New Hampshire Üniversitesi’nden (UNH) arkeologlar ve Northeastern Üniversitesi’nden bir tarihçi, New England’ın 1700’lere uzanan siyahi topluluğun lideri Kral Pompey’in evini bulmuş olabileceklerine inanıyorlar.
Kral Pompey, özgürlüğünü kazanan ve sömürge New England’daki ilk Siyah mülk sahiplerinden biri olan köleleştirilmiş bir Afrikalıydı.
Pompey Mansfield’ın evi tarihi bir muamma olmuştur. Saugus Nehri yakınında bulunan buluntu, bu tanınmış saygın topluluk liderinin hayatına eşsiz bir pencere açabilir.
Arkeologlar, kazıdan aylar önce “Kral” Pompey Mansfield’in 260 yıldan daha uzun bir süre önce nerede yaşadığını belirlemeye çalıştıklarını söylediler.
New Hampshire Üniversitesi’ndeki arkeologlar ve Northeastern Üniversitesi’nde tarih ve Afrika çalışmaları doçenti olan Kabria Baumgartner, Pompey’in 260 yıl önce karısı Phylis (veya Phebe) ile birlikte yaşadığı çiftliğini bulmak için birlikte çalıştı.
Antropoloji profesörü ve New Hampshire Üniversitesi Beşeri Bilimler Merkezi direktörü Meghan Howey, “Çok heyecanlıyız. Bunun 1700’lerden kalma bir vakıf olduğundan son derece eminim ve buranın Kral Pompey’in evi olduğuna işaret eden her şey çok çekici” dedi.
Tarihsel hesaplar, Pompey’in New England’daki Siyahlar için sömürge döneminin en önemli günlerinden biri olan Siyah Seçim Günü’nde özgür ve köleleştirilmiş Siyahları ağırladığını gösteriyor. Bu günde, Pompey her yıl “kral” seçildi. Kral seçilen kişi daha sonra Siyah topluluktaki meseleleri ele almak için çağrılabilirdi.
Etkinlik, Batı Afrika geleneklerine dayanan dans ve şarkı söyleyerek canlı ve neşeli olarak yapıldı. Beyaz adamların liderlerine oy verdiği gün yapıldı. Günün en önemli olayı, daha sonra Siyah topluluktaki önemli meseleleri ele almak için çağrılabilecek bir krala oy vermek ve taç giymekti. Benzer kutlamalar New England’da ve New Hampshire, Rhode Island ve Connecticut gibi eyaletler de dahil olmak üzere Amerika’nın geri kalanında gerçekleşti.
UNH’nin Great Bay Arkeolojik Araştırması’ndan topluluk tarihçisi Diane Fiske ve arkeolog Alyssa Moreau’nun da dahil olduğu arkeoloji ekibi, yeri belirlemek için aylarca tapuları, kamu kayıtlarını ve soy kayıtlarını taradı. Konumu tam olarak belirlemek ve belirli yer işaretlerini belirlemek için, tarihi gazetelere ve vasiyetname kayıtlarına modern LIDAR’dan türetilmiş topografik haritalarla çapraz referans verdiler.
Ekip, dört metre derinliğindeki bir hendekte, belgelerde anlatıldığı gibi nehir kayalarından yapılmış bir temel ortaya çıkardı. Onu ortaya çıkarmak için 1700’lerin yapısını kaplayan yeni temellerin birkaç farklı döneminin katmanlarını kazmak zorunda kaldılar. Ekip, çöp, beton ve harcın altında, yakındaki gelgit nehrinden yontulmuş ve katmanlanmış daha küçük, pürüzsüz taşlardan oluşan bir katman keşfetti. Hepsi, sınırlı kaynaklara sahip birinin o sırada bir ev inşa etmek için yapacağı bir şeye işaret ediyor.
Antropoloji profesörü ve New Hampshire Üniversitesi Beşeri Bilimler Merkezi direktörü Meghan Howey, “En büyük keşif, taş ocağı kayası olmayan el yapımı çakıl taşı temeliydi” dedi ve ekledi: “Bu kararlılık ve ustalık gösterdi. Ve sonra tarihi açıklamaların zorlayıcı eşleşmesi, nehirdeki kıvrım, bataklık çayır, meşe ağaçları. Tarihteki her şey doğru bir şekilde yazılmasa da insanların geride bıraktıkları söz konusu olduğunda, çöplerini düzenlemiyorlar.”
Kabria Baumgartner, “Siyahların kendileri olabilecekleri, birbirlerinden zevk alabilecekleri ve topluluk içinde olabilecekleri, bir kölenin dikkatli gözünün dışındaki o kısacık özel ve mahrem anlardan her zaman büyülenmişimdir” dedi. “Bir keşif alanında bulunma şansım çok nadir oluyor ve Meghan ve ekibinin arkeolojik çalışmaları sayesinde Kral Pompey’in dünyasını daha iyi anlıyoruz. Tam da anlatıldığı gibi, sakin ve huzurluydu.”
Araştırmacılar, sonunda Kral Pompey hakkında tarihi bir işaret oluşturmak ve Kara Seçim Günü’nün hikayesini ve figürlerini paylaşan daha fazla sosyal yardım ve sergi yapmak için Ulusal Park Servisi ile birlikte çalışmayı umuyorlar.
Kapak Fotoğrafı: Soldan sağa, Northeastern Üniversitesi tarihçisi Kabria Baumgartner ve New Hampshire Üniversitesi arkeoloğu Meghan Howey, arkeologların Kral Pompey’in evi olduğuna inandıkları kazı alanında. Fotoğraf: Matthew Modoono/Northeastern Üniversitesi.
