Arabistan’ın kuzeybatısında mustatil taş kalıntılarını inceleyen arkeologlar, bu taş kalıntıların 7.000 yıllık sığır kültü için kullanılan alanlar olabileceğini düşünüyorlar.
Mustatiller Dini Bir Alan Olabilir
Görünümleri değişiklik gösterse de, isimleri gibi genellikle dikdörtgen şeklindedirler ve genellikle iki duvarla birbirine bağlanan iki platformdan oluşurlar. Arkeolojik çalışmalar, bazı mustatillerin ortasında duran bir taş bulunan açık bir alanı çevreleyen taş duvarlardan yapılmış bir oda olduğunu göstermektedir.
Yeni araştırma, diğer araştırmacılar tarafından önerilen, mustatillerin ritüel amaçlı bir amacı olduğu teorisini güçlendiriyor ve ek olarak, sığır kültünün parçası olduklarına dair kanıt sağlıyor.
Suudi Arabistan Krallığı projesinin (AAKSA) Hava Arkeolojisi direktör yardımcısı Melissa Kennedy, “Kuzeybatı Arabistan’ın mustatilleri, Stonehenge’den 2.500 yıldan daha uzun bir süre önce dünyanın herhangi bir yerindeki ilk büyük ölçekli, anıtsal ritüel manzarasını temsil ediyor” dedi.
Araştırmacılardan oluşan bir ekip, Antiquity dergisinde 30 Nisan’da yayınlanan makalede şunları yazdı.
“Bu yapılar artık M. Ö. 6. Binyılın sonlarına uzanan ritüel enstalasyonlar olarak yorumlanabilir ve son kazılar Arap Yarımadası’ndaki sığır kültüne ilişkin en eski kanıtları ortaya çıkarır. Bu anıtların mimari olarak daha önce sanıldığından daha karmaşık odacıklar, girişler ve ortostatlar [dik taş levhalar] içermektedir.
Mustatilde Elde Edilen Veriler Sığır Kültünü İşaret Ediyor
Birçoklarının yağmalandığı mustatillerden biri 2019’da araştırma ekibi tarafından kazıldı. Kazılan mustatilden koyun, keçi ve ceylan kalıntılarının yanı sıra çok sayıda sığır kemikleri ve boynuzları içerdiğini buldular. Bu kalıntılar, büyük ve dik bir taşın yanında, taş duvarlarla inşa edilmiş bir odanın merkezinde bulunması araştırmacıları, bunların bir sığır kültüyle ilişkili ritüel faaliyetlere katılan insanlardan kalan parçalar olduğu yönünde kanıya sevk etmiştir.
Bu kült, sığırlarla ilişkili tanrılara veya doğaüstü güçlere adanmış olabilir.
Yine de; yazının o zamanlar icat edilmediği göz önüne alındığında, araştırmacılar bu tür sığır kült takipçilerinin inançlarından tam olarak emin değiller.
Makalede mustatil yapısı hakkında şu bilgilere yer verildi. İnsanlar bir geçit töreniyle odaya girmiş olabilirler. Bu mustatillerin mimarisi, kullanımlarının bir sıra içerdiğini öne sürüyor. Dar girişleri, yapılara tek bir dosyada erişildiğini gösteriyor.
Arkeologlar ayrıca bölgede ve aynı dönemden mustatillerin bir sığır kültünün parçası olarak kullanıldığı fikrini destekleyen kaya sanatı buldular. Ekip, rock sanatının “hem sığır gütme hem de avlanma sahnelerini” gösterdiğini yazdı.
Araştırmacılar, yapıların peyzajda o kadar büyük ve belirgindir ki, bir ritüel işlevin muhtemel göründüğünü söyledi. Ek olarak, uzun duvarların 1,6 fitten (0,5 metreden) yüksek olmadığını, yani yapıların hayvan barınağı olarak işlev göremeyeceğini söylediler.
Mustatiller Arabistan’ın Geç Neolitik Tarihini Anlamaya Yardımcı Oluyor
Mustatiller içindeki sığır kemikleri ve boynuzlarının keşfi, bölgedeki çevrenin yaklaşık 7.000 yıl önce bugün olduğundan daha ıslak olduğuna dair kanıtlara katkıda bulunuyor.
Kennedy, Live Science’a bir e-postada “Bu dönemde kesinlikle çok daha nemliydi, bunu Arap Yarımadası’nın dört bir yanından toplanan paleoklimatolojik verilerden biliyoruz. Sığırların hayatta kalmak için çok fazla suya ihtiyacı var, bu yüzden mustatilde bu şaşırtıcı derecede iyi korunmuş sığır boynuzlarını bularak, Arap Yarımadası’nın bu bölümünde Geç Neolitik’in nasıl olduğunu daha iyi anlamaya başlıyoruz”
Mustatiller Hala Gizemlerini Koruyor
Mustatiller hakkında çözülmeyi bekleyen daha birçok gizem var. Örneğin, volkanların yamaçlarına neden birkaç mustatil inşa edildi?
Projenin yöneticisi Hugh Thomas, “Neden yanardağlar üzerine inşa edildiklerinden tam olarak emin değiliz” dedi. Thomas, “Belki de, bu yapılardan bazılarını yanardağlar gibi belirgin peyzaj özelliklerine yerleştirerek, peyzaj işaretleri veya belirli gruplar için otlak otlak alanlarını belirten bölgesel işaretler olarak kullanılmış olabilirler” dedi.
Thomas, “Gerçekten ilginç olan şey, bazı mustatil yapıların oldukça görünür olması, diğerlerinin ise neredeyse gizlenmiş olmasıdır. Yerleşimde neredeyse hiç tutarlılık yok gibi görünüyor, ki bu oldukça sıra dışı.”
Thomas, ekibin gelecekte daha fazla kazı yapmayı ve yapıları Coğrafi Bilgi Sistemlerini (GIS) kullanarak incelemeyi planladığını söyledi.
Orijinal olarak Live Science‘ta okuyabilirsiniz.