28 November 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Aztekler’in İspanyol Kolonistleri Yedikleri Yer Tecoaque Kasabasın da Yeni Bulgular Ortaya Çıkarıldı

Meksika Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü, Azteklerin Nahuatl dilinde “onları yedikleri yer” anlamına gelen Tecoaque kasabasında yıllarca süren kazı çalışmalarının bulgularını geçtiğimiz Pazartesi günü yayınladı.

Yeni araştırmalar, İspanyolların Aztek müttefiki bir kasabada en az bir düzine kadını ve çocuklarını katlettiğini ve burada yaşayanların aylar önce ele geçirdikleri İspanyol müfrezesini öldürdükleri ve yediklerini gösteriyor.

Zultepec olarak da bilinen Tecoaque sakinleri, 1520’de yaklaşık İspanyol 15 erkek, 50 kadın ve 10 çocuk, Afrikalı ve Yerel kökenli Kübalıları içeren 45 piyade ve Yerli gruplardan yaklaşık 350 kişiden oluşan bir konvoyu ele geçirdi. Aylar içinde bu ele geçirilen grupların hepsi çeşitli şekillerde öldürüldü.

Bunu duyan Hernán Cortes, Gonzalo de Sandoval’ın intikamını almak için 1521’in başlarında askerlerine kasabayı yok etme emri verdi.

Arkeolog Enrique Martínez Vargas, kazıların Tecoaque sakinlerinin bir misilleme saldırısının geldiğini bildiklerini ve İspanyolların kemiklerini  (bazıları kupa içine oyulmuştu) ve diğer kanıtların sığ kuyulara atıldığını söyledi.

Kasaba halkı ayrıca kasabanın ana caddesi boyunca bazı ilkel savunma duvarları inşa etmeye çalıştı, bunların hiçbiri De Sandoval ve intikam birliği geldiğinde işe yaramayacaktı.

Sultepec arkeolojik sit alanındaki Tecoaque.

Enstitüden yapılan açıklamada, “Kasabada kalan savaşçılardan bazıları kaçmayı başardılar, ancak kadınlar ve çocuklar kaldı, asıl kurbanlar onlardı. Bunu, beş ile altı yaşları arasındaki on çocuğun kemiklerini ‘koruyor’ gibi görünen bir düzine kadının iskeletlerinin bulunduğu ana cadde de gösterebildik. ”

Kazıların fotoğrafları, yetişkin dişilerin yanında çocukların kemiklerini de gösterirken, kadınların kafataslarının veya kol kemiklerinin bir kısmı çocuklara dönük şekilde bulundu.

Enstitü, “Mezarların yerleştirilmesi, bu insanların kaçtığını, katledildiğini ve aceleyle gömüldüğünü gösteriyor. Odaların içine sığınan kadın ve çocuklar, katlarda kesilmiş kemiklerin bulunmasından da anlaşılacağı üzere önce sakatlandılar sonra da öldürüldüler. Tapınaklar yakıldı ve heykellerin başları kesildi.

1519-21 İspanyol Fethi’ndeki en kötü yenilgilerden biri olan Tecoaque’da her iki tarafta da oldukça zalimdi.

Esir alınan İspanyol kadınların başları, erkeklerin yanına asılmıştı. Kemiklerin analizi, kadınların hamile olduklarını ve İspanyol öncesi uygulamalarda onları “savaşçı” olarak nitelendirmiş olabileceklerini ortaya çıkardı. Bir başka kurban sunusu, 3 veya 4 yaşında, parçalanmış bir çocuğun kalıntılarının yakınında ikiye bölünmüş bir kadının vücudunu içeriyordu.

“El Quinto Sol” veya Beşinci Güneş olarak bilinen bir efsaneye göre, bir İspanyol erkek, Aztek dönemi tanrılarının efsanevi kaderlerini kopyalamak için parçalandı ve yakıldı.

Konvoy, Cortes’in 1519’da gelişinden bir yıl sonra Küba’dan gönderilen insanlardan oluşuyordu ve Aztek başkentine erzak ve kolonistlerin mallarıyla gidiyorlardı.

Cortes, birliklerini şu anda Mexico City olan yerde bir ayaklanmadan kurtarmaya çalışırken konvoyu tek başına terk etmek zorunda kalmıştı.

Uzmanlar, ele geçirilen konvoyun mensuplarının, altı ay boyunca beslendikleri kapısız hücrelerde tutuklu olduğunu söyledi. Kasaba yavaş yavaş onları öldürdü ve görünüşe göre atları, kadınları ve erkekleri yedi. Ancak İspanyollar tarafından yemek için getirilen domuzlar, görünüşe göre, öldürüldüler fakat yenilmeden bırakılmış oldukları şüphesi taşıyorlar.

Buna karşılık, yakalanan Avrupalıların iskeletleri parçalandı ve etin kemiklerden çıkarıldığını gösteren kesi izleri vardı.

Cortes, 1521’de Aztek başkentini fethetmeye devam etti.

Meksika, bu yıl fethin 500. yıldönümünü özel bir araştırma turu ve bilimsel konferanslarla kutluyor.

Banner
Benzer Yazılar

Hristiyanlık Öncesi İskandinav Dinine Yeni Yorum

26 Şubat 2021

26 Şubat 2021

Hristiyanlıktan önceki İskandinav dini hakkında yapılan araştırmalar İskandinav dininde düşünülenden çok fazla çeşitlilik olduğunu gösterdi. Stockholm Üniversitesinin yaptığı 10 yıllık...

