4 December 2025 Gelecek Geçmişin Ürünüdür

Antik Çağ insanın beslenmesinde zengin fakir ayrımı dikkat çekiyor

Yerleşik hayata geçilmesi ile birlikte görülmeye başlayan yönetici, elit yapı, mülkiyet sahipliliği, kaynakların adaletsiz kazanımı ve dağılımından doğan varsıllığın yoksul kitleye hegomanyası Antik Çağ döneminde daha belirgin olmuştur.

Roma İmparatorluğu’nun siyasi ve ekonomik yapısını oluşturan yapı, toplum içinde keskin bir çizgi ile insanları ayırmıştır. Vatandaş Romalı, her zaman diğer alt kesime mensup bireye karşı avantajlı idi. Sadece alt kesim ile de kalmamakta bu keskinlik kendi içinde bile görülmekteydi. Varlıklı Romalı’nın beslenmesi bile bu keskinliği gösteren olgudur.

Pergamon Antik Kenti insanının beslenmesi varsıllarla yoksulları ayırt edilmesine yardımcı oluyor

UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Bergama Antik Kenti’nde devam eden kazılarda elde edilen iskeletler üzerinde yapılan araştırmalar, kent insanın sağlık koşullarını, hastalıkları ve beslenme alışkanlıklarını anlamada yardımcı oluyor.

Pergamon olarak da bilenen antik kent içinde yer alan 2 nekropolden çıkarılan iskeletler üzerinde çalışma yapan Münih Ludwig Maximilians Üniversitesi Tarih Öncesi Protohistorik ve Roma Arkeolojisi Uzmanı Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen’in uluslararası makaleleri de Antik Çağ’da yaşayanların beslenme alışkanları ve hastalıklarına ilişkin ipuçları veriyor.

Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen-min
Münih Ludwig Maximilians Üniversitesi Tarih Öncesi Protohistorik ve Roma Arkeolojisi Uzmanı Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen, antik çağ insanının beslenmesi üzerine araştırmalar yapıyor.

Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen, AA muhabirine, fosil ve kemik kalıntıları üzerinde çalışmalar yürüttüğünü, bu kapsamda da yaklaşık 11 yıldır Bergama’da bulunduğunu söyledi.

Bölgede bulunan 300 iskelet ve kemik kalıntısı üzerinde araştırmalar yaptıklarını anlatan Teegen, çalışmalarının Roma ile Bizans dönemini de kapsadığını aktardı.

İncelemelerinde öncelikle “cinsiyet” ve “yaş” üzerinde durduklarını belirten Teegen, “Bazı iskeletlerde cinsiyet belirlemek imkansız oluyor. Yaş belirlemesi çok daha mümkün. Tipik bir yaş dağılımı görüyoruz. Roma ve Helenistik zamanlar için de bu geçerli. İnsanların ağırlıklı olarak 20 ila 40 yaşları arasında öldüğünü tespit edebiliyoruz. Daha ileri yaşlarda ölüm oranları ise daha düşük. Özellikle kadınların ölüm yaşı hamilelik ve doğum gibi sebeplerle 40 yaş altında.” dedi.

Hastalıklar konusunda geniş bir yelpaze var

Sert darbe gibi sebepler dışında ölüm sebeplerine çok nadir rastladıklarını kaydeden Teegen, ateş veya ishal gibi belirtilerle ilerleyen bazı hastalıkların iskelette iz bırakmadığını dile getirdi.

Hastalıklar konusunda geniş bir yelpaze olduğunu belirten Teegen, şöyle konuştu:

“Çalışmalar sırasında en sık rastladığımız bugün de yaşanan tartar, apse, diş kayıpları gibi sorunlar. Bu hastalıklar çocukluk ve gençlik döneminde de önemli rol oynuyordu. Özellikle kafatası üzerinde de duruyoruz. Örneğin sinüsler. Bu da kısmen o dönemde ısınmak için kullanılan ocak ateşinden kaynaklanıyordu. Bu sağlık açısından çok olumlu olmayan bir durum. Kış aylarında yetmeyen ısıtma nedeniyle kireçlenme, eklem iltihapları da görülebiliyordu.”

Pergamon nekropolünde çıkarılan iskelet
Fotoğraf AA

Beslenme alışkanlıklarını araştırıyorlar

Prof. Dr. Wolf Rüdiger Teegen, dönemin beslenme alışkanlıkları konusunda da yine dişlerden faydalandıklarını ifade ederek, “Karbonhidrat zengini bir beslenme biçiminin yaygın olduğunu görüyoruz. Ekmek ve yulaf lapası gibi.” diye konuştu.

Laboratuvardaki karbon ve azot araştırmalarından da birçok insanın bitki bazlı beslendiğini anladıklarını aktaran Teegen, “Belirli bir yüzde düzenli olarak et yiyebiliyordu. Çok et yiyen kişi sayısı ise azdı. Çünkü et yemek sosyal duruma bağlı olarak değişiyordu. Eğer parası varsa et ya da balık yiyebiliyordu. Yapılan araştırmalardan sığır etinin domuz etinden ucuz olduğunu biliyoruz. Domuz eti Roma İmparatorluğu döneminde çok rağbet görüyor. En pahalı et ise o dönemde tavşan etiydi.” ifadelerini kullandı.

