3 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Dilin Yapısı 40 Milyon Öncesine Dayanıyor

İnsanı diğer canlılardan farklı kılan en büyük özelliği kullandığı dildir. Dilin yapısının temellerinin ne zaman atıldığı ve nasıl günümüze kadar geliştiği üzerine hala çalışmalar devam ediyor.

Dilin ana yapısının gelişimine yönelik en son çalışma, Warwick Üniversitesi’nde geldi.

Dil. insan grupları arasında düşüncelerin aktarımını sağlayan ağızdan çıkan arbitrer (gelişi güzel) seslerin oluşturduğu bir araçtır. Dilin, insan tarafından ne zaman kullanılmaya başlandığı hala cevap bulunamayan bir sorudur.

Tarihin gizli bir döneminde temelleri atılan dilin yapısı ile ilgili, Warwick Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından gerçekleştirilen en son çalışma bu gizliliği aydınlatıcı ışık olacak doneler ortaya koydu.

İnsanın, dil kapasitesi, kelime kombinasyonları ve aralarındaki ilişkileri anlama yeteneği evrimi tarihi hakkında çok az bilgiye sahip olunan bir konudur.

Warwick Üniversitesi’nden araştırmacılar, bu kapasiteyi maymunların ve insanların son ortak atası olan türden en az 30-40 milyon yıl öncesine kadar tarihlendirmeyi başardılar.

Teksas’taki Ulusal Şempanze Bakım Merkezi’nde eğitim gören şempanzeler Tina ve Martin (Warwick Üniversitesi)

Dünyanın her yerinde insanlık düşünceler, kültür, bilgi ve teknolojiyi dil yoluyla paylaşarak gelişti. Dil,  başka hiçbir tür tarafından kullanılmayan inanılmaz derecede karmaşık bir iletişim yöntemidir. Bu nedenle dilin, neden ve ne zaman geliştiğini belirlemek, insan olmanın ne anlama geldiğini anlamak için çok önemlidir.

Warwick Üniversitesi’nden Profesör Simon Townsend liderliğindeki uluslararası bir araştırmacılar konsorsiyumu olan Science Advances’te yayınlanan “Maymunlarda ve insanlarda bitişik olmayan bağımlılık işleme” başlıklı makalede, anahtarın ne zaman önemli olduğu konusundaki anlayışımızda çok önemli bir ilerleme sağladı.

Dilin bilişsel yapı taşı evrimleşmiş olabilir.

Bir cümledeki kelimeler arasındaki ilişkileri işleyebilmek, bu kelimeler ister yan yana, ister ‘bitişik bağımlılık’ olarak bilinen, ister birbirine uzak, “bitişik olmayan” olarak bilinen dilin temelini oluşturan temel bilişsel yeteneklerden biridir, “bağımlılık”.
Örneğin, “kediyi ısıran köpek kaçtı” cümlesinde, ilk ve son cümle arasındaki ilişkiyi işleyebildiğimiz için, kedi yerine köpek kaçtığını anlıyoruz.

Bu çalışmayı Zürih Üniversitesi’nde gerçekleştiren Dr. Stuart Watson şöyle açıklıyor: “Çoğu hayvan kendi doğal iletişim sistemlerinde bitişik olmayan bağımlılıklar üretmiyor, ancak yine de onları anlayıp anlayamayacaklarını bilmek istedik. ”

Araştırma ekibi, deneyleri için yeni bir deneysel yaklaşım kullandı: Deneklerin sesler arasındaki ilişkileri işleme yeteneklerini incelemek için kelimeler yerine anlamsız tonlardan oluşan dizilerin kullanıldığı “yapay gramerler” yarattılar.

Bu, ortak bir dili paylaşmasalar bile, üç farklı primat türü arasındaki bitişik olmayan bağımlılıkları tanıma yeteneğini karşılaştırmayı mümkün kıldı. Deneyler, sıradan marmosetler (bir Brezilya maymunu), şempanzeler ve insanlarla gerçekleştirildi.

Teksas’taki Ulusal Şempanze Bakım Merkezi’nde okuyan şempanze Judumi (Warwick Üniversitesi)

Araştırmacılar, üç türün de hem bitişik hem de bitişik olmayan ses öğeleri arasındaki ilişkileri kolayca işleyebildiğini buldular. Bu nedenle, bitişik olmayan bağımlılık işlemleri primat ailesinde yaygındır.

Profesör Townsend, bu bulgunun sonuçlarının önemli olduğunu belirterek, “Bu, dilin bu kritik özelliğinin, dilin evriminden en az 30-40 milyon yıl önce eski primat atalarımızda zaten var olduğunu gösteriyor” dedi.

Araştırmacılar, üç türün de hem bitişik hem de bitişik olmayan ses öğeleri arasındaki ilişkileri kolayca işleyebildiğini buldular. Bu nedenle, bitişik olmayan bağımlılık işlemleri primat ailesinde yaygındır.

Kaynak: https://advances.sciencemag.org/content/6/43/eabb0725

Banner
Benzer Yazılar

İskenderiye’deki Taposiris Magna’da Yeni Eserler Bulundu

29 Ocak 2021

29 Ocak 2021

İskenderiye’deki Taposiris Magna’da, daha önce keşfedilen büyük nekropolün içinde, mumyaların altın içeren bir karton tabakayla kaplandığı ve geri kalanının da...

