7 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

İranlı arkeologlar, Doğu İran’da erken idari yönetimin ilk kanıtını keşfettiler.

İranlı arkeologlar, İran’ın doğusundaki Horasan eyaletinde 6.000 yıl önce yaşayan insanlar hakkında yeni bilgiler sağlayacağını düşündükleri erken idari yönetimin ilk kanıtlarını keşfettiklerine inanıyorlar.

Keşif, Güney Horasan ilinin Sarayan ilçesinde yer alan Kale Kub’da halen sürmekte olan üçüncü arkeolojik kazı sezonunda yapıldı.

Kale Kub, İran’ın doğusunda, Güney Horasan Eyaleti, Sarayan Bölgesi’ndeki Ayask kasabasında bulunan tarih öncesi bir sitedir.

Bu keşif çok önemlidir çünkü Doğu İran, özellikle tarih öncesi dönemde, İran arkeolojik haritasında tamamen bilinmeyen bir bölgedir. İran’da arkeolojik kazıların başlamasından yüz yıldan fazla bir süre sonra, doğu bölgeleri çeşitli nedenlerle arkeologlardan çok az ilgi gördü veya hiç ilgi görmedi ve bu nedenle bölge hakkında çok sınırlı yayın bulunuyor.

Kale-Kub kazıları
İranlı arkeologlar, Kale Kub kazılarında üç döneme ait izler buldular.

CHTN’den alıntı yapan arkeolog Mohammad-Hossein Azizi Kharanaghi, “Kazı başlangıcından on günden fazla bir süre sonra, endüstriyel mimari, kerpiç duvarlar ve çömlek kalıntıları bulduk, bunlar sosyal karmaşıklığın ve idari bir yönetim sisteminin kanıtlarını sunuyor” dedi.

Araştırmayı yöneten Azizi Kharanaghi, Kale Kub’un, M. Ö. beşinci yüzyıldan ikinci binyıla kadar farklı kültürlerin dizilimlerine dair arkeolojik kanıtlara sahip bölgedeki birkaç tarihi yerden biri olduğunu açıkladı.

Arkeolog, çalışmalarının, bulunan çanak çömleklerin sınıflandırılması ve tipolojisi aracılığıyla “Eğimli ağızlı çanak çömlek stilinin” dağılım bölgesini belirlemek için Kale Kub alanının önemini ve ardından bu alandaki çanak çömlek stilini diğerleriyle karşılaştırması yönünde olacak.”

Kale-Kub kalıntıları
Kale Kub kalıntıları

“Ayrıca, bu çömlek tarzının Doğu’ya ve İran’ın doğusu ile batısı arasındaki etkileşime olası rotalarını izlemeye çalışıyoruz. Kale Kub’daki kazıdan çıkan çanak çömlek koleksiyonunda yüksek miktarda eğimli ağızlı kaseler, Banesh tepsisi ve M. Ö. 4. binyıldan itibaren iyi bilinen burun sapı ve emzikli çanak çömlek çeşitleri yer alıyor” dedi.

Modern İran’da, bu çanak çömlek stilleri güneybatı, orta Zagros, merkezi plato ve güneydoğudan çıkarılmaktadır. Uzmanlar, Kale Kub’daki bulguların bu kültürün İran’ın doğusuna kadar uzandığını gösterdiğine inanıyor.

M. Ö. 4. binyılın sonlarına ait Mezopotamya eğimli ağız kenarlı kase: iki elle kolayca kavranan ve eğimli bir ağızda sona eren düz kenarları olan ham bir çanak çömlek parçası. Eğimli ağız kenarlı kaseler (kısaltılmış BRB), tekerlek yerine bir kalıpla yapıldıkları için çirkin, sağlam ve ucuz bir yapıya sahiptir. Çömleğin kaba olması nedeniyle kase gözeneklidir ve sıvı tutmaz. Boyutları şaşırtıcı derecede kararlıdır.

