçları sunuyor.

Akılcı Tasarıma Sahip Depolama Çukurları

Alanın en yaygın yapıları arasında, dairesel biçimli gıda depolama çukurları yer alıyor. Bu çukurlar, iç kısmı örme hasırla kaplanarak havalandırma sağlanan, çürümeyi engelleyen sofistike bir tasarıma sahipti. Zamanla bu yapılar çöp alanı olarak yeniden kullanılmış ve bu da arkeologlara katmanlı bir kullanım geçmişi sunmuş.

Antik Ocaklar ve Sürpriz Bir Yemek İpucu

Yakılmış kil duvarları ve çevresindeki kömür izleri sayesinde üç kil ocak tespit edildi. Bunlardan ikisinde, pişmiş kilden alınan odun izleri, yapıların üzerinde ahşap kapaklar ya da üst yapılar kullanıldığını gösteriyor — bu, nadiren bu kadar net tespit edilebilen bir detay. En ilginç bulgulardan biri ise bir ocakta bulunan bir gölet kaplumbağası kabuğuydu. Seramik parçalarıyla birlikte ortaya çıkarılan bu kabuk, hayvanın tüketilip tüketilmediğini anlamak için laboratuvar analizine alındı. Eğer bu doğrulanırsa, Tunç Çağı beslenme alışkanlıkları ve muhtemel ritüel uygulamalara dair nadir bir içgörü sunabilir.

Bulunan bir gölet kaplumbağasının kabuğu. Kaynak: State Office for Monument Preservation and Archaeology Saxony-Anhalt, Juliane Huthmann

Konut ve İşlevsel Yapıların Kalıntıları

Kazı alanında belirlenen direk delikleri, çeşitli yapıların varlığına işaret ediyor. Bunlar arasında evler, depo binaları ve tarımsal yapılar yer alıyor. Özellikle dikkat çeken yapılardan biri, 4 metre genişliğinde ve 6 metreden uzun iki nefli bir konut. Bu büyüklükte bir ev, dönem için oldukça büyük sayılır. Diğer direk dizilimleri ise günlük tarım ya da evsel faaliyetler için kullanılan daha küçük yapılara işaret ediyor.

Ender Görülen Bir Tunç Çağı Dokuma Evi

Kazıların en dikkat çekici yapılarından biri, yaklaşık 4 x 3,3 metre boyutlarında zemine gömülü bir dokuma evi. Buradaki dikey dokuma tezgâhının varlığı, yerinde bulunan piramit biçimli ağırlıklar sayesinde tespit edildi. Bu ağırlıklar, ipliklerin gergin tutulmasını sağlıyordu. Üretilen kumaşların yaklaşık 60 cm genişliğinde olduğu anlaşılıyor, bu da dokumanın bu yerleşimde düzenli bir ev içi faaliyet olduğunu gösteriyor.

Seramikler ve Evsel Aletler

Kazılarda binlerce seramik parçası bulundu. Bunlar arasında kalın cidarlı depolama kapları, yemek pişirme kapları ve daha ince işçilikle yapılmış süslemeli testiler ve kupalar yer alıyor. Bu çeşitlilik, topluluğun hem gündelik hem törensel kullanım amaçlarına sahip olduğunu, sosyal ve ekonomik çeşitliliği yansıttığını gösteriyor.

Bronz Çağı’nın sonlarına ait yerleşim mezarlığı. Kaynak: State Office for Monument Preservation and Archaeology Saxony-Anhalt, Juliane Huthmann

Gıda Kalıntılarıyla Beslenme Alışkanlıkları Belirginleşiyor

Kazılarda çok sayıda sığır, domuz ve koyun/keçi kemikleri ortaya çıkarıldı. Bunlar çoğunlukla tüketim sonrası artıklardan oluşuyor ve et ağırlıklı bir beslenme düzenine işaret ediyor. Bu bulgular, seramik kaplar ve depolama çukurlarıyla birlikte Tunç Çağı mutfağına dair detaylı bir tablo sunuyor.

Alışılmadık Bir İnsan Gömüsü

Yerleşim alanının içinde keşfedilen bir mezarda, güçlü yapılı bir yetişkin erkeğin iskeletine ulaşıldı. Hoker pozisyonunda (çömelmiş) ve başı dönük biçimde gömülen bu birey, dönemin yaygın kremasyon (yakılarak gömme) uygulamalarına uymuyor. Bu tür sıra dışı gömülerle ilgili çeşitli teoriler, ritüel uygulamalardan sosyal dışlamaya kadar uzanıyor.


Yeni Stadyumun Altında Gizlenen Tarih

Kazı çalışmaları Ekim 2025’e kadar devam edecek. Bulguların analiz ve kataloglama süreci ise kazı tamamlandıktan sonra yürütülecek. Wolmirstedt’in 1990’dan bu yana en büyük yatırımı olacak olan yeni çok amaçlı stadyumun inşaatına Mart 2026’da başlanması planlanıyor. 10,5 milyon euro bütçeli projenin 4,3 milyon euroluk kısmı Saksonya-Anhalt Eyaleti tarafından finanse edilecek. Projede büyük bir tribün, tam boy futbol sahası ve modern spor tesisleri yer alacak. Açılış töreni için hedeflenen tarih: 4 Eylül 2027.


Kültürel Miras ile Modern Gelişim Yan Yana

Bu istisnai keşif, modern kentleşme ile arkeolojik mirasın nasıl uyum içinde yürütülebileceğini gösteriyor. Wolmirstedt geleceğe dönük bir yatırım yaparken, aynı zamanda geçmişine dair derin bağları da gün yüzüne çıkarıyor — üç bin yıl önce aynı topraklarda yaşamış canlı bir topluluğun izlerini yeniden hatırlatıyor.

