Birçok Anadolu medeniyetinde olduğu gibi Urartularda ölümden sonra yaşama inanan bir toplumdu. Ölüm sonrası inancın ağır bastığı Urartu toplumunda değişik ölü gömme gelenekleri ile karşılaşılmaktadır. Urne mezarları bunlardan biridir.
Urartularda mezar tipleri
Dünya yaşamının ölümle son bulmayacağını düşünen Urartu soyluları kendilerine oda ya da ev şeklinde büyük gösterişli mezarlar yaptırırmışlardır.
Toplu ölü gömülerin görüldüğü yer altı oda mezar tipleri de Urartu topraklarında sıkça görülen mezar yapılarıdır. Yer altı oda mezarlarda da sınıfsal farklılık gözden kaçmamaktadır. Soylular ve zenginler için sert kaya üzerine yapılan mezarların (yer altı oyma) yanında halk için yapılan mezarlar ise yumuşak kayalar oyularak yapılmaktadır.
Urartu toplumunda görülen taş sanduka, küp mezarların yanında urne mezarları da dikkat çekmektedir.
Urne mezarların özellikleri
Urne mezarların, çoğunlukla tunç veya pişmiş topraktan yapıldığı görülmektedir. Kaya mezarları ya da oda mezarlarının duvarlarına açılan nişlere yerleştirildikleri gibi Roma’ da “columbarium” olarak adlandırılan yapıların içine de yerleştirilmektedir.
Ayrıca doğal kaya oyukları ve toprağa açılan oyuklara konularak üzerleri taş parçalarıyla kapatılmış örnekler de mevcuttur.
Bu gömme geleneğine ait örnekler Van Kalesi Höyük, Erivan, Iğdır ve Dilkaya’ da ele geçirilmiştir. Urnelerin Urartu’ lar için tipik rengi parlak kırmızıdır. ( Salvini, M. , Urartu Tarihi ve Kültürü, Çeviri: B, Aksoy, İstanbul, 2006.)
Çavuştepe’de bulunan 45 urne incelenerek Urartu ölü gömme adetleri aydınlatılacak
Van’ın Gürpınar ilçesindeki Çavuştepe Kalesi’nde yer alan nekropolde devam eden kazılarda 45 adet urne tipi mezar çıkarıldı. Urneler, Urartu toplumunun ölü gömme uygulamaları hakkında bilgilerimizin artmasına yardımcı olacaktır.
Kazı başkanlığını yapan an Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, AA muhabirine şu bilgileri verdi. “”Bu yıl kazıların en önemli ayağını urneler oluşturuyor. Urnelerin en önemli özelliği ise cesedin yakıldıktan sonra geri kalmış tüm kemik dokusu ve külleri ile bir çömleğin içine bırakılıp, mezarın yanına gömülmesi. Bu yıl ki kazılarla birlikte şu ana kadar 45 urne tespit etmiş olduk.”
“Bu urnelerin yüzeylerinde ruhun girip, çıktığına inanıldığı delikler bırakılmış. Şu an yaptığımız çalışmalarda resmen urne tarlası diyebileceğimiz bir olguyla karşı karşıyayız. Çıkan malzemeden bunların 2 bin 750 yıl önce, Urartu döneminde kullanıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Urneleri laboratuvar ortamında detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Buradan çıkacak sonuçlar bize önemli bilgiler sunacaktır.”