21 November 2024 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Dünya’nın En Eski Hayvan Tasviri Bulundu

Eski insanların sadece hayatta kalabilmekle ilgilendiklerini düşünmek kolaydır. Ama onlar hayatta kalabilmek için aletler icat ettiler değişen iklime uyum sağlabilmek için uğraştılar.

Peki konu sadece hayatta kalabilmekse neden mağara duvarlarına resimler çizdiler?

Belkide konu ait oldukları dünyayı anlatabilmek olduğunda onların da bizim gibi instagram yada facebook fotoğraflarına bakmaya ihtiyaçları vardı. Eski insanlar genellikle doğal dünyayı kaya sanatı aracılığı ile resmettiler. Antik ve modern insan hikayesi arasındaki bu bağlantı, türümüzün dünyamızı ve içindeki yerimizi anlamlandırmaya yardımcı olacak hikayeler anlatma eğilimini ortaya koyuyor.

Bilim insanları kaya sanatıyla ilgili çalışmalarda eski insanların yaşamlarına ait her gün daha fazla şey öğreniyorlar.

Science Advances dergisinde yayınlanan makalede arkeologlar, ” insanlar tarafından yapılmış bir domuz resminin  Dünya’nın en eski tarihli figüratif sanat eserini” bulduklarını iddia ediyorlar.

Sulawesi adasındaki alanda çalışan arkeologlar, mağara sanatının en az 45.500 yaşında olduğunu söylediler. Aynı zamanda bir hayvanın hayatta kalan en eski resmi olduğu düşünülmektedir. Kırmızı aşı boyası pigmenti kullanılarak boyanan hayvan, diğer iki siğil domuz arasında bir kavga veya sosyal etkileşimi gözlemliyor gibi görünüyor.

Kırmızı aşı boyası kullanılarak boyanan sahne, diğer siğil domuzlarının kavga etmesini veya başka bir şekilde etkileşime girmesini izleyen siğil bir domuzu gösterir. Fotograf: Basran Burhan

Bu bölge, başka keşiflerin yapıldığı birçok ilgi çekici kireçtaşı mağarasına ev sahipliği yapmaktadır. 2019 yılında 43.900 yıl öncesine ait bir av sahnesi tasviri yine Sulawesi’de bulunmuştur.

İnsanların Sulaweside uzun bir geçmişi var. Adada daha önce keşfedilen antik mağara sanatı, Dünya tarihinin 13.000 ila 129.000 yıl önceki dönemini açıklayan Geç Pleistosen dönemine dayanıyor.

Bu yeni çalışmanın arkasındaki araştırmacılar, Sulawesi’de daha önce bilinmeyen iki yeni kireçtaşı mağarasında (Leang Tedongnge ve Leang Balangajia isimli mağaralar) bulunan sanat üzerine rapor veriyor.

Araştırmacılar, Leang Balangajia sanat eserini 32.000 yıl öncesine ve Leang Tedongnge’yi 45.000 yıl öncesine tarihlendirdiler. Bu bulgular, sanat eseri için mümkün olan minimum yaşlardır, bu nedenle bu tarihlerin önerdiğinden daha eski olabilirler .

Başka bir mağaradaki siğil bir domuzun ikinci tasviri en az 32.000 yıl öncesine tarihlendi. Fotograf: AA Oktaviana

Araştırmacılara göre, bu bulgular Leang Tedongnge mağara sanatını sadece Sulawesi’deki en eski mağara sanatı değil, aynı zamanda çalışmaya göre “arkeolojinin bildiği en eski figür sanat eseri” yapıyor.

Antik sanatçılar, cinsel organlar gibi bazı anatomik ayrıntıları kaçırıyorlar, ancak inanılmaz bir şekilde bilim insanlarının tasvir edilen yaratığı Sulawesi’de çok iyi bilinen ve benzersiz yüz siğilleriyle ayırt edilen eski bir domuz türü olan S. celebensis olarak tanımlamasına yetecek kadar özellik içeriyordu.

Önceden, bilinen en eski mağara sanatının ilk kez Avrupa’da 40.000 yıl önce soyut semboller sergileyerek ortaya çıktığı düşünülüyordu. 35.000 yıl önce sanat, atları ve diğer hayvanları göstererek daha sofistike hale geldi.

Endonezya’daki bu son bulgular, sanatsal ifadenin ve ona eşlik eden bilişsel sıçramanın, Avrupa’da başladığına dair uzun süredir devam eden bir inanca meydan okudu. Endonezya’daki mağara resimleri, insanlığın ilk öyküsüne yeni bir ışık tutuyor.

