3 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Madavans Mağaraları Dünyaya Tanıtılacak

Bitlis kent merkezine 65 km. uzaklıkta bulunan Ahlat, Selçuklu dönemine ait her biri sanat eseri niteliğindeki mezar taşları ile tanınmaktadır. İlçe sınırları içerisinde yapılan araştırmalarda ise 500 adet Neolitik döneme ait mağara tespiti yapıldı. Mağaralar ağırlıklı olarak Harabeşehir ve Sultan Seyit dereleri, Kırklar Vadisi, Madavans deresi, Yuvadamı Köyü civarında Gaban Deresi Vadisi ile Harabe Hulik Köyü mevkiinde bulunmaktalar.

Ahlat Doğu Anadolu bölgesinin yerleşime en erken başlanılan yerlerden biridir ve bölgedeki mağaralar Neolitik çağlardan beri kullanılmaktadır.

Bölge kısa bir süre önce Cumhurbaşkanlığı’nca ‘Kesin korunacak hassas alan’ olarak ilan edilmiş vadideki 400’e yakın mağaranın restore edilmesi için Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ve Ahlat Kaymakamlığı’nca proje hazırlandı. Hazırlanan bu proje ile mağaraların restorasyonu yapılarak Türkiye ve dünya turizmine kazandırılması amaçlanıyor.

DHA konuşan Bitlis Eren Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Demirtaş, Madavans Vadisi’nin bu bölgedeki yüzlerce tarihi mekanlardan bir tanesi olduğunu, Bitlis ve ilçelerinde yüzlerce böyle mekan bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Demirtaş, Madavans Vadisi’nin 17 kilometrelik bir alanı kapsadığına dikkati çekerek, “Yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip bu bölgede insanlar yaşamıştır. Binlerce yıllık bir geçmişi var. Yani insanların binlerce yıl önce buraları kullandıklarını kanıtlayan birçok belge ve kanıt bulunuyor. Halen günümüzde bazı yerleri insanlar kullanmaya devam ediyor. Son 50 yıla kadar da çok yaygın bir şekilde kullanılmıştır” dedi.

Madavans vadisi

Tanıtmanın Riskleri var

Prof. Dr. Demirtaş, bölgeyi tanıtmanın çok önemli olduğunu ama bu tanıtımın bir takım riskleri de beraberinde getirdiğini belirterek, “Tabi bu önemli mekanların insanlar tarafından tanıtılması ve tanınması çok önemli adımlar. Ama bizde tanıtmanın büyük riskleri var. Mesela dünyada bir yer tanındığı zaman orası tamamen doğal olarak koruma altına alınmış demektir. İnsanlar onu herhangi bir kanuna ve yasaya gerek duymadan korumaya başlarlar. Biz de ise tam tersi bir durum söz konusudur.

Biz de bir yer herhangi bir statüye kavuştuğu zaman, iyice tanıtıldığı ve reklamı yapıldığında, büyük risklerle karşı karşıya kalıyor. İnsanlar tanımaya başladıktan sonra sevmeye ya da korumaya değil, tahrip etmeye başlıyorlar. Burası en büyük örneklerden biridir. Şu anda gördüğümüz kilise yıllar önce buraya geldiğimizde sağlam bir şekilde ayaktaydı. Süslemeleri olduğu gibi duruyordu. Bugün taşları sökülmüş, her tarafında kazılar gerçekleştirilip tahrip edilmiş durumda. Dolayısıyla bir yeri tanıtmak mı, tanımak mı gibi bir soru sormak gerekir. Tarihi yapıları onardığımızda bozuyoruz. Tanıttığımızda ise tahribata açık hale getiriyoruz. Burası en büyük örneklerden biridir” diye konuştu.