Kenarları eğimli kaseden bir örnek. Fotoğraf: Vikipedi
Kenarları eğimli kaseden bir örnek. Fotoğraf: Vikipedi

Arpa ve yağın porsiyonlarını ölçmek için eğimli ağızlı kaseler kullanıldığı sanılmaktadır. Arpa ve yağlar, hizmetleri için işçilere ödeme olarak verilecekti. Ayrıca Mezopotamya’da Uruk döneminde bulunan en ikonik seramik türlerinden biri de Eğimli ağızlı kaselerdir.

Bölgeler arası etkileşimler, geniş alanda hammadde ve üretim hareketi üzerinde önemli bir etkiye sahipti. Kale Kub’un İran’ın doğusundaki coğrafi konumu ve bölgedeki metal madenlerinin varlığı nedeniyle, bu site muhtemelen M. Ö. 4. binyılda İran’ın güneybatısındaki etkileşim ağlarında bir tedarikçi yer olarak ortaya çıktı.

II. Susa ufkuna ya da geç Uruk kültürlerine ait olduğu düşünülebilecek bu kültürel deliller arasında eğimli ağızlı kaseler, kaba Banesh tepsileri, boru biçimli ve burun kulplu çömlekler, ince ve boyalı çarklı çömlekler gibi bu dönemin tipik çanak çömleği sayılabilir. İran’ın güney-batı, batı, kuzey-batı, güney-doğu bölgelerinde ve orta platosunda iyi bilinen, ancak şimdi doğu İran’da ilk kez tanımlanıp tanıtılan çanak çömlek yapımı.

Bu sitede şimdiye kadar üç kültürel dönem tespit edilmiştir. Bakir toprağın alt seviyesinden ve üst seviyesinden sınıflandırılmışlardır: 1: KALE KUB I (Kalkolitik dönem, MÖ beşinci binyıl), 2: KALE KUB II (Susa II horizonu, MÖ dördüncü binyıl) ve 3: KALE KUB III (Bronz çağı, MÖ üçüncü ve ikinci binyıl).

AFM

Banner
Benzer Yazılar

Bitlis Madavans Vadisi Turizme Açılıyor

8 Ocak 2021

8 Ocak 2021

Neolotik çağ dönemi yaşam kalıntılarına rastlanan Bitlis’in Ahlat ilçesinde bulunan Madavans Vadisi‘nde yer alan Mağara Kentler turizme kazandırılıyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi...

Mısır El-Ezher Üniversitesi Mumyaların Sergilenmesine Karşı Çıkıyor

27 Ocak 2021

27 Ocak 2021

Mısır’ın önde gelen dini kurumlarından biri olan El-Ezher Üniversitesi’nin, eski Mısır mezarlarının kazılması ve mezarlarından çıkartılan mumyaların sergilenmesini yasaklaması protestolara...

Lublin kırsalında şaşırtıcı bir keşif! Mısır ve Roma tanrılarının antik figürinleri bulundu

8 Mayıs 2023

8 Mayıs 2023

Mısır tanrısı Osiris’i tasvir eden iki antik figürin ve Roma tanrısı Bacchus’un bir büstü, Polonya’nın Lublin kentinin Opole bölgesinde bulundu....

Yaşamın DNA RNA Karışımından Geldiği Teorisini Destekleyen Keşif

30 Aralık 2020

30 Aralık 2020

Scripps Research’teki Kimyagerler, gezegenimizde yaşamın nasıl ortaya çıktığına dair DNA RNA karışımından geldiği teorisini destekleyen  şaşırtıcı bir keşif yaptılar. Angewandte...

Tarih öncesi insanlar atalarının hatıralarını canlı tutmak için taş aletleri saklıyorlardı

14 Mart 2022

14 Mart 2022

Geçmişe dair yaşanmışlıkları barındıran, sevdiklerimize ait birçok anıyı bizlere tekrar yaşatan eşyaları saklarız. Bu saklama eylemi içgüdüsel bir hareket olarak...