Gökçeseki kazıları Philadelphia Antik Kenti hakkında bilgilerimizi artıracak

14 Mayıs 2022

14 Mayıs 2022

Anadolu Roma ve Bizans tarihinin önemli taşlarından birisi olan Gökçeseki Örenyeri’nde (Philadelphia Antik Kenti) ara verilen kazılara geçen yıl tekrar...

Uzuncaburç Antik Kenti’nde 1400 yıllık iskelet ortaya çıkarıldı

2 Ocak 2022

2 Ocak 2022

Mersin’de bulunan Uzuncaburç (Diocaesarea) Antik Kenti’nde 1400 yıllık iskelet ve çevresinde kolye, kolye ucu, küpe, amulet (muska), boru biçimli bilezik ve...

Dünyanın En Büyük Piramidi Meksika’daki Bir Tepenin İçinde Gizlidir

2 Kasım 2022

2 Kasım 2022

Dünyanın en büyük ve en yüksek piramitleri inanılmaz tasarım, mühendislik ve inşaat yetenekleridir. Giza’nın Büyük Piramidi, piramitler hakkında konuşurken genellikle...

Afrika’da karşılaşılan en eski dinozor “Mbiresaurus raathi”

3 Eylül 2022

3 Eylül 2022

Afrika’da şimdiye kadar bilinen en eski dinozor iskeleti bulundu. Dinozora “Mbiresaurus raathi” adı verildi. Kafatasının bir kısmının eksik olduğu görülen...

Türkiye Coğrafyasında Yaşayan Eski Topluluklar İklim Değişikliğine Kolayca Adepte Oldular

2 Kasım 2020

2 Kasım 2020

İklim değişikliği toplumsal çöküşü tetikleyebilir ve popülasyonları hareket etmeye zorlayabilir, ancak her zaman değil! Yeni arkeolojik araştırmalar, antik Türkiye’deki popülasyonların,...

Herakleia Latmos Antik Kenti Turizme Açılıyor

13 Nisan 2021

13 Nisan 2021

Muğla’nın Milas ilçesi Kapıkırı köyü sınırları içerisinde kalan içinde 10 bin yıllık kalıntılar barındıran Herakleia Latmos antik kenti turizme açılıyor....

Delikkemer Su Yolu: Patara’ya Uzanırken Zamanın İçinden Geçen Bir Yolculuk

14 Mayıs 2025

14 Mayıs 2025

Antalya’nın Kaş ilçesinde, doğayla iç içe uzanan ve kökeni Helenistik döneme kadar dayanan Delikkemer Su Yolu, ziyaretçilerini binlerce yıl öncesine...

8 bin yıllık Tavşanlı Höyük fotoğraf sergisi ile tanıtılıyor

30 Temmuz 2022

30 Temmuz 2022

Kütahya’nın kalbi olarak bilinen 8 bin yıllık Tavşanlı Höyük, Tavşanlı Belediyesi’nin düzenlediği fotoğraf sergisi ile tanıtılıyor. Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde yer...

KIŠIB: 80 bin Mezopotamya mühründen dijital bir arşiv oluşturuluyor

20 Aralık 2024

20 Aralık 2024

Önümüzdeki 16 yıl boyunca, Berlin’deki Yakın Doğu Arkeolojisi Enstitüsü (Freie Universität Berlin) ve Ludwig-Maximilians-Universität München (LMU Münih) araştırma ekibi, eski...

Yeni araştırmalar, bugün yaşayan birçok hayvan türünün atalarının Çin’de bir deltada yaşamış olabileceğini öne sürüyor.

20 Nisan 2022

20 Nisan 2022

Yeni araştırmalar, bugün yaşayan birçok hayvan türünün atalarının Çin’de bir deltada yaşamış olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacılar, Çin’in dağlık Yunnan eyaletindeki...

İsrail’de bir evde Babil-Aramice yazılmış tılsımlı kaseler bulundu

8 Mart 2022

8 Mart 2022

İnsan, kendini, ailesini, evini, ekinlerini, eşyalarını kısacası kendine ait her şeyi görünen ya da görünmeyen her türlü kötü güçlerden korumak...

Oxford Üniversitesi araştırmacıları şimdiye kadarki en büyük insan soy ağacını oluşturdu

27 Şubat 2022

27 Şubat 2022

Oxford Üniversitesi araştırmacıları, günümüzden binlerce yıl önce Afrika’dan başlayan insan genetik çeşitliliğini izleyerek şimdiye kadar oluşturulan en büyük insan soy...

Arkeologlar, Atina’daki en eski Demir Çağı evini keşfettiler

26 Mayıs 2023

26 Mayıs 2023

Göttingen Üniversitesi’nden arkeologlar, Atina’nın güneyindeki Thorikos’ta Atina’daki en eski Demir Çağı evini keşfettiler. Keşif, erken Yunan tarihi için beklenmedik ve...

Roma Dönemi Mermer Üretiminde Günümüze Göre Daha Az İsraf Vardı!

17 Mayıs 2021

17 Mayıs 2021

Roma İmparatorluğu mimarisi denildiği zaman hepimizin aklına ilk önce beyaz mermer heykeller, sütunlar gelir. Nitekim o dönem çoğu bina tıpkı...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]