Avustralya’daki Griffith Üniversitesi’nde kaya sanatının tarihlendirilmesi konusunda uzmanlaşmış arkeolog ve doçent olan eş yazar Maxime Aubert, bu görüşün “Avrupa merkezli” olduğunu ama doğru olmadığını söyledi.

Figüratif sanat yaratma yeteneğinin 60.000 yıl gibi uzun bir geçmişe sahip olduğu düşünülüyor.

Aubert , Afrika’da 77.000 yıl öncesine dayanan soyut sanat bulunmasına rağmen , Afrika kıtasında, Avrupa ve Endonezya’daki sitelerde bulunanlardan daha eski hiçbir figüratif sanat keşfedilmediğini söyledi.

Siğil domuzlar Endonezya’da hala yaygındır ve o zamandan beri evcilleştirilmiştir.

Aubert, sanatı yapan insanlar hakkında pek bir şey bilinmediğini de söyledi.

Dik kireçtaşı kayalıkları, resmin bulunduğu kireçtaşı mağarasını çevreliyor. Mağaraya sadece kurak mevsimde dar bir geçitle ulaşılıyor. Fotograf AA Oktaviana

Araştırmalar, Homo sapiens’in Güneydoğu Asya’ya 60.000 ila 70.000 yıl önce geldiğini gösteriyor. Araştırmacılar, sanat yapıtının bilişsel olarak modern insanların el işi olduğu sonucuna kesin olarak varamadıklarını söyleseler de, en olası açıklama buydu.

Griffith’in Avustralya İnsan Evrimi Araştırma Merkezi’nde görevli çalışmanın ortak yazarı Prof. Dr. Adam Brumm, “Bu keşif, Endonezya’nın kaya sanatının olağanüstü antik çağının altını çiziyor ve sanatın derin zaman tarihini ve insanlığın ilk öyküsündeki rolünü anlamak için önemini vurguluyor,” dedi.

Bu resimlerin antik homo sapiens tarafından yaratıldığından emin olamasak da, Brumm’a göre oldukça muhtemel görünüyor.(İspanya’da bulunan kaya sanatı örnekleri için Neandertallerin el işi olduğu söylenmiş ancak bu bulgulara itiraz edilmişti.)

“Bunun kesin olduğunu söyleyemeyiz, ancak dünyanın hiçbir yerinde Neandertaller gibi daha önceki insan türleri için böyle bir kanıt yok. Brumm sözlerine “En makul açıklama Sulawesi kaya sanatının türümüzün – ‘bizlerin’ el işi olduğudur” dedi.

Yaş tayini nasıl yapılıyor?

Arkeologlar genellikle bir örneğin minimum yaşını belirlemek için kalsiyum karbonat birikintilerindeki uranyuma uyguladıkları izotop yaş tayini olarak bilinen bir teknoloji türü kullanıyorlar

Çalışmaya göre, bu birikintiler “uzun bir süre boyunca mağara yüzeylerindeki ince su tabakalarından” oluşuyor.

Çalışma, bu kalsiyum karbonat birikintilerini mağaralardan çıkardı ve bir laboratuar ortamında analiz etti. Bazı boya pigmentleri, çıkarılan tortularla bile çıktı, böylece araştırmacılar pigmentlerin kalsiyum karbonatın yaşına karşılık geldiğini görebildiler.

Banner
Benzer Yazılar

Buzul arkeologları eriyen buzda 1500 yıllık demir uçlu ok buldular

19 Ağustos 2022

19 Ağustos 2022

Buzul Arkeolojisi Programı’nda (Glacier Archaeology Program) çalışan buzul arkeologları Norveç Jotunheimen sıradağlarında, deniz seviyesinden 1750 metre yükseklikte eriyen buzul alanında...

Yaşamın DNA RNA Karışımından Geldiği Teorisini Destekleyen Keşif

30 Aralık 2020

30 Aralık 2020

Scripps Research’teki Kimyagerler, gezegenimizde yaşamın nasıl ortaya çıktığına dair DNA RNA karışımından geldiği teorisini destekleyen  şaşırtıcı bir keşif yaptılar. Angewandte...

İncil’de Hz. İsa’nın öğrencisi Mary Magdalene’nin memleketi olarak bahsedilen Magdala Antik Kenti ortaya çıkarıldı

15 Ekim 2023

15 Ekim 2023

İncil’de Hz. İsa’nın öğrencisi Mary Magdalene’nin memleketi olarak bahsedilen Magdala Antik Kenti akın zamanda İsrail’in Tiberya kentinin dışında bir ibadet...

