23 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Kehribar İçinde 99 Milyon Yıldan Beri Korunan Gizemli Hayvan

Myanmar’da keşfedilen 99 milyon yıllık kehribar içine hapsolmuş hayvan kalıntısını bilim insanları küçük bir dinozorun kafatası olarak değerlendirmişlerdi.

Kehribarın 99 milyondan beri koruduğu hayvan kalıntısı üzerinde çalışan araştırma ekibi, son verilerden yola çıkarak aslında bunun bir dinozor kafatası olmadığı, kalıntının bir kertenkele olduğunu öne sürdüler.

Hindistan ve Myanmar’da yaşan Naga halkına ithafen Oculudentavis naga olarak adlandırılan bu yeni tür, koruma sırasında deforme olmuş tam bir kafatası içeren kısmi bir iskelet ile temsil edilmektedir.

Araştırma ekibini gizemli hayvanın bir dinozor yerine bir kertenkele olduğuna inandıran başlıca ipuçlarından bazıları; pulların varlığı, yuva yerine doğrudan çene kemiğine bağlı dişler, kertenkele benzeri göz yapıları ve ayrıca omuz kemikleri ve bir hokeyi andıran, sürüngenler arasında evrensel olarak bulunan çubuk şeklindeki kafatası kemiği içeriyor olmasıdır.

Yeni çalışmanın ortak yazarı Teksas Sam Houston Eyalet Üniversitesi’nde herpetolog ve biyolojik bilimlerde yardımcı doçent olan Juan Diego Daza, “Gerçekten tuhaf bir hayvan. Bugün sahip olduğumuz diğer kertenkelelerden farklı. Birçok kertenkelenin bu dönemde ortaya çıktığını tahmin ediyoruz, ancak hala modern görünümlerini geliştirmemişlerdi. Bu yüzden bizi kandırabilirler” dedi.

Kehribar Nedir?

Kehribar, çamgiller familyasından bir çam türü olan Pinus succinifera adlı ağacın reçinesinin fosilleşmiş haline verilen isimdir.

Kehribar, yüksek koruma özelliği nedeniyle içine hapsolan tarihöncesi hayvanlar hakkında bilgi sahibi olmamızda en önemli araçtır.

Amorf bir özellik taşıyan kehribar, açık sarıdan kızıl renge doğru koyulaşan renk skalasına sahiptir. Saydam, yarı saydam ve opak olarak görülebilir.

Küçük böcekleri cezbedici özelliği ile böcekleri veya içine gömülmüş yaprak ve diğer kalıntıları hiç bozulmayacak derecede koruma özelliği taşır.

Ağacın türü, bulunduğu bölge ve yaşı kehribarın kalitesini belirleyen etkenlerdir.

Kehribar (amber) günümüzde olmasa da ilk çağlarda tıpta yararlanan bir madde idi. Antik Roma, Çin ve orta çağda solunum yolları rahatsızlığında, cilt rahatsızlıklarında kullanılmaktaydı.

Kadınlarda süs eşyası, tesbih ve kolye gibi eşyaların yapımında ve koku elde etmede kullanılmaktadır.

Dünya’da en iyi kehribarlar yüzde 90 oranında kehribar yataklarına sahip Rusya’da bulunmaktadır.

.

Banner
Benzer Yazılar

Kibyra Antik Kentinde Yeni Keşifler

27 Kasım 2020

27 Kasım 2020

Burdur ilindeki Kibyra antik kentinde ait iki tanrı heykeli ortaya çıkarıldı. Kibyra (veya Cibyra Magna), MÖ ikinci yüzyılda dört şehir...

Aztekler, Tlaloc Dağı’nda kurdukları gözlemevi ile tarım takvimi oluşturdular

6 Ocak 2023

6 Ocak 2023

Yerleşik hayatta geçen insan grupları tarım ve hayvancılıkta en üst rekolteyi alabilmek, artan nüfusu besleyebilmek için doğa olaylarını ve zamanını...

Şanlıurfa’da 10.000 yıllık yerleşim yeri keşfedildi

21 Haziran 2021

21 Haziran 2021

Şanlıurfa’nın Karaköprü ilçesine bağlı Sayburç Mahallesi’nde bir evin bahçesinde neolitik döneme ait yerleşim yeri keşfedildi. Göbeklitepe gibi önemli bir arkeolojik...