Antik Selinus Kenti’nde Arkeolojik Yüzey Araştırması Başlıyor

12 Mart 2025

12 Mart 2025

Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), Selinus Antik Kenti ve çevresinde kapsamlı bir arkeolojik yüzey araştırması başlatıyor. Bu önemli proje, Anadolu’nun...

Idyma Antik Kenti’nin meclis binası ve tapınağı ortaya çıkarılıyor

11 Aralık 2022

11 Aralık 2022

Gökova Körfezi’nin kuzeyinde Akyaka beldesi sınırları içinde yer alan 2700 yıllık Attika-Delos Deniz Birliği üyesi Idyma Antik Kenti’nin meclis binası...

Zeus Tapınağı, Limyra’da 43 Yıl Sonra Gün Yüzüne Çıktı

15 Kasım 2025

15 Kasım 2025

Antalya’nın Finike ilçesindeki Limyra Antik Kenti’nde, 1982’den beri epigrafik kayıtlarda varlığı bilinen ancak bir türlü tespit edilemeyen Zeus Tapınağı sonunda...

Zeugma Mozaik Müzesi Geçen Yıl 1 Milyon Ziyaretçiyi Ağırladı

29 Ocak 2021

29 Ocak 2021

Zeugma Müzesi adını Belkıs/Zeugma Antik Kenti’nden almıştır. Tarihi kent Gaziantep ili Nizip İlçesi, Belkıs Köyü sınırları içerisinde bulunmakla birlikte Fırat...

Kibyra Antik Kenti’nin yuvarlak planlı çeşme yapısının restorasyonu tamamlandı

26 Aralık 2022

26 Aralık 2022

Burdur’un Gölhisar ilçesinde yer alan Kibyra Antik Kenti’nin tamamen yıkık halde bulunan yuvarlak planlı çeşmesi altı yıl süren zorlu restorasyon...

Hitit Mutfağı ve Kültürü

19 Kasım 2020

19 Kasım 2020

Hitit mutfağında öncelikle ekmeğin çok özel bir yeri vardır. Sadece yiyecek olarak değil adak olarak da ekmeğin kullanıldığını görmek mümkündür....

Çin’de 170 milyon yıllık bir çiçek fosili keşfedildi

28 Mart 2023

28 Mart 2023

Çinli araştırmacılar, 170 milyon yıl öncesine dayanan bir çiçek fosili keşfettiler. Nanjing Jeoloji ve Paleontoloji Enstitüsü ve Çin Bilimler Akademisi...

Vakıflar Genel Müdürlüğü “Ayasofya Kebir Cami İmparator Kapısı, aşınma ve ufak bir dokunma ile tahrip olmuştur”

20 Nisan 2022

20 Nisan 2022

Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ayasofya Cami İmparator Kapısı’nda oluşan tahribat haberleri üzerine bir açıklama yayınladı. Açıklamada, tahribatın “aşınma, olağan yıpranma ve...

Araştırmacılar Amerika’nın en eski madenini keşfetti

24 Mayıs 2022

24 Mayıs 2022

Wyoming Üniversitesi uzmanlarının yürüttüğü arkeolojik kazılar, insanların yaklaşık 13.000 yıl önce doğu Wyoming’deki eski bir madende kırmızı aşı boyası üretmeye...

Tunceli Müzesi’nde sergilenen ok uçları 5.000 yıllık tarihe ışık tutuyor

23 Eylül 2021

23 Eylül 2021

Son Neolitik/İlk Kalkolitik dönemden İlk Tunç Çağa kadar 11 yapı katına sahip Pulur Sakyol Höyüğü ‘nde ortaya çıkarılan ve Tunceli...

Arkeologlar Antik Trakya Kenti Perperikon’da yeni bir tapınak ortaya çıkardılar

17 Ağustos 2022

17 Ağustos 2022

Arkeologlar, Antik Trakya Kenti Perperikon saray tapınak alanının sadece on metre uzaklığında başka bir tapınak keşfettiler. Tapınak keşfini ekip başkanı...

Domuztepe Höyüğü kazılarında 7 bin 600 yıllık damga mühür ortaya çıkarıldı

12 Ekim 2022

12 Ekim 2022

Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Halil Tekin başkanlığında devam eden Domuztepe Höyüğü kazılarında 7 bin...

Girnavaz Höyüğün Cinleri

30 Kasım 2020

30 Kasım 2020

Girnavaz höyük Mardin iline bağlı Nusaybin ilçesinin kuzeyinde ve 4 km uzaklığındadır. Suriye sınırına çok yakın bir konumdadır. Kuzey Mezopotamya’dan...

Notre Dame Katedrali’de bulunan iki lahit sırlarını ortaya çıkarmaya başladı

12 Aralık 2022

12 Aralık 2022

Bu yılın başlarında Notre Dame Katedrali’nin nef ve transeptinin kesiştiği noktada yapılan bir kazıda bulunan iki lahitten birinin sahibi tespit...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]