25 April 2024 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Antik Yunan Medeniyetinde Şifacı Kadınlar

Antik Yunan kaynaklarında kadınlar çeşitli ilaç hazırlama tekniklerinde uzmanlaşmış olsalar dahi genelde bilgilerini kötü yönde kullandıkları düşünülmüş ve yazılmıştır. İnsanlar, kadınların şifacı kimliklere ve bilgilere sahip olsalar bile bu bilginin negatif yönde kullanıldıklarını düşünmüşler.

Eski Yunan dünyasında bitki ve büyü bilgisi olan şifacı kadınlardan ilk olarak bahseden Homeros’un Odysseia’sında, πολυφαρμάκου (birçok ilacı bilen) sıfatıyla nitelendirilen Kirke, yaptığı büyü ile Odysseus’un arkadaşlarını domuza dönüştürmüştür (Homeros, Odysseia, X.276‒285).

Hikayeye göre, Odysseus’u Kirke’nin büyülerine karşı uyaran Hermes, ona olacakları anlattıktan sonra bu büyülerden korunmak için ‘molü’ denilen gizemli bir bitki verir.

“…Kirkenin bütün tuzaklarını büyülerini bir bir anlatayım sana: bir içki hazırlayacak, bir
ilaç koyacak içine, ama dinlemez büyü müyü benim sana vereceğim ot,…Argos’u öldüren
böyle konuştu ve kopardı otu topraktan, uzattı onu bana ve bir bir saydı özelliğini: çiçeği
sütbeyazdı, kökü kapkara, ona molü derlerdi tanrılar arasında… ” (Homeros, Odysseia,
X.289‒291)

Kirke burada bazı bitkisel karışımlarla savaşçıların aklını karıştırmıştır. Bu anlatımda bile Kirke’nin bitkileri ve özelliklerini çok iyi tanıyan biri olduğu kabul edilmektedir. Kirke’nin bitkiler hakkındaki derin bilgisi, Homeros tarafından negatif bir biçimde ele alınmıştır. Dolayısıyla φαρμακίς terimi de burada Kirke üzerinden bir ot ve bitki büyücüsü olarak anlamlandırılmıştır.


Ataerkil bir yaşam üzerine kurulu Yunan toplumundan tamda beklenildiği gibidir. Kadınlar tragedya ve komedilerde aşk iksirleri ve ilaçları hazırlamaktadırlar. Bütün bu karalamalara rağmen farmakoloji alanında bilgili oldukları bellidir.

Aynı şekilde Homeros, Augeias’ın kızı Agamede’nin yeryüzünün bütün tedavilerini bildiğinden bahsetmektedir (Homeros, Ilias, XI, 735‒745). Burada ki farka gelince Truva savaşında Helene atfedilen iyilik ve güzelliğin hem de şifa özelliklerinin Agamede’ye de atfedilmesidir. Yunanlı yazarların MÖ. 8 yüzyılın gerçek düşünce şeklini çok iyi bir şekilde yansıtan bu görüş eğer hikayede ki kadın bir erkeği alt edecekse Tanrısal güçlere haiz olmalıydı yoksa kötü kalpli bir kadın dan daha fazlası olamazdı.

Ataerkil bir toplum olmanın getirilerinden biride Tanrıçalara atfedilen görevlerde olmuştur. Eski Yunan dünyasında MÖ 1. binyıla gelindiğinde tanrıçalar, öfkeli, kinci ve sıklıkla zalim bir doğaya atfedilen tanrılardan oldukça güçsüz olarak tanımlanmıştır. İlk tanrıça mitlerinin çoğunluğu da daha güçlü bir tanrının akrabası şeklinde tanımlanarak yeni bir sistemde tekrar var edilmiştir.

MÖ 7. yüzyıldan önce Asklepios ailesinin şifacı kadın üyeleri seramiklerde, heykellerde ve fresklerde tıptaki uzmanlıklarını tek başlarına uygularken tasvir edilmişlerdir. Ancak daha sonra, babalarının yanında betimlenmenin dışında ender olarak gösterilmişlerdir. Böylece, şifacılık sanatındaki rolleri bir yardımcının pozisyonuna indirgenmiştir. Şifalı ot sepetleri taşırken, Asklepios’u bir hastaya tanıtırken ve onun yönlendirmesiyle sağaltım işlemleri yaparken tasvir edilmişlerdir. Bu durum kadın şifacılara olan saygının azalmasının doğal bir tezahürüdür.

Arkaik dönemlerde şifacı olarak yücelten ve takdir gören kadınların yerini sadece hekimlerin yanında yardımcı olan kadınlara indirgendiği toplumdaki rollerinin nasıl değiştiğini açıkça göstermektedir. Kadınlar artık şifacı değil sadece yardımcıdırlar.
Erkeğin doğuştan getirdiği erdemleri, sıradan bir kadın yerine Kutsal bir Tanrıça yada kutsal bir dişinin altında görmemiş onlara bu alanda yer açmışlardır. Ataerkil bir sistemde erkekler şifacılık gibi bir alanda kendilerine rakip olarak sıradan kadınlar yerine Tanrıçaları görmüş ve kaynaklarda onlara yer vermeye karar vermişlerdir.

