1 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Halawa Yerleşmesi

Erken Tunç Çağı’nın geç yerleşimlerinden biri olan Halawa ilk olarak M. Van Loon tarafından 1967’de III. binyıl kalıntılarını bulmasıyla keşfedilmiştir.

Tabka barajının inşası nedeniyle su basmış Fırat bölgesinde 1970’lerin ortalarında bir dizi kurtarma kazısı olarak başlanmıştır. Bu sürede 1977-1986 yılları arasında Saarland Üniversitesi; kazı başkanı başta Prof. Dr. Winfried Orthmann olmak üzere Halawa’daki arkeolojik kazılara başlanmıştır. Halawa kazı sonuçları şu ana kadar 1981 ve 1989’da iki ön raporda yayınlanmıştır. Biz de bilgileri bu raporlar sayesinde edinebiliyoruz.

Hawala yerleşmesi
Halawa yerleşmesi harita gösterimi

Halawa yerleşmesi coğrafi konum olarak Suriye’nin kuzeyinde yer almaktadır. Selenkahiye, Emar, Mumbaka ve Habuba Kabira yerleşmelerine komşudur. Bugünkü Halawa köyünün hemen yanında bulunan site, Suriye’nin orta Fırat bölgesindeki Esad Rezervuarı’nın doğu kıyısında yer almaktadır.

Yerleşme de Mâri Kralı Enna-Dagan’dan Ebla Kralı’na yazılan mektup bulunmuştur. Mâri’nin bir zamanlar fethedilen alanlar için Ebla’ya olan iddiasını göstermeyi amaçlayan bir mektuptur. Bu raporlarda, yüksek yerlerde bir prensin varlığından bahsedilir. Bu sebeple bu bölge J.-W. Meyer tarafından arkeolojik olarak doğrulanabilir merkezi yerler olarak tanımlanmıştır. Halawa çevresindeki alan muhtemelen Gasur Prensliği’nin bir parçasıydı ve Halawa, büyüklüğü nedeniyle bu prensliğin merkezi konumu olabilirdi.

Mimari olarak yerleşim, sokaklarla çevrili bloklardan oluşmaktadır. Toplam 80 konut birimi birbirinden ayırt edilebilir şekilde bulunmuştur. Hepsi aynı büyüklükte ve benzer bir kat planına sahiplerdir. Yerleşim genel olarak merkezi planlı bir izlenim vermektedir. Yerleşim yapıları yalnızca ekonomik koşullarla değil, aynı zamanda akrabalık ilişkileriyle ve belirli dini toplulukların sınırlandırılmasıyla da şekillenmiştir.

Binalar, katmanlar olarak ayrılmıştır. Örneğin bina katmanı 3 bina katmanı 2’den tamamen farklı bir yerleşim yapısına sahiptir. Yerleşimde merkezin en yüksek noktasında, 20x13m’lik bir bina kazılmıştır. İlk Tunç Çağı’nda yerleşimde bir şehir duvarının varlığı ortaya çıkmıştır. Kuzey, doğu ve güneyde duvarlı bir alanın varlığı biliniyor. Sadece doğudaki bir kapıdan birkaç binadan oluşan bir tapınak alanına erişimin sağlandığı düşünülüyor. Yerleşme alanları boyut ve oda yapıları açısından büyük farklılıklar göstermektedir.

Araştırmacılar tarafından bu farklılığın merkezi açıdan planlanmayan bir gelişme olduğu düşünülmektedir. Bunun yanında J.W. Meyer evlerde malzemeler için saklama kaplarının ve özel saklama odalarının varlığı nedeniyle, fazlalıkların sadece depolanabileceği değil, aynı zamanda satılıyor olabileceğinden de şüphelenmiştir. Fazlalıklarını doğrudan üst-merkeze taşıyan bir tarımsal üretim merkezi olan bir bina bulunmuştur.

Halawa’nın yerleşim sisteminin hem Erken Tunç Çağı’nda hem de Orta Tunç Çağı’nda yeniden inşa edilmeye çalışıldığı açıktır. Orta Tunç Çağı’nda bina planı olarak yerleşim tamamen farklı bir tabloya sahip ve kamu binalarının eksik olduğu anlaşılıyor. Bu da Halawa’nın bu dönemde merkezi bir yer olarak statüsünü kaybettiğini gösteriyor. Büyük depolama gemilerinin eksikliği de kısa vadeli gıda dağıtımına bağımlı bir nüfusun göstergesidir.

Yerleşimde bulunan kil tabletlerden de elde edilen bilgiye göre Fırat’ın batı yakasında yaklaşık 20 km uzaklıkta bulunan Emar, baskın merkezdir. 1994 yılında Tell Halawa’nın A bölümünde ele geçen küçük buluntular yayınlandı ve ön raporların yayınlanmış seramikleri birkaç kez karşılaştırmalı kronolojik çalışmalara konu olmuştur.