Kleopatra’nın Mezarı Bulundu mu?

2 Şubat 2021

2 Şubat 2021

Kadim medeniyetlerde az da olsa güçlü kadın yöneticiler olmuştur. Bu güçlü yönetici kadınlardan birisi de, Mısır’ın son Kraliçesi Kleopatra‘dır. Mısır’ın...

6. Yüzyıl İklim Krizinin Roma İmparatorluğu’nun Çöküşündeki Rolü Yeniden İncelendi

13 Nisan 2025

13 Nisan 2025

Uluslararası bir araştırma ekibi, 6. yüzyılda yaşanan ve Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne katkıda bulunmuş olabilecek “Geç Antik Küçük Buz Çağı” olarak...

Yeni Çalışma; “Tunç Çağı’nda hançerler ne için kullanılıyordu” sorusuna cevap veriyor.

30 Nisan 2022

30 Nisan 2022

Tunç Çağı tabakalarının önemli maddi kalıntılarından biri olan bronz hançerler üzerinde yeni bir çalışma gerçekleştirildi. Çalışma, “Tunç Çağı hançerleri ne...

Arkeologlar Tikal’de Teotihuacan Mimarisine Benzeyen Yeni Bir Piramit Keşfetti

17 Nisan 2021

17 Nisan 2021

Araştırmacılar, Guatemala’daki Tikal’de yeni bir piramit kompleksi keşfettiler. Guatemala’nın Petén bölgesindeki El Mirador’un yaklaşık 65 km güneyinde, Maya uygarlığının önemli bir bölgesi olan...

El Algar’ı Tunç Çağında Kadınlar Yönetmiş Olabilir

12 Mart 2021

12 Mart 2021

El Algar kültürüne ait olan Tunç Çağı mezarında bulunan diadem bir kraliçeye ait olabilir. Mezar içinde bulunan değerli eşyaların çokluğu...

Bom Jesus: Namibya Çölü’nde Bulunan En Eski ve En Değerli Gemi Batığı

20 Mart 2025

20 Mart 2025

Dikkat çekici bir arkeolojik keşifte, 500 yıl önce batan Portekiz gemisi Bom Jesus (İyi İsa), Namibya çölünde bulundu ve altın...

Arkeologlar, İspanya’da bir mağara kompleksinde 16.800 yıllık bir Paleolitik yapı keşfettiler

3 Aralık 2023

3 Aralık 2023

Arkeologlar, İspanya’nın Cantabria eyaletindeki Ribamontán al Monte belediyesinde bulunan La Garma mağara kompleksinde 16.800 yıllık bir Paleolitik yapı keşfettiler. La...

İspanya’da Kadınlar 4000 Yıl Önce Dişlerini Alet Olarak Kullanmışlar

6 Kasım 2020

6 Kasım 2020

Castellón Alto arkeolojik sahasında (Granada, İspanya) gömülü 106 kişinin diş aşınması üzerine yapılan bir araştırmada, sadece kadınların ön dişlerini ip...

Almanya’da bulunan 300.000 yıllık Homo heidelbergensis ayak izleri

12 Mayıs 2023

12 Mayıs 2023

Almanya’nın Aşağı Saksonya’daki Schöningen Paleolitik site kompleksinde 300.000 yıllık Homo heidelbergensis ayak izleri keşfedildi. Homo heidelbergensis ayak izleri, Almanya’da bulunan...

Musul’da 6 Metrelik Asur Kanatlı Boğası Ortaya Çıkarıldı: Dünyanın En Büyüğü

23 Eylül 2025

23 Eylül 2025

Irak’ın Musul kentinde yürütülen kazılarda, Asur sanatının bilinen en büyük lamassusu gün yüzüne çıkarıldı. Yaklaşık altı metre yüksekliğe ulaşan bu...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]