27 April 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Hitit Bit-Hilaniler’inden Antik Yunan Tapınak Sütunlarına

Bit-Hilani kelimesinin Hititçe Hilambar yani kapı sözcüğünden türemiş olduğu düşünülmektedir. Demir çağında sıcak olan her yerde kullanılmış olan yapı türüdür. Bir çeşit güneşe karşı korunma sistemi olarak düşünülebilir.

Bit-Hilani planına bakacak olursak: yatay eksenli bir mekana yine aynı eksende revaklı yada portikolu bir girişten girilmesiyle oluşan bir yapı planına sahiptir. Tapınak olarak inşa edilen hilani yapılarda bu iki odaya planı bozmayan bir oda eklentisi yapılmaktadır. Bu eklenti olan oda genellikle depo olarak kullanılmaktadır.

Geç Hitit yerleşmelerinde oldukça sık görülen Bit-Hilani türü köken olarak hala tartışmalı bir konu olmakla beraber Tilmen Höyük’te Hilani yapıların öncüsü olan E yapısı Prof. Dr. Refik Duru tarafından yazılmıştır. Aynı şekilde Boğazköy Hattuşa sitadelinde bulunan Büyükkaledeki E yapısı önünde portikolu bir giriş olduğu ve arkasında ikiye bölünmüş bir odası olan, yanlara ve üst kata doğru genişlemesi olan bir yapı görülmektedir. Hem Tilmen höyük hemde hattuşa sarayının Hilaniler ile ilişkisi belirgin bir durumdadır. Ama bu yapıların Demir çağındaki Hilanilere dönüşmesi nasıl olmuştur?

Zincirli'de (Sam'al)bulunan sütun altlıkları
Zincirli’de (Sam’al) bulunan sütun altlıkları

Bu tür yapıların Hitit coğrafyasında sevildiği çok açıktır. Sıcak iklimlerde sundurmalı girişlere ihtiyaç olması da gayet normaldir. Aslında bu yapıların Anadolu kökenli olması hiçde şaşırtıcı bir durum olmayacaktır. Assur Kralı II. Sargon, Dur-Şarrukin’in  Kuruluş metninde şöyle bir binadan bahsetmektedir.

-“Amurru dilinde bit-hilani dedikleri Hitit sarayından esinlenen bir revak, saray kapılarının önüne inşa ettim.”

Saray terasının batı köşesindeki yapı tam olarak bilinemediği için bu sözlerle anlatılan yapı olması ihtimal dahilinde görülmektedir. II. Sargon bu yapıların Hititlere özgü olduğunu söylemektedir.

Dur-şarrukin
Dur-Şarrukin

Buraya kadar plan ve anlatılanlar dahilinde Anadolu kökenli bir yapı tekniği olarak adlandırmamız abartılı olmayan bir köken arayışıdır. Bununla birlikte Bit-Hilani yapılar sürekli gelişim göstermiş girişteki sütunlar heykellerle süslenmeye başlanmıştır. Bu sütunlar için sedir ahşap dikmeler kullanılmakta, ön cephe kabartmalarla, protom başlı aslanlarla, sfenkslerle süslenmektedir.

HALEP MÜZESİ GİRİŞİ
Tell Halaf’taki Kapara sarayının girişinin yeniden inşası olan Halep Ulusal Müzesi’nin girişi

Tell Halaf’ a gelindiğinde ise Hilani cephesi artık gösterişten öte bir etkileyiciliğe kavuşuyor. Tall Halaf’ta bulunan Kapara Sarayı erken dönem Hilani’siyle öne çıkıyor. Anıtsal Hilanilerin en erken örneğidir.

Kapara sarayının Hilani girişinde çatıyı taşıyan kutsal hayvanlar üzerinde tanrı heykelleri bulunuyordu.

-sağda Ana Tanrıça dişi aslan üzerinde

-ortada Fırtına Tanrısı Teşup boğa üzerinde

-solda Tanrı Teşup’un oğlu aslan üzerinde betimlenmiştir.

İnsan figürlerinin kullanıldığı en erken örnektir. Yunan sanatına atfedilen bir durumun MÖ. 10 yy. gibi erken bir öncülü olduğunu görmek şaşırtıcı değildir. Anadolu ve Mezopotamya’nın gelişmişliğine Avrupa’nın çok sonradan ulaşabildiği bilinmedik bir olgu değildir.

Erechtheion tapınağı
Atina Erechtheion tapınağı

Atina’da bulunan Erechtheion tapınağı (MÖ. 421-406) bu saraydan yüzyıllar sonra yapılmış ama tarz benzerliği ile karşılaştırmaya değer bir eserdir. Tanrıça Athena ile Tanrı Poseidon’a adanmış bir tapınaktı. Karyadit kızlarının oluşturduğu güney sütunları hilani kapı girişlerine benzetilebilir. Buradaki sanat anlayışı ile Kapara Sarayı’nın yapanların sanat anlayışları kuşkusuz birbirleri ile rekabet edebilecek düzeydelerdi. Kullanılan materyaller değişmiş olsa da aynı mantık ve sanat anlayışını görmek bu yapılar için hiç de zor değil. Sanatın bir esinlenme olgusuyla oluşması düşüncesinden Antik Yunanlı sanatçıların gördükleri bir mimariyi geliştirmeleri hiç de yadırganacak bir şey değildir.

