Gökova Körfezi’nin kuzeyinde Akyaka beldesi sınırları içinde yer alan 2700 yıllık Attika-Delos Deniz Birliği üyesi Idyma Antik Kenti’nin meclis binası ve tapınağı ortaya çıkarılıyor.
MÖ 5’nci yüzyılda Anadolu’ya hakim olan Perslere karşı Atina önderliğinde kurulan Attika-Delos Deniz Birliği üyesi Idyma’ya ait kalıntılar Gökova köyünden Kıran dağı eteklerine kadar uzanıyor. Gökova köyünün kuzeyinde kalan tepenin üzerinde MÖ 4 ve 3. yüzyıllara tarihlenen kentin akropolisine ait kalıntılar bulunuyor. Aynı tepenin doğu tarafında ise nekropolis (mezarlık) yer alıyor.
Nekropolis, kayalara oyularak yapılmış kaya mezarlara sahiptir. Mezar alanında bulunan kaya mezarlarından günümüze kadar iyi derecede korunmuş örneği Akyaka-Gökova köyü arasında, İnişdibi olarak adlandırılan mevkideki anıtsal kaya mezarıdır.
Modern yerleşim altında kalan Idyma’nın insan kaynaklı tahribatlardan oldukça fazla etkilenmesi bölgede kazı çalışmalarını yürüten kazı ekibinin, Roma dönemine ait izlere ulaşımını önemli ölçüde engelliyor.
Bölgede 12. yüzyıl Orta Çağ kalesi bulunuyor.
Orta Çağ dönemi kalenin bulunduğu alanın Idyma Antik Kenti’nin bir mahallesi olduğunu ve günümüzden 2 bin 700 yıl öncesine kadar kesintisiz süren bir yerleşim bulunduğunu tespit ettiklerini dile getiren kazı Başkanı ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulkadir Baran, kalenin güney yamacı boyunca aşağı kısımlarda bulunan bugünkü Azmak Deresi doğru yerleşimin aşamalar halinde devam ettiğini ve akarsuyun bulunduğu bölümün de antik çağlarda deniz olduğunu ve yerleşimin de deniz kıyısında bir liman yerleşimi olduğunu belirlediklerini söyledi.
Idyma Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmalarında meclis binası ve tapınağın gün yüzüne çıkarıldığını anlatan Baran, şöyle konuştu:
“Bu alandaki yerleşimin Roma Dönemi ile birlikte terk edildiği ve buradakilerin Akyaka’daki denize yakın kısımlara yerleştiğini belirledik. Orta Çağ kalesinin alt tabakalarında yürüttüğümüz kazılarda 2 bin 700 yıl öncesinden günümüze izler taşıyan çok sayıda kalıntıya ulaştık. Kalenin alt kısımlarında yürütülen kazılarda bulunan kalıntılar, antik Karya kültürünü ve sonraki dönemleri yansıtan seramikler, bize buradaki yaşamı çok net gösteriyor. Bunun haricinde çıkan sikkeler, günlük hayatta kullanılan metal buluntular o dönemin yaşamı ve kültürel yapısı hakkında da bilgi veriyor. Buluntular temizlenerek Muğla Müzesi’ne gönderiliyor.”