Madavans mağaraları

Mağaralar Bölge İnsanları Tarafından Kullanılıyor

Prof. Dr. Mehmet Demşirtaş, Madavans Vadisi’nde 400’e yakın mağaranın olduğunu yakın zamana kadar bölge insanı tarafından da kullanıldığına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Burada binlerce yıllık bir insan yerleşmesi söz konusudur. Madavans Vadisi koruma altına alınacak. Bununla ilgili yeni bir proje geliştirildi. Bu proje ile Madavans Vadisi daha fazla ilgi görecektir. Ama mutlaka insanların ilgisine açtığımız zaman onun da koruma tedbiri ile desteklenmesi gerekir. İnsanlar yeterince bilinçlenmediği ve tarihi yapıların korunmasının önemini yeterince kavramadığı zaman bir şekilde zarar veriyorlar. Bu zararın önüne geçmek için tedbir almak gerekiyor. Bizim yöremizde sit alanı ilan edildikten sonra tahrip edilen yığınla yerler var. Onun için burasını sit alanı ya da hassas alan ilan etmek çok önemli adımlar olmakla birlikte önemli olan korunmasıdır. Eğer korunabiliyorsa yapılacak projelerle birlikte burası Türkiye’nin ve dünyanın ilgi odağı olmaya aday bir yerdir.”

Madavans Vadisinin Önemi

Madavans Vadisi’nin önemine de değinen Prof. Dr. Demirtaş, “Geçmişte burada yaşayan insanlar burayı çok medeni bir şekilde kullanmıştır. İşte ibadethanelerin her çeşidi var. Bu alanda kilise var. Ancak daha sonraki dönemlerde cami olarak kullanılan mekanlar da mevcut. 400 civarında mağara ev var. Kimisi çok katlıdır. Ama büyük bir kısmı çeşitli aşınmalar yoluyla zarar görmüş, bugüne gelenler de halen önemini kaybetmemiştir. Bugüne kadar gelenleri koruyabilirsek, Madavans ve buna benzer yapılar bizim için birer kazanç olur. Bir kere burası insanlığın ortak mirası olduğu için kültürümüzü zenginleştirecektir. Böyle baktığınızda sadece Ahlat’a değil, bütün Türkiye’ye, mal edilmesi gereken mekanlardan birisidir” dedi.

Banner
Benzer Yazılar

Endonezya’da keşfedilen 7200 yıllık iskelette, bilinmeyen bir insan grubu ortaya çıktı

28 Ağustos 2021

28 Ağustos 2021

Bu hafta yayınlanan bir araştırmaya göre, arkeologlar Endonezya’da dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan “farklı bir insan soyuna” sahip bir kadın...

Kralların Oyunu “Hnefatafl”

9 Aralık 2020

9 Aralık 2020

Kralların strateji kurması için tasarlanmış bir oyun. Yoksa siz sadece oyunları  eğlenmek için olduklarını düşünenlerdenseniz kesinlikle çok yanılıyorsunuz. Antik dünyada...

British Museum, Bavulla İngiltere’ye Kaçırılan Antik Çinileri Özbekistan’a İade Edecek

16 Ekim 2020

16 Ekim 2020

İngiltere’nin Heathrow Havaalanı’nda bir yolcunun valizinden çıkan altı sırlı fayansın Birleşik Krallık Sınır Gücü tarafından ele geçirildiği ve Özbekistan’a geri...

İstanbul’un 7’nci Tepesindeki Bulgur Palas İBB Tarafından Satın Alındı

30 Nisan 2021

30 Nisan 2021

İstanbul’un önemli tarihi yapılarından İstanbul’un 7’nci tepesindeki Bulgur Palas, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alındı. İstanbul’un 7’nci tepesinde yer...

İspanyol arkeologlar, kumların altında Roma dönemine ait bir balık çiftliği, hamam ve bir Tunç Çağı mezarı ortaya çıkardılar

22 Ekim 2022

22 Ekim 2022

İspanyol arkeologlar, İspanya’nın Cadiz kentindeki Trafalgar Burnu’nu çevreleyen kum tepelerinin altında Roma dönemine ait bir balık çiftliği, hamam ile Tunç...