Bit-Hilani genişlemeye açık bir yapıyken Antik Yunan Megoran yapılarının gelişime kapalı olmasını, doğunun gelişime dönük yüzüyle ilişkilendirebilir miyiz? Kim bilir belki de mimari yapıların canlı olduğunu düşünen Teotihucan halkı olsaydık bu çıkarımdan çok daha fazla sonuçlara ulaşabilirdik!

Banner
Benzer Yazılar

M. Ö. 5 bin yılında süt üreticiliği Kafkasya topluluklarında görülüyor

3 Mayıs 2022

3 Mayıs 2022

Yeni bir çalışma, peynir, tereyağı, yoğurt, kaymak gibi süt ürünlerinin Kafkasya topluluklarında M. Ö. 5 bin yıllarında tüketildiğini gösterdi. Neolitik...

“Anadolu” operasyonu ile tarihi eser kaçakçılarına darbe

10 Ağustos 2021

10 Ağustos 2021

Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile Adana Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde 30 ilde uluslararası tarihi eser...

Urartu Arkeolojisine Adanmış Bir Ömür Altan Çilingiroğlu

19 Haziran 2021

19 Haziran 2021

Arkeoloji camiası çok değerli bir bilim insanını Prof. Dr. Altan Çilingiroğlu’nu kaybetti. Urartu, Doğu Anadolu, İran ve Kafkas tarihi ve...

Notre Dame Katedrali’de bulunan iki lahit sırlarını ortaya çıkarmaya başladı

12 Aralık 2022

12 Aralık 2022

Bu yılın başlarında Notre Dame Katedrali’nin nef ve transeptinin kesiştiği noktada yapılan bir kazıda bulunan iki lahitten birinin sahibi tespit...

Stonehenge, Waun Mawn Anıtı’nın Parçalarından mı Yapıldı?

13 Şubat 2021

13 Şubat 2021

Stonehenge bir çok gizemi barındıran ve hala gizemini koruyan bir anıt. Şimdi birde bu gizemlere yaklaşık 280 kilometre öteden taşınmış...

Evesham yakınlarında ortaya çıkarılan Arnavut kaldırımlı yol, İngiltere’deki türünün en iyi Roma örneği olabilir.

19 Ekim 2022

19 Ekim 2022

İngiltere’nin Worcestershire kentindeki Evesham yakınlarında Roma yapımına ait olduğuna inanılan Arnavut kaldırımlı yol keşfedildi. Yolun Romalı olduğu doğrulanırsa, İngiltere’de türünün...

Meksika’da Maya Uygarlığına Ait Bir İnsan Boyunda Maske Bulundu

27 Ocak 2021

27 Ocak 2021

Meksika’nın Yucatán eyaletindeki bir arkeolojik alanda, bir insan boyunda dev bir Maya maskesi ortaya çıktı. Novedades Yucatán’ın haberine göre, bilinmeyen...

Satala Antik Kenti’nde Urartu İzleri

30 Eylül 2021

30 Eylül 2021

Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Sadak köyü sınırlarında yer alan Satala Antik Kenti’nde Geç Tunç Çağı medeniyetlerinden Urartulara dair izler ortaya çıkarıldı....

18.000 Yıllık Müzik Aletinin Sesi Kayda Alındı

11 Şubat 2021

11 Şubat 2021

Tarihin en eski müzik aleti olarak kabul edilen deniz salyangozu kabuğu bize 18.000 yıl önceki sesi duymamızı sağladı. 1931 yılında...

Urartularda Ölü Gömme Gelenekleri: Urne Mezarları

13 Eylül 2021

13 Eylül 2021

Birçok Anadolu medeniyetinde olduğu gibi Urartularda ölümden sonra yaşama inanan bir toplumdu. Ölüm sonrası inancın ağır bastığı Urartu toplumunda değişik...

Nüfus Dinamikleri ve İç Asya’da İmparatorlukların Yükselişi

11 Kasım 2020

11 Kasım 2020

Geç Bronz Çağı’ndan Orta Çağ’a kadar, doğu Avrasya Bozkırları bir dizi organize ve son derece etkili göçebe imparatorluklara ev sahipliği...

Baraj suları altında kalan Gre Fılla Höyük’te yılan kabartmalı aletler bulundu

10 Mart 2023

10 Mart 2023

Ambar Çayı üzerinde kurulan barajın suları altında kalan Gre Fılla Höyük ve Kendale Hecela höyüklerinde gerçekleştirilen kurtarma kazılarında yılan kabartmalı...

Yerebatan Sarnıcı Ziyarete Açılıyor

21 Temmuz 2022

21 Temmuz 2022

Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan İstanbul’un en önemli kültürel varlıklarından biri olan Yerebatan Sarnıcı yeniden ziyarete açılıyor. Ayasofya’nın...

Tayvanlı arkeologlar Pasifik Bölgesi’nin en eski kayrak taşından yapılmış mezar ve kabuk işleme atölyesine ulaştılar

28 Temmuz 2022

28 Temmuz 2022

Ulusal Tsing Hua Üniversitesi (NTHU) Antropoloji Enstitüsü’nden arkeologlar, Pasifik bölgesinin en eski kayrak taşından yapılmış mezar ve kabuk işleme atölyesine...

Büyük İskender’in Kaybolan Mezarı Venedik’de mi?

16 Mart 2021

16 Mart 2021

Makedonyalı III. Aleksandros namı değer Büyük İskender’in kaybolan mezarının Venedik’de olabileceği teorisi konuşulmakta. Büyük İskender’in kaybolan mezarı Venedik’te olabileceğine dair...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]