Banner
Benzer Yazılar

Rusya’nın Suzdal bölgesinde nadir bulunan bir hazine ortaya çıkarıldı

15 Ağustos 2021

15 Ağustos 2021

Rusya Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü Rusya’nın Suzdal bölgesinde nadir görülen bir hazine buldular. Suzdal Opolye’nin daha önce keşfedilmemiş alanlarından birinde...

Bulgaristan’da 1500 Yıllık Roma Yerleşimi Gün Yüzüne Çıktı

21 Mart 2025

21 Mart 2025

Bulgaristan’ın Pazarcık bölgesindeki Borimeçkovo köyü yakınlarında, doğalgaz boru hattı projesi öncesi yapılan arkeolojik kazılarda, Geç Roma dönemine ait ve yangınla...

Arkeologlar, Gloucestershire’daki bir kazıda yedi mezarda yedi çift Anglo-Sakson broş buldular

5 Nisan 2022

5 Nisan 2022

Arkeologlar, İngiltere’nin güneybatısındaki Gloucestershire’da yapılan bir kazıda ortaya çıkarılan yedi mezarın her birinde birer çift olmak üzere yedi çift Anglo-Sakson...

Hasankeyf kazılarında bulunan nadir tılsımlı şifa tası

3 Aralık 2023

3 Aralık 2023

Anadolu’da yer alan en eski neolitik dönem yerleşim alanlarından biri olan Hasankeyf Höyük’te devam eden kazılarda 800 yıllık şifa tası...

Ayanis Kalesi’nde ilk kez Urartulara ait çöplük alanı ortaya çıkarıldı

3 Eylül 2022

3 Eylül 2022

Van Tuşpa sınırlarında Urartu Krallığı’nın görkemli yapılarından biri olan Ayanis Kalesi’nde devam eden kazılarda ilk kez Urartulara ait çöplük alanı...

Ata Tohumları Üzerinde Tasarruf Türkiye’nindir!

17 Ağustos 2021

17 Ağustos 2021

Gıda ve su savaşlarının dünyanın geleceğinde görülme ihtimalinin her geçen gün yükseldiğine şahit olmaktayız. İnsanlık açlık ve susuzluk yoksunluğu tehdidi...

Teotihuacan Güneş Piramidi

8 Şubat 2021

8 Şubat 2021

Meksika’nın en ünlü piramidi kuşkusuz Teotihucan’daki Güneş Piramididir. Bu piramitler Mısır’da bulunan emsallerine göre biraz gölgede kalmış gibi görünseler de...

Arkeologlar, 4.300 yıllık bir Çin Piramidi’nde taşa oyulmuş bir kralın portresini ortaya çıkardılar.

11 Ağustos 2022

11 Ağustos 2022

Arkeologlar, Çin’in kuzeybatısındaki Shaanxi eyaletindeki Shenmu bölgesinde 4.300 yıllık Shimao Piramidi’nin eteklerinde taşa oyulmuş bir kralın portresini ortaya çıkardılar. Shimao...

Göğe, yıldızlara bakan tanrıça heykeli bulundu

1 Şubat 2022

1 Şubat 2022

İzmir’in Buca ilçesinde 8 bin 500 yıl öncesi yerleşim izlerine rastlanan Yeşilova Höyük’te “Göğe, yıldızlara bakan tanrıça heykeli” bulundu. Kültür...

Leuven’de Roma Dönemine Ait Ahşap Su Borusu Gün Yüzüne Çıkarıldı

8 Mayıs 2025

8 Mayıs 2025

Belçika’nın Leuven kentinde sürdürülen inşaat çalışmaları sırasında Roma dönemine ait ahşap bir su borusu ortaya çıkarıldı. Brusselsestraat bölgesinde, yeni bir...

Japonya’da şimdiye kadar bulunan en büyük ahşap haniwa keşfedildi

10 Aralık 2022

10 Aralık 2022

Haniwa, Japonya Kofun kültürü döneminde mezar ölü hediyesi olarak yapılan çoğunlukla kilden yapılan figürünlerdir. Haniwa figürünleri, Kofun dönemi yöneticileri ve...

Diyarbakır Surları’nın iki burcunun restorasyonu tamamlandı

19 Ocak 2023

19 Ocak 2023

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından “Surlar’da Diriliş” mottosuyla başlatılan çalışmalarda Dağkapı 1 ve 2 nolu burçların restorasyonu tamamlandı. UNESCO Dünya Kültür...

“Garnizon Kenti” olarak bilinen Blaundos’ta İmparator Hadrian’a ithaf edilen yazıt bulundu

27 Kasım 2024

27 Kasım 2024

Büyük İskender’in Anadolu seferi sırasında askerlerin yerleştiği için “Garnizon Kenti” adını alan Blaundos antik kentinde İmparator Hadrian’a adanmış bir yazıt...

Suudi Arabistan’ın “Cehennem Kapıları” ve Gizemli Yapıları

31 Mart 2024

31 Mart 2024

Suudi Arabistan’ın “Cehennem Kapıları” olarak adlandırılan gizemli neolitik yapıların bulunduğu bölgesinde, 9.000 yıl öncesine ait 400 civarında yapı bulunuyor. Geniş...

Levant’ta para birimi olarak kullanılan gümüşün en eski kanıtlarına ulaşıldı

9 Ocak 2023

9 Ocak 2023

Pazar günü, İsrailli arkeologlar, günümüz İsrail, Ürdün, Lübnan, Suriye ve Türkiye’nin bir kısmını içeren Levant bölgesinde gümüşün para olarak kullanıldığına...

Yorumlar
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

[mc4wp_form id=”621″]