M. Ö. 5. yüzyılda kurulan Karia bölgesinin önemli yerleşim yerlerinden Herakleia Antik Kenti’nde yapılan kazılarda, 2 bin yıllık pati izlerine rastlandı.
Herakleia, Muğla ilinin Milas ilçesine bağlı Kapıkırı köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Bir zamanlar Ege Denizi’nin bir uzantısı olan Latmos Körfezi boyunca kıyı şeridi olan şehir, günümüzde Bafa Gölü kıyısında yer almaktadır.
Antik kentteki kazı çalışmaları, Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer’in bilimsel danışmanlığında 12 aydır aralıksız sürüyor.
Kazı ekibinin ortaya çıkardığı figürlü mozaikler, yağ lambaları, pati izli tuğlalar ve hayvan iskeletlerinin yan yana gömüldüğü mezarlar, 2 bin yıl önce Heraklea’da yaşayan insanların hayvan ve doğa sevgisini gözler önüne seriyor.
Latmos ve Herakleia Kazı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Gider Büyüközer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Herakleia ve çevresindeki Latmos bölgesinin 500 milyon yıllık jeolojik geçmişi ve doğal yapısıyla olağanüstü bir yapıya sahip olduğunu söyledi.
Herakleia halkının yapılarını inşa ederken doğayı tahrip etmeden son derece verimli bir şekilde kullandığını ifade eden Büyüközer, “Arkeolojik kazılar, Herakleia halkının doğayla uyum içinde yaşadığını, hayvanları yaşamlarının ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü ve bu sevgiyi sanat ve ritüeller yoluyla ifade ettiğini gösteriyor. Doğal sağlam kayaları yapılarına dahil eden bu kadim topluluk, aynı zamanda çevreyle uyumlu dayanıklı yapılar inşa etti. Antik kentteki bu yapılar, doğayla uyum içinde yaşanan bir yaşamın en büyük kanıtıdır” dedi.
Köpekleri ile birlikte gömüldüler
Büyüközer, Herakleia’daki 2022 kazılarında güney Helenistik kulenin yakınındaki mezarlıkta bir insanın yanına gömülmüş bir köpek bulduklarını belirterek “Bu, Herakleia halkının evcil hayvanlarına verdiği önemi yansıtıyor. Bireylerin öbür dünyada köpeklerinin yanına gömülmeyi tercih etmeleri, bu hayvanların ne kadar değerli olduğunu ve onlarla olan bağlarının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Ayrıca kazılar sırasında Roma hamamındaki fayanslarda köpeklere ait çok sayıda pati izi bulduk ” dedi.
Büyüközer, yaklaşık 2 bin yıllık pati izlerinin, kalıplara dökülüp güneşte kurutulmak üzere açık alana serilmiş tuğlaların üzerine evcil hayvanların basması sonucu oluştuğunu anlattı. Bu pati izlerinin, Herakleia halkının hayvanları ne kadar sevdiğini ve onlarla ne kadar iç içe yaşadığını kanıtladığını kaydetti.
Tarihi yapılarda ortaya çıkarılan mozaiklerde çeşitli hayvan figürlerinin yer aldığını vurgulayan Öztürk, “Kazılarda elde edilen görseller, Herakleia halkının çevresindeki hayvanları ne kadar iyi tanıdığını ve onlara olan ilgisini daha da vurguluyor. Bitkisel bezemelerin ve hayvan figürlerinin sıkça yer aldığı seramikler ve yağ lambaları da bu toplumun doğaya ve hayvanlara olan sevgisini gösteren önemli bir buluntu. Herakleia halkının doğayı ve içinde yaşadığı hayvanları sadece yaşam alanının bir parçası olarak görmediği, aynı zamanda bunları sanatla süslediği ortada” dedi.
Kapak Fotoğrafı: Volkan Yıldız