Milyonlarca insanın etkilendiği ve binlerce insanın ölümüne yol açan Covid-19 salgını, dünya tarihinde bilinen etkili salgınlar içinde yer aldı.
Hala etkisini devam ettiren Covid-19 sosyal, iktisadi, kültürel birçok alanda hayatı sekteye uğrattı.
Bu salgın ne Dünya’da ne de Anadolu’da ilk ve tek değildi. Anadolu’da yaşanan salgınlar, özellikle veba salgınları, başta Hititler olmak üzere birçok krallığı can ve mal yönünden perişan etmişti.
Hitit Büyük Kralı II. Murşili’nin yazdırmış olduğu veba duaları metninde Hatti Ülkesi’nde yaşanan sıkıntıları ve çaresizlikleri okuyabiliyoruz.
II. Murşili, o kadar çaresiz kalmış ki salgın karşısında Tanrılar ile pazarlığa oturmayı bile göze aldığını okuyoruz çivi yazılı metinlerde…
Salgın konulu çivi yazılı tabletler sergilenecek
Anadolu’da salgınların konu edildiği çivi yazılı tabletler Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenecek.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde “Konuşan tabletler sergisi” düzenleniyor.
Anadolu Medeniyetler Müzesi’nin 100. yıldönümü etkinlikleri dolaysıyla oluşturulan sergide, M.Ö. 2000 ile 1400 yıllarında salgın hastalıkların konu edindiği Hitit ve Kültepe tabletleri yer alacak. Anadolu’daki en eski salgın hastalıklardan bahseden Asur Ticaret Kolonileri dönemine ait 3 adet Kültepe tableti, yine Hitit dönemine ait II. Murşili’nin Veba Duası tableti ve aynı konuya ait 2 adet fragman, 14 adet de salgın hastalıktan kurtulmak için yapılan değişik ritüelleri anlatan tabletler, önümüzdeki hafta ziyarete açılacak.
II. Murşili’nin Veba Duası
Hitit Büyük Kralı I. Suppiluliuma’nın (M. Ö. 1350-1320) gerçekleştirdiği Mısır seferinde getirdikleri köleler beraberinde vebayı da Hatti Ülkesi topraklarına getirmişlerdi. Veba o kadar büyük bir salgına yol açmıştı ki Hatti ülkesi yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmış hatta I. Suppuliluma ve tahta çıkan oğlu 2. Arnuwanda salgında ölmüştür.
Hitit inancında Tanrılar gazablarını salgın, kıtlık ve savaşta yenilgi ile gösterirlerdi. Dolaysıyla II. Murşili’de (M. Ö. 1318-1290), yaşanan bu acı tabloyu Tanrıların cezası olarak görmekteydi.
Murşili, Tanrıların gazabını çeken olayın sorumlusunu babası I. Suppiluliuma’yı görmekteydi. Çünkü, Suppiluliuma tahtı ele geçirmek için kan dökmüştü. Ayrıca, uzun zaman dini sorumluluklar yerine getirilmemişti.
Hatti ülkesine yeniden sağlık, huzur ve bereket gelmesi için II. Murşili, adaklar adamakta, tanrıların gazabını dindirmek için dualar etmekteydi.
Bu duaların birisini, Hattuşa kazılarında bulunan, o dönemi bizlere en iyi bir şekilde aktaran çivi yazılı tabletlerde okuyoruz.
Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde sergilenecek tablette yer alan ve büyük bir bölümü kırık olan Murşili’nin veba duasında şu cümleler yer alıyor. (CTH 378/2)
“…Ama babamın günahı bana bulaştığı için, yalnızca bunun için. Bakın sizlere, ey tanrılar, ey benim efendilerim, sizlere ülkem için, ülkemi vebadan kurtarmanız için, kefaret kurbanları sunuyorum. Bu acıları çekip çıkarın yüreğimden benim, ruhumdan bu korkuları alın benim.”
“Ey Tanrılar, ne yaptınız siz? Hastalığın Hatti’ye gelmesine izin verdiniz ve tüm Hatti ölüyor. Artık kimse sizin için ekmek sunamıyor, toprağa şarap dökemiyoruz. Tanrıların ekilmemiş tarlalarını sürenler öldüler, bu nedenle artık çalışamayacak ve Tanrıların tarlalarındaki ekinleri biçemeyecekler…
Bilgeliğimizi yitirdik ve neyi doğru yapsak bir şeye yaramıyor. Ey Tanrılar, neyi günah olarak algılarsanız algılayın, bilge kadınların veya bilicilerin (?) karar vermesine izin verin veya sıradan insanların bunu düşlerinde görmesini sağlayın!…
Ey Tanrılar, Hatti ülkesine merhamet edin. Ülkemiz bir yanda veba, diğer yanda düşmanlarımızın baskısı altında… Şimdi çevredeki tüm ülkeler Hatti’ye saldırıya geçtiler.”