Halawa Yerleşmesinde Seramik

Fırat Vadisi içindeki seramiklerin kronolojik dizisinde Winfried Orthmann seramikleri üç aşamaya ayırdı. Bunların bazı özellikleri 1991’de E. Rova tarafından kaydedilmiştir.

Kısaca bahsedecek olursak En eski aşama yuvarlak zeminli ve eski malların baskın olduğu aşamadır Hama K, Tell Mardih, Mezopotamya dönemi ve Kuzey Suriye dönemlerine karşılık gelir. Sonraki aşama II, boyalı ve siyah bardaklar, dikey delinmiş kordon delikli kaplar, dışı kalınlaştırılmış ağızlı kaplar ve nispeten derli toplu bir görünüme sahip “Hama kapları” ile tanımlandı. Son olarak, en son aşama III’te, testiler ve kâseler üzerinde çok uçlu kenarların ortaya çıkması karakteristik bir özellik olmuştur.

Uruk dönemine tarihlenen seramiklerin de tipik özelliği ‘’S’’ şeklindeki kâselerdir. Seramik, arkeolojik kazılar sırasında ortaya çıkan en yaygın bulgudur. Kırılganlığı nedeniyle, seramiklerin kısa bir ömrü vardır. Bu nedenle seramikler, sürekli değişime tabi olmaları şartıyla kronolojik incelemeler için idealdir. Bunlar hem yerleşimin iç kronolojisine hem de diğer Kuzey Suriye bölgeleriyle karşılaştırmaya yardımcı olmaktadır.

Ele geçen diğer seramik buluntuları, temelde Orta Tunç Çağı’nın başlarına (MÖ 2000-1800)tarihlendirilmiştir. L. Nigro, Erken Tunç Çağı sonu ile Orta Tunç Çağı I arasındaki geçişin pürüzsüz olduğunu düşünmektedir. Buradaki belirleyici faktör tarihleme açısından önemli olan, seramiğin karşılaştırılmasıydı. Kil, taş ve kemik malzemelerinden yapılmış küçük buluntular ele geçmiştir ve malzemelerine göre ayrı ayrı incelenmişlerdir. Kemikler hariç olmak üzere, bulgulara göre münferit malzeme grupları içinde daha da fazla bir ayrım yapmak mümkündür.

Küçük seramik buluntular arasında; antropomorfik ve zoomorfik pişmiş toprak, araba modelleri, tütsü kutuları sayılabilir. Metal buluntular iğnelere ve diğer metal buluntulara ayrılır. Taş buluntulardan kabartma parçaları ele geçmiştir. Bunun yanında sürtünme taşları gibi kötü korunduğu için tasvir edilmeyen parçalar da vardır.

Mezar Gelenekleri

Son olarak biraz da mezarlık geleneklerinden bahsedecek olursak neredeyse tamamen yerleşim alanının dışında bir mezarlık bulunmuştur. Mezar eşyası olarak çömlek bıraktıklarını biliyoruz. Bu çömlekler dışa çekik ağızlı, şişkin ve basık gövdeli, düz diplidir. Oval biçimlendirilmiş, üzeri iri taş levhalarla örülmüş oda mezarlar yapmışlardır.

Kaynak : ORTHMANN, W., MEYER, W.J., ‘’Ausgrabungen in Halawa, Die Kleinfunde von Tell Halawa A, Band 6’’, (1994) Germany, Saarbrücken
ORTHMANN, W., HEMPELMANN, R.,‘’Ausgrabungen in Halawa, Die Bronzezeitliche Keramik von Tell Halawa A, Band 9’’, (2005) Germany, Saarbrücken

Banner
Benzer Yazılar

Bir araştırmaya göre ilk insanlar geometri ve simetriye önem veriyordu ve 1,4 milyon yıl önce kasıtlı olarak küresel şekiller üretiyorlardı

7 Eylül 2023

7 Eylül 2023

İlk insanların 1.4 milyon yıl önce yaşadığı bir bölgede keşfedilen 4 yuvarlak, beyzbol topu büyüklüğündeki taşların incelenmesi, kasıtlı olarak kürelere...

Mustatillerin ritüel geçmişini ortaya çıkarmak: Kuzeybatı Arabistan’ın Geç Neolitik Çağı’nda kült, çobanlık ve ‘hac’

22 Mart 2023

22 Mart 2023

Mustatiller – ritüel amaçlar için kullanıldığı düşünülen Geç Neolitik dönemden kalma taş anıtlar – Suudi Arabistan’daki bir arkeolojik alanın kapsamlı...

