İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nde ortaya çıkarılan bir cennet ibadethanesi, 1500 yıl önce göçebe insanların inançlarına ışık tutuyor.
10.000 metrekarelik alan, Hohhot’un kuzeyindeki Daqing Dağı’nın tepesinde yer almaktadır. İlk olarak 1980’lerde keşfedildi. Ancak arkeologlar 2019 yılına kadar şeklini ve yapısını tam olarak ortaya çıkaramamıştı.
Sitenin ortasında arkeologlar, imparatorun cennete ibadet ritüellerini düzenlediği dairesel bir evin kalıntılarını buldular. Evde az sayıda ritüel çanaklar ortaya çıkarıldı. Ayrıca evin dışında kurban töreninden önce koyun ve atların yerleştirildiği dairesel siperler buldular.
Dairesel evin dışında da tören sırasında yetkililerin üzerinde durduğu “gai” olarak bilinen iki platform bulundu.
İç Moğolistan Özerk Bölgesi Antik Arkeoloji Enstitüsü müdür yardımcısı Zhang Wenping, “Kuzey Wei Hanedanlığına (386-534) yapılan ibadetlerle ilgili birçok kayıt olmasına rağmen, bu kazıdan önce Kuzey Wei Hanedanlığına ait hiçbir ibadet bulunamamıştır” dedi. .
Zhang, ortaya çıkarılan kalıntıların tarihlemesine dayanarak, ilk sonuç olarak sitenin 430 ile 490 yılları arasında kullanıldığını söyledi.
Çin tarihinde, Kuzey Wei Hanedanlığı, kuzey göçebeleri tarafından kurulan Sarı Nehir havzasını birleştiren ilk feodal hanedandır.
(Kapak resmi: İç Moğolistan Özerk Bölgesi, Hohhot Şehri, Wuchuan İlçesindeki Kuzey Wei Hanedanlığı kazı alanı. / Xinhua)
https://news.cgtn.com/news/2020-10-29/Heaven-worship-site-discloses-nomadic-people-s-belief-1500-years-ago-UZf8R5BjwI/index.html sitesinden çeviri yapılmıştır.
Kuzey Wei Hanedanlığı
Kuzey Vey (386-534), Yuan Vey) ya da Türkçe kaynaklarda geçen diğer bir adıyla Tabgaç Devleti, Dey Vey ve Toba Vey olarak da bilinen; Siyenpilerin Toba boyunun önderi Tuoba Gui , tuò bá guī: imparator olarak Dao Vu Di tarafından Kuzey Çin’de kurulan Çin kültürünü benimsemiş Türk devleti.
Budizm dinini kabul ettikleri için asimilasyon sonucu özlüklerini kaybettikleri düşünülmektedir. Bu ibadethane ile bilinenin dışında bir inanç geçmişleri olduğu da söylenebilir.
Kaynak: Prof. Dr. Ahmet Taşağıl , “Kök Tengrinin Çocukları”, s.120