Diyarbakır’da ilk defa sivri uçlu amfora bulundu

31 Temmuz 2022

31 Temmuz 2022

Diyarbakır Tarihi Surları’nın restorasyon çalışmaları sırasında bölgede ilk defa 1700 yıllık sivri uçlu amfora bulundu. Diyarbakır ilinin Sur ilçesinde yer...

Küllüoba Höyüğü’nde Kuraklığa 4.200 Yıl Önce Nasıl Çare Bulundu

4 Eylül 2021

4 Eylül 2021

Kuraklık, günümüzün en büyük çevre sorunu… İnsanlığın daha iyi yaşam koşullarına sahip olmak için arsızca dünya varlığına verdiği zararlar, doğanın...

Arkeologlar Van İremir Höyük’te Erken Tunç Çağına Ait Yaşam Alanı Buldu!

11 Ekim 2020

11 Ekim 2020

Van’ın Gürpınar ilçesindeki İremir Höyük’te (Höyük) Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kazılarda, muhtemelen erken Tunç Çağı’na ait bir dizi...

Körzüt Kalesi’nde Urartu Kralı Menua’nın ikinci tapınağı gün yüzüne çıkarılıyor

20 Aralık 2022

20 Aralık 2022

Van ilinin Muradiye ilçesine bağlı Uluşar mahallesinde yer alan Urartu Kralı Menua’nın yaptırdığı Körzüt Kalesi’nde gerçekleştirilen kazı çalışmalarında ikinci tapınak...

Aizanoi Antik Kenti kazılarında 2 bin yıllık güneş saati ortaya çıkarıldı

19 Eylül 2022

19 Eylül 2022

Aizanoi Antik Kenti arkeolojik kazı çalışmalarında Roma Dönemine ait 2 bin yıllık güneş saati ortaya çıkarıldı. UNESCO Dünya Miras Geçici...

Papirüs üzerine yazılmış Latince metinler Roma dünyası hakkında yeni bilgiler veriyor

11 Ocak 2023

11 Ocak 2023

Papirüs üzerine yazılmış Latince metinleri deşifre eden araştırmacılar, Roma dünyası hakkında yeni bilgilere ulaştılar. Roma toplumunun ve eğitiminin nasıl bir...

Tarihi Urartulara dayanan Zernaki Tepe’de kale suru ortaya çıkarıldı

14 Ekim 2022

14 Ekim 2022

Van’ın Erçiş ilçesi Yukarı Işıklı mahallesinde yer alan Doğu Anadolu Bölgesi’nin tek ızgara planlı antik kenti Zernaki Tepe’de kale suru...

Arkeologlar “Polonya Piramitleri” ile Bağlantılı Eski Yerleşimleri Keşfediyor

7 Mart 2021

7 Mart 2021

Yapıların enteresan karakterleri nedeniyle polonya Piramitleri olarak anılan megalitik mezarları yapan kişilere ait yerleşim yerleri uzun bir süredir araştırmacıların dikkatini...

Kültür Bakanlığı’ndan Müze Severlere İyi Haber…

17 Aralık 2020

17 Aralık 2020

Teknolojinin gelişmesi her alanda olduğu gibi kültür alanında da değişimin itici gücü oldu. Bu değişimlerin birisi olan Kültür ve Turizm...

Restorasyonları Biten 3 Müze Ziyaretçilerini Bekliyor

29 Aralık 2020

29 Aralık 2020

Restorasyon çalışmaları biten Tunceli Müzesi, Konya Akşehir Taş Eserler Müzesi, Bursa Türk-İslam Eserleri Müzesi (Yeşil Medrese) ziyaretçilerine kapılarını açtı. Tunceli...

Seramik kap üretme yeteneği Avrupa’ya Sibirya ve Hazar Denizi bölgesi üzerinden geldi.

7 Ocak 2023

7 Ocak 2023

Yeni bir çalışma, seramik kap yapma bilgisinin Orta Doğu ve Uzak Doğu’dan değil Sibirya ve Hazar Denizi bölgesi üzerinden Avrupa’ya...

Kythera açıklarında 2500 yıllık gemi enkazı bulundu

5 Kasım 2021

5 Kasım 2021

Yunanistan’ın Kythera adası açıklarında Klasik Çağ dönemine ait gemi enkazı bulundu. Enkaz, Bağımsız Güç İletim Operatörü (IPTO) nün Girit-Peloponnese denizaltı...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]