1800 yıllık Sasani kil mühründe İran şehrinin adı okundu

10 Nisan 2024

10 Nisan 2024

Pehlevi yazısıyla yazılmış Sasani döneminden kalma 1800 yıllık bir kil mühür üzerinde İran şehri “Şiraz” adı okundu. Sasani İmparatorluğu’nun (MS...

Yeni araştırma Mezopotamya’da güveç yemekleri yendiğini gösteriyor

23 Kasım 2022

23 Kasım 2022

Mezopotamya… İki nehrin arasında medeniyetin yeşerdiği topraklar… İlk kentsel oluşumlarının görüldüğü bu topraklarda arkeologlar gerçekleştirdikleri kazılarla günümüz yaşantısının ilklerini bulmaya...

Mısır’da, şimdiye kadar görülmemiş antik dini ritüeli barındıran bir tapınak keşfedildi

7 Ekim 2022

7 Ekim 2022

Mısır’daki Arap Çölü’ndeki bir Greko-Romen limanı olan Berenike sahasında kazı yapan arkeologlar, şimdiye kadar görülmemiş antik dini ritüeli barındıran bir...

İstanbul Valiliği’nden Ayasofya Belgeseli

24 Temmuz 2022

24 Temmuz 2022

İstanbul Valiliği, Ayasofya’nın ibadete açılışının ikinci yıl dönümü dolayısıyla “Geçmişten Geleceğe Miras: Ayasofya” belgeseli hazırladı. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, “Geçmişten...

Avrupa’nın En Eski Okunabilir El Yazması Derveni Papirüsü

25 Ağustos 2022

25 Ağustos 2022

Derveni Papirüsü, Makedonyalı II. Filip döneminde M.Ö. 340 ila 320 yılları arasında tarihlendirilen, Avrupa’nın en eski okunabilir el yazması eseri...

Gre Fılla Höyüğü buluntuları bölgenin Göbeklitepe ile çağdaş olduğunu gösteriyor

4 Ağustos 2022

4 Ağustos 2022

Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesindeki Gre Fılla Höyüğü’nde gerçekleştirilen kazılarda elde edilen buluntular bölgenin Göbeklitepe ile çağdaş olduğunu gösterdi. Çanak-Çömleksiz Neolitik Dönem’de...

Gazze Şeridi’nde bir çiftçi 4.500 yıllık Kenan tanrıça heykeli buldu

25 Nisan 2022

25 Nisan 2022

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Khan Yunus şehrinde bir çiftçi, arazisinde çalışırken 4.500 yıllık Kenan tanrıça heykeli buldu. Turizm ve Eski Eserler...

Kuzey Irak’ta 8.000 Yıllık Yapılar Keşfedildi

11 Ocak 2025

11 Ocak 2025

Udine Üniversitesi’nden arkeologlar, Kuzey Irak’ın Dohuk vilayetinin Rovia ilçesinde yaklaşık 8.000 yıl öncesine ait olduğu düşünülen iki antik insan yerleşimini...

Hadrianopolis kazılarında keşfedilen testi içinde 1400 yıllık sikkeler çıktı

3 Ocak 2024

3 Ocak 2024

Karadeniz’in Zeugması olarak da bilinen Hadrianopolis Antik Kenti’nde devam eden kazılarda keşfedilen testi içinde 1400 yıllık on adet sikke bulundu....

Eski Çağ yazı sistemi Mısır Hiyeroglifi’nin deşifresini sağlayan Rosetta Taşı’nın iadesi talep ediliyor

6 Ekim 2022

6 Ekim 2022

Eski Çağ yazı sistemi Mısır Hiyeroglifi’nin deşifre edilmesinin yolunu açan Rosetta Taşı’nın iadesi talep ediliyor. Taş, Reşit Taşı olarak da...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]