Bukoleon Sarayı kazılarında dağınık vaziyette bulunan 7 iskeletin, Konstantinopolis’te Haçlıların gerçekleştirdiği katliamın kurbanları olabileceğine dair düşünce üzerinde duruluyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından son yıllarda geniş bir alanda başlatılan restorasyon ve kazı çalışmalarının bir kolunu oluşturan Bukoleon Sarayı restorasyonu devam ediyor.
Bukoleon Sarayı restorasyonu çalışmalarında dağınık bir vaziyette ele geçen 7 iskelet büyük bir muamma oluşturdu.
İskeletler hangi olayın kurbanları olabilir
Ele geçen iskeletlerin, bir deprem felaketinin mi? Siyasi bir cinayetin kurbanları mı? Ya da Haçlı ordusunun Konstantinopolis’te gerçekleştirdiği katliamın kurbanları mı? Bu sorulara yanıt aranıyor.
İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, twitter hesabından Bukoleon Sarayı kazılarında ele geçen iskeletlerin 1204 yılında Konstantinopolis ‘e saldıran ve burada büyük bir katliam yapan Haçlıların öldürdüğü insanlar olabileceği bilgisini verdi.
“Çok önemli bir konuyu dikkatinize sunmak istiyorum” diye başladığı tweet dizisinde Mahir Polat şu bilgileri aktardı.
“1204 yılında İstanbul’a saldıran Haçlı ordusunu, İstanbul’da muhtemelen Bukoleon Sarayı önünde gösteren 800 yıllık el yazması minyatürü görüyorsunuz.
Restorasyonda ortaya çıkardığımız toplu ceset buluntusu tarihsel olarak çok büyük bir önem taşıyor.
Eğer 4. Haçlı Seferi sırasında kuşatılmış sarayda bir çatışma ve sonrasında yaşanmış bir katliam ile ilgiliyse bu minyatür tam olarak bunun tarihsel kanıtlayıcısı.
Ortodoks doğu – Katolik batı arasındaki ayrışmanın en önemli tarihi vakıası bu olaydı. Bukoleon Sarayı restorasyonunda yüzyıllar sonra ortaya çıkardığımız bu toplu katliam alanı henüz kamuoyunun ve medyanın yeterince ilgi göstermemesine rağmen böylesine büyük bir tarihi vakıanın günümüze ulaşmış en büyük kalıntısı olabilir.
1453 fethinde Bizans saflarında yer alan Lukas Notaras’ın söylediği ünlü “Konstantinopolis’te Latin serpuşu görmektense Türk sarığı görmeyi yeğlerim” sözünün arka planı 200 yıl önceki bu katliamdır.
İstanbul tarihi için 4. Haçlı Seferi etkileri bakımından çok önemlidir.
İstanbul tarihi için bu çok önemli arkeolojik buluntu üzerinde çalışmalara devam edeceğiz.
Özellikle arkeometrik çalışmalar ve C14 incelemesi ile cesetlerin yaş tespitini yapacağız.
Bizim için çok değerli bu minyatür The Granger Collection’da bulunuyor.
Marmara Denizi tarafından saldırıya uğrayan ve geniş kemerli bir açıklığı ile Bukoleon Sarayı olduğunu düşündüğümüz bu bina minyatüründe askerlerin içinde bulunduğu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu nokta bizim kazıda cesetleri bulduğumuz bölüme denk geliyor.
Şimdi en önemli noktaya geleyim.
Bu cesetler resimde gördüğümüz askerlerin cesetleri olabilir.
İşte heyecan duymaya değer müthiş bir arkeolojik buluntunun hikayesi. İBB Miras Bukoleon Şartı restorasyonunda nefesimizi tuttuk.
Çalışmaya devam ediyoruz.”