Japonya’da şimdiye kadar bulunan en büyük ahşap haniwa keşfedildi

10 Aralık 2022

10 Aralık 2022

Haniwa, Japonya Kofun kültürü döneminde mezar ölü hediyesi olarak yapılan çoğunlukla kilden yapılan figürünlerdir. Haniwa figürünleri, Kofun dönemi yöneticileri ve...

Avrupa’nın En Eski Okunabilir El Yazması Derveni Papirüsü

25 Ağustos 2022

25 Ağustos 2022

Derveni Papirüsü, Makedonyalı II. Filip döneminde M.Ö. 340 ila 320 yılları arasında tarihlendirilen, Avrupa’nın en eski okunabilir el yazması eseri...

Urartu Kralı II. Rusa Döneminde Yapılan Sarayın Fil Ayakları Çıkarılacak

15 Ekim 2021

15 Ekim 2021

M. Ö. 685-645 yılları arasında hüküm süren Urartu Kralı II. Rusa tarafından inşa edilen sarayın fil ayaklarının çıkarılması için çalışmalar...

Van Gölü’nün suyu çekilince Çarpanak Adası’na giden Urartu yolu ortaya çıktı

12 Mayıs 2022

12 Mayıs 2022

Yağışların azalması ve artan buharlaşma ile birlikte Van Gölü’nün su seviyesi düşünce Çarpanak Adası’nı kıyıya bağlayan bir kilometrelik Urartu yolu...

Karakuş Tümülüsü’nde Kommagene Kraliçe Mezarları Bulundu

22 Eylül 2021

22 Eylül 2021

Adıyaman Karakuş Tümülüsü ‘nde, Kommagene Kralı II. Mithritades’in (M.Ö 36-21 ) annesi İsias, kız kardeşi Antiokhis ve Antiokhis’in kızı Aka...

İnsanlığın Doğduğu Topraklarda Bulunan Yerleşim İzleri Üzerine Notlar

29 Mart 2021

29 Mart 2021

İnsanlığın doğduğu toprakların Afrika olduğu artık kesin bir bilgi olarak kayıtlara geçmiştir. Afrika’dan iklim değişikliği nedeniyle (ya da merak duygusuyla)...

Van’da 2800 yıllık bir Urartu tapınağı ve çivi yazılı iki yazıt bulundu

25 Ekim 2023

25 Ekim 2023

Van’ın Muradiye ilçesinde bulunan Körzüt Kalesi’nde devam eden kurtarma kazılarında 2800 yıllık bir Urartu tapınağı keşfedildi. Tapınakla birlikte çivi yazılı...

Dünyanın en büyük ikinci su altı arkeoloji gemisi denize inmeye hazır

24 Ağustos 2022

24 Ağustos 2022

Dünyanın en büyük ikinci su altı arkeoloji gemisinin inşası tamamlandı. Modern teknolojiler ile donatılmış su altı arkeoloji gemisi denize indirilmek...

Dünya Arkeoloji Günü Kutlu Olsun!

17 Ekim 2020

17 Ekim 2020

Arkeoloji, Türkçe’ye yanlışlıkla da olsa kazı bilim olarak çevrilmiş bilim dalıdır. Halbuki kazı çalışmaları arkeolojinin sadece alt dallarından biridir. Arkeoloji...

50 milyon yıllık suikastçı böcek fosili alışılmadık derecede iyi korunmuş cinsel organlara sahip

21 Ocak 2021

21 Ocak 2021

50 milyon yıllık suikastçı böcek fosili bulundu. Bulunan fosilleşmiş böceğin genital organının oldukça iyi korunduğu görüldü. Günümüz Colorado’daki Green River...

Babil Kulesi inşasında kullanıldığı düşünülen tuğla bulundu

4 Kasım 2021

4 Kasım 2021

Dünya’nın 7 harikasından biri olan Babil’in Asma Bahçeleri içinde bulunan Babil Kulesi’nin inşasında kullanıldığı tahmin edilen tuğla bulundu. Babil’i işgal...

Araştırmacılar, ilk Neandertal ailesine ulaşmayı başardı.

19 Ekim 2022

19 Ekim 2022

Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü‘nden araştırmacılar tarafından yönetilen uluslararası bir ekip, Sibirya’daki uzak bir Neandertal topluluğundan on üç bireyin genomunu...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]