Kaynak: Aydemir, Leyla. “Eski Yunan ve Roma Dünyasında Şifacı Tanrıçalar ve Şifacı Kadınlar Arasındaki İlişki” Anadolu Araştırmaları, 2019

 

Banner
Benzer Yazılar

Runik Yazıtlı Hz. İsa’nın Sözleri Olan Tahta Parçası Bulundu

30 Aralık 2021

30 Aralık 2021

Norveç’te arkeologlar Oslo’da Medieval Park’ta runik yazıtlı üzerinde Hz.İsa’nın sözleri olarak bilinen tahta parçası buldu. Buluntu yerinde ayrıca yine runik...

Kleopatra Güzel Bir Kadın mıydı?

11 Ocak 2021

11 Ocak 2021

Mö. 48 ‘de erkek kardeşi ile taht için savaş vermekteydi. Bir iç savaşın göbeğinde kendine müttefik arayan Kleopetra’nın destekçisi Roma...

Hvar Adası’nda Yeni Bir Geç Antik Nekropol Keşfedildi

11 Haziran 2021

11 Haziran 2021

Hırvatistan‘ın Hvar kasabasındaki aynı adla anılan Hvar Adası’nda bulunan Radoevi Sarayı’nın bahçesindeki koruma kazıları, iki ay süren yoğun arkeolojik çalışmaların...

İnterpol Tarafından Aranan Mozaik Yasadışı Satış İçin Çevrimiçi Yayınlandı

24 Kasım 2020

24 Kasım 2020

Varşova Üniversitesi’nden araştırmacılar, günümüz Suriye’sinde Apamea’dan çalınan bir mozaiğin, bir Roma hidrolik su çarkının en eski temsili olduğunu belirlediler.  Apamea MÖ....

Yunanistan’ın Akropolisi Çimentolama Kararına Tepkiler Büyüyor

3 Kasım 2020

3 Kasım 2020

Yunanistan kültür bakanlığı Akropolis’teki anıtların ziyaret koşullarını iyileştirmek adına Atina Parthenon’un üzerinde çalışma kararı aldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, Akropol’de sunulan...

Avrupa’nın En Eski Okunabilir El Yazması Derveni Papirüsü

25 Ağustos 2022

25 Ağustos 2022

Derveni Papirüsü, Makedonyalı II. Filip döneminde M.Ö. 340 ila 320 yılları arasında tarihlendirilen, Avrupa’nın en eski okunabilir el yazması eseri...

Gizemli Antik Yunan “Ejderha Evleri”

25 Temmuz 2021

25 Temmuz 2021

Yunanistan’da ejderhalarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen “drakospita” veya ejderha evleri adı verilen gizemli bir antik Yunan evleri bulunuyor. Antik Yunan...

Büyük İskender’in Kaybolan Mezarı Venedik’de mi?

16 Mart 2021

16 Mart 2021

Makedonyalı III. Aleksandros namı değer Büyük İskender’in kaybolan mezarının Venedik’de olabileceği teorisi konuşulmakta. Büyük İskender’in kaybolan mezarı Venedik’te olabileceğine dair...

Tarihin En Kötü İşkence Cihazı “Pirinç Boğa”

16 Ocak 2021

16 Ocak 2021

Agrigentum Tiranlığı günümüzde Sicilya’nın güneybatısında Sicilya Özerk bölgesinde bulunan Agrigento il sınırları içindedir. Phalaris (MÖ 570-549) Agrigentum kentinin bilinen en...

Caligula’nın çılgın partilerini düzenlediği yüzen sarayları

23 Nisan 2023

23 Nisan 2023

Roma tarihinin en kötü imparatorlarından biri olan Caligula (Gaius Julius Caesar Augustus Germanicus) MS 12 – MS 41 yılları arasında...

İsviçre’de Amatör Arkeolog 1.290 Antik Roma Sikke Buldu

16 Nisan 2022

16 Nisan 2022

Amatör arkeolog, İsviçre’nin Basel-County kantonundaki Liestal bölgesindeki Bubendorf belediyesi yakınlarında, MS 4. yüzyıla tarihlenen 1.290’dan fazla antik Roma sikkesinden oluşan...

Phalasarna Akropolü’nde Dor lehçesi ile Tanrıça Demeter’in adının yazıldığı vazo ve kil figürünler bulundu

14 Kasım 2022

14 Kasım 2022

Girit adasında yer alan antik Phalasarna Akropolü’nde Dor lehçesi ile Tanrıça Demeter adının yazıldığı vazo ve yüzlerce kil kadın figürün...

Uzuncaburç Antik Kenti’ne Özel Restorasyon

16 Şubat 2021

16 Şubat 2021

Helenistik dönemin önemli tapınak merkezlerinden ve iyi korunmuş şehirlerinden biri olan Uzuncaburç 2300 yıllık tarihini en iyi şekilde yansıtacak bir...

Obsidyen taşlarının analizi Minos Uygarlığı’nın yıkılış düşüncelerine farklı boyut kazandırıyor

25 Ağustos 2022

25 Ağustos 2022

Tunç Çağı döneminde Girit Adası’nda yüksek medeniyet kuran Minos Uygarlığı’nın yıkılıp Miken Uygarlığına evrilme süreci üzerine kurulan teorileri sarsacak yeni...

Araştırmacılar, ilk kez, 2.000 yıldan daha eski bir Roma parfümünün bileşimini tanımladılar

26 Mayıs 2023

26 Mayıs 2023

Cordoba Üniversitesi’ndeki bir araştırma ekibi, ilk kez, 2.000 yıldan daha eski bir Roma parfümünün bileşimini tanımladı. Her şey 2019 yılında...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]