City of Wolmirstedt

Kapak Fotoğrafı: Wolmirstedt’teki kazı alanının görünümü. Kaynak: State Office for Monument Preservation and Archaeology Saxony-Anhalt, Barbara Fritsch.

Banner
Benzer Yazılar

Altmış yıl önce kaçırılan Kibele heykeli Afyonkarahisar Müzesi’nde sergilenecek

1 Ocak 2023

1 Ocak 2023

1960 yılında yasadışı yollarla İsrail’e kaçırılan doğurganlığın ve bereketin sembolü tanrıça Kibele’ye ait heykel Afyonkarahisar Müzesi’nde sergilenecek. Eski Çağ Anadolu’sunda...

“Hititler” Sergisi Güney Kore’de

8 Mart 2025

8 Mart 2025

Türkiye’den götürülen 212 eserin yer aldığı “Hititler” sergisi, Güney Kore’nin başkenti Seul’deki Baekje Müzesi’nde açıldı. Sergide, Hitit medeniyetine ait önemli...

Çeşme Kalesi’nin görüntüsünü bozan büfeler tepki topluyor

17 Şubat 2022

17 Şubat 2022

Osmanlı padişahı II. Bayezid döneminde 1508 yılında inşa edilen Çeşme Kalesi’nin önünde inşası devam eden betonarme 4 büfe ilçe halkının...

Petri Kaplarında İnsan-Neandertal Melezi “Mini Beyinler”

5 Mart 2021

5 Mart 2021

Bilim insanları uzun zamandır insan beyninin nasıl nasıl evrimleştiği ve bu denli geliştiği ile ilgili soruları merak ediyordu. Bu merak...

Pomeranya’da Gömülmüş Dört İskandinav Savaşçısı

8 Şubat 2021

8 Şubat 2021

Uzman analizlerine göre, Ciepłe’deki (Pomeranya) mezarlığın orta kısmına zengin mezar hediyeleri ile gömülen dört savaşçı İskandinavya’dan geldi. Boleslaw I. Brave’in...

Britanya’da 7000 yıllık ayak izleri ve antik tuzaklar keşfedildi

6 Ocak 2024

6 Ocak 2024

Reading Üniversitesi arkeologları, Severn Halici’ndeki çalışmaları sırasında 7.000 yıllık ayak izleri ve antik tuzaklar keşfedildi. Ayak izlerinin 7000 yıl önce...

York’ta bir İskandinav Roma gladyatörü: Araştırma Viking Çağı’ndan önce bilinmeyen göçleri ortaya çıkarıyor

7 Ocak 2025

7 Ocak 2025

İskandinav genleri, York’ta gömülü bir adamdan elde edilen kanıtlar da dahil olmak üzere, daha önce düşünülenden birkaç yüzyıl önce Britanya...

Batı Azerbaycan’da 1.300’den fazla tarih öncesi mezar höyüğü ilk kez sistematik olarak araştırıldı

4 Ocak 2025

4 Ocak 2025

Azerbaycan’daki 1.300’den fazla tarih öncesi mezar höyüğü, Kiel Üniversitesi ROOTS Mükemmeliyet Kümesi’nden araştırmacılar ve Azerbaycan Bilimler Akademisi’nden meslektaşları tarafından 2021...

Man Adası’nda Viking Hazinesi Bulundu

19 Şubat 2021

19 Şubat 2021

Man Adası’nda emekli bir polis memuru en az 1000 yıllık Viking takıları buldu. Keşif, Kath Giles tarafından bir metal dedektörü...

Arkeoloji, Eski Afrika Toplumlarının Salgınları Nasıl Yönettiğini Gösteriyor

7 Kasım 2020

7 Kasım 2020

İnsan ırkı belirli dönemlerde büyük salgınlar yaşamıştır. Bunlardan en yıkıcı olanlardan biri şüphesiz Kara Veba (1347-1351), diğeri ise İspanyol Gribi...

İtalya’da Nebatilere ait bir tapınağın kalıntılarına ulaşıldı

12 Nisan 2023

12 Nisan 2023

İtalyan sualtı arkeologları, MS 1. yüzyıla tarihlenen Nebatilere ait bir tapınağın iki mermer sunağını keşfettiler. Sunaklar, İtalya’nın Campania bölgesindeki Phlegrean...

Assos Antik Kenti’nde “ıslah” çalışmaları yargıya taşındı

29 Eylül 2021

29 Eylül 2021

Assos Antik Kenti’ne giden yola düşen taşların güvenlik sorunu yarattığı için antik kent 500 gün boyunca ziyaretçilere kapatılarak ıslah çalışmasına...

2020’de Keşfedilen En Havalı Antik Silahlar

29 Aralık 2020

29 Aralık 2020

2020 hepimiz için zor geçen bir yıl olsa da yıl içinde çok özel arkeolojik gelişmeler yaşandı. Bunlardan en ilginç olanları...

İsrail’de Dünyanın En Eski Camisi Bulunmuş Olabilir

23 Ocak 2021

23 Ocak 2021

Dünyanın en eski camilerinden biri, İsrail’in Celile Denizi kıyılarında bir arkeolog ekibi tarafından ortaya çıkarıldı. Caminin kalıntıları, orijinal olarak Bizans...

Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsü “Ara Güler Fotoğraflarında Arkeoloji” sergisine ev sahipliği yapıyor

17 Nisan 2022

17 Nisan 2022

Duayen fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in 21’i Türkiye’den 1’i Moğolistan’dan olmak üzere toplam 22 arkeolojik alanda çektiği 132 fotoğrafının yer aldığı...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]