Bilim insanları “Gize Sfenksi’nin oluşumunda rüzgarın parmağı var mıydı?” sorusuna cevap aradı

1 Kasım 2023

1 Kasım 2023

Bilim insanları, Mısır’ın başkenti Kahire’de, Gize piramitleri bölgesinde yer alan Büyük Gize Sfenksi’nin oluşumunda rüzgar faktörünü araştırdılar. Büyük Gize Sfenksi,...

BAE’de 3.000 Yıllık İlk Büyük Demir Çağı Nekropol Keşfedildi

22 Nisan 2025

22 Nisan 2025

Abu Dabi Kültür ve Turizm Departmanı (DCT Abu Dabi), Al Ain Bölgesi’nde BAE’nin Demir Çağı’na ait ilk büyük nekropolün keşfedildiğini...

Babil Kralı Nabonidus adına Suudi Arabistan’da yazıt bulundu.

25 Temmuz 2021

25 Temmuz 2021

Suudi Turizm ve Ulusal Miras Komisyonu, Babil Kralı Nabonidus adına Suudi Arabistan’ın kuzeyinde bazalt taş üzerine oyulmuş 2.550 yıllık bir...

Neandertaller ve Homo Sapiens Aynı Teknolojiyi Kullanmış

15 Şubat 2021

15 Şubat 2021

Uzun zamandır Nubian teknolojisini sadece Homo sapiens’in kullandığı düşünülüyordu. Yapılan yeni araştırma sonuçları Neandertaller ve Homo sapiens’in aynı teknolojiyi kullandığını...

Hz. Süleyman Denizcilerin Kralı mıydı?

25 Nisan 2021

25 Nisan 2021

İsrail kralı, din alimi, peygamber Hz. Süleyman hakkında yeni bir görüş atıldı. Hz. Süleyman, denizcilerin kralı mıydı? İlahi kitaplarda, Tevrat,...

Golan Tepeleri’nde 1.700 Yıllık Sınır İşareti ve Memlük Kamu Binası Ortaya Çıkarıldı

28 Ekim 2020

28 Ekim 2020

Golan Tepeleri’ndeki İsrail ordu üssünün yakınında bulunan antik kent sınırı işaretleyicisi ve Memlük Devletine ait bir kamu binası keşfedildi. Golan...

Esna Tapınağı’nın tavanında canlı renklerde 46 kartal ortaya çıktı

16 Mayıs 2022

16 Mayıs 2022

Mısır’da Luksor’un 35 mil güneyinde, Nil’in batı kıyısında bulunan Esna Tapınağı’nda Alman/Mısır uzmanlarının yaptıkları restorasyon çalışmaları sırasında tapınak kompleksinin bir...

Polonyalı arkeologlar, eski Mısır soylularının mezarlarında dokuz timsah kafası ortaya çıkardılar

28 Aralık 2022

28 Aralık 2022

Mısır’daki Theban Nekropolü’nü kazan Polonyalı arkeologlar, üst düzey soylulara ait iki mezarın içine gizlenmiş dokuz timsah kafası keşfettiler. Theban Nekropolü,...

Memlükler’in kale kuşatmasında attıkları taşın üzerindeki ilginç Arapça yazıt

24 Ekim 2021

24 Ekim 2021

Günümüzde, topçu birlikleri düşman mevzilerine atacakları bombaların üzerine bir iki kelimeden oluşan mesajlar yazarlar. Hava saldırılarında da bu tip mesajlar...

Esna Tapınağında Tozların Altından Çıkan Koca Evren

23 Kasım 2020

23 Kasım 2020

Esna Tapınağı uzun bir süredir yenilenmeyi ve yeniden nefes almayı beklerken geçtiğimiz günlerde eski renklerine kavuşmanın sevincini yaşamıştı. Bizde bu haberi...

Kudüs İslam Eserleri Müzesi İslami Sanat Eserleri Satışını Erteledi!

27 Ekim 2020

27 Ekim 2020

Kudüs İslam Eserleri Müzesi, Londra’daki Sotheby’s müzayede evinde bugün ve yarın için satışa çıkarılacak olan İslami sanat eserlerinin satışını erteledi....

Mleiha’da Bulunan 2.300 Yıllık Gümüş Sikke Hazinesi Arabistan’ın Hellenistik Çağ’daki Rolünü Ortaya Koyuyor

18 Eylül 2025

18 Eylül 2025

409 gümüş sikke, Büyük İskender’in mirası ve antik ticaret ağlarıyla doğrudan bağlantı kuruyor Birleşik Arap Emirlikleri’nde arkeologlar, Arabistan’da bugüne kadar...

Türk cevizinin de taşındığı çok kültürlü 1400 yıllık gemi enkazına ulaşıldı

30 Mart 2022

30 Mart 2022

İsrail’in kuzey kıyısında bir kibbutz (servetin ortak olduğu ve elde edilen karın bölgeye verilmesi anlayışına dayalı komün yaşam) olan Ma’agan Michael’da...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]